Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/168 E. 2018/692 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/168 Esas
KARAR NO : 2018/692
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 19/02/2018
KARAR TARİHİ : 05/07/2018
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan Şirketin İhyası davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. Ticaret sicil gazetesindeki ilan ile 30/01/2017 tarihinde tasfiye haline girdiğini, müvekkilinin iş akdi işvereni …A.Ş. Tarafından gerekçe gösterilmeksizin, tek taraflı ve haksız olarak 03/11/2016 tarihinde feshedildiğini, işverenin haksız feshi nedeniyle, müvekkilinin işçilik hak ve alacaklarının tahsili için iş mahkemesine dava açıldığını, dava sırasında şirket tasfiyesi sonlandırılıp sicilden terkin edildiğini, taraflarına şirketin ihyası davası açmak üzere yetki verildiğini, bu nedenlerle binaen şirketin ek tasfiyesi için yeniden tescil ve ilan edilmesine, ek tasfiye işleminin yapılması için tasfiye memurunun atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … vekili tarafından mahkememize verilen cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün TTK 32 ve Yönetmelik 34.maddeleri doğrultusunda işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memuruna ait olduğunu, müvekkilinin yasal hasım konumunda bulunduğunu, müvekkili aleyhine yargılama gideri yüklenmesinin doğru olmayacağını beyanla yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından Mahkememize verilen cevap dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, şirketin davacı işçiye herhangi bir borcu bulunmadığından açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, İstanbul … İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının kesinleşmesi yönünden bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Davada uyuşmazlığın ticaret sicilden tasfiye kararı sonucu terkin olunan şirketin ihyası gerekip gerekmediği noktasında toplandığı, HMK 114 ve 116 maddelerde yer alan ilk itirazlar bakımından incelenecek bir itiraz bulunmadığı, kesin yetki kuralı bakımından da ihyası istenen şirketin mahkememiz yargı çevresi içerisinde kaldığı görülmüştür.
İhyası talep olunan Tasfiye halinde …A.Ş. …’nün … sicil numarasında kayıtlı bulunmaktadır. Şirketin 30.01.2017 tarihli genel kurulunda tasfiye kararı aldığı, …’nin tasfiye memuru olarak tayin edildiği ve 31.10.2017 tarihli olağanüstü genel kurulda da tasfiye sonu kati bilançosu tasdik edilerek sicilden terkin edilmesi yönünde karar alındığı, genel kurul kararının da 22.11.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmaktadır.
eTTK ve 6102 sayılı TTK’da yer alan bu konudaki düzenlemelere bakıldığında; eTTK 447. madde hükmü gereğince, tasfiye halinde bulunan şirketin tüm borçları ödendikten sonra, kalan mevcudu, esas sözleşmede aksine bir düzenleme mevcut değilse pay sahipleri arasında ödedikleri sermaye ve paylara bağlı imtiyaz hakları oranında dağıtılacağı öngörülmüştür. Keza terkin işlemi ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 543.maddesinde aynı yönde benzer ( borçlar ödendikten sonra önce ödenen pay bedellerinin iadesi yönündeki yeni hükmü dışında) benzer bir düzenleme yapılmıştır. Yine dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve eTTK’nda doğrudan bir karşılığıda bulunmayan 6102 sayılı TTK’nun 547. Maddesinde (Ek Tasfiye) başlığı ile; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıdırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebiyecekleri hükmüne yer verilmiştir. Anılan 547.madde hükmünün, eski TTK döneminde karşılığı bulunmayıp, ancak eski TTK döneminde uygulama ve içtihat yoluyla gerçekleştirilen ek tasfiye kararları yeni yasa ile yasal bir dayanakta kazanmıştır. Keza anılan hüküm ile şirket ortaklarının da ek tasfiye isteminde bulunabilecekleri açıkça hüküm altına alınmıştır. TTK 547.maddesinde ek tasfiyeye dair yer alan bu düzenleme bakımından, kanunun gerekçesi incelendiğinde ilk tesbit edilebilecek olan hususun; öncelikle ek tasfiye kararının geçici bir tedbir kararı olduğu ve yeni bir hukuki durum meydana getirmediği hususlarına yapılan vurgudur. Yine anılan madde gerekçelerinde ek tasfiyeyi gerektiren hallerin neler olabileceği, sınırlı sayıda olmaksızın gösterilmiş ve özellikli bu durumlar arasında şirketin bir davada davalı olarak bulunması hali ek tasfiye kararı verilmesi için özellikli durumlar arasında sayılmıştır.
Davacı tarafından ihyası talep olunan şirket aleyhine İstanbul … İş Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında davacının …A.Ş.’ne karşı sigorta başlangıç tarihinin tespiti iddiası ile sigorta hizmetlerinden faydalandırılması için açılan davada mahkemece adı geçen şirketin ihyası amacıyla dava açılması bakımından davacıya süre verildiği anlaşılmaktadır. Şirket davada ayrıca tasfiye memuru ile de temsil edilmiştir. Davalı tasfiye memurunun iş mahkemesindeki derdest davaya konu teşkil edecek savunmalarının dosyamızdaki talep kapsamında değerlendirilmesi de mümkün olmayıp, bu husus anılan davada incelenebilecek hususlar arasındadır. Keza sicil evrakları arasında tasfiye sürecine dair çağrı ilanlarına rastlanmadığı gibi, TTK 543/2. maddesinde yer alan bir yıllık süreye de riayet edilmediği de görülmektedir. Bu itibarla tasfiye sürecinde derdest davanın varlığı karşısında mahkememize açılmış şirketin ihyası istemli davanın yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Diğer yandan davalı sicilin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı, keza TTK 547. Maddesi doğrultusunda ihya olunan şirkete tek tasfiye ilemleri bakımından önceki tasfiye memurunun bu sıfatla, tasfiye memuru olarak atanmasına, davanın bu suretle kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; …’nün … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … A.Ş’in İHYASINA önceki tasfiye memuru …’nin ek tasfiye işlemleri içinde bu sıfatla GÖREVLENDİRİLMESİNE, kararın ticaret sicilde TESCİL VE İLANINA,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının başlangıçta yaptığı 43,25 TL gider ile müzekkere-tebligat giderleri 118,50 TL toplam 161,75 TL yargılama giderinin Tasfiye memuru olan davalıdan alınarak davacı yana verilmesine,
4-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin Tasfiye memuru olan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yasal hasım konumunda bulunan Ticaret Sicil aleyhine yargılama gideri tayinine yer olmadığına,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider-delil avanslarından var ise kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …