Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/420 E. 2023/45 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/420 Esas
KARAR NO :2023/45 Karar

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:18/09/2014
KARAR TARİHİ:25/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Müvekkillerinin öteden beri davalı ile sarf malzemelerin teminine yönelik alışveriş nedeniyle cari hesap ilişkisinde bulunduklarını, davacılardan … Elk.Ltd.Şti. tarafından davalı emrine keşide edilen 13/12/2011 tarihli 850.000,00-TL bedelli çekin davalıya makbuz mukabilinde teslim edildiğini, ticari defterlerine işlendiğini, çek lehtarı ve hamili durumuna geçen davalının bu çeki diğer davacı … Müh. Ltd.Şti. olan borcu nedeniyle teslim ettiğini, davalının daha sonra ticari kredi kullanmak üzere müşteri çeki ihtiyacı olduğundan bahisle müvekkili … Mühendislikten talepte bulunduğunu, müvekkilinin ise o anda elinde başka çek bulunmadığından dava konusu çekin miktarı aynı kalmak kaydıyla tarihini değiştirmek suretiyle davalıya teslim ettiğini, müvekkilinin davalının bu çeki kredi teminatı olarak kullandığını ve kredi çözüldüğünde iade edileceği beklenirken davalı tarafından çekin bankaya ibraz edilerek arkasının yazdırıldığını ve ayrıca ihtiyati haciz kararı aldırılarak icra takibine geçildiğini, davalının icra takibi yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğunu, …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile davalı tarafından müvekkilleri aleyhine yapılan icra takibinde davacıların borçlu bulunmadıklarının tespiti ile takibin ve takibe konu 85.000,00-TL miktarlı çekin iptaline, davalının %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi, icra dosyasındaki alacağın 3. şahıslara temlik edilmemesi hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
* Davacı şirketlerin ortak ve yetkilileri aynı olan ve birlikte hareket eden kardeş şirketler olduğunu, dava konusu çeki … Ltd.Şti. adına keşide ve imzalayan daha sonra ödeme günü gelmeden önce tarihini değiştirip paraf ettikten sonra arkasını … Müh. Ltd. Şti. adına ciro eden …’ ın, her iki davacınında çek keşide ve ciro etmeye yetkili kişisi olduğunu, çek tarihinde tahrifat olmadığını, dava dilekçesinde çekin 13/12/2011 tarihinde keşide edilerek makbuz karşılığı müvekkili şirkete verildiğini, … Ltd.Şti.nin daha vadesi gelmeden çeki ödeyemeyeceğini ve vadeyi uzatmak istediğini bildirdiği, müvekkilinin de … Ltd. Şti.’nin de çeki borçlu sıfatıyla ciro etmesi kaydıyla bu durumu kabul ettiğini, çekin borçluya iade edilerek keşide tarihinin değiştirilmesi ve … Ltd.Şti.nin de çeki ciro ederek borçlu olmasının sağlandığını, çekin keşide tarihinin davalılar yetkilisi … tarafından 30/05/2012 şeklinde düzenlendiğini, düzeltme yeri paraflanıp tekrar müvekkiline verildiğini, … Ltd.Şti. cirosunu lehtar olan davalının cirosunun altına attığından borçlu olarak yaptığı ciro nedeniyle şeklen alacaklı görünmekte olduğunu, müvekkilinin çeki keşide tarihi değiştirilip paraflanmış olarak davacılardan aldığını, çekin makbuzla teslim alınmış olduğunu, alınan çekin tarafların defter ve kayıtlarına işlenmiş olduğunu ve gününde muhatap bankaya ibraz edilen çekin karşılıksız çıktığını, davacıların borçlarına karşılık çeki müvekkiline verdiğini ve çeki ödemediklerinin açık olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
YARGITAY BOZMA İLAMI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizin, 12/12/2016 tarih ve 2016/750 Esas-2016/952 Karar sayılı kararının, Yargıtay 19. H.D.’nin, 17/01/2018 tarih ve 2017/2225 Esas-2018/67 Karar sayılı bozma kararından önce yapılan yargılaması sonucu;
“…Mahkememizce verilen 2014/439 ve 2015/87 Karar sayılı karar davalı yanca temyiz edilmesi üzerine kararı inceleyen Yargıtay 19.Hukuk Dairesi tarafından kararımız bozulmuş ve Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 25/03/2016 tarih ve 2015/12376 Esas ve 2016/5467 Karar sayılı bozma ilamı usul ve yasaya uygun bulunmakla; uyulmasına karar verilmiştir.
Uyulmasına karar verilen Bozma ilamında; İcra hukuk mahkemesinin kararının kesin hüküm teşkil etmeyeceği nedenle, İİK 72. Maddeye göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmakla davanın esası hakkında karar vermek gerekmiştir.
Bu açıdan yapılan değerlendirmede; tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede alınan rapor ve ek raporlara göre tarafların ticari defter ve belgeleri kendi anlatım ve iddialarını doğrulamakla birlikte, birbirleri ile uyumlu değildir. Davacı kendi defterlrine göre davalıdan çek bedeli kadar alacaklı olup, davalı da kendi defterlerine göre çek bedeli kadar alacaklıdır. Davalı yanın düzenlediği finansman gider faturasının davacı kayıtlarında bulunmaması nedeni ile bu farkın oluştuğu da görülmektedir.
Davacı dava gerekçesi olarak ” çekin hatıra binaen davalı yana verildiğini, kredi kullandırılması için destek amaçlı düzenlendiğini ancak davalının anlaşmaya aykırı olarak çeki iade etmeyerek işleme koyduğunu ” iddia etmektedir.
Çek bir ödeme aracı ve kambiyo evrakı olarak kayıtsız şartsız bir borç ikrarı anlamını taşır. Kambiyo senedine bağlı hakkın ortadan kalktığı veya oluşmadığı yönündeki tüm iddialar yazı delille kanıtlanmalıdır.
Gerek imzası inkar edilmeyen ve ciro silsilesi olarak da davacı anlatımları ile desteklenmeyen çeke gerekse tarafların birbiri ile örtüşmeyen ancak kambiyo evrakını hükümsüz kılacak bir kayıt sunulayan ticari defterlere göre davacının davası sabit görülmeyerek reddine karar vermek gerekmiştir.
Verilen ihtiyati tedbir kararı ile davalı yan alacağına zamanında kavuşamamış olmakla takip ve dava tarihi dikkate alınarak % 40 icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki hükme varılmıştır
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kanıtlamayan davanın REDDİNE,
2-%40 uyarınca hesaplanan 36.161,60 TL icra inkar tazminatının davacılardan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
3-Mahkememizce verilen İhtiyati Tedbir kararının KALDIRILMASINA…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce verilen hükme karşı davacılar vekili tarafından temyiz yoluna gidilmiştir.
BOZMA İLAMI :
Mahkememizce verilen, 12/12/2016 tarih ve 2016/750 Esas-2016/952 Karar sayılı kararının, Yargıtay 19. H.D.’nin, 17/01/2018 tarih ve 2017/2225 Esas-2018/67 Karar sayılı bozma ilamı ile; “…Mahkemece, davanın konusu kalmadığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 25/03/2016 gün 2015/12376-2016/5467 sayılı ilamı ile “İcra hukuk mahkemesinin istihkak ve ihalenin feshi dışındaki kararları maddi hukuk açısından kesin hüküm teşkil etmez, bu kararlar takip hukuku yönünden kesindir ve tarafları bağlar. İşbu dava ise, niteliği itibariyle İİK’nun 72. maddesine göre açılmış bir menfi tespit davası olup, çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemini içermektedir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek tarafların tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece yanılgılı gerekçelerle davanın konusu kalmadığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda kambiyo senedine bağlı hakkın ortadan kalktığı yönündeki tüm iddiaların yazılı delille kanıtlanması gerektiği gerek imzası inkar edilmeyen ve ciro silsilesi olarak da davacı anlatımları ile desteklenmeyen çeke gerekse tarafların birbiri ile örtüşmeyen ancak kambiyo evrakını hükümsüz kılacak bir kayıt sunulamayan ticari defterlere göre davacının davası sabit görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemiz bozma ilamında “mahkemece işin esasına girilerek tarafların tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği” belirtilmiş olup mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozmada belirtilen hususlarda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Mahkemece bozma ilamında belirtildiği üzere işin esasına girilerek tarafların tüm delilleri toplanıp hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…” gerekçesiyle bozulmuş, dosya yeniden yargılama yapılmak ve karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiş, mahkememizce, bozma sonrası tensip tutanağı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saatiyle birlikte taraflara tebliğ edilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce yapılan 05/11/2018 tarihli celsede, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 19. H.D.’nin, 17/01/2018 tarih ve 2017/2225 Esas-2018/67 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına ve aynı celsenin 1 nolu ara kararı ile de; “Celse arası seçilecek bilirkişi marifetiyle bozma ilamının gerekçesi de nazara alınarak yeniden inceleme yapılmasına, inceleme ara kararının yanlara tebliğine” karar verilmiş, celse arasında 13/11/2018 tarihli ara kararın 1 nolu bendi ile; “Dava konusu olayla ilgili olarak önceki inceleme ara karar doğrultusunda ve her iki bozma ilamındaki bozma gerekçelerini karşılar şekilde, konusunda uzman bilirkişi … marifetiyle dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına” karar verilmiş, dosya bilirkişiye tevdi edilmek suretiyle rapor alınmıştır.
Bilirkişi SMM … tarafından tanzim edilerek mahkememize sunulan 09/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı şirket tarafından davalı şirket emrine keşide edilmiş olan 85.000,00-TL tutarlı çekin, davacılar ve davalı şirket kayıtlarında yer aldığı, Davalının 85.000,00-TL tutarlı çekin tahsili amacıyla davacılar aleyhinde icra takibi başlattığı ve davacıların itirazı üzerine bu takibin iptaline ilişkin İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesinin davacıların davasını kabul ettiği, davalının yerel mahkemeye kararına karşı yaptığı itiraz reddedilerek, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 85.000,00-TL. tutarlı çekle ilgili yerel mahkeme kararını onadığı, Yargıtay ilamında, Davacılardan … Ltd.Şti. aleyhine yapılan takibin durdurulmasına, diğer davacı … Ltd. Şti. aleyhindeki takibin iptali ilişkin karara hükmedildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin Yerel mahkemenin davacıların ikame ettiği menfi tespit davasının reddine ilişkin kararlarını işin esasına girilmediğinden bozduğu, Davacılar ile davalı şirket arasından 2011 yılından itibaren ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacılardan ….. Ltd. Şti. ile davalı arasındaki borç/alacak cari hesap bakiyelerinin örtüştüğü, davacı … Ltd. Şti. 12.06.2012 itibariyle davalı şirketten 84.959,17 TL kadar alacaklı durumda iken davalı tarafından adına 12.06.2012 tarihli 84.960.-TL tutarlı faturanın düzenlendiği, ancak söz konusu faturanın davacı kabul edilmeyerek yasal süresinde davalıya iade edildiği, davacı, 85.000,00-TL tutarındaki çeki davalıya teslim ettiği 02.11.2011 tarihinde davalı alacağından mahsup ettiği, söz konusu çek bedeli (davalı tarafından tahsil edilmediğinden) davacının 84.960,00-TL tutarlı alacağından mahsup edildiğinde, davacının davalıya davaya tarihi itibariyle 40.-TL borçlu olacağı, Davacı … Müh. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasından 2011 ve 2012 yılı cari hesaplarının 11.06.2012 tarihine kadar örtüştüğü ve davalının davacıya 85.000,00-TL. kadar borçlu olduğunu kabul ettiği, ancak davalının 12.06.2012 tarih ve 128514 sayılı 85.000,00-TL finansman gideri açıklamalı fatura ile davacıya borçlandırarak davacı ile olan borç/alacak hesabını sıfırladığı görüldüğü, davacı davalı tarafından davacılar adına 12.06.2012 taraihinde düzenlemiş olan iki Finasman Gideri açıklamalı faturanın davacıların cari hesaplarından yer almadığı, söz konusu faturaların mal teslimi veya sözleşmeye dayalı bir hizmet ifası taşımadığı, davacılara tarafından yasal defterlerine kayıt edilmemiş ve kabul edilmemiş fatura içeriği bedelin hak edildiğine ve/veya davacıların fatura içeriği bedel nedeniyle borçlu olduklarından dolayı fatura düzenlediğinin davalı tarafından dosya içeriğinde göre ispatlanamadığından, diğer bir ifadeyle fatura düzenlenmiş olmasının yasal dayanağının ibraz edilmemiş olması dikkate alındığında, davacılardan … Ltd.Şti.nin davalıya 40.-TL borçlu olduğu, diğer davacının ise davalıya borçlu olmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce verilen 28/12/2020 tarihli ara karar gereğince; daha önce raporu düzenleyen bilirkişinin yanına Öğretim Üyesi … da eklenmek suretiyle tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, Yargıtay bozma ilamı ve davalı yanın kök rapora olan itirazları da irdelenerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler SMM … ve Öğretim Üyesi … tarafından tanzim edilerek mahkememize sunulan 06/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle de; “Huzurdaki davaya konu çekin …Merkez Şubesine ait olan … nolu, 85.000 TL tutarlı keşide yeri İstanbul, tarihi 13.12.2011 keşidecisinin davacı … Elektro…Ltd. Şti. lehdarının ise davalı … Elekt. Ltd. Şti. Olduğu, davacı … Sistemleri Taahhüt … Ltd. Şti’nin sicil kayıtlarına göre davacı şirketin 18.01.2011 tarihinde 6762 sayılı TTK hükümlerine göre iki ortaklı kurulmuş olduğu, ortaklardan …’nin 20 yıl boyunca müdür sıfatı ile şirketi temsile yetkili kılındığı, davacı şirket yetkilisi 6762 sayılı kanun hükümlerine göre müdür sıfatında ortak … ait olduğu, … tüzel kişi olan şirketin organ sıfatıyla kanuni temsilcisi olduğu, … 14.11.2011 tarihinde dava dışı …’ı noterden vekaletname ile yetkilendirdiğinin ifade edildiği, … 14. Noterliği … nolu Mayıs 2011 Tarihli vekaletname içeriğine bakıldığında dava dışı …’ı, “…Ayrıca firmamız adına çek keşide etmeye, düzenlemeye, bankalara gelmiş ve gelecek olan havaleleri almaya, makbuzları imzaya, ibralar vermeye, bilumum çek, poliçe, emre muharrer senetlerle ilgili bankaya tahsil ve…” yetkilendirdiği, dosyada çeki keşide eden çek borçlusu şirket …….Ltd. Şti. nin yasal temsilcisi tarafından noterden çek keşide edilmesine ilişkin yetki verildiğinin sabit olduğu, bu durumda davacı … … Ltd. Şti. nin çekin yetkisiz kişi tarafından imzalanmıştır demesinin hakkın kötüye kullanılması anlamına geleceğinden …’ın açıkça çek düzenleme yetkisi verildiğinin/bulunduğunun kabulü gerektiği, davalı ….. Ltd. Şti.nin de üç ortaklı olduğu, davalı … şirketinin ortağı| … … Ltd. Şti.’nin vekaletname ile imza yetkisi verildiği ifade edilen … ve Gökhan Çiftçinin şirketi temsil yetkilerinin bulunduğu, tüm dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere çekin üzerinde bulunan paraf imzanın sahte olduğu itirazı takip borçlusu tarafından yapılmadığından paraf imzanın …’a ait olduğunun kabulü gerektiğinden yapılan düzeltmenin geçerli olacağı, davalının davacı …… Ltd. Şti’ye müracaat borçlusu olarak başvurusu mümkün olmadığı çünkü geriye ciro ile çeki edinen davalı, çeki devretmeden önceki kurumuna döner ve bu durumda kimlere başvurma hakkı varsa ancak onlara karşı takip yapma imkanına kavuştuğundan davacı ……. Ltd. Şti.’nin borçlu sıfatının bulunmadığı, somut dosya kapsamında davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunduğundan davanın şartlarının oluştuğunun kabulü gerektiği, …’a verilen açıkça çek keşide edilmesine ilişkin vekaletnamenin geçersiz sayılamayacağı ve ayrıca davaya konu çek dışındaki çeklerde de bu şahsin imzasının bulunması sebebiyle davacı …… şirketin düzenlediği çekin hükümsüz olamayacağı, huzurdaki davaya konu uyuşmazlık konusu alacak hakkı taraflar arasındaki temel ilişkiye dayanan kişisel def’i olduğundan menfi tespit hükümlerine göre davaya konu çekteki alacak hakkının geçerliliğinin kişisel def’i başlığı altında incelenmesi gerektiği, somut dosya kapsamında uyuşmazlık konusunun taraflar arasındaki temel ilişkide davacı … … Ltd. Şti. davaya konu çekin hatır senedi/çeki olarak verildiğini ve gerçekte temel ilişkide davalının bir alacak hakkı bulunmadığını iddia ettiği, tarafların ticari kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda davalı tarafından düzenlenen 12.06.2012 tarih ve 128513 sayılı 84.960,00-TL finansman gideri açıklamalı faturanın davacının ticari kayıtlarında bulunmadığı ve belgelerden fatura iade edildiğinden bu durumun fatura tutarının tamamına yapılan itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği, Ticari kayıtlara göre davacı … … Ltd. Şti.’nin dava tarihi itibariyle 40.-TL borçlu olduğu, Ticari kayıtlara göre davacı …… Ltd. Şti.’nin 12.06.2012 tarih ve 128513 sayılı fatura ile davalı ile olan borç alacak durumunu sıfırladığı, davacı … … Ltd. Şti. nin iddiası davaya konu 85.000 TL tutarlı çekin hatır çeki olduğunu ve davalıya destek amaçlı düzenlendiğini ancak davalının anlaşmaya aykırı olarak çeki iade etmeyerek takibe koyduğunu, Davacı … … Ltd. Şti.’nin davaya konu çekin keşide edilmesine sebep olan asıl borç ilişkisini ve bu ilişkideki bir nedenle kambiyo senedinin bedelsiz hale geldiğini usul hukuku açısından yazılı delil ile ispat etmekle yükümlü bulunduğunu, kambiyo senedi hatır senedi niteliği halinde ise, borçlu senedin hatır senedi olma niteliğini, yani düzenleyen ile lehdar arasında senet düzenlenirken, bu senedin düzenlenmesinde bir alt ilişki olmadığını, senedin düzenlenmesinde illiyet bağının bulunmadığını ve hamilin bunu bilerek senedi devraldığını ispatlaması gerektiğinden huzurdaki davaya konu çekin hatır çeki olduğunu iddia eden davacı ……Ltd. Şti.’nin davaya konu alacağını yazılı delil ile ispat etme yükümlülüğü bulunduğunu, davacı tarafından keşide edilen ve davacı … tarafından iade edilen ve ticari defter kayıtlarında görülmeyen bu faturaya ilişkin hizmetin ifa edildiğini de davalının ispat etmesi gerektiğini, somut dosyada taraflar arasında cari hesap kayıtlarından da görüleceği üzere çek kayıtları üzerinden süregelen bir ticari ilişki söz konusu olduğunu, davacılar tarafından davalı tarafa herhangi bir mal teslimi vb. işlemleri konu alan ve bu işlemlere dayalı olarak çek keşide edilmesine sebep olan temel ilişki söz konusu olmadığından davaya konu alacak hakkının, maddi hukuk anlamında bulunmadığı ve davacı … … Ltd.Şti’nin borçlu olmadığının kabulü gerektiği” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi heyeti raporuna yönelik beyan ve itirazları kapsamında mahkememizin 31/01/2022 tarihli celsesinde verilen ara karar ile; tarafların kök rapora olan beyan ve itirazlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi bakımından bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından da iş bu kerre 12/12/2022 tarihli ek rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, ek raporun incelenmesine özetle de; “Davalı şirketin faaliyet konusu içinde finansman hizmeti yer almadığı, davalının konuya ilişkin yasal mevzuat gereği de finansman hizmeti verme yetkisinin bulunmadığı gibi mevcut sicil kayıtlarına göre de vermesinin mümkün olamayacağı, davaya konu faturanın düzenlendiği, 12.06.2012 tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı ticaret kanunu hükümlerinde şirketlerin ehliyetleri söz konusu olduğundan Ultra-Vires prensibinin geçerli olduğu, davalı … … Ltd. Şti. tarafından 12.06.2012 tarihinde 128513 no ile düzenlenen fatura şirketin ehliyetinin dışında bir konuda düzenlendiği için yok hükmünde olduğu, Yargıtayın bozma gerekçesi de dikkate alındığında uyuşmazlığın esastan incelenmesi ve maddi gerçeğin ortaya çıkması da ele alındığında çekin keşide edilmesine sebep olan fatura yok hükmünde olduğundan asıl ilişkinin geçersiz olduğu, davalı … … Ltd. Şti.’nin çeke dayalı gerçek bir alacak hakkının bulunmadığı, kambiyo senetlerine özgü menfi tespit davalarında özellikle davanın dayandığı maddi vakıalar
ile bunların meydana getirdiği emareler bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının borçlu olmadığı
yönündeki iddiaları, sadece senede karşı senetle ispat yükünün yerine getirilmediği gerekçesiyle
davanın reddedilmesi maddi gerçeğin tamamen hiçe sayılması anlamına geleceği, “Hayatın olağan akışı” kavramından kaynaklanan fiili karinelere göre ispat yükünün davacıdan
davalıya geçebileceğinin kabulü gerektiği, vadesi 13.12.2011 iken, 30.05.2012 olarak düzeltilmiş olan çekin bankaya ibraz edildiği ve çek
karşılığının olmadığına ilişkin 08.06.2012 tarihinde banka tarafından çeke şerhi düşüldüğü,
davalının 08.06.2012 tarihi itibariyle defter kayıtlarına göre davacı … Ltd.Şti. ne borcunun
4.804,20 TL. olduğu, yine davalının defter kaydına göre 12.06.2012 tarihinde davalının davacıdan
80.155,00-TL çek tahsil etmesi üzerine davacıya olan borcunun 84.959,20-TL’ye baliğ olduğu, davalı şirketin 08.06.2012 tarihi itibariyle karşılığı bulunmayan çeki, 84.959,20-TL’lik cari hesap
borcuna karşılık iade ederek davacıya olan borcunu sıfırlaması gerekirken (85.000-84.959,20=0,80
Krş), çeki elinde tuttuğu, davalının 12.06.2012 tarihinde 80.155,00-TL. tutarında bir çeki davacıdan
teslim aldığı ve daha sonra da davacı adına 84.960,00-TL. tutarında Finansman Gideri faturası
düzenleyerek davacıya olan cari hesap borcundan mahsup ederek borcunu sıfırladığı ve 80.155,00-TL.
tutarında çeki davacıdan aldıktan sonra iade etmesi gereken çeki 2 gün sonra takibe konu ettiği, neticede de, işbu ek raporda davacıların 85.000,00-TL tutarlı çekten dolayı davalıya borçlu olmadığı
sonucuna varıldığı, tespit edilen bu hususların teknik olarak ne şekilde değerlendirilebileceği hakkında hem kök raporda
hem de ek raporumuzda açıklama yapıldığı, bu konularda hukuki değerlendirme ve takdirin tamamen
yüce Mahkemeye ait bulunduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Yargıtay bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarının incelenmesinde; raporlardaki hukuki yorum ve nitelendirmeler mahkememize ait olmak üzere, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, gerekçeli ve Yüce mahkemenin bozma ilamını da kapsar şekilde olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, Yüce mahkemenin bozma ilamı, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan davanın, İİK’nun 72’nci maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, mahkememizce verilen, 12/12/2016 tarih ve 2016/750 Esas-2016/952 Karar sayılı ilk kararın, Yargıtay 19. H.D.’nin, 17/01/2018 tarih ve 2017/2225 Esas-2018/67 Karar sayılı bozma ilamı ile az yukarıda yazılı gerekçelerle bozulduğu, bozma ilamı kapsamında bilirkişiden raporlar alındığı, alınan raporlar sonucu yine az yukarıda ayrıntıları yazılı hususların tespit edildiği, alınan kök ve ek raporların incelenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı, gerekçeli ve birbirini tamamlayıcı olduğu ve ayrıca ulaşılan sonucun dosya kapsamına uygun ve yüce mahkemenin bozma ilamındaki hususları da karşılar nitelikte olduğunun anlaşıldığı ve hükme esas alınmasına karar verildiği, bu bağlamda yapılan değerlendirmede de;
Davacılardan … Mühendislik Taahhüt San. Ve Tic. Ltd. Şti. Yönünden yapılan değerlendirmede; dava konusu icra takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafça davalılar hakkında, kambiyo senetlerine mahsus yol ile başlatılan takipte 20/06/2014 keşide tarihli 85.000,00 TL bedelli 1 adet çek nedeniyle asıl alacak ve ferileri ile birlikte 90.404,03-TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, takip ve dava konusu çek incelendiğinde ise; …Merkez Şubesi muhataplı, keşide yeri İstanbul, … çek nolu, keşidecisinin … Sistemleri Taah. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti., lehtar- Cirantasının … Elektrik San. Ve Tic. Ltd. Şti. Olduğu, … Elektrik Ltd. Şti.’nin cirosundan sonra … Mühendislik Taahhüt San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin cirosunun olduğu ve tekrar … Elektrik San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin cirosu ile bankaya ibraz edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; dava ve takip konusu çekin davacılardan … Sistemleri Taah. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. (keşideci) tarafından davalı emrine düzenlendiği ve davalı tarafından da diğer davacı … Mühendislik Taahhüt San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye ciro edildiği, davacı … Mühendislik Taahhüt San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından da lehtar ilk ciranta konumunda olan, davalı … Elektrik San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne (geriye ciro şeklinde) ciro edildiği ve çekin karşılıksız çıktığının anlaşıldığı ve sonuç olarak da; belirtilen bu ciro silsilesinde davalının çeki geriye ciro yolu ile alması ve başkalarına ciro etmesi mümkün bulunmakla birlikte bu şekilde ciro ile çeki devir aldıktan sonra kendisinin sorumlu olduğu kişilere müracaat borçlusu olarak başvurmasının mümkün olmadığı, geriye ciro ile çeki devralan cirantanın çeki devretmeden önceki duruma gireceği ve bu şekilde kimlere başvurma hakkı var ise ancak onlara karşı takip etme imkanına kavuşacağı, böylelikle kıymetli evrak hukuku sorumluğu bakımından alacaklılık ve borçluluk sıfatları birleştiğinden, davalının davacı … Mühendislik Taahhüt San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye karşı bu çekler nedeniyle takip başlatması yerinde olmadığı sonucuna ulaşıldığından, iş bu davacı yönünden menfi tespit davasının bu gerekçeyle kabulüne, ayrıca davacı yanın kötüniyet tazminatı talep etmiş olması ve davalının da davacı … Mühendislik Taahhüt San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin çek borçlusu olmadığını bilmesine rağmen hakkında kötüniyetli olarak icra takibi yaptığı anlaşıldığından alacağın %40’ı (takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat kapsamında) üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılarak 36.161,60 TL tazminatın davalıdan alınarak iş bu davacıya verilmesine;
Diğer davacı … Sistemleri Taah. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. Yönünden yapılan değerlendirmede ise; Davanın, iş bu davacı tarafından keşide edilmiş 85.000,00-TL’lik çekin keşide edilmesine sebep olan asıl ilişkinin geçerliliği açısından incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği, bu minvalde az yukarıda ayrıntıları yazılı olan ve hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi heyeti raporları sonucu, taraflar arasında çek kayıtları üzerinden süregelen bir ticari ilişkinin söz konusu olduğu, davacılar tarafından davalı tarafa herhangi bir mal teslimi vb. işlemleri konu alan ve bu işlemlere dayalı olarak çek keşide edilmesine sebep olan temel bir ilişkinin söz konusu olmadığı, davaya konu alacak hakkının, maddi hukuk anlamında bulunmadığı ayrıca çekin keşide edilmesine sebep olan faturanın da yok hükmünde olduğu, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; davacılar ile davalı arasındaki asıl ilişkinin geçersiz olduğu ve davalının çeke dayalı gerçek bir alacak hakkının bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, iş bu davacı yönünden açılan davanın da bu gerekçelerle kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davacıların- Davalıya, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile iş bu dosyadan takip dayanağı yapılan çekten dolayı borçlu olmadığının TESPİTİNE,
-Davacılardan … Mühendislik Taahhüt San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kötüniyet tazminat isteğinin kabulü ile; İİK 72/5. Maddesi gereği %40’ı oranında taktir olunan 36.161,60 TL tazminatın davalıdan alınarak iş bu davacıya VERİLMESİNE,
-Diğer davacı … Sis. Taah. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin REDDİNE,
-Davacılardan … Mühendislik Taahhüt San.ve tic.Ltd.Şti tarafından borçlu olmadığı halde icra dosyasına ödenmek zorunda kalınan 7.823,95 TL’nin 09/07/2012 tarihinden, diğer davacı … Sis. Taah. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti tarafından borçlu olmadığı halde icra dosyasına ödenmek zorunda kalınan toplam: 146.574,38 TL’nin, 134,05-TL’sine 02/07/2012 tarihinden, 375,94-TL’sine 02/07/2012 tarihinden, 100.406,39-TL’sine 14/12/2016 tarihinden, 36.162,00-TL’sine 09/03/2017 tarihinden ve 9.496,00-TL’sine de 09/03/2017 tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmak suretiyle, davalıdan İSTİRDATI ile davacılara VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 6.175,49 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.342,50 TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 4.832,99 TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacılar tarafından ilk dava açılırken yatırılan 1.342,50 TL harcın davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 21,15 TL, posta gideri 694,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 4.400,00 TL olmak üzere toplam: 5.115,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacılar davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 14.464,64 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacılara VERİLMESİNE,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının, kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde YARGITAY nezdinde TEMYİZ KANUN YOLU açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 25.01.2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır