Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1087 E. 2022/530 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1087 Esas
KARAR NO :2022/530 Karar

DAVA:Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ:14/11/2018
KARAR TARİHİ:19/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.12.2017 tarihinde… plakalı aracın yaya davacıların murisi …’ye çarpması neticesinde meydana gelen kaza neticesinde …’ nün hayatını kaybettiğini ve eşi … ile çocukları …, … ve İlke Naz’ın babalarının desteğinden yoksun kaldıklarını, kaza tarihinde davacı …’ nın … … Üniversitesinde Meslek Yüksek Okulu öğrencisi olduğunu, diğer kızlarının ise ilk ve orta öğretimlerini başarı ile devam ettiklerini, müteveffanın desteğinden yoksun kalan çocuklarının üniversite yaşamlarının da olacağı düşünülerek hesaplama yapılmasını, müteveffanın ailenin tek geçim kaynağı olduğunu beyan ederek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davacı için 500,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminat ile her bir davacı için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … 27.11.2018 havalc tarihli cevap dilekçesinde özetle; 28.06.2008 gün 26820 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğe göre çalışma usul ve esasları düzenlenmış olan müvekkili Büronun, yabancı ülke Yeşil Kart Büroları (Emsal Bürolar) ile yaptığı … anlaşması cerçevesınde yabancı plakalı araçların Türkiye ‘de karıştıkları kazalarda şayet geçerli bir Yeşil Kart Sigortaları mevcut ise Yeşil Kart Sigortacıları adına kusur esaslarına göre sebebiyet verilen üçüncü şahıs hasarlarını tedvir etmekte olduğunu, ortaya çıkan hasarların tedvirinde bu araçların sabip veya sürücüleri adına hareket etmeyip, kaza tarihini kapsayan Yeşil Kart Sigortaları olması halinde hu sigorta şirketi adına hareket ettiğini, bu nedenle Trafik Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği, yabancı plakalı bir aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonrası ortaya çıkan hasarlar için kusur esasına göre ve yabancı sigorta şirketine izafeten Mali Sorumluluk Sigortası limit ve şartları çerçevesinde, limit üstü ve trafik sigortası şartları dışındaki talepler için ise ancak yabancı sigorta şirketinin ihtiyaren teminat vermesi halinde müvekkili Büronun sorumluluğunun doğduğunu, Maddi tazminat yönünden; sürücünün kusuru dikkate alınarak, destek zararının aktüeryal olarak hesaplanması gerektiğini ve sosyal güvenlik kuruluşlarından mağduriyetle ilgili bir tazminat alınıp alınmadığının belirlenmesini ve alınıyor ise tazminattan tenzilinin gerektiğini, Manevi tazminat yönünden; …’nun ilgili ve limit üstü taleplere ilişkin sorumluluğunun ancak yabancı sigorta şirketinin ihtiyaren teminat vermesi halinde (…- İç Düzenlemeler 3.5. madde) söz konusu olacağından şayet yabancı sigorta şirketi ihtiyaren (Türk mevzuatına göre trafik Sigortacısının sorumluluğu üstünde) teminat vermez ise Yabancı Sigorta Şirketinin ve …’nun manevi tazminatla ilgili taleplerden sorumlu olmayacağını belirterek, davacıların gayri yasal ve haksız tüm taleplerinin reddini savunmuştur.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyası UYAP mündericatı, … SGK İl müdürlüğü, … Sosyal Güvenlik merkezi, …, … valiliği İl Emniyet Müdürlüğü, … Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü, … Sosyal Güvenlik Merkezi cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir
Destekten yoksun kalma tazminatı, TBK’nın “1-ölüm ve bedensel zararlar” “a-ölüm” madde başlıklı 53/3. maddesinde düzenlenmiş olup; “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, TBK’nun 53. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir (Yargıtay 17. H.D. 16/07/2020 Tarih ve 2019/2221 Esas-2020/4844 Karar sayılı kararı).
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de; destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 tarih ve 2005/4-648 Esas-2005/691 Karar sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Ayrıca, Türk Medeni Kanununun 185/3. Maddesi; “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” hükmünü düzenlemiş iken, TMK 186. Maddesi ise; “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.” hükmüne amirdir.
Türk Medeni Kanununda yer alan her iki hükümde de, eşlerin yasal olarak birbirlerini desteklemek zorunda olduklarını belirtilmiştir. Bu nedenle eşlerin birbirlerine destek olduklarını ispatlamaları gerekmez. Destek kavramı TMK göre her iki eş içinde geçerlidir. Bu nedenle kocası ölen kişi destek tazminatı talep edebileceği gibi karısı ölen kişi de destek tazminatı talebinde bulunabilecektir (Hüseyin Tuztaş-Yargıtay Üyesi-www.sevgipinari.org).
Yine anne ve babanın yaşı küçük olan çocuklarına doğal destek oldukları ve anne ve babasının yardımına muhtaç olan küçüğün anne ve babasını kaybetmesi halinde destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri kabul edilmektedir.
Somut olayda hukuki ihtilaf, davacıların kaza nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyecekleri ile talep edebilecekler ise miktarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu (ya da ileride sağlaması muhtemel olan) yardımın miktarı; destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurularak doğru biçimde belirlenmelidir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek raporlar alınmıştır.
Bilirkişiler tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 29/04/2019 tarihli kök raporunun incelenmesinde özetle de; “Bahse konu kazaya karışan … plaka numarası kamyonetin sürücüsü …’nun, hatalı sevk ve idaresinde birinci derecede ve takdiren %60 oranında etkili bulunduğu, davacıların murise yaya …’nün hatalı davranışının ikinci derecede ve takdiren %40 oranında etkili olduğu, 20/12/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Nihat Süngünün desteğinden yoksun kalan davacıların maddi zararının; eşinin desteğinden yoksun kalan … yönünden toplam 195.232,41 TL olduğu, ayrıca 42 yaşında hayatını kaybeden bir hanımın yeniden evlenme olasığının %2 olduğu, 18 yaş altında 2 çocuğunun olduğu %10 indirim uygulandığından evlilik indirimi yapılmasının söz konusu olmayacağı, müteveffanın kazanın oluşumunda %40 kusurlu olduğunun sayın mahkemece kabulü durumunda davacı …’un davalıdan 117.139,45 TL tazminat talep edebileceği; Babasının desteğinden yoksun kalan …’nün toplam maddi zararının 50.730,34 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda %40 kusurlu olduğunun sayın mahkemece kabulü durumunda davacı …’ın davalıdan 30.438,20 TL tazminat talep edebileceği; Babasının desteğinden yoksun kalan …’nün toplam maddi zararının 42.589,26 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda %40 kusurlu olduğunun Sayın Mahkemece kabulü durumunda, davacı …’un davalıdan 25.553,56 TL tazminat talep edebileceği; Babasının desteğinden yoksun kalan…’nün toplam maddi zararının 13.250,26 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda %40 kusurlu olduğunun Sayın Mahkemece kabulü durumunda; davacı …’nın davalıdan 7.950,16 TL tazminat talep edebileceği, Davacıların toplam Maddi/ Destekten Yoksun Kalma tazminatının; 301.802,27 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda %40 kusurlu olduğunun Sayın Mahkemece kabulü durumunda; toplam davalı Büro’dan talep edilebilecek maddi tazminatın 181.081,36 TL olacağı, kaza tarihinin 2017 yılı olması nedeni ile davalının sorumluluk limitinin ZMSS Poliçeleri limiti 330.000,00 TL’nin içinde kaldığı, Davacı vekilinin 12.04.2018 tebliğ tarihli dilekçesi ile davalı büroya dava öncesi talepte bulunduğunun dosyada mübrez belgelerden görüldüğü, 12.04.2018 tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası 25.04.2018 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün ve yasal faiz talep edilebileceğinin takdir ve hukuki münakaşasının elbette Sayın Mahkemeye ait olduğu, (Yargıtay Genel Hukuk Kanunun 1999/19-73 E. 1999/106 K. 17.02.1999 tarihli kararı), SGK tarafından davacılara maktul …’nün vefatı sonrası ölüm aylığının bağlandığı, PSD değer hesaplamasının bulunmadığı, Manevi tazminat taleplerinin ZMSS Genel Şartlarının A.6/f maddesi gereği teminat dışı olduğu, ancak, …’nun ilgili ve limit üstü taleplere ilişkin sorumluluğunun ancak yabancı sigorta şirketinin ihtiyaren teminat vermesi halinde (…- İç Düzenlemeler 3.5. madde) söz konusu olacağı, her bir davacı için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın takdir ve tüm hukuki münakaşasının elbette Yüce Mahkmeye ait olduğu, Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır ” şeklinde rapor düzenlemiştir.
Mahkememizin 21/03/2022 tarihli ara kararı ile dosyanın; kök rapordan sonra celp olunan kayıtlar ve tarafların itirazları irdelenmek üzere ek rapor düzenlenmesi için bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından iş bu kerre 04/04/2022 tarihli ek raporun tanzim edilerek dosyaya ibraz edildiği anlaşılmış olup, ek raporun incelenmesinde özetle de; “Bahse konu kazaya karışan, … plaka numarası kamyonetin sürücüsü …’nun hatalı sevk ve idaresinin, birinci derecede ve takdiren % 60
(yüzde altmış) oranında etkili bulunduğu, davacıların murisi yaya …’nün hatalı davranışının, ikinci derecede ve takdiren % 40 (yüzde kırk) oranında etkili olduğu, 20/12/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Nihat Süngünün desteğinden yoksun kalan davacıların maddi zararının; eşinin desteğinden yoksun kalan … yönünden toplam 574.113,98 TL olduğu, ayrıca 42 yaşında hayatını kaybeden bir hanımın yeniden evlenme olasığının %2 olduğu, 18 yaş altında 2 çocuğunun olduğu %10 indirim uygulandığından evlilik indirimi yapılmasının söz konusu olmayacağı, müteveffanın kazanın oluşumunda % 40 kusurlu olduğunun Sayın Mahkemece kabulü
durumunda; 344.468,39 TL maddi zararının 330.000,00 TL limit dahilinde garabeten
hesaplaması ile 234.332,96 TL’sinin davalı Kurumdan talep edilebileceği, Babasının desteğinden yoksun kalan …’nün toplam maddi zararının 121.085,04 TL,
müteveffanın kazanın oluşumunda % 40 kusurlu olduğunun Sayın Mahkemece kabulü durumunda;
72.651,02 TL maddi zararının 330.000,00 TL limit dahilinde garabeten hesaplaması ile
49.422,62 TL’sinin davalı Kurumdan talep edilebileceği, Babasının desteğinden yoksun kalan …’nün toplam maddi zararının 97.494,52 TL,
müteveffanın kazanın oluşumunda % 40 kusurlu olduğunun Sayın Mahkemece kabulü durumunda;
58.496,71 TL maddi zararının 330.000,00 TL limit dahilinde garabeten hesaplaması ile
39.793,80 TL ‘ sinin davalı Kurumdan talep edilebileceği, Babasının desteğinden yoksun kalan…’nün toplam maddi zararının 15.803,95
TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda %40 kusurlu olduğunun Sayın Mahkemece kabulü
durumunda; 9.482,37 TL maddi zararının 330.000,00 TL limit dahilinde garabeten hesaplaması
ile 6.450,61 TL’sinin davalı Kurumdan talep edilebileceği, (T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNUN 2021/17(4)-86 E. 2021/516 K. 0.04.2021
TARİHLİ KARARI), Davacılar vekilinin 12.04.2018 tebliğ tarihli dilekçesi ile davalı büroya dava öncesi talepte bulunduğunun dosyada mübrez belgelerden görüldüğü, 12.04.2018 tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası 25.04.2018 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün ve yasal faiz talep edilebileceğinin takdir ve hukuki münakaşasının elbette Sayın Mahkemeye ait olduğu, (Yargıtay Genel Hukuk Kanunun 1999/19-73 E. 1999/106 K. 17.02.1999 tarihli kararı), SGK tarafından davacılara maktul …’nün vefatı sonrası ölüm aylığının bağlandığı, PSD değer hesaplamasının bulunmadığı, Manevi tazminat taleplerinin ZMSS Genel Şartlarının A.6/f maddesi gereği teminat dışı olduğu, ancak, …’nun ilgili ve limit üstü taleplere ilişkin sorumluluğunun ancak yabancı sigorta şirketinin ihtiyaren teminat vermesi halinde (…- İç Düzenlemeler 3.5. madde) söz konusu olacağı, her bir davacı için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın takdir ve tüm hukuki münakaşasının elbette Yüce Mahkmeye ait olduğu, Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır
” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporunun denetlenmesinde de, raporun hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere, yapılan tespitler ve hesaplamalar bakımından ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, 10/06/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile toplam maddi tazminat miktarı 330.000,00-TL’ye çıkartılmış ve harcı da yatırılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, Türk Borçlar Kanununun 45/2. Maddesinde; “ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararlarını da tazmin etmek lazım gelir” hükmüne yer verildiği, destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacının, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğu, davaya konu trafik kazasında eşini kaybeden davacı …’nün az yukarıda yazılı gerekçelerle ve diğer davacılar; kaza tarihinde 18 yaşında olan…’nün, 8 yaşında olan İlke Naz Süngü’nün ve 10 yaşında olan …’nün kazada vefat eden babalarının desteğinden yoksun kaldığının yine az yukarıda yazılı gerekçelerle açık olduğu, bu bağlamda, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerin toplandığı, ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli kusur ve aktüer raporu ile de davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı; bu haliyle de; davalı … Bürosunun, yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda zararların karşılanması sorumluluğunun araçların yeşil kart sigortası olması halinde, kaza tarihindeki Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası limitleri dahilinde ve yeşil kart sigortası bulunan araç sürücüsünün kusuru oranı ile sınırlı olması nedeniyle davacı yanların davalıdan talep edebileceği toplam maddi tazminatın (destekten yoksun kalma) sigorta limiti olan 333.000,00 TL ile sınırlı olduğu, ayrıca davacıların birden fazla olması nedeniyle de sorumluluğun sigorta limiti kapsamında garameten olduğu, davacılar vekili tarafından da iş bu miktarlar üzerinden (bilirkişi heyeti tarafından garameten belirlenen) talep arttırımı yapıldığı ve eksik harcın yatırıldığı anlaşıldığından, davacıların maddi tazminat taleplerinin talep arttırım dilekçesi ile arttırılan miktarlar üzerinden kabulüne, ayrıca davacı yanca her ne kadar manevi tazminat talep edilmiş ise de; davalı … Bürosunun, yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda manevi tazminata ilişkin sorumluluğunun, yeşil kart sigorta poliçesinin manevi tazminatı kapsayıp kapsamadığı ile sınırlı olduğu, dosyaya orjinali ve Türkçe tercümesi kazandırılan yeşil kart sigorta poliçesi incelendiğinde de, poliçede manevi zararlar için teminat belirlenmediği anlaşıldığından, manevi tazminata ilişkin davanın tüm davacılar yönünden ayrı ayrı reddine ve ayrıca faizin nev’ine ilişkin olarak da, yeşil kart sigortası bulunan aracın, dosya kapsamında yer alan belgelerden de anlaşılacağı üzere kapalı kasa kamyonet olduğu anlaşıldığından, mahkememizce hükmolunan tazminat miktarına avans faizi yürütülmesine karar verilmiş ve tüm dosya kapsamına ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Vekalet ücretine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Somut olayda davacılar, ihtiyari dava arkadaşı konumundadırlar. İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri diğerinden bağımsız olarak hareket eder (TBK 57-58). Böyle olunca da, ihtiyari dava arkadaşı konumunda olan davacıların her biri yönünden kabul edilen maddi tazminat miktarlara göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş ve ayrıca davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması ve bu haliyle de davacı sayısı kadar dava olduğu gözetilerek, her bir davacının manevi tazminat miktarı/talebi ayrılıp, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereğince manevi tazminat talepleri reddedilen her bir davacı aleyhine kendini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının, tüm davacılar yönünden AYRI AYRI REDDİNE,
2-Davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasının tüm davacılar yönünden AYRI AYRI KABULÜ ile;
-Davacı … yönünden 234.332,96 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
-Davacı … yönünden 49.422,62 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
-Davacı … yönünden 39.793,80 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıyaVERİLMESİNE,
-Davacı… yönünden 6.450,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Manevi tazminat davası nedeniyle Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacılardan alınıp, HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA,
4- Maddi tazminat davası nedeniyle alınması gereken 22.542,30 TL nispi karar ve ilam harcının ıslah harcı olarak alınan toplam, 1.120,28 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21.422,02 TL harcın davalıdan alınıp, HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.120,28 TL harcın davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
6-Davacı yanın Adli yardım talebi kabul edilmiş olmakla; 1.600,00-TL bilirkişi rapor masrafı, 186,00 TL posta ve tebligat masrafı, 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.821,90 TL yargılama masrafının, davanın kabul ve reddedilen miktarına göre hesap edilen 1.134,39-TL’den davalının yapmış olduğu 14,50 TL masrafın mahsubu ile 1.119,89 TL’nin davalıdan, arta kalan 687,51 TL’den davacının yapmış olduğu 68,00 TL’nin mahsubu ile 619,51 TL ‘nin davacılardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
7-Davacı …, maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 35.806,61 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, iş bu davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı …, maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, iş bu davacıya VERİLMESİNE,
9-Davacı …, maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, iş bu davacıya VERİLMESİNE,
10-Davacı…, maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. Maddesine göre taktir olunan 6.450,61 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, iş bu davacıya VERİLMESİNE,
11-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve manevi tazminat davasının da reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3. Maddesi gereği taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
12-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve manevi tazminat davasının da reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3. Maddesi gereği taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
13-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve manevi tazminat davasının da reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3. Maddesi gereği taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
14-Davacı… tarafından açılan manevi tazminat davasında davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve manevi tazminat davasının da reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3. maddesi gereği taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı…’den alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
15-HMK 120. maddesi gereğince; varsa taraflarca yatırılan gider avansı ile delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
16-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; GEREKÇELİ KARARIN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN İKİ HAFTA İÇERİSİNDE mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İSTANBUL BÖLGE ADLİYESİ MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF KANUN YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE karar verildi. 19/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır