Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/265 E. 2020/304 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO: 2018/265 Esas
KARAR NO: 2020/304

DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 22/03/2018
KARAR TARİHİ: 07/07/2020

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan Ticari Şirket ve Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin bir aile şirketi olduğunu, halen davalı şirketin %50 hissesinin müvekkiline ait olduğunu, davalı şirketi 26/12/2011 tarihinden beri …’ın müdür sıfatıyla temsil ve idare edildiğini, …’ın müvekkili de dahil tüm kardeşlerinin üzerinde sahip olduğu otorite ve nüfuz sayesinde şirketin hesaplarına ve kazançlarına ilişkin olarak müvekkili ve diğer kardeşlerine hiçbir zaman bilgi vermediğini, kap paylarını zimmetine geçirdiğini ve ortaklara kar payı ödemesi yapmadığını, bu nedenlerle müvekkili şirketin davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini, aksi kanaatte davalı şirketin feshine ve tasfiyesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00-TL kar payının ve 7.000,00-TL ortaklık payının (reel değerinin), ticari reeskont faiziyle birlikte davalı yandan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalılar vekili tarafından Mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının hissesinin gerçek durumu yansıtmadığını, asıl sorunun güven ilkesine dayalı olarak davacı adına tescil edilen taşınmazdan kaynaklandığını, şirketin emeğe dayalı olarak yürüyen bir şirket olması nedeni ile kazancının olmadığının sabit olduğunu, müvekkilinin 13 yıl boyunca şirketi yöneten davacıya bilgi vermemesinin gerçekci olmadığından açılan davanın reddi gerektiğini, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA D A V A /
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ve davalı …’ın “… Ltd. Şti” nin %50’şer hisseye sahip ortağı olduğunu, … kayıtları incelendiğinde davalı şirketin 26/12/2011 tarihinden beri davalı … müdür sıfatıyla temsil ve idare etmekte olduğunu, bununla birlikte …’ın kardeşlerin en büyüğü olması nedeniyle, gerçekte davalı şirketi kuruluşundan bu yana tek başına adeta kendi şahsi firmasıymış gibi idare ettiğini, tapuda davalının adına kayıtlı olan taşınmazların tamamı, esasen şirketin ticari gelirleri ile satın alınmış olduğundan, bu taşınmazların ya şirket adına kayıtlı olması ve şirket envanterinde görünmesi gerektiğini ya da hisseleri oranında müvekkil ve diğer ortaklar adına tescil edilmeleri gerektiğini, bu nedenlerle … Tic. Ltd. Şti. Adına kayıtlı olması gereken ancak davalının haksız bir biçimde kendi uhtesinde bulundurduğu, kendi adına tescil ettirdiği araçlar ve gayrimenkulleri ve banka hesaplarındaki TL ve döviz cinsi paraları, Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca şirkete iadesine, Davalı …’ın adına kayıtlı araç ve gayrimenkulleri ve banka hesaplarındaki paraları, müvekkilinden kaçırmak kastıyla 3. Kişilere devretmesinin/aktarmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir uygulanmasına, aralarında hukuki bağlantı bulunması nedeniyle, işbu davanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
G E R E K Ç E /
Davacı asil tarafından kimlik tespiti ile 06/07/2020 tarihli dosyaya ibraz edilen dilekçe ile davadan feragat ettiğini ve vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını bildirmiş, aynı tarihli davalı şirket yetkilisinin kimlik tespiti ile dilekçe ekinde sunulan imza sirküleri örneği sunduğu, dilekçede karşılıklı uzlaşma sağlanması nedeni ile davacı tarafın feragat ettiğini bu nedenle vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunulmadığı beyan edilmiştir.
Bu durumda; davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olan feragat, yapıldığı andan itibaren maddi anlamda “kesin hükmü” tüm neticeleri ile doğuran ve davayı esastan sona erdiren bir hukuki işlemdir. Mahkemenin yaptığı ise bu durumun tespitinden ibarettir. Davacının davasından feragat ettiği, kamu düzenine ilişkin bir dava da olmadığı nedenle asıl ve birleşen davaların feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan gerekçe ile ;
1-Asıl ve Birleşen davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Asıl davada, Harçlar Kanunu 22. maddesi dikkate alınarak, alınması gereken 36,26-TL harcın peşin alınan 170,78-TL’den mahsubu ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde fazla yatırılan 134,52-TL’nin davacı yana İADESİNE,
Birleşen davada, Harçlar Kanunu 22. maddesi dikkate alınarak, alınması gereken 36,26-TL harcın peşin alınan 170,78-TL’den mahsubu ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde fazla yatırılan 134,52-TL’nin davacı yana İADESİNE,
3-Asıl ve birleşen davada; Tarafların taleplerine binaen vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Asıl ve birleşen davada; taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,
5-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara yana İADESİNE,
Dair; dosya üzerinden verilen karar tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.07/07/2020

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır