Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/352 E. 2019/174 K. 04.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/352 Esas
KARAR NO : 2019/174
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/04/2018
KARAR TARİHİ: 04/03/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı bankanın kusurlu olduğunu ve bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkilinin davalı bankanın maaş müşterisi olduğunu, müvekkilinin telefonunun aniden kullanıma kapandığını bunun üzerine müşteri hizmetlerini aradığını hattının kullanıma kapandığı ve başka bir ip no ile aktif olduğunu öğrenmesi üzerine kendisine yeni bir hat çıkardığını, müvekkilinin vadesiz hesabında rızası bilgisi olmadan 6.400,00TL internet üzerinden EFT yapıldığını, söz konusu eft ile bir ilgisi olmadığını gönderilen şahsıda tanımadığını, aynı gün içinde müvekkilinin hesabında 15.000,00TL bireysel kredi kullanıldığını, söz konusu kredinin müvekkili tarafından gerçekleştirilmediğini, hesaba giren başkaca kişiler tarafından bu işlemlerin yapıldığını kullanılan bu kredinin yine aynı hesaba EFT olarak gönderildiğini, bu işlem sırasında bankanın müvekkilini aradığını ve müvekkilinin durumdan haberdar olmadığını belirttiği ve bloke konulmasını istediği belirttiği lakin ilk yapılan eft transferine engel olunamadığını bu yüzden müvekkilinin maddi zarara uğradığını, zararların temini için davalı bankaya dilekçe yazıldığını ama herhangi bir cevap alınamadığını, müvekkilinin iradesi dışında kullanılan kredininde faizinin müvekkiline ödemek zorunda bırakıldığını, bankanın haksız ve hukuka aykırı kullandırılan krediyi iptal etmeyip müvekkilinin fazlaca ödeme yapmasına neden olup zarara uğrattığını, hiçbir zaman internet bankacılığı kullanmadığını ve böyle bir taleplerininde olmadığını, davalı bankanın güvenlik sağlayamadığından dolayı zararı tanzim etmek zorunda olduğunu, davalı bankanın 8.146,68 TL maddi tazminata faizi ile birlikte hükmedilmesini talep ve dava etmektedir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hiçbirzaman mobil bankacılık kullanmadığını iddia etsede bu doğru olsa bile dolandırıcılara kusuruyla verdiği bilgiler ile internet bankacılığı kullanılmasına zemin hazırladığı ve kredi kullandırım işlemleri yapılmasına sebep olduğunu, dilekçe ekinde sunulan SMS tablosunda davacının müvekkilinin kayıtlı bulunan cep telefonuna işlemin yapıldığı tarihte onaylar yapıldığı, bilgisi dışında olsa dahi belirtilen telefon aranarak kendisine bilgi verildiği, müvekkilinin günümüz teknolojisi doğrultusunda tüm güvenlik önlemlerini aldığını ve kullanıma sunduğunu, davacının özel bilgileri saklaması konusunda sorumluluğun kendisine ait olduğunu, sunulan güvenlik hizmetleri kısa mesaj cep şifrem eft miktarını sınırlama, internet bankacılığı kullanılabilecke saatleri belirleme internet bankacılığı kullanılacak iP adresini belirleme gibi önlemleri müşterilere sunduğunu, yargıtay kararlarına göre kişisel bilgilerin kullanılmak suretiyle dolandırıcılık işlemi yapılması eylemlerine karşı kişisel bilgilerin kullanılmasında davacının kusurlu olduğu yönünde olduğunu, sonuç olarak yukarıda arz edilen nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini cevaben talep etmektedir.
G E R E K Ç E /
Açılan davada uyuşmazlığın, davacının banka hesabındaki paranın başka bir banka hesabına aktarılması ve adına kredi kullanılması işlemlerinde davacı-davalı banka sorumluluğu, davacının rıza dışında yapıldığı iddia olunan bu işlemler nedeniyle davalı bankanın kusuru olup olmadığı noktasında toplanmış olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunda özetle; davaya konu olayda davacının nüfus cüzdanı adres ve davalı banka sisteminde tanımlı cep telefonu numarası gibi kişisel bilgilerinin usülsüz EFT işlemlerini gerçekleştiren üçüncü kişi ya da kişilerce elde edilmiş olabileceği kuvvetle muhtemel olduğu, kişisel bilgileri koruma yükümlülüğününün öncekikle davacıya ait olduğu, bu nedenle davacıya ait kişisel bilgilerin üçüncü kişi ya da kişiler tarafından ele geçirilmesinde davalı bankanın bir kusuru olmadığı kanaatinde olduğu, bir başkasının üçüncü şahısları ve bilgi işlem sistemlerini kendisinin söz konusu kişi olduğuna ikna ederek yanılmasında o şahsın çıkarlarına zarar verip kendisine çıkar sağlamasına ya da dolandırıcılığa olanak verecek bilgilere ulaşmasına kimlik hırsızlığı veya kimlik avı denilmekte olduğu, kimlik hırsızlığının başlıca yöntemleri ” kimlik kartı çalmak, posta kutusundan yada çöp kutusundan belge çalmak vep telefonundan veya bilgisayardan dosya kopyalamak gibi, davalı banka giderek artış gösteren internet bankaclığı dolandırıcılık olaylarını göz önüne alarak müşterisinin kişisel bilgilerinin ele geçirilmesi ihtimaline karşın etkin ek güvenlik önemlerinden bir yada bir kaçını kendisinin ve müşterisinin kullanımını zorunlu hale getirmeyerek müşterinin tercihine bağlı olarak sunmak suretle objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmediği kanaatinde olduğunu, bu sebeplere bağlı olarak toplam 21.300,00 TL elektronik ortamda para transferi yapıldığı bunun davacı hesabından üçüncü şahıslara daha önce bu miktarlarda hatta küçük miktarlarda bile EFT ya da havale işleminin yapılmadığı, davacının internet bankacılığını daha önce hiç kullanmaması gibi etkenler bulunmasına rağmen ilk defa internet bankacılığını kullanıp yeni oluşturulmuş bir sim kart ile blokelerin kaldırılması, kötü niyetli kişilerin talebine istinaden limitleri 30.000,00 TL yükseltme gibi sebeplerden dolayı davalı bankanın kusuru ve sorumluluğu bulunduğu, 5070 sayılı elektronik imza kanunun zorunlu hale getirilerek kullanılmasına başlanmamış olmasında davalı bankanın kusuru olduğu, sonuç itibariyle kötü niyetli üçüncü kişi yada kişiler tarafından davacının kişisel bilgileri ele geçirelerek davalı banka sisteminde kayıtlı … nolu cep telefonu hattına yeni bir sim kart alınmak suretiyle davalı bankanın call center merkezinden çeşitli hile ve yöntemlerle bu cep numarasına internet şifresi gönderilmesini sağlayarak davacı hesabından 6.400,00 tl hesaptan ve kredi hesabından 14.900,00TL başka bir hesaba aktarıldığı, açıklanan nedenlerle davacının 8.146,68 TL alacağı olduğu, davacının faiz talep edebileceği, davacının avans faizi ile beraber toplam alacağının 8.877,93 TL olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15712, Karar No: 2016/6776 sayılı ilamında; “Dava, davacıya ait kredi kartından talimatı dışında para çekildiği iddiasıyla açılmış tazminat istemine ilişkindir. Bankalar güven kuruluşu olduğundan mudilerinin paralarını korumakla yükümlü olup, bunun için gerekli teknik koruma tedbirlerini almak zorundadırlar. En hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.” içtihadına yer verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/11274, Karar No: 2012/15218 sayılı ilamında da “Davalının hesabından internet yolu ile internet sitesinden onun rızası olmaksızın İnternet aracılığı ile kontör alımı yapılması şeklinde gerçekleşen somut olayda, davalıya yüklenebilecek bir kusur somut delillerle kanıtlanabilmiş değildir. Davacı bankanın, İnternet Bankacılığında günümüzün en son teknolojik gelişmelerinden yararlanmak suretiyle alması gereken güvenlik tedbirlerinin tümünü almamış olduğu, bundan dolayı davacının İnternet Bankacılığı sisteminde güvenlik zafiyeti oluştuğu bilirkişi raporunda yer alan açıklamalardan anlaşılmaktadır. Bankalar objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden doğan hafif kusurlarından dahi sorumludur. Sadece davalıya veya yetkili kıldığı kişiye ödeme yapmakla borcundan kurtulması mümkün olan bankanın davalının hesabından çekilen paranın tamamından sorumlu tutulması gerekir. Davalının izni ve bilgisi dışında hesabındaki paranın 3.kişi tarafından sahtecilik yoluyla başka bir hesaba aktarılarak çekilmesi vakıası, bankanın objektif özen yükümlülüğünün ihlali ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının kurulmasına yeterli olan olgular olup, B.K.nun 100.maddesi hükmünün koşulları oluşmuştur.” şeklinde karar verilmiştir.
Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No : 2011/6638, Karar No : 2012/13490 sayılı kararında da “Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür (4491 Sayılı Yasa ile değişik 4389 Sayılı Bankalar Kanunu 10/4 ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61.maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat sözleşmesi ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. Yine BK.’nun 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile birlikte iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, dolandırıcılık eylemi müşteriye değil bankaya karşı gerçekleştirilmekte ve mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafık kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir. Ancak davalı bankanın olay tarihinde mevcut teknolojik imkanlar çerçevesinde, paranın ele geçirilmesini engellemek için gerekli güvenlik önlemlerini alması gerekmektedir. İnternet bankacılığı hizmeti sunan bankaların asli borcu, elektronik bankacılık işlemlerinin güvenle yapılabilmesini sağlamaktır. Birer güven kurumları olan bankalar, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorundadırlar. Bu nedenle de hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Somut olayda, davacıya ait para, davalı bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemi ile hesaptan bir başka hesaba havale edilmiş olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, ispat yükü kendisinde olan davalı banka, davacıya vermiş olduğu şifre ve parolanın davacının kusuru ile ele geçirildiğini de kanıtlayamamıştır. Davalının internet bankacılığında kendisinin ve müşterilerinin güvenliğini sağlayacak enstrümanların kullanılmasını zorunlu kılmayıp, somut olayda davacının inisiyatifine bırakması da zararın doğmasında başlıca etken olup, davalı bankanın zarardan tek başına sorumlu bulunduğu açıktır.” kararı mevcuttur.
Tüm dosya muhteviyatı, teknik ve bankacılık alanında uzman bilirkişiler tarafından yapılan tespitler hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının … numaralı telefon hattına yeni bir sim kartı alınarak üçüncü kişiler tarafından davacının internet bankacılığına giriş yaptıkları bu suretle davacı hesabından 14.900,00 TL EFT yapılıp yine 6.400,00 TL kredi çekilmek suretiyle zarara uğratıldığı, bu hususta ceza soruşturmasının da bulunduğu, hesabın bulunduğu davalı bankanın teknolojik imkanlar çerçevesinde, paranın ele geçirilmesini engellemek için gerekli güvenlik önlemlerini alma, internet bankacılığı hizmeti sunan bankaların asli borcunun elektronik bankacılık işlemlerinin güvenle yapılabilmesini sağlamak olması ancak bankanın objektif özen yükümlülüğünü ifa etmediği ve en hafif kusurundan dahi sorumlu tutulmaması gerektiği, davacının zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunduğunun davalı tarafça ispat edilememesi hatta davalı tarafça savcılığa ihbar, davalı bankaya bloke işlemi yapılmasına dair talepte bulunmuş olması nedenleriyle açılan davanın haklı olduğu kanaatine varılarak kabule dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2- 8.146,68 TL’nin 19.04.2017 tarihinden itibaren avans faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 556,50 TL harçtan peşin alınan 139,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 417,37 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 139,13 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 49,30TL, bilirkişi ücreti 1.000,00TL, posta gideri 146,5TL olmak üzere toplam 1.195,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
E-İMZALIDIR
Hakim …
E-İMZALIDIR