Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/417 E. 2018/595 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/417 Esas
KARAR NO : 2018/595
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan istirdat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, mahkememize vermiş olduğu 27.10.2016 tarihli dilekçesiyle davalının müvekkili banka ile Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, davalının bu kredi sözleşmeleri dahilinde kullanmış olduğu ticari kredilerden dolayı kendisinin onayı ile kendisinden tahsil edilen komisyon masraflarının iadesi istemiyle bu bedelleri ilamsız icra konu ettiğini, Şanlıurfa …İcra Müdürlüğünün … ve …sayılı dosyaları kapsamında müvekkili bankanın icra masrafları ile birlikte toplam 12.441,38.Tl.yi icra tehdidi altında davalıya ödediğini, dava konusu kredilerin ticari kredi olduğunu, bu konuda müvekkili bankanın yaptığı işler için bir bedel talep etmesinin hukuka uygun olduğunu, ödeme emrine süresi içinde itiraz edilmemesi sebebiyle takibin kesinleştiğini ve müvekkili bankanın haklı olarak tahsil ettiği bu bedelleri icra tehdidi altında ödediğini, bu nedenlerle müvekkili bankadan haksız olarak alınan bu bedellerin istirdadı gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili banka tarafından 12.441,38.Tl.nin haksız olarak ödendiğinin tespiti ile bu bedelin tüm ferileriyle birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dosya mahkememize Şanlıurfa …AHM tarafından … Esas ve … Karar sayılı Yetkisizlik ilamı ile gönderilmiş ilam incelendiğinde mahkemenin ” HMK. Madde17-(1) “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklindedir. Somut olayımızda taraflar arasında yetki sözleşmesi düzenlenmiş olduğu, bu sözleşmeden doğacak uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul (Merkez) mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmakla dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde gerekçe kurduğu görülmüştür.
Yargıtay …Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No: … sayılı ilamında “6100 sayılı HMK’nın 116-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerektiği belirtilmiş, 117/1. maddesinde de cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen ilk itirazların dinlenemeyeceği hükmü getirilmiştir. Kesin yetki bulunmayan hallerde davalı tarafından süresinde ileri sürülmeyen yetki itirazının daha sonra ileri sürülmesi mümkün olmadığı gibi mahkemece de kendiliğinden dikkate alınamaz. 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde görülebileceği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Yetki sözleşmesi de ancak kesin yetki bulunmayan hallerde ve tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmaları halinde geçerli olarak yapılabilir. Somut olayda, taraflar arasındaki 04/12/2007 tarihli taşeron sözleşmesinin 18. maddesinde Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığından sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. HMK’nın 17. maddesi gereğince davanın sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılacağına dair hükmün aksi de kararlaştırılabileceğinden münhasır yetki olup, kesin yetki niteliğinde değildir. Davalı tarafça süresi içinde yetki itirazında bulunulmamıştır. Bu durumda davanın ilk açıldığı Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp çözümlenmesi gerekir.” içtihadına yer verilmiştir.
Her ne kadar taraflarca yetki sözleşmesi yapıldığı dosyada bulunan sözleşmeden anlaşılıyor ise de sözleşme ile belirlenen yetki şartının kesin yetki olmayı münhasır yetki olması, süresinde cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunulması halinde mahkemenin yetki sözleşmesini nazara almasının mümkün olmasına karşın dosyada davalı tarafından verilmiş bir cevap dilekçesi olmaması ve bu sebeple de yetki ilk itirazı olmadığı, davanın açıldığı ilk mahkemenin yetkili olduğu anlaşıldığından karşı yetkisizlik kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
Yetkili mahkemenin davanın görüldüğü ŞANLIURFA … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
Kararın kesinleşmesi halinde dosyanın olumsuz yetki uyuşmazlığını gidermek üzere Yargıtay .. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Yargılama giderlerinin HMK 331. Madde gereğince görevli mahkemede hüküm altına ALINMASINA ,
Dair; taraf vekilleri yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır