Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/293 E. 2018/699 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/293
KARAR NO : 2018/699
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2014
KARAR TARİHİ : 05/07/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat.davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, temlik eden tarafından davalı bankanın … şubesine yatırılan ve 19/12/2014 tarihinde müvekkile temlik edilen toplam 374.075-USD mevduatın davalın bankanın sorumluluğu nedeniyle davalı bankadan hükmen tazmin ve tahsiline, 124.760 USD alacağa paranın bankaya yattığı tarih olan 01/11/1999 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı 4/a maddesi gereğince temerrüt faizi uygulanmasına, 124.650 USD alacağa, paranın bankaya yattığı tarih olan 01/11/1999 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince temerrüt faizi uygulanmasına, 124.665 USD alacağa, paranın bankaya yattığı tarih olan 01/11/1999 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince temerrüt faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek hür türlü borcun … tarafından üstlenmesi sebebi ile ve 5411 sayılı kanun m.107/5b-5 m.107/6 m. 140 mucibince ve … nin taraf olduğu sözleşmeler uyarınca müvekkil bankanın sorumlu olmadığını, davada Müvekkil Bankanın değil hisse devir sözleşmesinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek borçları … üzerlenmiş ve hisse devir sözleşmesinden önceki işlemlere ilişkin borçlar yasa gereği … üzerine nakil edilmiş olduğundan sadece … nin davalı sıfatı olması gerektiğinden, bu sebeple öncelikle HUSUMET itirazlarımızın kabulüne karar verilmesini, Hisse Devir Sözleşmesinin 6.13. maddesi ve yürürlükte olan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107. maddesinin 6. fıkrası ve eski 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14. maddesinin 6. fıkrasının c bendi uyarınca Alacaklı (Davacı) rızası aranmayacağından HMK 124/2 kapsamında davanın husumetten reddine karar verilmesini, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olup yetkili İstanbul Mahkemelerinde açılması gerektiğinden yetkisizlik kararı verilmesini, itirazlarının reddi halinde dava, süresi içinde açılmadığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, Aksi halde davanın esas yönünden reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretini davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Fer’i müdahil … vekili beyanında özetle; fer’i müdahale taleplerinin kabulünü, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini, itirazlarının reddi halinde, dava süresi içinde açılmadığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine, aksi halde davanın esas yönünden reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri müdahil … vekili beyanında özetle, asıl muhatabın … olduğunu, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde ileride müvekkil kurumun hak kaybına ve zarara uğramasını önlemek üzere davaya davalı yan yanında fer’i müdahil olarak katılmalarına, usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 10/07/2015 tarihinde … Esas… Karar sayılı ilamla davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ve hükmün davacı vekili ve İhbar olunan … vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 15/12/2016 gün ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile; (…Davacı vekili, müvekkiline alacağını temlik eden …’ın …bank AŞ’nin… Şubesine toplam 374.075-USD mevduatını yatırdığını, iadesi istendiğinde paraların … hesabına aktarıldığı ve off shore mevduatların sigorta kapsamı dışında olduğu bildirildirilerek ödenmediğini, davalının müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek; toplam 374.075 USD mevduatın davalı bankadan hükmen tahsiline, 124.760 USD alacağa paranın bankaya yattığı tarih olan 01/11/1999 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı 4/a maddesi gereğince temerrüt faizi uygulanmasına, 124.650 USD alacağa, paranın bankaya yattığı tarih olan 01/11/1999 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince temerrüt faizi uygulanmasına, 124.665 USD alacağa, paranın bankaya yattığı tarih olan 01/11/1999 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı…Bank A.Ş. ve fer’i müdahiller vekilleri davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; temliknamelere göre davacının temlik aldığı alacağının aslında temlik eden tarafından davadan önce bankaya temlik edildiği anlaşıldığından davacının davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile fer’i müdahil … vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararı temyiz eden fer’i müdahil …’ın dilekçesi temyiz defterine kaydedilmediği gibi, temyiz harcının yatırıldığına dair makbuza da dosya içinde rastlanmamıştır. Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK’nın 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Bu itibarla, fer’i müdahil … vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davanın açıldığı 24.12.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının alacağını temlik aldığı şahsın ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle fer’i müdahil … vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA…) karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay Bozma İlamına uyulmuştur.
Yukarıya alınan bozma ilamı içeriği de dikkate alındığında ve Mahkememizce iddia ve dosya kapsamına göre ve davanın her aşamasında re’sende dikkate alınması zorunlu bulunan görev hususu bakımından yapılan değerlendirmede; somut olayda uyuşmazlığın bankacılık işleminden kaynaklandığı, 6502 sayılı sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bir tarafını tüketicinin oluşturduğu bankacılık işlemlerinden kaynaklı anlaşmazlıklarda anılan kanunun 3/1-k,1, 4/3, 73/1, 83/2 ve Geçici 1. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğu sabittir.
Açıklanan bu nedenlerle, mahkememizce uyulan Yargıtay bozma ilamı dikkate alınarak, somut olayda Tüketici Mahkemelerinin davaya bakma hususunda görevli bulunduğu, Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın görev yönünden usulden reddine, dosyanın kesinleşmesi sonrası talep halinde İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan
Üye
Üye
Katip