Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/359 E. 2021/272 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/359 Esas
KARAR NO:2021/272

DAVA :İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/04/2018
KARAR TARİHİ:06/04/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı dava dilekçesinde özetle, Müvekkil banka ile icra takibi borçlusu dava dışı … Ltd.Şti. arasında 23.03.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı borçlular … ve …’ın … Ltd.Şti.’nin ortakları olduğunu ve söz konusu sözleşmeyi müteselsil ve müşterek kefil sıfatıyla imzaladıklarını, Davalıların imzalamış oldukları sözleşmeden doğan borcun ödenmemesi sebebiyle, müvekkil bankanın … … Şubesi tarafından …. Noterliği’nin 13.11.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıların bilinen adreslerine gönderildiğini, ancak gönderilen ihtarnamenin bila tebliğ iade olduğunu, ancak Yargıtay kararlarına göre bankaya bildirilmiş yeni bir adres bulunmadığından, mevcut bulunan adrese gönderilen tebligat ile ihtarnamenin tebliğ edilmiş sayılacağını, Borcun ödenmemesi ve hesap kat ihtarnamesi ile ekindeki hesap özetine itiraz edilmemesi üzerine 21,11.2017 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 258,973,80 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, Davalıların, 14.02.2018 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğüne haksız ve mesnetsiz itirazda bulunduklarını, ayrıca müvekkil banka ile imzalanan sözleşmedeki faiz oranlarının tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırıldığını, belirterek, netice olarak haksız ve mesnetsiz olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Dava; Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir
Taraf delilleri toplanmış, kredi sözleşmesi ve ekleri ile dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Yargılama sırasında davalılardan …’ın öldüğü anlaşıldığından, dosyamızda taraf olmayan mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Celp edilen dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı- alacaklı banka tarafından arasında davalıların da bulunduğu ve dava dışı … Ltd Şti aleyhine 239.531,29 TL asıl alacak, 14.746,34 TL faiz, 562,26 TL faizin BSMV’ si 3.662,42 TL işlemiş faiz toplamı, 183,12 TL BSMV 288,37 TL ihtar makbuzu olmak üzere toplam; 258.973,80 TL üzerinden 21.11.2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı- borçlulara ödeme emrinin 08.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı- borçlular vekilinin 14.02.2018 havale tarihli dilekçesi ile takibe itiraz edildiği, bunun üzerine davacı alacaklı tarafça 1 yıllık yasal süresi içerisinde işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Davacı …Ş. tarafından, …. Noterliği’nin 13.11.2017 tarih ve … yevmiye numarasıyla davalı kefiller … ile … ve dava dışı … Ltd.Şti.’ne sözleşmedeki adreslerine ihtarname keşide edilerek, kredi hesabının 10.11.2017 tarihinde kat edildiği ve kat tarihi itibariyle; aşağıda detayı verilen toplam 294.295,25 TL banka alacağının, noter masrafları, işleyecek faiz, BSMV ve diğer nevi masrafları ile birlikte ihtarnamenin tebliğinden itibaren (1) işgünü içinde ödenmesini, aksi takdirde borçlu, kefil ve ipotek veren hakkında alacağın tahsili için yasal yollara başvurulacağı, 10.11.2017 tarihi itibariyle … no.lu Kredili Mevduat Hesabı için % 28,08; … no.lu Kurumsal Kredi için % 50,00; …, … ve … no.lu Muhtelif Alacak Hesaplan için % 50,00; … no.lu kredi kartı için% 28,08; temerrüt faizi, gider vergisi ve diğer masraflar ile her türlü alacaklara ait fazlaya ve hataya ilişkin her türlü haklar saklı kalmak kaydıyla ihtaren ve ihbaren bildirildiği görülmüştür.
Davalı kefiller … ve … için, “Muhatabın belirtilen adresten taşındığı aynı adreste Kenan Arıkan’ın sözlü beyanından anlaşılmış olup, tebliğ imkansızlığı nedeni ile evrak çıkış merciine 15.11.2017 tarihinde iade edilmiştir” açıklaması ile tebligat evrakının 15.11.2017 tarihinde tebliğ edilemediği görülmüştür.
Banka Emekli Müdürü- Müfettişi Bilirkişi … tarafından tanzim edilen 22/03/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; Davacı …Ş. ile dava dışı … Ltd.Şti. arasında 23.03.2017 tarihinde, Genel Kredi Sözleşmesi ön Bilgi Formu’nu da içeren, 3.000.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, söz konusu sözleşmede davalılar … ve …’ın müteselsil kefil olarak imzalarının mevcut olduğu ve her birinin kefalet miktarının ayrı ayrı olarak 3.000.000,00 TL, olduğu, bahse konu sözleşmenin Kefalet Sözleşmesi bölümünün, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nun 583, Maddesine göre düzenlendiği, 08.04.2014 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yer alan dava dışı şirkete ait Şirket Sözleşmesi’ne ve … Ticaret Odası Firma Sicil Bilgileri’ne göre, davalı kefillerin şirket ortakları oldukları, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesine istinaden dava dışı asıl borçlu şirkete … no.lu Kredi Kartı, … no.lu Kredili Mevduat Hesabı kredisi ve … no.lu Kurumsal Kredinin kullandırıldığının tespit edildiği, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında sadece … no.lu Kurumsal Kredi hesabından kaynaklanan alacak için icra takibi başlatıldığı, 23.05.2017 tarihinde 250.000,00 TL olarak kullandırılan dava konusu … no.lu Kurumsal Kredi Hesabı incelendiğinde; söz konusu kredinin, Hazine Kaynaklı, … (…) kefaleti ile davacı banka tarafından kullandırıldığı, ödeme planında yer alan 23.06.2017 ve 21.07.2017 tarihli 1 ve 2 no.lu taksitlerin vadesinde ödendiği, 23.08.2017 tarihli 3 no.lu taksit ve sonrasındaki taksitlerin ise hiç ödenmedikleri ve 10.11.2017 tarihi itibariyle kredi hesabının kat edildiğinin tespit edildiği, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin Müşteri ve Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil(ler)in Kanuni İkametgahları başlıklı 38. Maddesinde; “Müşteri ve müşterek borçlu ve müteselsil Kefil(ler), bu Sözleşme’de yer alan hususların yerine getirilmesi ve Banka tarafından gerekli tebligatın yapılabilmesi için aşağıda isim ve imzalan yanında yazılı adreslerinin kanuni ikametgahları olduğunu beyan ve bu adreslere yapılacak tebligatların şahıslarına yapılmış sayılacağını, bu adrese yapılan tebligatlarda tebligatı alan şahıs kim olursa olsun kendileri adına tebligat almaya yetkili şahıs olduğunu, kabul ve taahhüt ederler. Müşteri ve müşterek borçlu ve müteselsil Kefii(ler), kanuni ikametgahlarını değiştirdiklerinde aynı şehirde, derhal yeni bir ikametgah göstermeyi, yeni ikametgahlarını ticaret siciline usulüne uygun olarak tescil ettirerek, Banka’ya noter aracılığı ile bildirmedikleri takdirde ilk ikametgahlarına yapılacak tebliğlere hiçbir itirazları olmayacağını kabul ve taahhüt ederler’ hükmü yer aldığı, davalı kefiller ve dava dışı asıl borçluya gönderilen ihtarnamede yazılı olan adresler ile sözleşmede yer alan adresler aynı olduğundan, adı geçen kefillere ve dava dışı asıl borçluya geçerli bir tebligatın yapılmış sayılabileceğinin düşünülebileceği, çünkü, davalı kefiller ile dava dışı asıl borçlu tarafından sözleşmenin 38. maddesine göre adres değişikliğini noter aracılığı ile davacı bankaya ihbar ettiklerine dair herhangi bir ihbar/ihtar dosya içeriğinde bulunmadığı, bu sebeple, davacı banka yönünden sözleşmede yazılı adreslerin geçerli olduğunun anlaşıldığı, bu durumda davalı kefillerin, ihtarname ile verilen 1 iş günlük sürenin bitimini izleyen 17.11.2017 tarihinde temerrüde düşürüldüğü kanaatine varıldığı , Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 33.2. Maddesinde; “ Müşteri, bu Sözleşmeden doğmuş olan borçlarının ifasında, kredi vade ve türlerine bakılmaksızın özellikle kredi anapara, dönem faizi ve tefarruatını vadesinde ödemediği taktirde hiçbir ihbar ya da ihtara gerek kalmaksızın borçlarının tamamının muaccel olacağını ve muacceliyeti takip eden günden itibaren temerrüde düşmüş sayılacağını, bu andan itibaren bu suretle veya sair bir suretle temerrüde düştüğü veya düşürüldüğü takdirde hesaplarına temerrüt tarihinden itibaren borç ödeninceye kadar Banka’nın temerrüt tarihindeki kısa, orta ve uzun vadeli ticari kredilerinden cari kredi faiz oranı en yüksek olanının % 100 (yüzde yüz) fazlası nisbetinde bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi uygulanmasını Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ile Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu ve onun yerine kaim olacak fon ve fonlara yapılması gereken fon kesintisini de ödemeyi kabul ve taahhüt eder, “hükmü yer aldığı, dava konusu krediye fiilen yıllık % 19,50 akdi faiz oranı uygulandığından, sözleşmenin bahse konu hükmü uyarınca, fiilen uygulanan faizin % 100 ilavesi ile temerrüt tarihinden itibaren yıllık % 39,00 (= % 19,50 + % % 19,50) faiz oranı üzerinden temerrüt faizi talep edilebileceği düşünülmektedir. Davacı banka tarafından ise T.C. Merkez Bankası’na 02.01.2017 tarihinde yapılan faiz bildirimindeki % 30 faiz oranı esasa alınarak, % 50,00 (% 30 + % 30) temerrüt faizi talep edildiği, bu durumda, takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere, % 11,00 fazla faiz talebinin yerinde olmadığı, davalı kefillerin 17.11.2017 tarihinde temerrüde düştüğü, Kurumsal Kredi hesabı incelendiğinde; en son 21.07.2017 tarihli taksitin ödendiği ve 231.531,29 TL anapara borcu kaldığı, ayrıca 23.08.2017 tarihinde 780,65 TL faiz tahsilatı yapıldığının tespit edildiği, söz konusu kalan anapara borcuna, en son ödenen taksit tarihi olan 21.07.2017 tarihinden 17,11.2011 temerrüt tarihine kadar % 19,50 akdi faiz oranı üzerinden faiz hesaplandığı, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar yıllık % 39,00 temerrüt faiz oranı üzerinden faiz hesaplandığı, takip tarihi itibariyle 256.064,61 TL. alacak tutarı hesaplandığı ,takip talebinde ise 258.973,80 TL talep edildiği, bu durumda, takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere, 2.909,19 TL fazla talebin yerinde olmadığı, davacı bankanın takip talebindeki tutar ile hesaplanan tutar arasındaki fark; davacı banka tarafından, alacağın muaccel hale geldiği 10.11.2017 tarihinden itibaren ve % 50 temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplama yapılması; tarafımızca ise davalıların temerrüde düşürüldüğü 17.11.2017 tarihinden itibaren ve % 39 temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplama yapılmasından kaynaklandığı, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 14. Maddesinde; “Bu Sözleşmenin sonunda imzası bulunan müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil(ler), Müşteri’nin Bankaya gerek bu Sözleşme, gerekse Müşteri’nin Banka ile akdettiği/akdedeceği diğer sözleşmeler nedeniyle borçlandığı ve borçlanacağı bütün meblağları ödemeyi, Müşteri’ye açılmış ve açılacak kredilere bu sözleşmede el yazısı ile yazdığı kefalet tarihi, azami kefalet miktarı ve müteselsil kefil ibaresiyle imzaladığı miktara kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile üstlenirfler). Azami kefalet miktarı kapsamında olmak üzere, kefalet miktarının, anapara ve bunun işlemiş ve işleyecek faizi, bilcümle temerrüt faizleri, fonlar, komisyonlar, her türlü masraflar, vergiler ve resimler, dış işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak İlave miktarlar, kanuni takip giderleri ve avukatlık ücretlerini kapsadığını Kefii(ler) kabul ve taahhüt etmiştir. ” hükmü yer aldığı, davacı banka tarafından dava dışı asıl borçluya kullandırılan Kurumsal Kredi hesabından kaynaklanan alacak tutarı için, Genel Kredi Sözleşmesinin 14. maddesi uyarınca, takip tarihi itibariyle hesaplanan 256.064,61 TL borcun tamamından, davalı kefillerin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabilecekleri kanaatine varılmıştır. Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinde davalı kefillerin her birinin 3.000.000,00 TL tutarlı kefalet imzası bulunduğu, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası incelendiğinde, derdest davanın temelini teşkil eden icra takibinin, 21.11.2017 tarihinde açıldığının tespit edildiği, dava konusu Kurumsal Kredi, dava dışı asıl borçluya … (Hazine Kaynaklı) kefaletiyle kullandırıldığı, davacı banka kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde, 07.12.2017 tarihinde kefaletin tazmini olarak … tarafından 225.000,00 TL ödeme yapıldığı ve davacı banka tarafından söz konusu tutarın kredi borcuna mahsup edildiğinin tespit edildiği ,takip tarihi ile dava tarihi arasında yapılan ödemeler bakımından, talep varsa, temerrüt faizi hesaplanması gerektiği davanın temelini teşkil eden takip talebi incelendiğinde, davacının takip tarihinden sonrası için de faiz talebinde bulunduğu görüldüğü, bu nedenle, takip tarihinden sonra ancak davadan önce yapılan ödemeler bakımından, takip ve ödeme tarihi arasındaki zaman dilimi için faiz hesaplandığı, netice itibarıyla; dava konusu alacak tutarının, davacı …Ş. tarafından dava dışı … Ltd.Şti.’ne … kefaletiyle (Hazine Kaynaklı) kullandırılmış olan … no.lu 250.000,00 TL tutarlı Kurumsal Krediden kaynaklandığı, davacı bankanın takip tarihi itibariyle dava dışı şirketten 256.064,61 TL alacak tutarının bulunduğu hesaplanmış olmakla birlikte, takip talebinde 258.973,80 TL talep edildiği, bu durumda 2.909,19 TL fazla talebin yerinde olmadığı, Davalı kefiller … ve …’ın, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi nde her birinin 3.000.000,00 TL’lık müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, bu sebeple adı geçen kefillerin, kefalet limitleri içinde kalan 256.064,61 TL’lık borçtan -tahsilde mükerrerlik olmamak üzere-müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabilecekleri, davacı bankaya takipten sonra ancak davadan önce 07.12.2017 tarihinde kefaletin tazmin bedeli olarak … tarafından 225.000,00 TL ödeme yapıldığı ve davacı banka tarafından söz konusu tutarın aynı gün borca mahsup edildiği, Yargıtay kararlarına göre, takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemelerin itirazın iptali davasında dikkate alınmasının zorunlu olduğu; takipten sonra ancak davadan önce yapılan 225.000,00 TL ödeme tutarına, takip tarihi ve Ödeme tarihi arasındaki zaman dilimi için faiz ve faizden kaynaklı BSMV hesaplandığında, geriye 220.961,10 TL kaldığı; işte hesaplanan bu tutarın, davalıların takip tarihi itibariyle mevcut borcundan mahsup edilmesi gerektiği, davalıların takip tarihi itibariyle mevcut olan borcundan (256.064,61 TL’den) 220.961,10 TL mahsup edildiğinde geriye 35.103,51 TL kaldığı, davalı kefiller … ve … bakımından, hesaplanan 35.103,51 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilebileceği, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 33.2 Maddesi ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre, krediye fiilen uygulanan faizin % 100 ilavesi ile yıllık % 39,00 üzerinden (= % 19,50 + % % 19,50) temerrüt faizi talep edilebileceği, ancak, davacı banka tarafından takip talebinde T.C. Merkez Bankası’na yapılan bildirim esas alınarak, % 50,00 temerrüt faizi istenildiği (% 30 + % 30), bu durumda % 11,00 fazla faiz talebinin yerinde olmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen 15/01/2021 tarihli ek raporda; Taraflar arasında İmzalanan Genel Kredi Sözleşmesinde temerrüt faiz oranı açıkça belirtilmemiş olduğu, Sözleşmenin 33.2. Maddesinde; ” Müşteri, bu Sözleşmeden doğmuş olan borçlarının ifasında, kredi vade ve türlerine bakılmaksızın özellikle kredi anapara, dönem faizi ve teferruatını vadesinde ödemediği taktirde hiçbir ihbar ya da ihtara gerek kalmaksızın borçlarının tamamının muaccel olacağını ve muacceliyeti takip eden günden itibaren temerrüde düşmüş sayılacağını, bu andan itibaren bu suretle veya sair bir suretle temerrüde düştüğü veya düşürüldüğü takdirde hesaplarına temerrüt tarihinden itibaren borç ödeninceye kadar Banka’nın temerrüt tarihindeki kısa, orta ve uzun vadeli ticari kredilerinden cari kredi feiz oranı en yüksek olanının % 100 (yüzde yüz) fazlası nisbetinde bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi uygulanmasını Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ile Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu ve onun yerine kaim olacak fon ve fonlara yapılmasa gereken fon kesintisini de ödemeyi kabul ve taahhüt eder/ hükmü yer almakta olduğu, Söz konusu sözleşme maddesinde, davacı bankaca T.C. Merkez Bankası’na bildirimi yapılan faiz oranının, temerrüt faiz oranının tespitinde esas alınacağı hususu açıkça anlaşılmamakta olduğu, Bu nedenle, kök raporumuzda temerrüt faiz oranı olarak dava konusu krediye bankaca fiilen uygulanan % 19,50 faiz oranı esas alınarak temerrüt faiz oranı tespit edilmiş (% 19,50 + % 19,50 = % 39,00) ve tespit edilen faiz oranı üzerinden de hesaplama yapıldığı, öte yandan; kök raporda, davalı kefillerin sözleşmedeki adreslerine gönderilen kat ihtarnamesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmemekle birlikte, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 38. Maddesi uyarınca, kat ihtarının davalı kefillere tebliğ edilmiş sayılabileceği ve davalıların 17.11.2017 tarihinde temerrüde düşürüldüğü görüşü benimsenerek, takip tarihi itibariyle alacak tutarı hesaplandığı, ancak Yargıtay asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe, asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden sorumlu tutulamayacağı görüşünde olduğu, Yargıtay’ın söz konusu emsal kararı uyarınca, kat İhtarnamesi tebliğ edilmeyen davalı kefillerin 21.11.2017 takip tarihinde temerrüde düştükleri kanaatine ulaşıldığı, davanın temelini teşkil eden …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında, sadece … no.lu Kurumsal Kredi hesabından kaynaklanan alacak tutarı için icra takibi başlatıldığından, huzurdaki davaya konu edilmeyen kredi kartı ve kredili mevduat hesabına ilişkin alacak tutarları inceleme dışında tutulduğu, Dava konusu … noJu Kurumsal Kredi hesabı incelendiğinde; en son 21.07.2017 tarihli taksitin ödendiği ve 21.07.2017 tarihi itibariyle 239.531,29 TL anapara borcu kaldığı, ayrıca 23.06.2017 tarihinde 780,65 TL faiz tahsilatı yapıldığının tespit edildiği, söz konusu kalan anapara borcuna, en son ödenen taksit tarihi olan 21.07.2017 tarihinden 21.11.2017 takip tarihine kadar % 19,50 akdi faiz oranı üzerinden faiz hesaplandığı, takip tarihi itibariyle 255.566,18 TL alacak tutarı hesaplandığı, takip talebinde ise davalı kefiller 258,973,80 TL borçtan sorumlu tutulduğu, bu durumda, takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere, 3.407,62 TL fazla talebin yerinde olmadığını, fark nedeninin davacı banka en son ödenen taksit tarihinden kat tarihine kadar akdi faiz, kat tarihinden takip tarihine kadar ise temerrüt faizi uygulandığı, hesaplamada ise davalı kefillerin takip tarihinde temerrüde düştükleri dikkate alınarak, en son ödenen taksit tarihinden takip tarihine kadar akdi faiz oranı uygulandığı, ayrıca, 23.08.2017 tarihinde yapılan 780,65 TL’ lik kısmi ödemenin davacı bankaca dikkate alınmadığının anlaşıldığı, söz konusu 3.407,62 TL’lık fark, uygulanan faiz oranları farkından ve yapılan 760,65 TL’lık kısmi ödemenin dikkate alınmamasından kaynaklandığını, daha önce dava dosyasında mevcut olmayan Protokol, davacı bankaca kök rapora yönelik itiraz dilekçesi ekinde dava dosyasına sunulduğu, bu nedenle. … A.Ş. ile yapılan Protokol, kök raporun hazırlanmasında göz önünde bulundurulmadığı, davacı banka ile … A.Ş. arasında Kefalet Protokolü imzalanmış olduğu, Söz konusu Protokolde KOBİ olarak tanımlanan şirketlerin … kefalet kredisine başvurusu, kredilendirme, kullandırma, tazmini, takip ve tahsilat süreçlerine ilişkin hükümler yer aldığı, taraflar arasında İmzalanan Protokolün; A-5.13 Maddesinde; “Kurum, müteselsil kefaleti İle kullandırılan kredilerin temerrüdü ile birlikte, Krediyi Verene kefalet sorumluluğunu ifada bulunduğu ölçüde Kredi Verenin haklarına halef olur… ” D-4/1.1 Maddesinde (sayfa 39); “Kurumun kefaletiyle kullandırılan kredilerin temerrüdü halinde, Kurum ’un alacağı dahil kanuni takip işlemleri Kredi Veren tarafından yürütülür…’’ D-4/L3 Maddesinde (sayfa 39); “Kurumün Kredi Verene karşı kefaletinin tazmininden doğan alacağı tamamen tahsil edilinceye kadar yaradantct ve kefiileri aleyhine başlatılmış bulunan kanuni takibi sürdürmek Kredi Verenin yükümlülüğündedir…” hükümleri yer aldığı, davacı banka tarafından … kefaleti ile dava dışı asıl borçluya 23.05.2017 tarihinde 250.000,00 TL tutarlı, 36 ay vadeli, 9.389,23 TL eşit taksit ödemeli … no.lu Taksitli Ticari Kredi kullandırıldığı, davalı kefiller bakımından takip tarihi itibariyle söz konusu krediden kaynaklanan borç tutarı 255.566,18 TL olarak hesaplandığı, taraflar arasında imzalanan … Kefalet Protokolü kapsamında … A.Ş, tarafından, kefaletin tazmini karşılığında davacı bankaya 07.12.2017 tarihinde 225.000,00 TL ödeme yapıldığı tespit edildiği, davacı bankaca, yukarıda detayına yer verilen Protokolün A-5.13, D-4.1.1 ve D-4.1.3 maddeleri uyarınca, kefaletten dolayı kendisine ödenen/tazmin edilen tutarın icra takibi ve süreçlerinden sorumlu olduğu, diğer bir ifadeyle, davacı banka yönünden … A.Ş. tarafından yapılan tazminle kredi borcu ödenmiş olsa bile, … A.Ş. adına davacı bankanın, söz konusu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğunun anlaşıldığı, Netice itibarıyla; davalı kefillere kat İhtarnamesi tebliğ edilemediğinden, adı geçen kefiller takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın, davalı kefillerden takip tarihi itibariyle 255.566,18 TL alacak tutarının bulunduğu, takip talebinde ise 258.973,80 TL talep edildiği, bu durumda 3.407,62 TL fazla talebin yerinde olmadığı, davalı kefiller … ve …’ın, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinde her birinin 3.000,000,00 TL müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, bu sebeple adı geçen kefillerin, kefalet limitleri içinde katan 255.566,18 TL’lık borçtan -tahsilde mükerrerlik olmamak üzere-müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabilecekleri, davacı bankaya takipten sonra ancak davadan önce 07.12.2017 tarihinde kefaletin tazmin bedeli olarak … A.Ş. tarafından 225.000,00 TL ödeme yapıldığı ve davacı banka tarafından söz konusu tutarın aynı gün borca mahsup edildiği, Yargıtay kararlarına göre, takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemelerin itirazın iptali davasında dikkate alınmasının zorunlu olduğu; takipten sonra ancak davadan Önce yapılan 225.000,00 TL Ödeme tutarına, takip tarihi ile ödeme tarihi arasındaki zaman dilimi için faiz ve faizden kaynaklı BSMV hesaplandığında, geriye 220.961,10 TL kaldığı; işte hesaplanan bu tutarın, davalıların takip tarihi itibariyle mevcut borcundan düşürülmesi gerektiği, davalıların takip tarihi itibariyle mevcut olan borcundan (255.566,18 TL’den) 220.961,10 TL düşürüldüğünde geriye 34.605,08 TL kaldığı, sayın Mahkeme tarafından …’den tazmin edilen bedelin davalıların borcundan düşülmesi gerektiği görüşünün benimsenmesi durumunda, davalı kefiller … ve …’ın hesaplanan 34.605,08 TL borçtan sorumlu tutulabilecekleri, davacı bankaya … A.Ş. tarafından kefaletin tazmin bedeli olarak 225.000,00 TL ödenmiş olmakla birlikte, davacı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında imzalanan Protokol uyarınca, tazmin edilen işbu bedelin davalılardan tahsil edilmesinde, davacı bankanın yetkili ve yükümlü durumda olduğu, diğer bir deyişle, davacı bankanın tazmin edilen kefalet tutarı bakımından icra takibine devam etme sorumluluğunun bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda, davalı kefillerin 255.566,18 TL borçtan sorumlu tutulabileceği, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 33.2 Maddesinde temerrüt faiz oranının tespitinde T.C. Merkez Bankasına bildirilen azami faiz oranının esas alınacağı hususuna açıkça yer verilmediğinden, bankaca krediye fiilen uygulanan faizin % 100 ilavesi ile yıllık % 39,00 üzerinden (= % 19,50 + % % 19,50) temerrüt faizi talep edilebileceği görüşüne varıldığı, öte yandan, T.C, Merkez Bankasına bildirilen faiz oranının (% 30,00) esas alınması halinde ise; temerrüt faiz oranının % 60, {% 30,00 + % 30,00) olduğu, ancak davacı banka tarafından takip talebinde % %50,00 temerrüt faizi istenildiği, bu durumda % 11,00 fazla faiz talebinin yerinde olmadığı görüşü bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının değerlendirilmesinde;
Davacı banka ile icra takibi borçlusu dava dışı … Ltd.Şti. arasında 23.03.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı borçlular … ve …’ın söz konusu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, bu sözleşme kapsamında dava dışı … Ltd.Şti.’ne kullandırılan kurumsal kredi borcu nedeniyle, davacı banka tarafından dava dışı şirket ve davalı borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası icra takibi başlatıldığı, davalı borçlular tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu ve bunun üzerine davacı tarafça itirazın iptaline ilişkin işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı borçlular vekilince sunulan itiraz dilekçesi ile icra takibine konu borca, faiz oranı ve miktarı ile tüm ferilerine itiraz edilmiştir.
Davacı banka ile icra takibi borçlusu dava dışı … Ltd.Şti. arasında 23.03.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı borçlular … ve …’ın söz konusu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları anlaşılmaktadır. Sözleşmedeki imzalarına itirazları da bulunmamaktadır.
Bilirkişi tarafından kök ve ek raporlarında ayrıntılı olarak taraflar arasında imzalan Genel Kredi Sözleşmesi ve ekleri ile bu kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediler ve bu kredilere ilişkin tüm kayıtlar ayrıca davacı banka ile … arasında yapılan Kefalet Protokolü detaylı bir şekilde incelenmiş ve tartışılmıştır.
Ek raporda ayrıca rapora itirazlar ve davacı banka ile … arasında yapılan Kefalet Protokolünün değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu kapsamda ek raporun karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere; Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinde temerrüt faiz oranı açıkça belirtilmemiştir. Davalı borçlu kefillerin sözleşmedeki adreslerine gönderilen kat ihtarnamesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiştir. Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe, asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden kefiller sorumlu tutulamayacaktır. Bu nedenle somut olayda kat ihtarnamesi tebliğ edilmeyen davalı kefillerin 21.11.2017 takip tarihinde temerrüde düştükleri değerlendirilmiştir. Davanın konusunu teşkil eden …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında, sadece … no.lu Kurumsal Kredi hesabından kaynaklanan alacak tutarı için icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu … nolu Kurumsal Kredi hesabı incelendiğinde, en son 21.07.2017 tarihli taksitin ödendiği ve 21.07.2017 tarihi itibariyle 239.531,29 TL anapara borcu kaldığı, ayrıca 23.06.2017 tarihinde 780,65 TL faiz tahsilatı yapıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu kalan anapara borcuna, en son ödenen taksit tarihi olan 21.07.2017 tarihinden 21.11.2017 takip tarihine kadar % 19,50 akdi faiz oranı üzerinden faiz hesaplaması yapılmıştır. Takip tarihi itibariyle davacı bankanın 239.531,29 TL asıl alacak, 14.959,51 TL işlemiş faiz (23.06.2017 tarihindeki 780,65 TL faiz tahsilatının düşülmesi ile), 787,01 TL işlemiş faizin %5 BSMV’si, 288,37 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 255.566,18 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Takip talebinde ise davalı kefiller 258,973,80 TL borçtan sorumlu tutulmuş olmakla 3.407,62 TL fazla talebin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davacı banka ile … A.Ş. arasında imzalanan Kefalet Protokolü kapsamında … A.Ş. tarafından, kefaletin tazmini karşılığında davacı bankaya 07.12.2017 tarihinde 225.000,00 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiş ise de davacı bankaca, Protokolün A-5.13, D-4.1.1 ve D-4.1.3 maddeleri uyarınca, kefaletten dolayı kendisine ödenen/tazmin edilen tutarın icra takibi ve süreçlerinden sorumlu olduğu, diğer bir ifadeyle, davacı banka yönünden … A.Ş. tarafından yapılan tazminle kredi borcu ödenmiş olsa bile, … A.Ş. adına davacı bankanın, söz konusu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğunun anlaşıldığından … A.Ş tarafından ödenen 225.000,00 TL bedel yukarıda tespiti yapılan kredi borcundan düşülmemiştir.
Netice itibarıyla; davalı borçlu kefillere kat ihtarnamesi tebliğ edilemediğinden, adı geçen kefillerin takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın, davalı kefillerden takip tarihi itibariyle 255.566,18 TL alacak tutarının bulunduğu, takip talebinde ise 258.973,80 TL talep edildiği, bu durumda 3.407,62 TL fazla talebin yerinde olmadığı, davalı kefiller … ve …’ın, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinde her birinin 3.000,000,00 TL müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, bu sebeple adı geçen kefillerin, kefalet limitleri içinde katan 255.566,18 TL’lık borçtan -tahsilde mükerrerlik olmamak üzere-müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, takip tarihinden itibaren asıl alacağa, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 33.2 Maddesinde temerrüt faiz oranının tespitinde T.C. Merkez Bankasına bildirilen azami faiz oranının esas alınacağı hususuna açıkça yer verilmediğinden, bankaca krediye fiilen uygulanan faizin % 100 ilavesi ile yıllık % 39,00 üzerinden (= % 19,50 + % % 19,50) temerrüt faizi talep edilebileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bu nedenler ile, Davanın Kısmen Kabulü ile; Davalı borçluların …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının 239.531,29 TL asıl alacak, 14.959,51 TL işlemiş faiz, 787,01 TL işlemiş faizin %5 BSMV’si, 288,37 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 255.566,18 TL alacak üzerinden iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 ‘i oranında BSMV uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair istemin reddine ayrıca alacak likit olduğundan hükmolunan 255.566,18 TL toplam alacağın %20 sine tekabül eden 51.113,24 TL icra inkar tazminatının davalı borçlulardan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; Davalı borçluların …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının 239.531,29 TL asıl alacak, 14.959,51 TL işlemiş faiz, 787,01 TL işlemiş faizin %5 BSMV’si, 288,37 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 255.566,18 TL alacak üzerinden İPTALİNE, takibin bu miktarlar üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 ‘i oranında BSMV uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
2-Fazlaya dair istemin REDDİNE,
3-Hükmolunan 255.566,18 TL toplam alacağın %20 sine tekabül eden 51.113,24 TL icra inkar tazminatının davalı borçlulardan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Alınması gereken 17.457,72 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşinen yatırılan 3.127,76 TL’ nin mahsubu ile bakiye 14.329,96 TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşin olarak karşılanan 3.127,76 TL’ nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı parası, 268,00 TL davetiye ve müzekkere posta masrafı, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.168,00 TL yargılama masrafının davanın kabul edilen miktarına göre; 1.152,63 TL’ sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 26.339,63 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 3.407,62 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı …’ a ödenmesine,
8-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen yatıran yana iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06.04.2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır