Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/336 E. 2020/589 K. 16.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO 2018/336
KARAR NO :2020/589

DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 11/04/2018
KARAR TARİHİ: 16/11/2020

Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/10/2017 tarihide dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken yaya olarak seyreden müvekkile çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, trafik kazası tespit tutanağına göre … sayılı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu bulunduğunu, kazaya karışan aracın kaza tarihini kapsar ZMMS olmadığından davanın davalı … Hesabına yöneltildiğini belirterek ; fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla 200.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usul yönünden dava şartı yokluğu itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin ZMMS teminat limitleri ve kazaya karışan aracın kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğu, bu nedenle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi nezdinde kusur incelemesi yapılması gerektiğini, maluliyet oranının kaza sonucu oluşan arızaların kaza ile illiyetleri de tespit edilmek suretiyle belirlenmesi gerektiğini, davacının maddi zararının aktüeryal inceleme sonucunda tespit edilebileceğini, kazanç kaybı talebinin dolaylı zararlardan olduğunu ve ZMMS kapsamı dışında bulunduğunu, geçici iş göremezlik dönemi tazminat hesabına dahil edilmemesini, geçici iş göremezlik taleplerinin teminat kapsamı dışında kaldığını, bu nedenle geçici iş göremezlik talebinin reddi gerektiğini, davacının SGK ‘dn geçici iş göremezlik ödeneği alıp almadığının tespit edilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmil edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, Adli Tıp Raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf, davacının kaza nedeni ile sürekli ve geçici işgörmezlik durumunun bulunup bulunmadığı ve var ise ne miktar tazminata hak kazanacağına ilişkindir.
Davacı yanın toplanan tüm tıbbi belgeleri ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …. İhtisas Kurulu’ndan muayene olunarak aldırılan raporunda; “… davacının 26/10/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle, 30/03/2013 tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileştiğinden, kişinin tüm vücut engellilik oranının % 0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (işgöremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği …” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından ATK raporuna itiraz edilmiş ve ATK Genel Kurulu’ndan rapor alınması talep edilmiş ise de, davacı vekilinin de hazır bulunduğu mahkememizin 04/02/2020 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile, “davacı vekilinin ATK genel kurulundan yeniden rapor alınmasına ilişkin isteminin mahkememizce ATK …. İhtisas kurulundan alınan 14/10/2019 tarihli raporun ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından reddine” karar verilmiş ve yine aynı celsenin 4 nolu ara kararı gereği; “2 ve 3 nolu ara karar gerekleri yerine geldiğinde dosyanın kusur ve aktüer uzmanı bilirkişiye tevdi ile davaya konu somut olayda 26/10/2017 tarihinde meydana gelen kazada davacı yaya … ile dava dışı araç sürücüsüne atfedilecek kusur oranlarının oranlı olarak tespiti ile davacının talep edebileceği tazminat oranın tespit edilerek rapor düzenlenmesinin istenilmesine”, 5 nolu ara kararı gereği de; “Bilirkişiye emek ve mesaisine karşılık 800,00 TL ücret takdirine masrafın davacı delil avansından karşılanmasına, davacı vekiline bilirkişi incelemesinde kullanılmak üzere eksik olan 800,00 TL delil avansını ikmal etmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede eksik delil avansı tamamlanmadığı takdirde, bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına (ihtar yapıldı)” şeklinde karar verilmiş, ancak davacı yanca verilen kesin sürede eksik delil avansı ikame edilmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Delil ikamesi için avans” başlıklı 324’üncü maddesi; “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmünü içermekte olup, iş bu yasal düzenleme incelendiğinde de; tarafların dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur oldukları, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiğinin kabul edileceği, hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmayacağı, kesin sürenin tarafların yanında hakimi de bağlayacağı ve uyulmaması halinde de, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerektiği (Bknz Yargıtay HGK.’nın 18.02.1983 gün 1980/1-1284, 1983/141; 22.11.1972 gün 8/832, 935; 13.10.2010 gün 2010/17-510-485; 28.04.2010 gün 2010/2-221-241; 28.03.2012 gün 2012/19-55-2012-249;12.12.2012 gün 2012/9-1202-1218 sayılı kararları) anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizin 04/02/2020 tarihli celsesinin 4 nolu ara karar gereği bilirkişi incelemesine karar verildiği, 5 nolu ara kararı gereği de bilirkişi ücreti giderlerinin karşılanması bakımından davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verildiği, aksi takdirde bu delilden vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, ancak davacı yanca verilen kesin süre içerisinde bilirkişi incelemesinde kullanılmak üzere eksik olan 800 TL delil avansının yatırılmadığı, bu haliyle de ispat külfeti kendisinde olan davacının, ispat külfetini yerine getiremediği kanaatine varılmış ve açıklanan bu sebeplerle ve davacı tarafın dava dilekçesi ve delil listesinde dayandıkları “deliller kapsamı” da dikkate alınarak, ispatlanamayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL ret karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 18,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Yapılan masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2. Maddesi gereği taktir olunan 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
6-Dava sonucuna göre, Adli Tıp Kurumu fatura bedeli olan toplam 687,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
7-Karar kesinleştiğinde karar öncesinde tahsil edilmeyen adli tıp fatura bedeli 687,00 TL’nin kararın kesinleşmesine rağmen davacı tarafından ödenmemesi halinde, fatura örnekleri ile gerekçeli karardan onaylı bir örneğin gereği için ADLİ TIP KURUMU BAŞKANLIĞI’NA GÖNDERİLMESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır