Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1130 E. 2023/589 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1130
KARAR NO:2023/589

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:26/11/2018
KARAR TARİHİ:13/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; tarafların, davalı şirketin … ili … ilçesindeki tesislerinde yapılacak olan; 13/12/2017 tarihli sözleşme gereği öncelikle atık su ve daha sonra 04/01/2018 tarihli sözleşme gereği mekanik, ısıtma, sıhhi, buhar ve yangın tesisatlarının yapılması hususunda anlaştıklarını, yapılacak olan işlerin maliyetinin 2018 tarihli sözleşme fiyatının 437.085,00-TL; 2017 tarihli sözleşme fiyatının ise 78.000,00-TL olmak üzere toplam 515.000,00-TL bedelli olduğunu, tarafların 31/10/2017 tarihinden itibaren sair tarihlerde müvekkillerine 510.000,00-TL civarında ödemeler yaptığını, davalı şirketin talebi üzerine müvekkili şirketin, sözleşme konusu işleri yapacağını garanti altına almak için ilk ve ikinci sözleşmeler için teminat çeklerini teslim ettiğini, ilk sözleşme için teslim ettiği teminat çekinin, ikinci sözleşmenin de imzalanması ile davalı tarafından müvekkillerine iade edildiğini, her iki sözleşmenin maliyetine eş değerli tek bir adet teminat çeki talep olunması üzerine bu davaya konu teminat çekinin davalı şirkete teslim edildiğini, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına ve dolayısıyla bu davaya konu çekin teminat çeki olduğunu, müvekkillerinin sözleşmelerden kaynaklanan edimlerini eksiksiz bir şekilde teslim etmesine rağmen, davalı şirketin, teslim edilen işlerden atık su tesisatlarında yer yer kusurlar olduğunu gerekçe göstererek ilgili tüm projenin yeniden yapılmasını istediğini, müvekkil şirketin ise evvela teslim edilen işte bir kusur olmadığını, tüm projenin yeniden yapılmasına lüzum olmadığını ve gerekirse kusur olan kısımların küçük onarımlar ile düzeltilebileceğini dile getirmesi üzerine taraflar arasında ihtilaf doğduğunu, bunun üzerine davalı şirketin bu teminat çekini alacak barındıran bir kıymetli evrakmış gibi icra takibine koyduğunu, ayrıca İstanbul … İcra Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile cezalandırılmasını talep ettiğini, taraflar arasında bu sözleşmeler dışında kalan başkaca herhangi bir ticari ilişkinin bulunmamakta olduğunu, her iki şirketin ticari defterleri incelendiğinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin sadece bu inşa sözleşmesinin neticesi olduğunun ve alacak verecek ilişkisinin de sadece bu sözleşmelerden kaynaklandığının açık olduğunun anlaşılacağını, müvekkillerinin atık su projesine ilişkin olarak yaptığı işte, kendisinden kaynaklı bir kusurunun olmadığını düşünmekte olduğunu, müvekkillerinin, davalı şirket yetkilisi ile görüşme taleplerinin reddedildiğini, davalı şirketin, var ise kusurlu yapılan kısmın onarım bedelini talep edebileceğini, ancak davalı şirketin teminat çekini takibe koyarak tahsiline çalışmasının aşırı faydalanma hali olduğunu belirterek, müvekkillerinin …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu 31/08/2018 vade tarihli ve 500.000,00-TL bedelli çek nedeniyle davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle icra takip miktarı üzerinden eksek harcın tamamlanması gerektiğini, dava dilekçesi incelendiğinde 13/12/2017 tarihli ve 04/01/2018 tarihli sözleşmeler gereğince imalat yapılacağının iddia edildiğini, dava dilekçesinin ekinde bulunan fotokopi sözleşmeler üzerindeki imzaların, müvekkili firma yetkilisine ait olmadığını düşündüklerini, kesin kanaatlerini sunmak için kasaya alınmasını talep ettiklerini, müvekkili firmanın, davacı şirketten veya …’dan herhangi bir şekilde teminat çeki teslim almadığını, HMK 190/1 gereğince ispat yükünün davacılarda olduğunu, davacı tarafın sözleşmesel edimlerini yerine getirmediğini, geçici veya kesin hakediş bedelleri ile teslim ettiği işin faturalarını mahkemeye sunmadığını, davacı tarafın 510.000,00-TL civarında kendisine ödeme yapıldığını söylemiş ise de, davacıya yapılan ödemelerin daha fazla olduğunu, banka ile yapılacak görüşmeler sonucunda havale dekontlarının ibraz edileceğini, müvekkili firma tarafından yapılan ödemeler esnasında teminat senetleri alınmadığını, daha sonra teminat senetleri iade edilerek yeni bir teminat senedinin de alınmadığını, 20.000,00-TL için 500.000,00-TL teminat senedi vermenin olağan olmadığını, kambiyo senetlerinin sebebinden ari olduğunu ve kendi başlarına borç gösteren belgeler olduğunu, eldeki dosyada nizalı çekin davacıların müvekkili firmaya borçlu olduğunu göstermekte olduğunu belirterek, davanın reddine, davacılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dosyası öncelikle 20.000,00-TL harca esas değer üzerinden açılmış ve mahkememiz tekli hakimi tarafından görülmeye başlanmış olup, mahkememizin 23/01/2019 tarihli ara kararı ile; “Dava menfi tespit davası olup kısmı dava açma imkanı bulunmadığından takip çıkışına göre harç ikmali yapılması için davacı yana 2 haftalık süre verilmesine, aksi taktirde müteakip işlemlere devam edilmeyeceğinin ihtarına” karar verilmiş, davacılar vekili tarafından 14/02/2019 tarihinde 8.197,60-TL tamamlama harcının ikmal edilmesi üzerine mahkememizin 01/03/2019 tarihli ara kararı ile, tamamlanan harç miktarı gözetilmek suretiyle dosyanın heyete tevdiine karar verilmiş ve yargılamaya mahkememiz heyetince devam olunmuştur.
Dava, menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce 04/01/2018 ve 13/12/2017 tarihli sözleşmeler ile ekleri, ısıtma ve soğutma; atık su ve yağmur suyu; basınçlı hava; yangın ile mücadele; kullanım suyu ve buhar tesisatları fiziki ve dijital projeleri, dava konusu mahal görselleri, 31/10/2017 tarihli ve 300.000,00-TL bedelli; 14/12/2017 tarihli ve 150.000,00-TL bedelli; 15/02/2018 tarihli ve 50.000,00-TL bedelli; 19/03/2018 tarihli ve 10.000,00-TL bedelli; 22/03/2018 tarihli ve 4.500,00-TL bedelli; 29/03/2018 tarihli ve 20.000,00-TL bedelli; 12/04/2018 tarihli ve 20.000,00-TL bedelli ve 24/04/2018 tarihli ve 3.500,00-TL bedelli makbuzlar, irsaliyeli faturalar, davacı şirket ticari defter ve kayıtları, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ve dayanağı 31/08/2018 vade tarihli ve 500.000,00-TL bedelli çek dosyamız arasına alınmış, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası kapsamında mali müşavir, mimar ve inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle davacı şirket kayıtları üzerinde inceleme de yapılmak suretiyle rapor; … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası kapsamında mimar ve inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle davalı şirket tekstil atöleysinde mahallinde keşfen inceleme de yapılmak suretiyle rapor; … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası kapsamında makine mühendisi, elektrik mühendisi ve altyapı konusunda uzman inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle davalı şirket tekstil atöleysinde mahallinde keşfen inceleme de yapılmak suretiyle rapor; mahkememiz dosyası kapsamında mali müşavir bilirkişi marifetiyle davalı şirket merkezinde ticari defter ve kayıtlar üzerinde yerinde inceleme de yapılmak suretiyle rapor ve ek rapor temin edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davalı şirket tarafından 11/09/2018 tarihinde davacılar aleyhine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… D. İş sayılı ihtiyati haciz kararı ve 31/08/2018 tanzim tarihli ve 500.000,00-TL bedelli çeke dayalı 500.000,00-TL asıl alacak, 2.938,36-TL işlemiş faiz, 50.000,00-TL tazminat, 1.500,00-TL komisyon, 100,20-TL ihtiyati haciz masrafı ve 485,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 555.023,56-TL alacağın, toplam alacağa icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %19,50 avans faizi ile; fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakları saklı kalmak ve kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilerine mahsup edileceği kaydıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şahısa 13/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekili tarafından icra emrine, borcun tümüne, faiz oranına, işletilen faize ve takibin tamamına itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 13/02/2023 havale tarihli bilirkişi raporu ile; davalı şirketin 2017 ve 2018 yılların ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu, taraflar arasında imzalanmış 13/12/2017 tarihli ve 04/01/2018 tarihli iki adet sözleşme bedelinin toplamının 514.999,80-TL olduğu, davalının, yapmış olduğu avans ödemelerinden dolayı davacıdan 20/09/2018 tarihi itibariyle 525.728,31-TL tutarında alacaklı göründüğü, davalının davacıya yapmış olduğu avans ödemelerinin tümünün 3.500,00-TL hariç her iki tarafın ticari kayıtlarında yer aldığı, davalının davacı adına SGK’ya yapmış olduğu 9.555,63-TL ve 112,14-TL olmak üzere toplam 9.667,77-TL tutarındaki SGK prim ödemelerinin davacı taraf kayıtlarında mevcut olmadığı, davalının davacıya yapmış olduğu avans ödemeleri tutarı toplamının 608.000,00-TL olduğu, bu ödemelerin teyidi için taraflarına sunulan ve bankadan alındığı anlaşılan hesap hareketleri dökümü sonucu her bir ödemenin teyidinin yapıldığı, dava konusu çekin teminat amacı ile verilip verilmediği hususuna ilişkin dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda, çekin mal vb. teslimi için ticari alışverişten kaynaklandığına ilişkin her iki tarafın ticari kayıtlarında somut bir bilgiye rastlanmadığı, davacının kayıtlarını inceleyen mali bilirkişi raporunda söz konusu çekin davacı kayıtlarında 226 kodlu verilen depozito ve teminatlar hesabına kaydedildiğinin tespit edildiği, bu sebeple çekin teminat olarak verildiğinin takdirinin mahkemeye ait olduğu, talimat kalemince dosyaya aldırılan teknik bilirkişi raporunda, yüklenicinin taraflar arasındaki her iki sözleşmeye konu işi 489.249,81-TL ile 617.999,78-TL aralığında bedeller ile yapmak durumunda olduğunun tespit edildiği, bu tespit ile davalının davacıya yapmış olduğu banka dekontları ve havaleler ile ispatlı 608.000,00-TL tutarındaki ödemelerinden, yüklenici davacının görevini yerine getirdiği hususunun anlaşıldığı, ancak davacının davalıya her iki sözleşme konusu yaptığı iş karşılığı davalı şirket adına fatura düzenlememiş olması sonucunda her iki tarafın ticari kayıtlarında, davalı işverenin davacıdan 525.728,31-TL tutarında alacaklı; davacı yüklenicinin ise davalıya 512.560,54-TL tutarında borçlu olduğu şeklinde bir durumun ortaya çıktığını, aradaki farkın 13.167,77-TL olduğu, bu farkın davalı tarafın davacı taraf adına havale ettiği 3.500,00-TL ile davacı adına SGK’ya ödemiş olduğu 9.667,77-TL’nin davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklı olduğu, netice itibariyle davalının davacıdan 525.728,31-TL tutarında alacaklı olduğu ve davacının yaptığı iş karşılığı davalı şirket adına fatura düzenlememiş olması hususunun mahkememizin takdirinde olduğu tespit edilmiş, aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 16/06/2023 havale tarihli ek rapor ile; talimat yolu ile aldırılmış olan 28/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 512.560,54-TL tutarında davalıya borçlu olduğunun tespit edildiği, önceki raporda davalının davacıdan 525.728,31-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davaya konu 500.000,00-TL tutarlı çekin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davacı tarafça, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına konu çekin teminat çeki olduğu belirtilerek, menfi tespit talebiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu çek incelendiğinde, 6102 Sayılı TTK’Nun 780. maddesinde öngörülen şekli unsurları içerdiği ve geçerli bir çek olduğu görülmektedir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK md. 6). Somut olayda ispat yükü davacı tarafta olup, davacı taraf, çekin teminat çeki olduğunu ispat etmek durumundadır. Davacı taraf, taraflar arasında düzenlenen 13/12/2017 ve 04/01/2018 tarihli sözleşmeler ile, çekin davalı tarafa teminat çeki olarak verildiğinin kararlaştırıldığını ileri sürmektedir. Söz konusu sözleşmeler incelendiğinde, her iki sözleşmenin 4. maddesinde, “…işe başlamadan önce teminat karşılığı 20.000,00-TL nakit ödeme geri kalanı iş tesliminde” hükmünün bulunduğu, bu maddede dava konusu çekle ilgili bir ibare bulunmadığı anlaşılmaktadır. Aynı şekilde, sözleşmelerin tamamı incelendiğinde de, dava konusu çekle ilgili herhangi bir düzenleme bulunmadığı görülmektedir. Yine çek üzerinde de çekin teminat çeki olduğuna ilişkin bir ibare bulunmamaktadır. Mali müşavir bilirkişi tarafından, davacının tarafın ticari defterlerinde, verilen çekin “verilen depozito ve teminatlar hesabına kaydedildiği” tespit edilmişse de, tek başına, çekin teminat çeki olduğunun davacı defterlerine kayıt edilmesi, çeki teminat çeki haline getirmeyecektir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak, çekin bir kambiyo senedi olduğu, illetten mücerret olduğu da göz önünde bulundurularak, davacı tarafın, takibe ve davayı konu çekin, teminat çeki olduğunu sunmuş olduğu delillerle ispat edemediği sonucuna varılarak, açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davalı tarafça, kötü niyet tazminatı talep edilmişse de, Mahkememiz dosyası kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmediği dikkate alınarak, davalı tarafın, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından davalı hakkında açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 269,80-TL karar ve ilam harcının, davacılar tarafından yatırılan 341,55-TL peşin harç ve 8.197,60-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 8.539,15‬-TL’den mahsubu ile fazladan yatan 8.269,35‬-TL’nin, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin, kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00-TL’den ibaret yargılama giderinin, davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 79.052,59-TL vekâlet ücretinin, davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/07/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır