Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/228 E. 2021/451 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/228 Esas
KARAR NO:2021/451

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:08/03/2018
KARAR TARİHİ:10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacılardan alacaklı … adına ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu firma … … A. Ş. hakkında başlatılan icra takibine karşı, firma vekili tarafından haksız yere itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davacı …’nun icra takibinden sonra söz konusu alacağının bir bölümünü temlikname ile diğer davalı alacaklılar … ve …’a temlik ettiğini, davacı …’nun, 2017 yılı başından itibaren … A.Ş.’de bulunan bir kısım nakit parası ile değişik tarihlerde ve miktarlarda … A.Ş.’deki TL ve USD hesaplarından, davalı … DÖVİZ firmasının yine … A.Ş.’de bulunan TL ve USD hesaplarına havale yolu ile para göndermek sureti ile TL karşılığı Döviz ve Döviz karşılığı TL alım işlemleri yaptığını, davacı tarafından gönderilen bu meblağlara karşılık olarak, davalı … DÖVİZ firmasından müvekkili hesabına havale yolu ile bir kısım ödemeler yapıldığını, müvekkili tarafından davalı firmaya toplam 640.000,00-TL ve 10.000,00-USD gönderildiğini, davalı firmadan müvekkiline yapılan ödemelerin ise toplam 50.000,00-TL ve 3.000,00-USD olduğunu, buna göre müvekkilinin davalı firmadan olan alacağının 616.000,00-TL olduğunu, takip çıkışının dava tarihi itibari ile 664.596,47-TL olduğunu, yapılan görüşmelere rağmen davalı tarafından söz konusu alacağın ödenmediğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın şimdilik 664.596,47-TL’lık kısım yönünden iptaline, bu miktar üzerinden % 20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacıların tacir olmadıklarını, bu nedenle Mahkemenin görevsiz olduğunu, davacının gönderdiğini iddia ettiği paraların, muhtelif tarihlerde 640.000,00-TL ve 10.000,00 USD olduğunu, davacıya gönderilen paranın ise 3.000,00-USD ve 50.000,00-TL olduğunu, davacının iddialarının yersiz olduğunu, davacının anapara alacağının 616.000,00-TL olduğu yönündeki iddiasının doğru olmadığını, davacılardan …’nun, alacağını temlik ettiğini, temlik beyannamesi incelendiğinde, alacağını garanti dahi etmediğinin anlaşıldığını, davacının müvekkiline para havale ettiğine ilişkin iddiasını ispat etmesi gerektiğini, banka dekontlarında paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklamanın da bulunmadığını, davacının havale ettiğini iddia ettiği ve ispat aracı olarak dosyaya ibraz ettiği makbuzların esasında bir ödeme karinesini ortaya koymakta olduğunu, dekontlarda hiçbir açıklama bulunmadığını, havalenin kural olarak bir ödeme vasıtası olduğunu, aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, … A. Ş. … Şubesi’ne ait hesap ve gönderilen paralara ilişkin bilgi ve belgeler dosyamız arasına alınmış, bilirkişi …’den 30/05/2019 tarihli rapor temin edilmiştir.
Bilirkişi 30/05/2019 tarihli raporunda, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmekten kaçındığını, buna göre sadece … A. Ş. tarafından gönderilen bilgi ve belgelere göre inceleme ve değerlendirme yaptığını belirtmiştir.
Davacı vekili 02/01/2020 tarihli dava ve delil listesini ıslah dilekçesini dosyaya sunmuş ve ıslah dilekçesi ile, HMK 22/5. maddesi gereğince delil olarak münhasıran davalı tarafın ticari defterlerine dayandıklarını, taleplerinin kabulü ile davalının ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın şimdilik 616.000,00-TL’lik kısım yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun 22/5. maddesi; “(5) taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, Mahkememizce davacı tarafın ıslah dilekçesi gözönünde bulundurularak davalı tarafa davacı ile ticari ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve kayıtlarını sunması hususunda değişik tarihli ara kararları ile süre verilmiş, son olarak 07/05/2021 tarihli ara kararı ile davalı adına ihtaratlı davetiye çıkarılarak ticari defterlerini 04/06/2021 tarihinde hazır etmesi hususunda süre verilmiş olmasına rağmen davalı tarafça ticari defterlerin ibrazından kaçınılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın, kendisine kesin süre verilmesine rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması ve 6100 Sayılı HMK’nun 222/5. maddesi hükmü dikkate alınarak davacı tarafın iddiasını ispat ettiği, davalıdan talep etmiş olduğu miktar kadar alacaklı olduğu Mahkememizce kabul edilmiş, HMK 26. maddesi gereğince taleple bağlılık ilkesi de gözönünde bulundurularak davacı tarafından açılan itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu itirazında haksız görülürse davacı tarafından açıkça talep edilmiş olması şartıyla icra inkâr tazminatına hükmedilecektir. Borçlunun itirazında haklı veya haksız olması ise alacağın likit(belirli) olup olmamasına bağlıdır. Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı tarafından değişik tarihli havale işlemlerin dayalı alacak isteminde bulunulmuştur. Bu durumda davalı/borçlu alacağın miktarını bilmektedir, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davacı tarafça açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 616.000,00-TL üzerinden takip talebindeki şartlarla DEVAMINA,
2- İİK 67/2. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 123.200,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
3- Alınması gerekli 42.078,96-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 7.700,43-TL harcın mahsubu ile bakiye 34.378,53-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 7.700,43-TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yapılan ve 35,90-TL başvurma harcı, 5,20-TL vekâlet harcı, 1.250,00-TL bilirkişi ücreti, 6,50-TL dosya masrafı ile 255,50-TL posta masrafından ibaret toplam 1.553,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 47.850,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.10/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır