Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1143 E. 2020/303 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1143 Esas
KARAR NO:2020/303

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/11/2018
KARAR TARİHİ:06/07/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında Merkezi Kayıt Kuruluşları İşlemlerine Aracılık Yetkilendirme Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme ile müvekkili şirketin Merkezi Kayıt Kuruluşu (MMK) nezdinde Başka Üye Adına İşlemlerde Ortak Sorumluluk Taahhütnamesi ve sözleşme hükümleri çerçevesinde davalı / borçlu şirketin fiziki ve kaydı hisseleri ile ilgili olarak sözleşmede belirtilen konularda temsilcisi olarak yetkilendirdiğini, sözleşmenin V. Maddesi gereği; 2017 yılı için belirlenen 19.000 TL + KDV ücret bedeline ilişkin 12/04/2017 tarihinde … no’lu faturanın düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini ancak ödemenin gerçekleşmediğini, 20.258,20 TL’nin ödenmesi için …. Noterliğinden 24/10/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, davalı tarafın ödemeyi gerçekleştirmediğini sözleşme bedelinin ödenmesine ilişkin yapılan uyarılara hiçbir olumlu sonuç alınmaması üzerine 06/03/2018 tarihinde 20.986,66 TL alacağa ilişkin icra takibi başlatıldığını ancak davalının icra takibini uzatmak ve yasal işlemlerin engellemesi amacıyla …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasından yapılan icra takibine yetkiye ve borca itiraz ettiğini, davalının … İcra dairelerinin yetkili olduğunu iddia ettiğini bu itirazın yerinde olmadığını akdedilen sözleşmenin VII. maddesinde “çözülmeyen anlaşmazlıklarda ve bu sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan ihtilaflarda … Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olacaktır” hükmün bulunduğunu, Her iki tarafın tacir olduğunu göz önüne alındığında yetkili Mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın “Yetki Sözleşmesi” başlıklı 17. Maddesi yer alan Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş ve doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Hükmü uygulama alanı bulacağından yetkili icra dairesi ve mahkemenin … Adliyesi olduğu iddia ederek İtirazın iptaline takibin devamına davalı aleyhine %20 den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekalet vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkili şirketin yapmış olduğu yazılı bir sözleşme, hizmet talimatı veya mutabakat olmamasına rağmen davacının müvekkilini ticari ilişkinin tarafı olarak göstermeye çalıştığını, davacının müvekkili şirketle aralarında cari hesap ilişkisi olduğunu -yazılı cari hesap sözleşmesini- sunmak sureti ile ispat etmesi gerekmekte iken salt cari hesap ilişkisinin var olduğunu iddia etmenin, bu cari hesap alacağının doğduğunu ispata yetmediğini TTK’nın emredici hükümleri gereği davacı tarafın müvekkili şirketle akdetmiş olduğu yazılı bir cari hesap sözleşmesini dosyaya sunması gerektiğini,
Taraflar arasında hukuki bir ilişkinin mevcut olmadığını, dava konusu borcun müvekkili tarafından ödendiğini ve davacı taraf ile ticari ilişkinin bitirildiğini, müvekkilinin ticari kayıtlarında davacı tarafa ilişkin herhangi bir verinin bulunmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu hususun ispatlanacağını,
Davacının cari hesap içerisinde takip konusu gösterdiği faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmemiş olduğunu, ticari defterlerinde yer almadığını, müvekkili şirket ile davacı firma arasında bu faturalara dayalı herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmadığını,
Faturanın taraflardan birini borç altına sokabilmesi için; borç doğurucu bir hukuki işlem bulunmasının gerektiğini, faturanın bir akit olmayıp, ihdasının muteber bir borç ilişkisinin varlığına bağlı olduğunu, TTK Madde 23 hükmünün düzenlediği ve madde metninden de anlaşılacağı üzere, faturanın, onu teslim alan muhatabı bağlaması için sözleşme ile yüklenilen edimin yerine getirilmiş olmasının şart olduğunu,
Ne fatura ihdası, ne de faturanın karşı yana tebliğinin, faturanın işaret ettiği hizmetin verilmiş olduğuna dair kesin karine teşkil edeceğini, fatura verenin ayrıca hizmeti verdiğini de ispat etmesi gerektiğini, davacının hizmeti verdiğini ispat edemediğini, bu bağlamda, davacının fatura düzenlemek suretiyle alacaklı olduğu iddiasının müvekkili açısından herhangi bir bağlayıcılığının olmayacağını, bu hususun Yargıtay müstakar nitelikli kararlarında da vurgulandığını,
Müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını belirtmekle birlikte, davacının iddia etmiş olduğu alacağın likit (muayyen) belirlenebilir bir alacak olmadığını, ancak ve ancak yargılama be bilirkişi incelemesi neticesinde alacağın mevcut olup olmadığının tespit edilebileceğini, müvekkili şirket ticari defterleri ile davacı taraf defterleri arasında karşılaştırmalı yapılacak birlikişi incelemesi ile müvekkili şirketin davacı taraf ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığının açıkça zaten ispatlanmış olacağını ileri sürerek;
Davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, …. İcra müdürlüğünün … Esas dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında yer alan, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlular hakkında, 20.528,20-TL asıl alacak ve 728,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.986,66 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçluların süresi içerisinde, icra müdürlüğünün yetkisine, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde, Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre (YHGK, 28.03.2001 tarih ve 2001/19-267 Esas-2001/311 Karar; 20.03.2002 tarih ve 2002/13-241 Esas-2002/208 Karar, Yargıtay 3. H.D. 26/03/2018 tarih ve 2016/14324 Esas-2018/2929 Karar, Yargıtay 19. H.D. 05/04/2018 tarih ve 2016/17418 Esas-2018/1859 Karar sayılı kararları), öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı üzerinde durularak bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, mahkememizin 06/07/2020 tarihli celsesinde, davalı yanın icra müdürlüğüne yetkisine olan itirazının TBK 89/. maddesi ve taraflarca akdedilen sözleşmesinin 7. Maddesinde yer alan yetki şartı hükümleri gereği İstanbul İcra daireleri de yetkili olduğundan reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; ticari satış nedeniyle düzenlenen ve ödenmeyen fatura alacağı nedeni ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı satıcı, davalı ise alıcıdır.
Burada öncelikle, ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Davaya konu somut olayda, davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesi ile dava konusu borcun müvekkili tarafından ödendiği ve davacı taraf ile ticari ilişkinin bitirildiği, müvekkilinin ticari kayıtlarında davacı tarafa ilişkin herhangi bir verinin bulunmadığı, yapılacak bilirkişi incelemesi ile de bu hususun ispatlanacağı şeklindeki beyanda bulunulmuş olup, bu haliyle de somut olayda ispat külfetinin ödeme iddiasında bulunan davalı/borçluda olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, davalılar vekilinin yukarıda değerlendirilen itiraz ve savunmaları ile davacı yanın dava tarihi itibariyle varsa davalılardan olan alacağının tespiti ve değerlendirilmesi amacıyla, davacı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır.
Konusunda uzman Yeminli Mali Müşavir …tarafından tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan 11/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Usulüne uygun davacı şirket defter kayıt ve belgelerine göre davalı şirketin takip tarihi itibariyle 20.258,20 TL borçlu olduğunu davalı şirkete ait ticari defter kayıt ve belgeler ibraz edilmediğini taraf kayıtlarının karşılaştırılamadığını, rapor içerisinde açıklanan gerekçelerle davalının 20.258,20 TL tutarındaki borçtan sorumlu olduğunu, başlatılan takipte; 728,46 TL işlemiş faiz talep edildiğini ancak işlemiş faizin 676,43 olarak hesaplandığını… ” hususları tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, ticari satış nedeniyle düzenlenen ve ödenmeyen fatura alacağı nedeni ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, davacı alacaklı şirket tarafından, davalı borçlu şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından, 20.258,20-TL asıl alacak ve 728,46-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam, 20.986,66-TL alacak için ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlendiği, davalı/borçlu şirket vekilinin yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, dava konusu uyuşmazlığın, icra takibine dayanak fatura bedelinin ödenip ödenmediği ve davacı/alacaklının davalı/borçludan takip tutarı kadar alacaklı olup olmadığı noktalarında toplandığı, somut uyuşmazlıkta, ispat külfetinin dava konusu borcun ödendiği ve davacı taraf ile ticari ilişkinin bitirildiğini iddia eden davalı/borçluda olduğu, bu bağlamda taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, inceleme gününde davacı yanca defter ve kayıtlar sunulmasına rağmen, davalı yanca defter ve kayıtların sunulmadığı ve sunulmamasına ilişkin geçerli bir mazeret de bildirilmediği, davacı yanca sunulan defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, alınan rapor sonucu davacı yanın davalıdan kendi defter ve kayıtlarına göre 20.258,20 TL alacaklı olarak gözüktüğü, davalı yanın ise ödemeye ilişkin iddiasını usulüne uygun delillerle ispat edemediği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından davacı tarafından açılan davanın, asıl alacak yönünden kabulüne, faiz alacağı yönünden ise kısmen kabulüne ve ayrıca takip konusu alacakların likit olduğu ve davalı/borçlunun takibe itirazlarının da haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından hükmolunan itirazlı alacakların %20’si üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İle;
1-Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının, 20.258,20 TL asıl alacak ve 676,43 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.934,63 TL yönünden İPTALİ ile, takibin iş bu miktarlar yönünden takip talebindeki şartlarla DEVAMINA, fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE,
2-Alacak likit olduğundan hükmolunan alacağın (20.934,63 TL) % 20’si oranında hesaplanan 4.186,92 TL icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 1.430,04-TL karar ve ilam harcından 253,47-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 1.176,57-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 253,47 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 41,10-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.038,00-TL olmak üzere toplam 1.079,10-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.076,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 52,03-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/07/2020

Katip …

Hakim …