Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/223 E. 2019/373 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/223 Esas
KARAR NO : 2019/373
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/03/2018
KARAR TARİHİ: 03/05/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Turizm sektöründe otelcilik alanında hizmet veren davacı …Ş.’nin davalı …A.Ş.’ye değişik tarihlerde “Oda-Konaklama, Pansiyon, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon-Kuru Tedaviler, Restoran-İçeçek, Konaklama Bedeli” adı altında çeşitli hizmetler verdiğini, verilen hizmetler karşılığında fatura düzenlendiğini ve bu faturaları davalı şirkete teslim ettiğini, bu hizmetleri teslim alan davalı şirketin faturalara süresi içerisinde tutarına ya da verilen hizmet içeriğine herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi ticari defterlerine de işlediğini, davacı şirket faturalardan kaynaklanan alacağının ödenmesini uzun süre beklemesine rağmen davalı borcunu ödemediğini, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü … numaralı dosya ile takip başlatılmışsa da davalının haksız yere borca itiraz etmesi üzerine takip durduğunu, davacı şirketin alacaklı olduğunu gösteren cari hesap kayıtları ve faturaların ekte sunulduğunu, bu nedenlerle, davacının alacaklı olduğunun tespiti ile ve fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla, İstanbul … İcra Müdürlüğü… E. Sayılı dosya üzerindeki itirazın iptaline, davalı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; İşbu davanın reddedilmesi gerektiğini, davalı şirketin davasının iddiasının aksine davaya konu tutar bakımından harhangi bir borcu bulunmadığını, davacı taraf mezkûr takibi cari hesap açıklamasına dayandırdığını ancak ne cari hesap sözleşmesi ne de kat edildiğine dair ihtarname sunduğunu, davacı tarafın her ne kadar “cari hesap kayıtları” adı altında belgeler ibraz ettiğini ve alacak hakkını ispatlar nitelikte olduğunu iddia etse de, söz konusu evraklar kendisi tarafından tek taraflı olarak oluşturulmuş olup ispata muhtaç olduğunu, davacı taraf sunduğu faturaların “Oda-Konaklama, Pansiyon, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon-Kuru Tedaviler, Restoran-İçecek, Konaklama Bedeli” adı altında hizmetler için sağlık sektörünün saygın kuruluşlarından biri olan davalı şirkete verildiğini iddia ettiğini, ancak bahsi geçen hizmetleri verdiğini ve/veya anlaşmalara uygun bir şekilde verdiğini ispatlar nitelikte bir delil sunmadığını, ayrıca teslim edildiği iddia edilen faturaların teslimine ilişkin de bir belge sunulmadığını, huzurda görülen dava konusu icra takibi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı tarafından icra inkâr tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını, icra inkar tazminatı ancak takip konusu likit ve bilinebilir olduğu durumlarda ve takibin yasal koşullarda yapılması durumunda talep edilebileceğini, bu nedenlerle, davacının tüm taleplerinin ve haksız davasının reddine, kötü niyetli icra takibine girişen davacı tarafın % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/borçlu vekilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itiraz dilekçesi özetle; İstanbul …İcra Müdürlüğü … numaralı dosyasından başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin 03/10/2017 tarihinde davalı asile tebliğ edildiğini, süresi içerisinde icra takibinde, borcun tamamına, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiklerini, itirazların kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında sunulan hizmetler karşılığında ödenmeyen alacağın tahsili amacıyla başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile 28/09/2017 tarihinde başlatılan Genel Haciz yolu ile ilamsız icra takibinde; 76.845,00 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili talep olunmuş, ödeme emri davalıya 03/10/2017 tarihinde tebliğ olunmuş, davalının süresinde yaptığı 04/10/2017 tarihli itiraz üzerine takip durmuş ve buna göre itirazın iptali istemli dava da hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır. Ön inceleme duruşmalı yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır. Davacı vekili takibe dayanak alacak iddiası kapsamında cari hesap kayıtları ve fatura suretleri dosyaya sunulmuştur. Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporu özetle; “Uyuşmazlığın esası davalı tarafça alınan hizmetlerin bedeli olarak kesilen faturalar ve cari hesaba mahsuben yapılan ödemeler nedeniyle, davalı şirketin davacı şirkete takipte talep edilen şekilde borcu bulunup bulunulmadığına yönelik olduğunu, tarafların iddia ve savunmaları dosyaya sunulan deliller, icra dosyasındaki itirazlar ile icra dosyasındaki alacak kalemlerinin değerlendirilmesi için uyuşmazlığa konu yıla ait defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi sıfatıyla dava dosyasına mübrez belgeler ile takdiri delil niteliğine haiz davacı taraf ticari defter kayıtları ve dayanağı belgeler üzerinde yapılan incelemede muavin defter cari hesap bilgileri ve kayıtları üzerinde davalı şirketin davacı şirkete eksik yaptığı ödemeler olduğu ve davacı şirketin davalı şirketten 76.845,00-TL asıl alacak talep ettiği görüldüğü, bu sonucun huzurdaki davada mahkemenin takdirinde olarak davacı şirket lehine davalı şirketin borçlu olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında takip konusu faturalı alacağa ilişkin davacı yan davalı yana icra takibinden önce temerrüde düşürecek işlem yapılmadığından temerrüdün icra takibi itibariyle oluştuğu davalı yan borca ilişkin ödeme emrini 03/10/2017 tarihinde tebellüğ ettiği, davacı yan icra takibinde asıl alacağa işleyecek yıllık % 9,75 avans faizi (3090 S.K) ve değişen oranlardaki faizi ile icra giderleri, avukatlık ücretleri ile birlikte Borçlar Kanunu 100. Md. Uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla ödeme tarihine kadar işleyecek faiz hesaplaması talep ettiği, takip konusu 76.845,00-TL asıl alacağa ödeme tarihine kadar işleyecek faiz hesaplaması gerektiği” bildirilerek rapor sunulmuştur.
Taraf şirketlerin ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenmesi yönündeki ara karar taraf vekillerinin hazır bulunduğu duruşmada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 220,222 maddeleri ihtarını içerir şekilde oluşturulmuşsa da belirlenen inceleme gününde davalı taraf defter ibrazında bulunmamıştır. Davacı şirket ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde yapılan incelemede defterlerin usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının bulunduğu tespit olunmakla, davacı lehine delil vasfına haiz olduğu kabul edilmiştir. Davalı taraf her ne kadar cevap dilekçesinde sunulan hizmetlerin anlaşmaya uygun olarak yerine getirildiğinin ispatı gerektiğini bildirmişse de hizmetlerin alınmadığı veya ayıplı ifada bulunulduğu yönünde açıkça inkarda bulunulmamış ve bu kapsamda dosyaya herhangi bir delil de ibraz edilememiştir. Davacı taraf kayıtlarının incelenmesinde davalının 07/08/2017 ve 14/08/2017 tarihlerinde “cari hesaba mahsuben” açıklamasıyla kısmi ödemeler yaptığı görülmüştür. Davalı tarafın, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığı yönünde açık bir inkarı olmaması, kaldı ki, davalı tarafça davacı şirkete cari hesaba mahsuben açıklamasıyla ödemeler yapılmış olması sebebiyle taraflar arasında hizmet ifası şeklinde gerçekleşen ticari ilişki bulunduğu kabul edilmiştir. Davacının lehine delil vasfına haiz kayıtlarında takip talebiyle uyumlu şekilde alacaklı görünmesi, davalı tarafın sunulan hizmetlerin gereği gibi yerine getirilmediği yönündeki beyanını delillendirememesi ve faturalar nedeniyle başkaca ödeme yaptığını da ispatlayamaması sebebiyle davacının davaya konu takiple uyumlu şekilde davalıdan alacaklı olduğu ispat olunmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Diğer yandan alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında kabul edilen alacağın %20’si nispetinde hesap ve takdir olunan icra inkar tazminatını da içerir şekilde aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 76.845,00-TL asıl alacak yönüyle İPTALİNE, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Kabul edilen alacağın %20’si nispetinde hesap ve takdir olunan 15.369,00-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 5.249,28-TL harçtan peşin alınan 928,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.321,18-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 928,10-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 41,10-TL, bilirkişi ücreti 600,00-TL, posta gideri 144,50-TL olmak üzere toplam 785,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 8.802.95-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …