Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1180 E. 2019/869 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1180 Esas
KARAR NO : 2019/869

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 07/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/11/2019

Davacı vekili tarafından açılan; “İtirazın İptali” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan 07/12/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle: Davacının uluslararası nakliye hizmeti vermekte olan bir şirket olduğu, davacı tarafından, davalıya nakliye hizmeti sunulduğu ve sunulan hizmet kapsamında 30/04/2018 tarihli icra takibine konu faturanın düzenlenip davalıya teslim edildiği, davalının iş bu faturadan kaynaklanan 1.100 EUR’luk borcu ödememesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ile 03/09/2018 tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibi üzerine davalıya gönderilen ödeme emrinin 07/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kendisine tebliğ edilen ödeme emri sonrasında 18/09/2018 tarihinde icra takibine konu asıl alacak tutarı olan 1.100 EUR’yu takibe konu faturada yazılı TL kuru karşılığı 5.395,39 TL asıl alacak üzerinden icra takip dosyasına ödediği, ödediği miktar dışında kalan alacağın fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının ödenmesi talebine itiraz ettiği, davalının icra dosyasına ödediği 5.395,39 TL asıl alacak tutan dışında kalan asıl alacağa ve ferilerine itirazı üzerine takibin itiraz edilen miktarlar yönünden durdurulduğu, davalının faturayı ve faturada yazılı borcu kabul ettiğinin icra dosyasına yaptığı kısmi ödemeden ve itirazdan anlaşıldığı, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesinde yapılacak işin bedelinin 1.100 EUR olduğu hususunun kararlaştırılıp imzalandığı; takibe konu faturada yazılı nakliye hizmetinin sorunsuz şekilde yerine getirildiği ve davacı şirketin ticari defterlerine işlendiği; davalının 18/09/2018 tarihinde icra takip dosyasına yaptığı ödemede takibe konu fatura tutarı olan 1.100 EUR’yu icra takibindeki talep gibi fiili ödeme günündeki kuru üzerinden değil de düşük kur üzerinden kısmen ödediği Öne sürülerek ödeme tarihindeki kur üzerinden (18/09/2018 tarihi itibarıyla 1 EUR=7,4633 TL) yapılan hesaplamaya göre EUR cinsinden 722,9228 EUR düşüldükten sonra kalan 377,0772 EUR asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına, 377,0772 EUR asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince EUR üzerinden devlet bankalarının 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz işletilmesine, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

S A V U N M A /
Taraflar arasında, ödemenin yabancı para cinsinden yapılacağına dair herhangi bir sözleşme olmadığı, ödemenin TL cinsinden yapılması halinde ödeme tarihindeki kur üzerinden yapılacağı hususunda da herhangi bir sözleşme olmadığı, dava konusu taşıma hizmetine ilişkin ödemenin, tarafların mutabık kaldıkları ve fatura üzerinde belirtilen kura göre faturada yazılı TL tutarı üzerinden yapıldığı, davalının davacıya herhangi bir borcu olmadığı, davalının borcuna mahsuben davacının banka hesabına yaptığı ödemenin davacı tarafından kabul edilmeyerek geri çevrilmesine müteakiben icra takibine geçilmiş olmasının kötü niyetli olduğunu savunmuş, davanın reddine, %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
Dava; İİY’ nin 67 maddesi uyarınca açılmış; “İtirazın İptali” davası niteliğindedir.
Celp edilen icra dosyası incelendiğinde; Davacı/alacaklı tarafından 03/09/2018 tarihinde İlamsız Takiplerde Ödeme Emri ile 30/04/2018 tarihli, 0171190 nolu faturadan kaynaklanan 1.100,00 EUR asfl alacak ve 9,49 EUR işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.109,49 EURO talep edilmiş, ancak davalı- borçlu tarafından 12/09/2018 tarihinde verilen dilekçe ile borcun 5.395,39 TL tutarındaki kısmı kabul edilerek bu tutarın üzerindeki kısma itiraz edilmesi üzerine takibin itiraza uğrayan kısım yönünden durdurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dava dosyası tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defterlerini incelemek ve alacağın varlığı ile miktarı noktasında rapor tanzim etmek üzere muhasip bilirkişiye tevdii edilmiştir. Tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle: Tarafların ticari defterlerindeki kayıtlarla örtüşen muavin kayıtları incelendiği, dava konusu icra takibinin dayanağı 30/04/2018 tarihli, … nolu ve 1.100,00 EUR tutarlı faturanın, davacı şirket yevmiye defterinde 30/04/2018 tarihli ve … nolu yevmiye maddesi altında, davalı şirket yevmiye defterinde ise 30/04/2018 tarihli ve … nolu yevmiye maddesi altında kayıtlı olduğu, faturanın her iki tarafın kabulünde olması nedeniyle fatura karşılığında mal veya hizmet verildiğinin anlaşıldığı, fatura bedeli 1.100,00 EUR olmakla birlikte ticari defterlere TL olarak kaydedilmesi gerektiğinden 4,9049 döviz kuru üzerinden çevrilerek tarafların ticari defterlerine 5.395,39 TL olarak kaydedildiği, davalı şirket tarafından 10/08/2018 tarihinde 3.385,00 TL ödeme yapıldığı görülse de eksik ödeme davalı şirket tarafından iade edildiği, davalı şirket tarafından icra dosyasına kısmi ödemenin yapıldığı tarih olan 18/09/2018 itibarıyla TCMB efektif EUR satış kuru 7,4633 olup davacı tarafından kabul edilerek ödenen 5.395,39 TL karşılığı 722,9228 EUR olarak hesaplanmıştır. Tarafların kabulündeki fatura alacağı 1.100,00 EUR olup davalı tarafından 722,9228 EUR tutarında kısmi ödeme yapılmış olduğundan, 03/09/2018 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan itiraz edilen 377,0771 EUR kadar alacaklı olduğu görüşü bildirilmiştir.
Taraflar arasında, taşıma sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 1.100 Euro olarak kesilen faturaya karşılık davalı- borçlu tarafından fatura tarihindeki kur değeri üzerinden TL cinsinden yapılan ödemenin borcun ifası için yeterli olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ödemeye ilişkin 99. Maddesi; “Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir.
Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir.
Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine
alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.
” hükmünü amirdir. Taraflarca akdolunan ‘Taşıma Sözleşmesi’ nde navlun bedeli 1.100 Euro olarak kararlaştırılmış olup madde hükmü kapsamında davacının aynen veya fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödeme talebinde bulunma hakkı vardır. Davalı yan her ne kadar faturada belirtilen kur üzerinden ödeme yapıldığını, davacıya borcu bulunmadığını, takip öncesinde yapılan ödemenin davacı yanca kabul edilmeyerek geri çevrildiğini bu sebeple takibin kötüniyetli olduğunu savunmuşsa da TBK 84. maddesi borcun tamamı belli ve muaccel ise alacaklıya kısmen ifayı reddetme olanağı tanımıştır. Davalı yanca 10/08/2018 tarihinde, 30/04/2018 tarihli fatura günündeki kur üzerinden 5.395,39 TL ödeme yapılmışsa da ödenen bedel ödeme tarihindeki kur üzerinden hesaplanan TL tutarını karşılamamaktadır. Davacı yan kısmi ödemeyi kabulle yükümlü olmayıp, davacının bahse konu bedeli iade ederek takip başlatmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı- borçlu başlatılan takibin 5.395,39 TL’sini kabul ederek bakiye isteme ilişkin itirazda bulunmuşsa da, icra dosyasına kısmi ödemenin yapıldığı tarih olan 18/09/2018 itibariyle TCMB efektif Euro satış kuru 7.4633 olmakla TL cinsinden yapılan kısmi ödeme karşılığı 722,9228 Euro olarak hesap edilmiştir. Fatura bedeli kapsamında davacının 377,0772 Euro’yu talep etmekte haklı olduğu, davalının kısmi itirazının TBK 84 ve 99 maddeleri kapsamında yerinde olmadığına kanaat getirilmiştir. Diğer yandan alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında hükmedilen alacağın %20’si nispetinde hesap ve takdir edilen icra inkar tazminatını da içerir şekilde davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm fıkrası kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalı yanın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki kısmi itirazının 377,0772 Euro asıl alacak yönüyle İPTALİNE, bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca temerrüt faizi yürütülmesi suretiyle takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 157,45 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 39,37 TL’ nin mahsubu ile bakiye 118,08 TL’ nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 39,37 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı parası, 84,50 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 820,40 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 2.305,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-HMK 120 maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı, 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava değeri 4.400 TL’lik kesinlik sınırının altında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …