Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/237 E. 2018/210 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/237
KARAR NO : 2018/210
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2018
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan tensip incelemesi sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … parsel içerisinde bulunan davalı şirkete ait baz istasyonu 08.02.2012 tarihinde akdedilen Kira Sözleşmesi kapsamında 31.12.2016 tarihine kadar kira akdi çerçevesinde kullanıldığını, daha sonra kira sözleşmesinin sona erdiğini ve bu alanlara ilişkin yeni bir kira sözleşmesi imzalanması yönündeki görüşmelerden bir sonuca varılamadığını, fakat davalı tarafından dava tarihine kadar haksız kullanıma devam edildiğini, söz konusu taşınmazdaki müdahalenin men’i ve kaldırılması ile taşınmazın eski haline getirilmesine, haksız işgal dönemine ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000.-TL ecrimisil bedelinin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
G E R E K Ç E /
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : … Karar No : … sayılı ilamında belirtildiği üzere; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Davalının ticari işletmesiyle ilgili bir kira sözleşmesi bulunmasına karşın, davacının ticari işletmesiyle ilgili bir kira sözleşmesi olmaması, her ne kadar davacı taraf da tacir olup telekomünikasyon alanında faaliyet gösteriyor ise de davacının tapu kayıtlarında malik olarak göründüğü taşınmaz üzerinde davalı tarafından kurulan baz istasyonu ile ilgili bir ihtilaf bulunuyor olması, bu sebeple de her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan bir uyuşmazlık bulunmaması sebebiyle mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : … Karar No : … sayılı ilamında dava konusu olayımıza benzer bir olayda da “Dava konusu taşınmaz davacı tarafından 01.03.2012 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalı derneğe kiralanmış, davalı dernek tarafından taşınmazın çatısı diğer davalı …A.Ş.ne kiralanmıştır. Bu durumda davacının tüm talepleri asıl olarak kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup dava 27.11.2013 tarihinde açılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan HMK. 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.” görüşüne yer verilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No : … ve 27.11.2017 tarihli kararında da belirtildiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
HMK.115 madde uyarınca ; dava şartlarının bulunup bulunmadığını mahkeme her aşamada resen incelemek zorundadır.HMK.114/c uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır.HMK.30 madde uyarınca yargılamanın en az giderle ve makul sürede sonuçlanması esas olup , somut uyuşmazlıkta görevsiz mahkemede dilekçe teatilerinin beklenilmesi mahkememizi görevli hale getirmeyeceği gibi taraflar arasından ancak zaman kaybına neden olacaktır bu nedenle tensiben görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca; davanın görev yönünden usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde HMK madde 20 uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE, gönderilmesine, şayet yasal iki haftalık süre içerisinde taraflarca talep edilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331/2 md. uyarınca harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar OLUŞTURULMASINA,
4-Karar yanların yokluğunda alınmış olmakla resen tebliğine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda TENSİBEN karar verildi.
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır