Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1214 E. 2019/420 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1214 Esas
KARAR NO : 2019/420
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 19/12/2018
KARAR TARİHİ: 15/05/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.10.2012 günü sürücü … yönetimindeki … plakalı aracıyla seyir halindeyken motosikletinin kontrolünü kaybederek yol kenarında park halinde bulunan araca çarpması sonucunda motosiklette yolcu olan davacının yaralandığını, kazaya ilişkin olarak düzenlenen tutanağa göre motosiklet sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu bulunduğunu, davacının ise yolcu olduğundan tamamen kusursuz olduğunu, bu nedenle zarardan davalı kurumun sorumlu olduğunu, kaza tarihinde geçerli limit olan 225.000.-TL ‘lik zararın karşılanmasının gerektiğini, davacının kazada ağır yaralandığını ve sağ bacağında parçalı kırık oluştuğunu, hareket kısıtlılığı oluştuğunu, davacının günlük yaşamına zorlukla devam edeceğini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik sürekli iş göremezlik için 500,00.-TL, maddi 500,00.-TL, geçici iş göremezlik olmak üzere toplam:1.000.-TL’nin davalıdan ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden yetkisizlik itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; yapılan savcılık soruşturması sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacının şikayetçi olmaması nedeniyle tazminat istenemeyeceğini, dava öncesi yazılı başvuru şartının yerine getirilmediğini, zararın tazmini için gerekli belgelerle başvurulması gerektiğini, davacının zararın asıl müsebbibi olup kusurlu olduğunu, bu hususun davacının tazminat istemini ortadan kaldırdığını, dava konusu olayda hatır taşıması söz konusu olduğundan davanın davalı kuruma yöneltilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, geçici iş görmezlik zararlarının teminat kapsamında olmadığını, maluliyet oranının hesaplanması gerektiğini, kazadaki kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluk doğması halinde sadece poliçe sınırlarıyla ve kusur oranında sorumlu olabileceğini, faiz isteminin haksız olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
G E R E K Ç E /
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1823 Esas, 2017/5530 Karar sayılı ilamında “Çekişmeli yargıda kural olarak “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm kesinleşinceye kadar kullanılabilen bir hak niteliğindeki feragat, davacının istem sonucundan vazgeçmesi olup, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. Geçerliliği için davalının rızasına veya mahkemenin kabulüne gerek olmayıp, bu konudaki tek taraflı irade beyanının mahkemeye ulaşması yeterlidir. Mahkemece, yalnızca, feragatin gerçekten anılan anlamı içerip içermediğinin ve yasal yönteme uygun yapılıp yapılmadığının araştırılması ve koşullar gerçekleşmişse feragat nedeniyle davanın reddi yönünde hüküm kurulması gerekmektedir. Diğer taraftan, davacı tarafından feragat bildirimi yapıldıktan sonra mahkemece henüz buna dayalı olarak karar verilmemiş olsa da, feragatten dönülemez. Davacının bu tür durumlarda, hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatin geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebilme veya feragatin feshi için ayrı bir dava açabilme hak ve olanağı bulunmaktadır. Feragatin kesin hüküm oluşturma etkisi maddi anlamdadır ve feragat nedeniyle reddedilen dava, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeniden açılamaz.” görüşüne yer verilmiştir.
Davacı vekilinin 15/05/2019 tarih 1 nolu celsedeki beyanı doğrultusunda davalı … A.Ş. aleyhine ikame ettikleri davadan ve dava konusu tüm haklarından feragat ettiklerini bildirdiği, vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesini, davalı vekilinin 13/05/2019 tarihinde uyap sisteminden e-imzalı olarak göndermiş olduğu dilekçesinde davacı ile sulh olduklarını, vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmedikleri anlaşılmıştır. Feragat, yapıldığı andan itibaren maddi anlamda “kesin hükmü” tüm neticeleri ile doğuran ve davayı esastan sona erdiren bir hukuki işlem olması nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu 22. maddesi dikkate alınarak, alınması gereken 29,60-TL harcın peşin alınan 25,20-TL’den mahsubu ile eksik kalan 4,40-TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Taraflarca yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve ücreti vekalet talep etmediklerinden bu konuda HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
4-HMK 120.maddesi gereğince; yatırılan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/05/2019
Katip …
E-İMZALIDIR
Hakim …
E-İMZALIDIR