Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1223 E. 2021/204 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1223
KARAR NO:2021/204

DAVA:İtirazın İptali (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :28/12/2018
KARAR TARİHİ:18/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 24//07/2013 tarihli bayilik sözleşmesi düzenlendiğini, söz konusu sözleşme ve ekleri çerçevesinde taraflar arasında kurulan ticari ilişkiden kaynaklı olarak, davalı şirketin müvekkili şirket nezdinde 311.878,69-TL borcu doğduğunu, müvekkili şirket tarafından …. Noterliği’nin 08/09/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirkete söz konusu borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ancak davalı tarafın temerrüde düşmesine rağmen borcunu ödemekten imtina ettiğini, bunun üzerine söz konusu alacaklarının tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın sunduğu itiraz dilekçesi ile davalı şirkete … Sulh Ceza Hakimliğinin … esas sayılı dosyasından alınan kararla …’nin kayyım olarak atandığını, bu nedenle öncelikle borcun kefillerden tahsilinin gerektiğini ve borca itiraz ettiklerini bildirdiğini, müvekkili şirketin davalı taraftan olan alacağına ilişkin davalıya kefil olmuş bir kişi ya da kuruluş bulunmadığını, davalı şirkete kayyım atanmış olmasının aleyhine takip yapılmasına ve dava açılmasına engel bir durum teşkil etmediğini belirterek, davalı tarafın …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili …A.Ş.’ye … Sulh Ceza Hakimliği’nin 01/12/2016 tarih ve … D. İş sayılı kararı ile …’nin kayyım olarak atandığını, 678 Sayılı KHK ile getirilmiş takip yasağına ilişkin hükümler dikkate alındığında müvekkili şirket hakkında doğrudan icra takibi yapılamayacağını ve malvarlığı hakkında satış kararı verilemeyeceğini, davacı şirketin …. İcra Müdürlüğünde başlatığı icra takibinin kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini ve iptalinin gerektiğini, ayrıca müvekkili şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının yaşanan darbe girişiminden sonra …’nin kayyım olarak atandığı ana kadar bir takım zayiata uğratıldığını, davaya konu edilen borcun oluştuğu belirtilen tarihlerin müvekkili şirkete kayyım ataması yapılmadan önceki tarihler olduğunu, şirketin ticari kayıtlarının zayi edildiği tespit edilir edilmez … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … nolu dosyasıyla belge zayi davası açıldığını, bu nedenle …. İcra Müdürlüğü’nün dosyası ile başlatılan icra takibine konu edilen borç kalemleri ve miktarlarının birebir kontrol ve teyit edilemediği için kamu çıkarı adına icra takibine itiraz edildiğini, ayrıca akdedilen Kira Sözleşmesi, Bayilik Anlaşması ve Çerçeve Protokolünün davacı tarafından fesih edildiğini ve akabinde alacak talebi ile takip yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, bayilik sözleşmesi ve cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, taraflar arasında düzenlenen 24/07/2013 tarihli bayilik sözleşmesi dosyamız arasına alınmış, taraflarca dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, ticari defter ve kayıtlar incelenmiş, … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyası kapsamında rapor temin edilmiş, bilirkişi …’ndan rapor temin edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının incelenmesinden, alacaklı … A. Ş. tarafından borçlu … A. Ş. Aleyhine bayilik sözleşmesi ve cari hesaptan kaynaklanan alacağa istinaden 311.878,69-TL cari hesap alacağı, 47.486,74-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 359.365,43-TL alacağın tahsili amacıyla 15/11/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından takibe yapılan itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; taraflar arasında 24/07/2013 tarihli bayilik sözleşmesi düzenlendiği, davalı tarafın sözleşmeden kaynaklı borcunu ödememesi üzerine davacı şirket tarafından …. Noterliği’nin 08/09/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirkete söz konusu borcun ödenmesinin ihtar edildiği, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı şirket tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın söz konusu icra takibine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça, icra takibine itiraz edilmişse de, dosya kapsamında talimat yoluyla temin edilen bilirkişi raporu ve bilirkişi … tarafından düzenlenen 05/10/2020 tarihli rapor ile davacı tarafın davalıdan 311.878,69-TL asıl alacak, 47.070,19-TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 358.948,88-TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin 19. Maddesi ile HMK 193. maddesi gözönüne alındığında tacir olan taraflar arasında davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının delil olarak esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı açıktır. Yine …’nin 18/02/2020 tarihli yazısı dikkate alındığında, davalı şirkete … kayyım olarak atanmış ise de, davalı şirketin ayrı tüzel kişiliği ahiz olması, borç ve yükümlülüklerinden sorumlu olması karşısında davaya konu borç nedeniyle sorumlu olduğu, aleyhine icra takibi yapılmasına da bir engel bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı şirketin bilirkişi raporunda tespit edilen miktar kadar davacıya borçlu bulunduğu, aleyhine başlatılan icra takibine rağmen borcunu ödemediği, bu anlamda icra takibine karşı yapılan itirazın haksız olduğu sonucuna varılarak açılan davanın bilirkişi raporunda belirlenen miktar üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu itirazında haksız görülürse davacı tarafından açıkça talep edilmiş olması şartıyla icra inkâr tazminatına hükmedilecektir. Borçlunun itirazında haklı veya haksız olması ise alacağın likit(belirli) olup olmamasına bağlıdır. Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı tarafından taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve cari hesaba dayalı alacak isteminde bulunulmuş, icra takibi başlatılmadan önce de borcun ödenmesi için noter aracılığıyla borcun ödenmesi için ihtarname gönderilmiştir. Bu durumda davalı/borçlu alacağın miktarını bilmektedir, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan davanın, Kısmen Kabul kısmen reddi ile, davalı tarafın, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 311.878,69-TL asıl alacak, 47.070,19-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam: 358.948,88-TL üzerinden DEVAMINA, takipten itibaren asıl alacağa yıllık değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2- İİK’nun 67/2. maddesi gereğince kabul edilen alacak miktarı üzerinden, %20 oranında belirlenen 71.789,77-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
3- Alınması gereken 24.519,80-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.340,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 20.179,55-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından yapılan ve dava açılış gideri 4.381,34-TL, tebligat ve müzekkere gideri 166,50-TL ve bilirkişi ücreti 1.450,00-TL’den ibaret toplam 5.997,84-TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre belirlenen 5,990,88-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı tarafa üzerinden bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan 38,00-TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre belirlenen 0,04-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 33.576,42-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT 13/2. maddesi gereğince belirlenen 416,55-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3.ve 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/03/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır