Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1116 E. 2022/156 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1116
KARAR NO :2022/156

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:21/11/2018
KARAR TARİHİ:17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı şirket ile arasında akdolunan faktoring sözleşmesinin, “gayrikabili rücu faktoring sözleşmesi” olduğundan, davalı şirketin müvekkil şirketten alacak talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkili ile davalı … Faktoring arasında akdolunan sözleşme gereği, davalı … Faktoring’in müvekkile başvurmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, ülkenin pek çok şehrinde çok sayıda üretici kuruluşların ürünlerinin toptan veya perakende satışının yapıldığı alışveriş merkezlerini işletmekte olduğunu çeşitli ticari ürünlerin, özellikle Hotel, Restaurant ve Café gibi yiyecek ve içecek sektöründe hizmet veren kuruluşlara üretimini ve pazarlamasını yaptığını, Bu nedenle de diğer davalı … Otelin de, müvekkili şirket ile çalıştığı ve ticari ilişkide, müvekkili firma tarafından birtakım ürünlerin davalılardan … Otel’e satılarak teslim edildiğini, … Otel adına düzenlenen faturaların muhtelif tarihlerde diğer davalı … Faktoring’e temlik edildiğini, gayrikabili Rücu Faktoring Sözleşmesi kapsamında davalı … Faktoring’e temlik edilen faturalara diğer davalı … Otel tarafından teyit verildiğini ve … Faktoring tarafından da davacı müvekkili firmaya işbu tutarların muhtelif tarihlerde ödendiğini, bu nedenle davacı müvekkil şirketten tahsilini talep etmelerinin mümkün olmadığını,
davalı … faktoring ile davacı müvekkili yan arasında akdolunan sözleşmenin gayrikabili rücu olmadığı varsayılsa dahi, davalı … faktoring’in alacağın varlığını, işbu alacağı borçlu … otel’den tahsil edemediğini, … otel’den sözleşmenin teminatı olarak aldığı ipoteklerle borcun karşılanmadığını ispat etmesi’ nin gerekeceğini, davalı … faktoring’in, dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiğini, davalı … Faktoringin, davacı müvekkile bahsi geçen ihtarname ile müvekkili firmaya “finansman sağlandığından” ve “bahse konu alacakların vadesinde ödenmediğinden” bahisle 3.100.184,09-TL tutarında borcun tahsilini talep etmiş olsada izah ettiği nedenlerle itirazlarını yinelediğini, davalılar arasındaki muhtemel bir danışıklılıkla davacı müvekkilinin davalıların kendi aralarındaki hesap hareketlerinde yapılan bir müdahale ile davalı … Otel A.Ş’nin Faktornig’e ödenemeyen başka borçlarının tahsilatını davacı müvekkili üzerinden tahsilini sağlamak amacıyla bir operasyon yapılmak istendiğini, 2015 yılında sonlanmış bir ticari ilişkinin üzerinden 3 yıl gibi bir zaman geçtikten sonra aslen kendisiyle … Faktoring işlemi iradesiyle sözleşme yaptığını müvekkiline rücu etmek isteyişinin hayatın olağan akışı içinde izahının olmadığını, ihtarname sonrasında hem davalı … Faktoring’den hem de … Otel A.Ş’den faktoring ilişkisine dair hesap hareketleri ve dekontların talep edildiğini hesap mutabakatı yapılmak istendiğinde ise her iki davalı özenle bundan kaçındığını ve bu davanını açılmasına sebebiyet verdiklerini belirterek, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve davalı … Faktoring’in kötü niyetinin sabit olması nedeniyle, dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı … Faktoring A. Ş. Aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Otel İşletmeleri Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında dava konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişkinin olmadığını, müvekkiline hangi fatura, işle ne hizmeti verdiğini ve hangi bedellerin ödenmediğini dahi dava dilekçesinde belirtemediğini, iddiasını ispat edecek sevk irsaliyeleri ve teslim belgelerini, fatura, cari hesap, sipariş formu vs belgelerini dosyaya ibrazının ve tebliğin gerektiğini, öncelikle davacı tarafından alacağını dayandırdığı tüm belgelerin tarafına tebliğ edilmesi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili ile diğer davalının koordineli olarak müvekkiline ödeme güçlüğü nedeniyle tahsil edilemeyen alacakların danışıklı ve hesap hareketlerine yapılan müdahale ile olarak müvekkili şirketin ödenemeyen diğer borçlarının tahsilatını sağlamak üzere kendilerine başvurduğu yönündeki tüm iddialarına itiraz etiğini ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacı taraf ile … Faktoring A.Ş. arasında akdedilen faktoring sözleşmesine müvekkili şirketin taraf olmadığı gibi dava konusu borcun hangi dönemi ve faturaları kapsadığını, faktoring sözleşmesi hükümleri ve işleyişine vakıf olmadığını, cari borcu ve süreci bilmesinin de mümkün olmadığını, bu hususta gönderilen herhangi bir bildirimin olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Faktoring A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davacı firma … … arasında imzalanmış bulunan Faktoring Sözleşmeleri ve eklerine istinaden, bu sözleşmeler çerçevesindeki davacı firmanın … Otel firmasından olan alacaklarının temliknameler ile devredildiğini ve davacı firmaya finansman sağlandığını, fatura borçlusu … Otel firması tarafından belirtilen alacaklara istinaden teyitlerin verildiğini, teyitlerin kayıtlarında mevcut olduğunu, davacı tarafından da kabul edildiğini, … Otel tarafından müvekkili şirkete, faturalara konu borçların ödenmemiş olması sebebi ile müşterileri olan davacı firmaya … 48. Noterliği’nin 105520 nolu 02/10/2018 tarihli ihbarnamesinin gönderildiğini, sağlanan finansmana ilişkin 3.100.184,09-TL kadarlık borcunu ödemesi bildirilmiş, davacınnın, ihbarnamede bildirilen borcu ödemediğini, davacı tarafından işlemin … olduğunun belirtildiğini, işlemin … olduğuna ilişkin herhangi bir anlaşma ve delil bulunmadığını, taraflarca işlemin garantili olabilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, davacıya LOB verilmediğini, yapılan işlemde faktoring garantisinin olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede, lob verilmediği halde “yorum yolu ile” garantinin varlığının iddia edilemeyeceğinin düzenlendiğini, garanti hükümlerinin uygulanması için gereken şartların oluşmadığını, garanti hükümlerinin devreye girmesi için, vadede borçlunun aczinin sabit veya iflasının kesinleşmiş olmasının gerektiğini, temliknamelerde belirtilen faturaların vadelerinin 2014-2015 yıllarına ait olduğunu, bu dönemde fatura borçlusu açısından belirtilen şartlar oluşmadığını, müvekkili şirket tarafından davacı firmaya finansmanın sağlandığını, temlik alınan alacakların borçlusu tarafından bir ödeme yapılmadığını, bu durumun müvekkili şirket defter ve kayıtlarından anlaşıldığını, davacıya tahsilat hizmeti verilmediğini, müvekkili şirketin banka iştiraki olduğunu. BDDK, FKB ve sair birçok kurum denetimine tabi olduğunu ve uluslararası bağımsız denetim kurumlarınca denetlendiğini, davacının suç teşkil eden bu söylemleri ile ilgili gerekli cezai başvuruların yapılması konusunda haklarının saklı olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı vekiline bir kısım bilgi ve belgenin mail yolu ile gönderildiğini, müvekkili şirkete ulaşan herhangi bir mutabakat talebi bulunmadığını, davacının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 Sayılı İİK’nun 72. maddesi gereğince menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, taraflarca bildirilen deliller toplanmış, taraf ticari defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle rapor ve ek raporlar temin edilmiştir.
Davacı ve davalı vekilleri Mahkememize sunmuş oldukları 02/02/2022 tarihli beyan dilekçeleri ile Mahkememizin 17/03/2022 tarihli duruşmasında, haricen sulh olduklarını, sulh nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istediklerini, birbirlerinden yargılama gideri ve vekâlet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirtmişlerdir.
6100 sayılı HMK’nun 315/1. maddesi, “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmünü içermektedir. Taraf vekillerinin haricen sulh oldukları ve sulh nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yönündeki beyanları dikkate alınarak, sulh nedeniyle, açılan dava ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 Sayılı HMK’nun 315. maddesi gereğince, taraflar sulh olduklarından, davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Alınması gerekli 80,70-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 52.943,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 52.862,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3- Taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak, davacı ve davalı tarafların yapmış oldukları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- Taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak, taraf vekilleri lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … Faktoring AŞ vekilinin yüzüne karşı diğer davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır