Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/329 E. 2021/261 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/329 Esas
KARAR NO:2021/261

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:06/07/2017
KARAR TARİHİ :01/04/2021

…. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/02/2018 gün ve … sayılı yetkisizlik kararı gereği dosya mahkememiz esasının 2018/329 sırasına kaydedilerek yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Başbakanlığa bağlı … kurumunun, bir afet durumunda Türkiye çapında haberleşmeyi sağlayacak bir sistem için İhale açması üzerine, o dönem müvekkili şirketin distribütörü olduğu … (… ) firmasının da bu ihaleye katıldığını, … kurumunun, … firmasından test için bir sistem kurmalarını talep ettiğini, … firmasının malzemeyi hazırlayıp Ata Karnesine (Ata Karnesi, fuar, eğitim, sunum ve teknisyenlerin tamirci eşyaları gibi malların anlaşmalı ülkeler arasında vergisiz olarak giriş ve çıkışı, yani malların serbest dolaşımda olmasını sağlayan belgedir) bağlayarak Türkiye’ye gönderdiğini, … firmasının, alıcı kısmına kendi ismini, … firmasının Türkiye distribütörü olduğu için müvekkili şirketin adını, …’dan Lojistik işlerini yürütmesi için anlaştığı … … Ltd. Şti. adlı firmayı ve bu firmanın Türkiye acenteliğini yürüten davalı … firmasını yazdığını, mal Türkiye’ye gelince davalı … firmasının bu işin tüm gümrük ve lojistik işlerinin masraflarının kendileri tarafından karşılanacağını söylediğini, davalılardan … A.Ş.’nin, müvekkili şirketten; malın gümrükten çekme işlemlerini gerçekleştirmek üzere, çözüm ortağı dedikleri diğer davalı … … firması adına bir vekaletname çıkartmasını talep ettiğini, müvekkilinin istenen vekaleti verdiğini ve malın davalı … … tarafından 25/04/2014 tarihinde … gümrüğünden çekilip müvekkili şirkete teslim edildiğini, Türkiye’den çıkış işlemleri de kendileri tarafından yapılacağından müvekkili şirkete konu ile ilgili herhangi bir evrak teslim edilmediğini, Orjinal Ata Karnesi de dahil tüm evrakların da davalılarda kaldığını, ilgili malzeme müvekkili şirket teknisyenlerince …’da … Genel Müdürlüğüne götürülerek sistem kurulduğunu ve test için teslim edildiğini, bu arada müvekkili şirketin elinde her hangi bir evrak olmadığı için Ata karnesinin üzerine; verilen 6 aylık yurtta kalma süresi konusunda bilgi sahibi de olmadığını, müvekkili şirket sorumlusunun cihazın ülkeye girişinin 1 seneyi doldurmasına 2 ay kala cihazın …’dan alınarak çıkış işlemleri için davalı … A.Ş.’ye teslim edilmesini talep ettiğini, 03/04/2015 tarihinde malların çıkış işlemleri için … ambarınca teslim alınmadığını, Gümrükçünün çıkış tescil işlemi için tescil memuruna gitmesi ile tescil memurunun bu ata karnesinin 6 aylık süreyi aştığı için cezai duruma düşüldüğünü ve ceza ihbarnamesinin müvekkili şirkete gönderildiğini ve cihazın çıkışının mümkün olmadığı söylediğini, davalı … Lojistikin, müvekkili şirkete bu konuya ilişkin bir tebligat gelip gelmediğini sormasını takiben 1-2 gün içinde ceza tebligatının müvekkili şirkete ulaştığını, davalıların yaptıkları işlem sırasında Ata Kamesi’ne verilen 6 aylık süreyi kontrol etmeyerek ve/veya müvekkiline bu konuda bilgi vermeyerek müvekkili şirket adına çok büyük bir ceza kesilmesine neden olduklarını, 21/04/2014 tarihînde … Konsorsiyomu tarafından gönderilen test cihazlarının ithalat ve gümrük işlemlerinin … Uluslararası Nakliye firmasını temsilen davalılardan… A.Ş.’nin üstlendiğini ve adı geçen muhatabın yönlendirmesiyle müvekkili şirket tarafından diğer davalı … Ltd. Şti.’ne 25/04/2014 tarihinde işlemleri gerçekleştirmesi İçin vekaletname verildiğini, ithalat işlemleri sırasında müvekkili … adına ATA Karnesi ile her türlü gümrük işleminin yapılabilmesi için verilen bu vekaletname ile… ve … …’nin bu konudaki tüm sorumluluğu üstlenmiş olduğunu, test işlemi için getirilmiş olan cihazların işlemler sona erdikten sonra geri gönderilmesi yani ihracatı işlemlerinin müvekkili şirket tarafından yapılması talebinin şirketin gümrük işlerinden sorumlu … tarafından 16/03/2015 tarihli bir mail ile davalı tarafa sorulmuş olduğunu ve ancak davalının geri gönderme işlemlerinin de taraflarınca yapılacağını belirtmiş olduğunu, davalıların cihazların geri gönderilmesi, ihracat işlemleri için başvuruları aşamasında müvekkili şirket aleyhine Gümrük İdaresi tarafından ATA karnesi ile ilgili ceza düzenlendiği anlaşıldığını, müvekkili şirketin ceza ile ilgili olarak idareye itirazlarından sonuç alınmaması üzerine müvekkili şirket tarafından cezanın iptali talebiyle Gümrük İdaresi aleyhine …. Vergi Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak davanın 18/05/2016 tarihinde red ile sonuçlandığını ve temyiz aşamasında müvekkili şirketin 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’dan yararlanarak 1.122.399,92-TL tutarındaki cezanın 387.227,98-TL olarak 18 ay içinde ödenmesi için yapılandırma yoluna gitmek zorunda kaldığını, yapılandırma işlemi ile müvekkili şirketin 387.227,98-TL ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, davalılara öncesinde taraflarınca yapılacağını bildirdikleri ithalat işlemlerini yapmamaları üzerine 03/01/2017 tarihinde … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile üslendikleri ithalat işlemini yapmaları ihtarında bulunulduğunu, davalıların ithalat işlemini yapmaktan imtina ettiklerini, bunun üzerine 16/01/2017 tarihinde, … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile aleyhlerinde dava açılacağı ihtar edildiğini, müvekkili ile davalılar arasındaki sözleşmenin tipik bir vekalet sözleşmesi olduğunu, vekalet sözleşmesinin edim fiilinin taahhüt edildiği bir sözleşme olup, edim fiilinin yerine getirilmesinden doğacak alacak ve borçlar gibi edim fiilinin gereği gibi yerine getirmemesinden doğacak borçların da müvekkili adına doğacak olduğunu, somut olayda da davalıların edimlerini ifa ederken özensiz davranmaları, sadakat borcuna, bilgi verme borcuna aykırı tutum ve davranışları ile müvekkili şirket aleyhine 1.122.399,92-TL tutarında idari para cezası düzenlenmesine neden olunduğunu, davalıların vekaleten üstlendikleri işi gereği gibi yerine getirmeyerek verdikleri zarar nedeniyle haksız fiil sorumluluklarının bulunduğunun tartışmasız olduğunu, davalıların üstlendikleri işi yaptığını, gümrükten malları çektiğini ve fakat o aşamada cihazlara ilişkin ATA karnesi süresi 6 oy olarak tespit edildiği halde bu süreyi takip ederek gereğini yerine getirmediklerini, sürenin uzatılmasını sağlamamış olduklarım, vekil olan davalıların, malları gümrükten çekip teslim ettikten sonra yapılan işe ilişkin detaylı bilgilendirme yapmayarak müvekkilinin, ATA karnesi için verilen 6 aylık süreden haberdar olmasını engellediğini, böyleee müvekkilinin davalıları bu konuda işlem yapmak konusunda 6 aylık süre dolmadan sürenin uzatılmasını sağlamaları konusunda uyarmasını da engellemiş ve cezanın doğmasına neden olmuş olduklarını, TBK 112. maddesine göre, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirket aleyhine kesilen 1.122.399,92-TL tutarındaki cezanın iptali için dava açmak zorunda kalındığını ve bu dava için masraf ve vekalet ücreti ödeyerek müvekkilinin maddî zarar görmüş olduğunu, bu aşama sonrasında da davalıların ihtaren uyarılmasına rağmen üstlendikleri işi hatalı işlemlere ilişkin sorumluluğu üstlerinden atar ifadelerle işi sonuçlandırmaktan imtina ettiklerini ve sorumlulukları dahilinde olan malın geri gönderilmesi/ihracatı işlemlerini de yapmayarak müvekkilinin zararının artmasına neden olduklarını, davalıların TBK 61. maddesi gereği verdikleri zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek; davalıların sebep olduğu idarece kesilen cezanın yapılandırma bedeli toplamı 387.227,98-TL ve idare aleyhine açılmak zorunda kalınan dava masraf ve vekalet ücretleri toplamı 75.000.00-TL olmak üzere toplam 462.227,98-TL’sının 16/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; Davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açılmış olduğunu, davacının davalılar hakkında dava açma hususunda aktif dava ehliyetine sahip olmadığını, müvekkili … … Ltd. Şti. yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, öncelikle, dava konusu olayın, yani gümrük giriş – çıkış işlemlerinin gerçekte nasıl gerçekleştiğinin ortaya konması gerektiğini, gümrük işlemine tabi eşyanın yurtdışından gelişinin dava dışı üçüncü şahıs … tarafından müvekkili… şirketine e-mail ile bildirildiğini, eşyanın göndericisinin dava dışı üçüncü şahıs … firması olup, gönderici … firmasının … firmasına talimat vermiş ve … firması tarafından da müvekkili … Denizcilikten eşyanın ithalat gümrüklemesinin yapılarak alıcısına kapı teslimi şeklinde teslim edilmesi talebinde bulunulduğunu, bu talep üzerine müvekkili… A.Ş. tarafından, teslimin ve işlemin ne şekilde gerçekleşeceğinin … firmasına sorulduğunu ve ayrıca fiyatlama onayı istendiğini, bu suretle teslime ilişkin teyit ve fiyatlama onayının alınmış olunduğunu, müvekkili… A.Ş.’nin bu suretle eşyanın gümrüklenmesine yönelik olarak … firması ile hukuki ilişkiye (gümrük hizmeti) girdiğini, eşyanın ithalatı ATA Karnesi ile yapılacak olduğundan, bunun için, yani ATA Karnesi ile ithalatı yapılan eşyayı gümrükleyip alıcısına teslim edebilmek için, müvekkili… A. Ş.’nin eşyanın alıcısı konumundaki davacı şirketten gerekli bilgi ve belgeleri istemiş olup, ATA Karnesi ile yapılan ithalat geçici ithalat olduğundan ve bu sebeple ATA Karnesi muhteviyatı eşyanın testlerinin kim tarafından ve nerede yapılacağının ilgili gümrük müdürlüğüne alıcısı tarafından bildirilmesi gerektiğinden eşyanın alıcısı konumundaki davacı şirketin, … Müdürlüğü’ne hitaben yazdığı yazı ile “ürünlerin testlerinin kendi firmaları tarafından ve kendi adreslerinde yapılacağını” bildirmiş olduğunu, eşyanın alıcısı konumundaki davacı şirketin, müvekkili… A.Ş.’nin talebi doğrultusunda diğer müvekkili … Gümrük şirketine … işlemlerinin adlarına yapılarak eşyanın gümrükten çekilmesi için gerekli vekaletnameyi verdiğini ve gümrük işlemlerinin bu müvekkili tarafından yapılmış olduğunu, gerekli bilgi ve belgelerin tamamlanması üzerine, söz konusu … işleminin … firmasının taleplerine uygun olarak yerine getirildiğini ve ithal konusu eşyanın, eşyanın alıcısı konumundaki davacı şirkete, ATA karnesi kopyası ve diğer evraklarla birlikte eksiksiz olarak teslim edildiğini ve davacı şirketten buna ilişkin teyit yazısının alınmış olduğunu, müvekkilinin, işbu … hizmetini … firmasına vermiş olup, nitekim, … işleminin tamamlanarak eşyanın alıcısına teslim edildiğini … firmasına bildirdiğini ve hizmet bedelini de bu firmaya fatura etmiş olduğunu, müvekkillerinden… A.Ş.’nin ithalat konusu … hizmetini davacı şirkete değil üçüncü şahıs … firmasına vermiş olup, müvekkilinin işbu gümrük giriş işlemleri ile ilgili ifa borcunun, hizmeti vermiş olduğu ve aralarındaki hukuki ilişkinin tarafı olan … firmasına karşı olduğunu, diğer müvekkili … Gümrük şirketinin, sadece … işlemini vekil sıfatıyla gerçekleştiren taraf olup, bunun haricinde davacı şirket ve işlemle hiçbir irtibatı bulunmadığını, … Gümrük şirketinin, … Denizcilik’in talimatıyla ve fakat işlemin yapılabilmesi için eşyanın alıcısının vekaletine ihtiyaç duyulduğundan bu sebeple kendisine davacı tarafça verilen vekaletname ile, hukuki iş ve işlemlerin tarafı olmaksızın münhasıran … işlemini gerçekleştirmiş olup, işin kapsam ve mahiyeti (örneğin teslim) ile ve dolayısıyla taraflar arasındaki hukuki ilişki ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, ithalat konusu eşyanın asıl sahibinin dava dışı yabancı … firması olduğunu, Türkiye’de yerleşik olan davacı şirketin işbu eşyayı … firmasından geçici olarak ithal etmiş olduğunu, yabancı … firmasının eşyanın nakil işlemi için dava dışı yabancı … firması ile kapıya teslim anlaşma yaparak eşyayı … aracılığıyla Türkiye’ye gönderdiğini, … firmasının, işbu taşıma işleminin kapıya teslim gerçekleşmesi için müvekkili… ile anlaştığını, müvekkili… A. Ş.’nin, … işlemini çözüm ortağı olan diğer müvekkili … Gümrük firmasına yaptırdığını, … işleminin usulüne uygun yapılıp söz konusu eşyanın, eşyanın alıcısı olan davacı şirkete eksiksiz olarak teslim edildiğini, yabancı … firmasına olan kapıya teslim borcunu bu suretle ifa eden müvekkili… A. Ş.’nin, hizmet bedelini … firmasına fatura ederek bu firmadan tahsil ettiğini, bu suretle söz konusu eşyanın Türkiye’ye geçici ithalatı gerçekleşmiş olup, eşyanın tabi olduğu ithalat rejimi uyarınca da işbu eşyanın Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçici sahibinin davacı şirket olmuş olduğunu ve dolayısıyla eşyaya ilişkin tüm sorumluluğun da davacı şirkete ait olduğunu, davacı şirketin, geçici ithalat rejimine tabi olarak ithal ettiği eşyayı teslim aldıktan sonra, eşyanın gümrük çıkış işlemleri yapılıncaya kadar, müvekkili şirket ile herhangi bir irtibatta bulunmadığını, eşyanın gümrük çıkış işlemleri için dava dışı … firmasının müvekkili… ile temas kurarak eşyanın ATA karnesi dahilinde döndürülmesi ile ilgili talimat verdiğini, bunun üzerine, müvekkili…’in, eşyanın geri dönüş işlemleri ile ilgili fiyatlandırmayı yaparak talepte bulunan … firmasına gönderdiğini, müvekkili tarafından gümrük çıkış işlemlerinin yapılabilmesini teminen davacı şirketten vekaletname talep edildiğini, bunun üzerine davacı şirketin, çıkış gümrüklemesinin kendileri tarafından yapılacağını bildirerek ATA karnesi aslının … ofisinde hazır edilmesini istemiş olduğunu, görüldüğü üzere, çıkış gümrüklemesi işlemlerinin müvekkilleri tarafından yapılmamış olduğunu, aksine çıkış işlemlerinin bizzat kendileri tarafından yapılacağının davacı şirket tarafından bildirildiğini, müvekkilinin çıkış işlemleri sırasındaki tek sorumluluğunun kendisinden talep edildiği şekilde ATA karnesi aslının … ofisinde hazır edilmesidir ki, zaten söz konusu karnenin kıymetli evrak olması nedeniyle başından beri muhafaza edildiği yer müvekkilinin … ofisi olduğunu, nitekim bu hususun davacı tarafın da kabulünde olup, ATA Karnesinin hazır edilmediği yönünde bir iddianın ileri sürülmediğini, çıkış gümrüklemesinin yapılamamasının sebebinin ATA karnesi aslının hazır edilememesi olmadığını, her iki müvekkilinin de çıkış gümrüklemesi île ilgisi ve dolayısıyla sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle işlemin yapılamaması sonucunda muhatap olunan cezanın, zarar tazmini adı altında müvekkillerinden tahsilinin talep edilmesinin mümkün bulunmadığını, davacı şirket ile davalılar arasında bir vekâlet ilişkisi bulunmadığını, müvekkili…’in sorumlu olduğu tek şeyin eşyanın alıcısına teslimden ibaret olup, müvekkilinin ithal eşya üzerinde tasarruf hakkı bulunmadığını, bu hakkın davacı şirkete ait olup, davacı şirketin, rejim hak sahibi olarak eşyanın hangi statüde geldiğini ve eşyadan ne şekilde istifade edileceğini bilen ve buna göre hareket etmesi lazım gelen kişi olduğunu, müvekkillerinin, ithal eşyanın hangi rejime tabi olarak yurda girişinin yapıldığım bilmek zorunda olmadığını, bu zorunluluğun da davacı şirkete ait olup, dolayısıyla, ithal eşyanın hem kullanım ve takip, hem hasar ve nefi, yani tüm tasarruf ve sorumluluğu, eşyanın teslimi anından itibaren davacı şirkete ait olduğunu, davacı şirketin, eşyanın zamanında yurtdışı edilmemesi, yani ithal eşyanın tabi olduğu rejime aykırı davranılmış olması nedeniyle idari para cezasına muhatap olduğunu, TTK. 18/2. maddesi gereğince, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, davacı tarafın daha önce de benzer bir ithalat işlemi gerçekleştirmiş olup, ithal eşya rejimini, yani yapması gereken iş ve işlemleri çok iyi bilmekte olduğunu, davacı şirketin, ithal eşyayı, eşyanın tabi olduğu rejimi bilerek ithal ettiğini, ATA karnesi ile yapılan ithalatta, eşyanın kullanım yeri ve getiriliş amacının belirtilmek zorunda olduğunu, nitekim söz konusu eşyanın, davacı tarafça … kurumunda test edilmek amacıyla ithal edilmiş olduğunu, bu hususun davacı tarafın kabulünde olduğunu, oysa davacı şirketin, söz konusu ithal eşyanın kullanım yeri olarak, … Müdürlügü’ne hitaben yazmış oldukları yazıdan da anlaşılacağı üzere, kendi şirket adresini gösterdiğini, ancak, yazışmalardan da anlaşılacağı üzere, ithal eşyayı … kurumunda kullanmış olduğunu, ithal eşyanın kullanım yerinin değişmesi ya da buna ilişkin yanıltıcı bilgi verilmesi sebebiyle muhatap olunan bir para cezası varsa, iş bu zararın müsebbibinin müvekkilleri değil davacı tarafın bizatihi kendisi olduğunu, davacı tarafın kendi kusurlu davranışıyla oluşturduğu zarara katlanmak zorunda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, ATA Karnesi rejimine istinaden geçici süreli olarak ithal edilen eşyanın süresinde yurtdışına çıkış işlemlerinin yapılmaması nedeniyle uğranılan zararın, zarara neden oldukları ileri sürülen davalılardan tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, …. Vergi Mahkemesi’nin … E., … K. Sayılı dosyası, eşyanın ithaline ilişkin bilgi ve belgeler, tarafların birbirlerine gönderdikleri ihtarnameler ve yazışmalar dosya arasına alınmış, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde de inceleme yaptırılmak suretiyle bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor temin edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davacı şirketin distribütörü olduğu … firmasının, … tarafından açılan bir ihaleye katıldığı, … kurumunun … firmasından test için bir sistem kurmasını istediği, … firmasının malzemeyi hazırlayıp ATA karnesine bağlayarak Türkiye’ye gönderdiği, … firmasının ATA karnesine alıcı kısmına kendi ismini … firmasının Türkiye distribütörü olduğu için davacı şirketin ismini, …’dan lojistik işlerini yürütmesi için anlaştığı … … isimli firmayı ve bu firmanın Türkiye acenteliğini yürüten davalı… A. Ş.’nin ismini yazdığı, … firmasının davacı adına ihraç ettiği malzemeleri Türkiye’ye taşıması için dava dışı … Ltd. firması ile anlaşma yaptığı, dava dışı … firmasının, Türkiye acenteliğini yürüten davalı… A. Ş. ile taşımaya konu malzemenin söz konusu tüm gümrük ve lojistik işlerini yapması için görüşme yaptığı ve davalı… A. Ş.’nin Türkiye’ye gelecek olan malın gümrükten çekme işlemlerini birlikte gerçekleştirmek üzere diğer davalı … … firması adına vekâletname çıkartılmasını davacı şirketten talep ettiği, davalı … … Ltd. Şti. adına çıkartılan vekâletname gereğince yurtdışından gelen malı 25/04/2014 tarihinde … gümrüğünden çekip davacı şirkete teslim ettiği, ancak, söz konusu malın Türkiye’den çıkış işlemleri sırasında 6 aylık yurtta kalma süresinin dolmuş olduğu, söz konusu malzemelerin yurda girişi üzerinden 10 aylık süre geçtiği, ATA karnesinin 6 aylık süreyi aştığı için davacı şirketin cezai duruma düştüğü, bunun üzerine … Müdürlüğünce düzenlenen 24/04/2015 tarihli ve 1.122.399,92-TL tutarlı Para Cezası kararının 05/05/2015 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, davacı tarafından 12/05/2015 tarihinde … Müdürlüğünün Para Cezası kararına itiraz edilmişse de, … Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nün 06/07/2015 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verildiği, davacı tarafından, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nün 06/07/2015 tarihli red kararı karşı ….Vergi Mahkemesinin… E. sayılı dosyası ile idari para cezasının iptaline karar verilmesi talebiyle dava açıldığı, ….Vergi Mahkemesi’nin 18/05/2016 tarih ve… E., … K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı Danıştay … Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası nezdinde temyiz talebinde bulunulduğu, davacı tarafın … Müdürlüğüne 24/11/2016 tarihinde dilekçe vererek, Danıştay nezdinde görülmekte olan davadan vazgeçtini ve 6736 sayılı kanun hükümlerinden yararlanmak istediğini beyan ettiği, Danıştay … Dairesi’nin 20/02/2017 tarih ve 2016/… E., 2017/… K. sayılı kararı ile, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun hükümlerinden yararlanmak için davacı tarafından başvuruda bulunduğu bildirildiğinden, konusu kalmayan istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davacının, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun kapsamında para cezasını aylık 21.512,66-TL eşit taksitler halinde ödenmek üzere 18 taksit ile yapılandırdığı anlaşılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti 06/02/1961 tarihinde Brüksel’de düzenlenen Eşyaların Geçici Kabulü İçin ATA Karneleri Hakkındaki Gümrük Sözleşmesi eklerinden “Sergi ve Fuarlar”, “Mesleki Teçhizat” ve “Ticari \ Numuneler” sözleşmelerini 14/9/1972 tarihli ve 1619 sayılı Kanun ile kabul etmiş ve 23/11/1974 tarihinden itibaren uygulanmaya başlamıştır. ATA Karnesi ibrazı suretiyle Türkiye’ye geçici ithali yapılacak eşyaya ilişkin olarak gümrük idarelerince sözleşmede belirtildiği şekilde işlem yapılır. Geçici ithali talep edilen eşyanın ülkemizin taraf olduğu sözleşmeler kapsamında getirilebilecek eşya listesinde yer alması ve belirtilen şartlan taşıması zorunludur. ATA Karnesi, beyanname yerine geçen bir belge olduğundan, ayrıca geçici giriş beyannamesi düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Karne hamilinden açık tebligat adresinin ve kimlik bilgilerinin bildirilmesi istenir ve ibraz edilmesini müteakip karnenin geçerlilik süresi içerisinde olmak kaydıyla tescili yapılır. ATA karnesini almak için müracaat eden tacir o ülkede ne kadar kalacağını rejimin süreler bölümünde bilerek teminat yatınp ATA karnesini almaktadır. Tebliğin süreler bölümünde de farklı gruptaki eşyalar için değişik süreler öngörülmüştür.
Dava konusu … nolu ATA karnesin davacı taraf adına düzenlendiği ve alıcı kısmında davacı tarafın yazılı olduğu, ATA karnesinin Türkiye’deki gümrük işlemleri için davacı tarafından davalı … … Ltd. Şti.’ne vekâletname verildiği ve Türkiye’deki gümrük işlemlerinin davacı taraf adına davalı … … Ltd. Şti. tarafından yerine getirildikten sonra eşyanın davacıya teslim edildiği, ATA karnesinde eşyanın yurtiçinde kalma süresinin altı ay olduğu, bunu da gönderici firma ve davacı firmanın bilmesi gerektiği, 4458 Sayılı Gümrük Kanunu ile Gümrük Yönetmeliği’nin ilgili hükümleri dikkate alındığında bu konudaki sorumluluğun davacı firmada olup davalılara bu konuda kusur adledilecck bir kusurun bulunmadığı, ATA karnesi muhteviyatı eşyaların süresi içerisinde yurt dışı edilmemesinden dolayı sorumluluğun, eşya sahibi olan ve adına gümrük işlemleri yapılan davacı olduğu, davacı firmanın … firması adına işlem yaparken basiretli tacir sıfatıyla işlem yapmadığı, süreleri takip etmediği, ATA karnesi sözleşmesine istinaden bir eşya gönderen firmanın o ülkede ne kadar kalabileceği, ne şartlarla süre uzatılabileceği sözleşme şartlarında mevcut olup bu sözleşmeyi peşinen kabul etmiş olarak eşya gönderdiğinin kabulü gerektiği, davalı tarafın sorumluluğundan bahsedilebilmesi için gümrük idaresinde yapmış olduğu işlemlerde mevzuata aykırılık bulunduğunun ispat edilmesi gerektiği, ancak davalı tarafın yaptığı işlemlerde herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, davalıların davacının iddia ettiği zararın meydana gelmesinde bir kusurlarının bulunmadığı anlaşıldığından, davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2- Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 7.893,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.834,40-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi AAÜT 13/4. maddesi gereğince 4.080,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
01/04/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır