Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1142 E. 2021/36 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1142 Esas
KARAR NO:2021/36

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:28/11/2018
KARAR TARİHİ:26/01/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Davalının mevcut olan fatura borçları kapsamında aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı üzerine işbu davanın açıldığı belirtilerek; davalının itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin borca batık hale geldiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası tahtında iflas başvurusunun değerlendirilmekte olduğunu, davacı tarafça her ne kadar anılan itirazın haksız ve hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğu beyan edilmiş ise de; tüm bu evrakların ve fiili borç durumunun gerçekliğinin tespiti bakımından anılan mahkemece kayyum heyeti atandığını ve vekaletin de kayyum heyetince taraflarına verildiğini, her türlü borç ve alacak durumunun zaten o dosyada gerçek olarak tespit edileceğini, şirketin bu yönde karar ve tasarruf yetkisinin bulunmadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; İİY’ nin 67 maddesi uyarınca açılmış; “İtirazın İptali” davasıdır.
Dava konusu icra dosyası celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış, uzman bilirkişiden rapor alınmıştır.
Celp edilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı- alacaklı tarafından, davalı- borçlu aleyhine 09/11/2017 tarihinde …, …, …, … seri nolu, 29/03/2017 tarihli 4 adet fatura alacağı …, …, …, … seri numaralı 01/02/2017 tarihli 4 adet fatura alacağı, …, … seri nolu 30/01/2017 tarihli 2 adet fatura alacağına dayalı olarak 17.700,00 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 20.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 24.11.2017 tarihindeki “borca, faize ve ferilerine itiraz ediyoruz” şeklindeki itirazı üzerine icra takibinin durduğu, davacı tarafından 1 yıllık yasal süresi içerisinde işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Davalı vekilince dosyaya bildirilen ve uyap üzerinden celp edillen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas … Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, dosyamız davalısı … LTD ŞTİ olduğu, davanın, borca batıklılık nedeniyle iflas davsı olduğu, dava sonunda “…benimsenen ve hükme dayanak edilen bilirkişiler heyeti raporuna göre öz kaynakların 31.03.2019 tarihi itibariyle 55.304.676,72-TL tutarında pozitif olduğu, şirket özvarlığının borca batık olmadığı, davacı şirketin dava açarken HMK 29 madde kapsamında dürüstlük kuralına uygun davranma yükümlülüğüne uymadığı, yasa gereği zorunlu olarak sunulan ara bilançonun yapılan mali incelemelerle doğrulanmadığı, şirketin, faaliyeti konusu yapımlara ilişkin kullanım & dağıtım & lisanslama haklarını işin başından beri BİLA BEDEL ESİP (…)’ya devretmesinin iyiniyetli olmadığı, borca batıklık bilançosunda borç olarak gösterilen alacakların neredeyse tümüne itiraz edildiği, itirazın iptali davalarının kısmen sonuçlandığı, bir çoğunun halen derdest olduğu, davacı vekilleri itiraz edilen alacakları kabul etmez iken, müdür … duruşmada 17/08/2017 tarihli dilekçe ekinde sunulan alacaklılar listesinin doğru olduğunu beyan ettiği, bu vesileyle davacı şirket tarafından sunulan ara bilançonun doğru olmadığının bizzat kendileri tarafından da ikrar edildiği, kaldı ki bilançonun işletme devamlılığı ve muhtemel satışlar gözardı edilerek hazırlandığı, bununda yargılama sırasında kayyımlar heyeti tarafından yapılan ve yapılması zorunlu olan satışlar vasıtasıyla ve raporlarla açığa çıktığı, nihayet iflas istemindeki asıl amacın alacaklıların alacağını ödememek olduğu neticesine varıldığı, vergi hukukuna göre ortaklara borcun örtülü sermaye kapsamında olduğu, bunun halen yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yer almamasının, genel hukuki nitelendirmeye engel olmadığı, borç para aktarılmasının her yönüyle örtülü sermaye kapsamında değerlendirilebileceği, davacı şirketin halen ve gelecekte önemli miktarda gelir elde etmeye devam edeceği, tüm bu hususlar bir yana davanın temel koşulu borca batıklığın tespit edilemediği, bilakis şirketin sağlıklı işleyişinin temin edilmesi halinde borca batıklık bir yana çok ciddi gelir elde eden ve tüm borçlarını ödeyebilecek bir şirket olduğu anlaşılmakla; sabit, samimi, haklı ve yasal görülmeyen borca batıklık sebebiyle iflas talebinin reddine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle iflas isteminin reddine karar verildiği, dosyanın istinaf aşamasında olup derdest olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde; Davacı kayıtları üzerinde yapılan incelemede; 2017 yılı açılış kayıtlarında 2016 yılından devreden 1.770,00 TL davalı borcu mevcut olduğu, 2017 yılı Ocak -Şubat ve Mart aylarında tanzim ettiği 12 adet toplam 21.240 TL tutarındaki faturaların davalı borcu olarak kaydedildiği, toplam 23.010 TL oluşan borca karşılık 1.770,00 TL havale ödemesinin davalı alacağı olarak girilmesi neticesinde 2017 yıl sonu itibariyle davalının davacıya 21.240 TL borçlu olduğu tespit edildiği, davalı kayıtları incelendiğinde; 2017 yılı açılışında 2016 yılından devreden 12.390 TL davacı alacağı ile birlikte 2017 yılında davacının tanzim ettiği 12 adet toplam 21.240 TL tutarındaki faturasının davacı alacağı olarak kaydedildiği, karşılığında toplam 15.930 TL havale ödemesinin davacı borcu olarak girilmesi neticesinde 2017 yıl sonu itibariyle davacının davalıdan 17.700 TL alacaklı kaldığının tespit edildiği, Taraf kayıtlarının karşılaştırılmasında; Davacının sunulan kayıtları uyarınca 09.11.2017 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.240 TL alacağı mevcut olduğu , davalının sunulan kayıtları uyarında davacının davalıdan 17.700 TL alacaklı olduğu, davacının 2017 yılı içerisinde tanzim ettiği 21.240 TL tutarındaki faturaların her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğu, 2017 yılı açılış kayıtlarında 1,770 TL davalı borcu mevcut iken, davalıda davacı lehine 12.390 TL davacı alacağı mevcut olduğu, 2017 yılı içerisinde davalının 15,930 TL tutarındaki ödemesi kayıtlarının 1,770 TL ‘lik kısmının davacıda mevcut olduğu, kayıtlar neticesinde davacıda 21,240 TL davalı borcu mevcut iken , davalıda 17.700 TL davacı alacağı mevcut olduğu, davacı tarafından takipte davalıda mevcut 17,700 TL tutarı talep ettiğinin görüldüğü, netice itibarıyla; yapılan tespitler kapsamında davacının takibe konu edilen 17.700 TL tutarda davalıdan alacaklı olduğu görüşü bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporunun değerlendirilmesinde;
Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafından bir kısım fatura bedellerinin ödenmediğinden bahisle …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine 09.11.2017 tarihinde 17.700,00 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 20.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 24.11.2017 tarihindeki “borca, faize ve ferilerine itiraz ediyoruz” şeklindeki itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, bunun üzerine davacı tarafından 1 yıllık yasal süresi içerisinde işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Davalı tarafça, icra takibinde, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmiş ise de; dosyamızda alınan ve karar vermeye uygun bulunan uzman bilirkişi raporuna göre, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından icra takibine dayanak yapılan faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 21.240 TL alacağının mevcut olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre ise davacının davalıdan 17.700 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından icra takibinde davalıdan 17,700 TL talep edildiği, bu talebin davalı kayıtlarındaki miktar ile aynı olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 222. maddesi de göz önüne alındığında davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan 17.700 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Bu sebepler ile davacının icra takibine vaki itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı vekillerinin, davalı şirket hakkında açılan iflas davasının bekletici mesele yapılmasına ilişkin talebine, açılan iflas davasının ret edilmiş olması ve davalı şirket hakkında karar tarihimiz itibarı ile verilmiş bir iflas kararı olmadığından, itibar edilmemiştir.
Bu sebepler ile, davanın kabulü ile davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına karar verilmiştir.
Ayrıca alacak likit olduğundan, davalı borçlu itirazında haksız bulunduğundan ve talepte bulunduğundan davacı lehine İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca hükmolunan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına,
2-Hükmolunan 17.700,00 TL alacağın %20 sine tekabül eden 3.540,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.209,09 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 213,78 TL’ nin mahsubu ile bakiye 995,31 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşinen karşılanan 213,78 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı parası, 106,00 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.141,90 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen davacı yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/01/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza