Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/195 E. 2022/347 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/195 Esas
KARAR NO :2022/347

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/02/2018
KARAR TARİHİ:25/05/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, eğitim sektöründe yurtdışı ilişkileri başta olmak üzere her türlü danışmanlık ve destek hizmeti verdiğini, davalı şirketin özel okul işletmeciliği yapan bir ticari işletme olduğunu, müvekkilinden 2017 yılının Mart ayında İstanbul’un farklı semtlerinde yer alan kampüsleri için yabancı öğretmenlerin istihdam süreci ile ilgili danışmanlık ve destek hizmeti verilmesini istediğini, davalı şirketin imza yetkilisi … ile müvekkili arasında Kanadalı öğretmen istihdamı konusunda danışmanlık ve destek hizmeti konusunda anlaşma sağlandığını, yapılacak hizmete ilişkin müvekkili …’a ve yanında çalışan …’ya davalı şirket tarafından işlerin yürütülmesi için vekaletname verildiğini, verilen vekaletnamede dahi yabancı öğretmenlerin ilgili bakanlıktan, müdürlükler ve kurumlardaki işlemlerinin yapılması yetkisi verilerek bu işlemlerin yapılmasının sağlandığını, müvekkilinin de bu vekaletnameyi kullanarak, okul/ davalı şirket adına öğretmenlerin çalışma izinlerinin alınması için bakanlık sürecini takip ettiğini, müvekkilinin, aynı zaman diliminde okulun insan kaynakları yetkilileri …ve … ile de görüşerek şirkete danışmanlık ve destek hizmeti verdiğini, bu süreçte … tarafından müvekkilinden sözleşme hazırlanması, boş kadroların uygun yabancı İngilizce öğretmenleri ile doldurulması için iş görüşmeleri ayarlanması ve ev/ otel gibi konaklama koşullarının sağlanması ve çalışma izinlerinin alınması gibi hizmetlerin istendiğini, yine … tarafından yabancı öğretmen …’a gönderilen 10 Mayıs 2017 tarihli elektronik postada; verilen hizmetlere ilişkin ciddi mesailer harcandığını, ne gibi hizmetlerin yapıldığını bildirerek, müvekkilinin bulduğu evlerin de kira sözleşmesinin şirket adına imzalaması için …’e bildirildiğini, …’in de sözleşmeleri imzalayarak müvekkilinin de olduğu WhatsApp grubuna sözleşmelerin imzalı sayfalarının fotoğrafını gönderdiğini, müvekkili tarafından tüm işlemler layıkıyla yerine getirildikten sonra, öncelikle ihtarname ile 35.400,00-CAD (o gün kuruna göre 100.454,58 TL), daha sonra gönderilen ihtarname ile de 9.440 CAD (27.858,38 TL) ve 7.670 CAD (22.302,06 TL) tutarında faturanın ödenmesinin ihtar edildiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığını, şirketin işlerini takip etmesi için düzenlenen vekaletnameden müvekkilini ve çalışanını azlettiğini, faturaların ödenmemiş olması nedeniyle son olarak …. İcra Müdürlüğü nezdinde … Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı yanın icra inkar tazminatına mahkum edlmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında hiç bir yazılı sözleşmenin bulunmadığını, taraflar arasında TBK 1 vd. maddeleri anlamında bir sözleşme ilişkisinin de kurulmadığını, WhatsApp yazışmalarını delil olarak kabul ettikleri anlamına gelmemekle birlikte, taraflar arasında bulunan yazışmalara bakıldığında bir irade uyuşmasından söz edilemeyeceğini, iki tarafın karşılıklı birbirine uygun irade beyanları ile sözleşme kurmaları, bir tarafın teklifini diğer tarafın kabul etmesi ile gerçekleştiğini, yani yapılan öneriye, uygun bir kabul beyanı ile sözleşmenin kurulmuş olacağını, uygun öneri ve kabulün varlığının sözleşmenin kurulması için temel unsur olduğunu, bunların yokluğunun sözleşmenin de yokluğu anlamına geleceğini, müvekkili şirket ile davacı arasında şartlarda anlaşıldığını gösteren hiç bir delil ve durumun mevcut olmadığını, kısaca şartlarda anlaşıldığını, tarafların iradelerinin uyuştuğunu söylemek ve sözleşmenin kurulduğundan bahsetmenin hiç bir zaman mümkün olmadığını, davacı tarafın dosyaya sunduğu WhatsApp yazışmaları delil niteliğine haiz olmadığı için bu yazışmaların davada delil olarak kullanılmasının mümkün olmadığını, WhatsApp konuşmalarının delil olarak kullanılmasına muvafakatlerinin olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete birçok hizmet verdiğini iddia ettiğini, ancak davalı şirketin davacı tarafın iddia ettiği hizmetleri dava dışı …Dan. Ve Yay. San. Tic. Ltd. Şti ile 04/04/2016 tarihinde sözleşme imzaladığını, davacının iddia ettiği bu hizmetlerin her birinin müvekkili tarafından alınmak istediğini hangi somut dayanağa göre yaptığını tek tek ve her bir hizmet için ispatlaması gerektiğini, sözü edilen vekaletin sadece belirli işlerin takibinin sağlanması için çıkartıldığını, davacının iddia ettiği gibi bir sözleşme ilişkisi kurulduğunu asla göstermediğini, nitekim bu vekalette yer alan yetkilere dayanarak yapılan işlerin kusurlu ve eksik bir şekilde gereği gibi yapılmadığı için azilnamenin gönderildiğini, davacı ile herhangi bir hizmet sözleşmesi kurulmadığını, hizmet sözleşmesi kurulsa dahi anılan bedellerin fahiş olduğunu, bir sözleşme olduğu kabul edilse dahi davacı şirketin işlerini yarıda bırakarak müvekkili şirketi önemli bir zarara uğrattığı kabul edilerek ve takas hükümlerinin uygulanması veya nesafet indirimi yapılması gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yanca, dava dilekçesi ekinde bir kısım elektronik posta ve whatsapp yazışmaları, davalı şirket tarafından verilen vekaletname ve azilnameler, kira sözleşmeleri, düzenlenen faturalar, ihtarnameler ibraz olunmuş; davalı yanca da, cevap dilekçesi ekinde dava dışı …Dan. Ve Yay. San. Tic. Ltd. Şti ile imzalanan 04/04/2016 tarihli sözleşme ile bu sözleşmeye istinaden düzenlenen faturalar ile ayrıca davacıya yapılan ödemelere ilişkin dekont suretleri ibraz olunmuş; Mahkememizce dava konusu takip dosyası celbedilmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçludan toplam 151.526,34-TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin tebliğ tarihine göre davalı/ borçlunun süresinde sunduğu borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/ alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla birlikte itiraz ve dava tarihine nazaran davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca sunulan dilekçe ve belgeler incelenmiş, 6102 sayılı TTK’nun 83. Maddesi hükmü de dikkate alınarak uyuşmazlığa konu alacağın dayanağı olan faturaların ve ödemelerin tarafların ticari defterlerine yansıyış şeklini de tespit noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 25/12/2018 tarihli raporda, bilirkişiler; davacı defter kayıtlarına göre; takip tarihindeki davalı şirket borcunun 154.414,01 TL olduğunu, borç bakiyesinin; Eylül ayında düzenlenen 3 adet fatura bakiyesi 3.798,99 TL ile takip ve dava konusu 3 adet fatura bedeli 150.615,02 TL’den kaynaklandığını, başlatılan takipte ise 150.615,02 TL asıl alacak talep edildiğini, davalı defter kayıtlarına göre; takip ve dava konusu faturaların kayıtlara alınmadığını, kayıtlara alınan 24.741,41 TL tutarındaki davacı faturalarına karşılık toplam 25.942,41 TL ödeme yapıldığını, davacının takip tarihi itibariyle 1.201,00- TL borçlu olduğunu, davacının eksik ve kusurlu hizmetleri nedeniyle davalının zarara uğradığı iddiasına dayanak kayıt ve belge talep edilmiş ise de, inceleme sırasında herhangi bir kayıt ve belgenin sunulmadığını, taraf kayıtlarındaki bakiyeler arasında; 155.615,01 TL fark bulunduğunu, farkın 150.615,02 TL’lık kısmının takip ve dava konusu ihtilaflı faturalardan kaynaklandığını, 5.000,00- TL’lık farkın ise; “Cari Hesap Ödemesi” açıklaması ile davalı tarafça davacıya havale yoluyla gönderilen 22.08.2017 tarih, 2.000.- TL ve 23 08 2017 tarih, 3.000,00- TL tutarlı ödemelerden kaynaklandığını, anılan ödemelerin davacı kayıtlarına alınmış olması halinde; takip tarihindeki davalı şirket borcunun 149.414,01 TL olacağını, davacı tarafça keşide edilen ihtarnamelerle takip ve dava konusu faturaların davalı şirkete gönderildiğini, ihtarnamelerde tebliğ şerhi bulunmadığından, talep doğrultusunda işlemiş faiz hesaplamasının yapılamadığını, dosya içeriğinden; davacının davalı şirkete birtakım danışmanlık hizmetleri verdiğinin anlaşıldığını, ancak davacının dava dilekçesinde belirttiği diğer hizmetleri davalı kuruma verip vermediği, verdiyse eksik hizmet verip vermediği hususlarının tam olarak anlaşılamadığını bildirmişlerdir.
Dosyaya sonradan yansıyan belgeler ile tarafların rapora yönelik beyan ve itirazlarının irdelenip değerlendirilmesi bakımından alınan 30/09/2019 tarihli ek raporda, bilirkişiler; Takip ve dava konusu faturaların keşide edilen ihtamameler ekinde davalı şirkete gönderildiğini, 12.10.2017 ve 08.11.2017 tarihlerinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, dosya içeriğinde, tebliğ edilen davacı faturalarının iade edildiğini gösterir belge ve bilginin bulunmadığını, anılan ihtarnameler ile davalı şirketi temerrüde düşürüldüğünün kabulü halinde, verilen 2 günlük ödeme süresi nedeniyle temerrüt tarihlerinin 15.10.2017 ve 11.11.2017 olduğunu, ticari defter kayıtlarına göre; takip tarihindeki davalı şirket borç bakiyesi 149.414,01 TL olup, davacının takip ve dava konusu faturalar nedeniyle alacaklı olduğunun kabulü halinde; davacı işlemiş faiz alacağının talebi gibi 911,32 TL olacağını, rapor içerisinde ayrıntılı olarak yer verilen açıklamalar ışığında; takip ve dava konusu faturalarda yer alan şahıslarla ilgili hizmetin davalı şirket adına davacı tarafça sağlandığını gösterdiğini, asıl ihtilafın; davacının bu hizmeti eksik ve kusurlu olarak verip vermediğini, verilen bu hizmetlere tekabül eden ücretin belirlenmesi, kusurlu ise ne kadar indirim yapılacağı hususlarından kaynaklanmakta olduğunu, taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, sunulan/ alınan hizmet bedelini belirlemenin uzmanlık alanlarının dışında olduğunu, yine, rapor içerisinde ayrıntılı olarak yer verilen açıklamalar ışığında; emsal olarak gösterilen şirketlerden gelen yazı ve eklerinde yer alan faturalar ile davalı şirketçe emsal gösterilen sözleşmedeki ücretlerin emsal alınarak yapılan bir hesaplamanın doğru olmayacağını, en sağlıklı değerlendirmenin; verilen/ alınan hizmetler konusunda uzman bilirkişilerce yapılabileceğini bildirmişlerdir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyetine eğitim ve çalışma ekonomisi alanında uzmanlığı bulunan bir bilirkişinin de dahil edilmesi suretiyle alınan 03/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda, bilirkişiler; Bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında ifade edilen tespitlerin, iş bu rapora da alındığını, mevcut davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığın temel nedeninin her iki tarafın da hak ve yükümlülüklerinin sınırlarının net olarak çizilmemesinden kaynaklanmakta olduğunu, ilgili durumun da taraflar arasında yazılı ve imza ile tasdik olunan bir sözleşmenin yoksunluğundan kaynaklandığını, her ne kadar davacı ve davalı arasında yazılı bir sözleşmenin varlığı olmasa dahi iddia, savunma ve dava dosyasının içeriği incelendiğinde, sözleşmenin tarafları arasında her iki yanın imzalarını taşıyan bir yazılı sözleşme mevcut değilse de dosya içeriğinde yer alan e-posta ve diğer yazışmaların niteliğinin, taraflar arasında bir sözleşmenin vücuda getirildiğini gösterdiğini, hizmet bedel tespitinin, sektörel bağlamda gerçekleştirilen araştırma ve analizler, mesleki tecrübe, eğitim danışmanlık mecralarının işleyişinin takibi ve dava konusu kalemlerinin maliyet analizleri çerçevesinde, işin/ hizmetin yürütüldüğü yıl (2017) ve yer (İstanbul) dikkate alınarak gerçekleştirildiğini, yabancı öğretmen danışmanlığı ve resmi izinlerin alınması hizmeti üst başlıklı hizmetlerin detaylandırılması ile açıklanan alt başlıklarda ifade edilen ve yerine getirilmesi taahhüt edilen hizmetlerin detaylı şekilde araştırıldığı ve irdelendiğini, sektörel anlamda gerçekleştirilen araştırmalar, sektörel analiz, gerçekleştirilen yabancı personel çalıştırma ve izin süreçleri danışmanlık bedeli ile yürütülen işe alım çalışmalarının ücret (fiyat) araştırmalarının neticesinde mevcut davada, davalı yanın takas hükümlerinin uygulanması ya da nefaset indirimi yapılması taleplerinin karşılığının mahkemenin takdirinde olduğunu, somut olayın özellikleri, davacıya ait hizmet kalemlerinin yürütülmesinin, yabancı öğretmen danışmanlığı ve resmi izinlerin alınması hizmeti konusunda yürüten çalışmalar bağlamında takdir edilecek hizmet ediminin karşılığının hayatın doğal akışı, güncel yaşam pratikleri ve gerçekleri ölçütleri ile değerlendirildiğinde, dönemin (2017) ekonomik ve konjonktürel yapısının da göz önünde bulundurularak; taraflar arasında söz konusu olan husumete kaynak teşkil eden 35.400 CAD (ilgili gün kuruna göre) 100.454,58 TL (11.10.2017 tarihli ve … sıra numaralı fatura ile sunulan), 9.440 CAD (ilgili gün kuruna göre) 27.858,38 TL (02.11.2017 tarihli ve C 373704 sıra numaralı fatura ile sunulan), 7.670 CAD (ilgili gün kuruna göre) 22.302,06 TL (17.10.2017 tarihli ve … sıra numaralı fatura ile sunulan) tutarlarında üç adet faturanın, davacının talebi açısından tahsili hususu önerilmek ile birlikte, mahkemenin tasarrufunda olduğunu, ayrıca; öğretmenlerin çalışma izinlerinin geç alınmasından dolayı davalı şirketi zarara uğratacak şekilde 33.000,00 TL kira ödemesi ve maaş ödemeleri hususunun işin başlangıcında, işin sonlanmasına dair belirtilen tarihe göre yani planlanan tarih baz alınarak değerlendirilmesi gerekliliği ve ispat yükümlülüğünün tarafların üzerinde olduğu görüşü ile birlikte, mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmişlerdir.
Taraflarca 03/02/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı yapılan beyan ve itirazlar üzerine alınan 19/07/2021 tarihli ek raporda, bilirkişiler; raporda zikredilen görüşleri değiştirecek bir kanıya ulaşılamadığını bildirmişlerdir.
22/09/2021 tarihli celsenin 2 numaralı ara kararı ile, davalı vekiline kira ve maaş ödemelerine yönelik takas mahsup talebini tereddüte mahal vermeden somutlaştırması, açıkça dönem ve miktarlarını bildirmesi ve buna ilişkin belge ve dayanaklarını dosyaya ibraz etmesi bakımından 1 aylık kesin süre verilmesi, aksi takdirde bir daha bu yönde süre ve imkan tanınmayıp mevcut dosya durumu itibari ile yargılamaya devamla karar verileceği ihtar edilmişse de, davalı vekilince ihtaratlı kesin süreye rağmen beyanda bulunulmamıştır.
09/02/2022 tarihli celsenin 1 numaralı ara kararı ile, davalı vekiline davalı şirketin davacı vekilince 16/08/2021 tarihli dilekçesinde bildirdiği yabancı uyruklu kişilerle akdettiği sözleşmelerin 2017 ve 2018 yılı ders programlarının ve mezkur kişilerin ilgili dönemlerdeki fiilen derslere başlama tarihlerini bildirilmesi ve buna ilişkin dayanak kayıtların davalı şirket tarafından onaylı olarak dosyaya ibrazı bakımından 1 aylık kesin süre verilmesine, aksi takdirde bu yönde belge ibrazından kaçınmış sayılacaklarının ve bu hususun aleyhlerine olarak değerlendirilebileceğinin HMK 220 maddesi uyarınca ihtarına karar verilmişse de, davalı vekilince bu yönde de beyan ve belge ibrazında bulunulmamıştır.
Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir. Bu bağlamda;
Davacı yanca, davalı şirkete yabancı öğretmenlerin istihdamı süreci ile ilgili danışmanlık ve destek hizmeti verildiği iddia edilmiş, hizmet bedellerine ilişkin olarak düzenlenen faturalara dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlatılmış ve borca itiraz üzerine de eldeki itirazın iptali davası açılmıştır.
Davalı yanca ise, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, sözleşme ilişkisi kurulması bakımından taraf iradelerinin uyuştuğunun davacı tarafça ispat edilemediği, faturalara konu hizmet bedelleri fahiş olduğu gibi, hizmetin yerine getirilmediği, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir kısım hizmet verilmişse dahi eksik ve kusurlu olarak yerine getirildiğinden davalının zarar uğratıldığı, yabancı öğretmenlerin işe geç başlaması nedeniyle fazladan kira ve maaş ödemesi yapıldığı, davacının bir alacağı olduğu kabul edilecekse takas mahsup hükümlerinin uygulanması veya nesafet indirimi yapılması gerektiğini savunmuştur.
Davalı yanca her ne kadar taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığı savunulmuşsa da, takip/ dava konusu faturalara konu hizmetlere ilişkin olarak ayıplı olduğu savunulmakla birlikte bir kısım hizmet alındığının davalı yanca açıkça beyan edilmiş olması, taraflar arasında yabancı öğretmen istihdamına ilişkin danışmanlık ve destek hizmetinden başkaca bir ticari ilişki bulunduğu iddia edilmediği gibi taraf ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde de başkaca bir ticari ilişkinin bulunduğunun tespit edilememiş olması, davalı şirketin ise taraflar arasındaki bu ticari ilişki kapsamında cari hesaba istinaden açıklamasıyla kısmi ödemeler yapmış olması ve yine elektronik posta yazışma içerikleri nedeniyle taraflar arasında yabancı öğretmen istihdamına ilişkin danışmanlık ve destek hizmeti noktasında akdi ilişki kurulduğu kabul edilmiştir.
Takip/ dava konusu edilen faturalardan, 22/09/2017 tarihli 373634 sayılı 35.400,00 CAD karşılığı 100.454,58 TL bedelli fatura … 17. Noterliğinin 11/10/2017 tarih ve 18171 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 12/10/2017 tarihinde, 17/10/2017 tarihli 373675 sayılı 7.670,00 CAD karşılığı 22.302,06 TL ve 02/11/2017 tarihli 373704 sayılı 9.440,00 CAD karşılığı 27.858,38 TL bedelli faturalar ise … 17. Noterliğinin 06/11/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 08/11/2017 tarihinde davalı şirkete gönderilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 21/2. maddesinde; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü bulunmasına rağmen, davalı yanca faturalara itirazını gösterir bir delil sunulmamıştır.
Davalı şirkette istihdamları bakımından danışmanlık ve destek hizmetine konu olan … isimli yabancı öğretmenlerin davalı şirkette işe başladıklarının SGK hizmet dökümleriyle sabit olması, davalının ise hizmetin ayıplı olduğu yönündeki iddiasını ispatlar elverişli bir delil sunmaması nedeniyle davacının fatura konusu hizmetleri yerine getirdiği kabul edilmiştir.
Davalı yanca ilgili yabancı öğretmenlerin çalışma izinlerinin geç alınması nedeniyle zarar uğradıkları iddiasında bulunulmuş ve takas mahsup talep edilmişse de, bu yöndeki savunmanın somutlaştırılması ve değerlendirilebilmesi bakımından 22/09/2021 tarihli celsenin 2 numaralı ve 09/02/2022 tarihli celsenin 1 numaralı ara kararları ile davalı vekiline verilen ihtaratlı kesin sürelere rağmen herhangi bir beyan ve belge ibrazında bulunulmaması nedeniyle davalının takas mahsup talebi yerinde görülmemiştir. Yine icra takibine konu edilen alacağın sözleşmeden kaynaklı faturaya dayalı olması nedeniyle davalının nesafet indirimi yapılması yönündeki savunması da yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamında yaptırılan bilirkişi incelemelerinde faturalara konu edilen hizmet bedellerinin, sektörel bağlamda gerçekleştirilen araştırma ve analizler, mesleki tecrübe, eğitim danışmanlık mecralarının işleyişinin takibi ve dava konusu kalemlerin maliyet analizleri çerçevesinde, işin/ hizmetin yürütüldüğü yıl (2017) ve yer (İstanbul) dikkate alınarak gerçekleştirildiği ve hizmetlerin de yerine getirildiği tespit edildiğinden, bilirkişilerin tespitleri dosya kapsamına uygun ve yerinde görülmekle Mahkememizce de benimsendiğinden ve yine davacı tarafından keşide edilen ihtarnamelerle gönderilen faturalara 6102 sayılı TTK’nun 21/2. maddesi karşısında itiraz edildiği davalı yanca iddia ve ispat olunamadığından, davalının yaptığı kısmi ödemeler de dikkate alındığında, davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan 149.414,01 TL asıl alacak ile ihtarnamelerin tebliğ tarihlerine ve ihtarnamelerde verilen ikişer günlük ödeme sürelerine göre tespit edilen temerrüt tarihleri üzerinden yapılan hesaplamaya göre, taleple bağlılık ilkesi uyarınca 911,32 TL işlemiş faiz talep edebileceği, davacının fazlaya dair istemlerinin ve davalının aksi yöndeki savunmalarının yerinde olmadığı, öte yandan kabul edilen alacağın likit ve bu yöne ilişkin itirazın haksız olması karşısında icra inkar tazminatı istem koşullarının da oluştuğu sonuç ve kanaatine ulaşılmış; tüm bu nedenlerle, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 149.414,01 TL asıl alacak ve 911,32 TL işlemiş faiz olmak üzere 150.325,33 TL yönüyle KISMEN İPTALİNE; takibin, belirtilen alacak kalemleri üzerinden ve 149.414,01 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen oranda faiz yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden DEVAMINA, bu yöndeki fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 30.065,07 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 10.268,72 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.830,07 TL’nın mahsubu ile eksik kalan 8.438,65-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan ve karar ve ilam harcına mahsup edilen 1.830,07 TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan ‭44,1‬0 TL dava açılış gideri, ‭3.050‬,00 TL bilirkişi ücreti, ‭‭388,4‬0 TL tebligat posta gideri toplamı ‭‭‭3.482,5‬0 TL yargılama giderinin, kabul ve reddolunan dava değerine nazaran 3.454,89 TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan, kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 18.230,91 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı vekille temsil olunduğundan, reddolunan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.201,01 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yan yokluğunda, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .