Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/107 E. 2018/226 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMES
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/107
KARAR NO : 2018/226
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2016
KARAR TARİHİ : 27/03/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin şubeleri olan … Şubesi adresinde 2007 Ağustos ayından 2009 Ekim, … Şubesi adresinde 2007 Ocak yılından 2009 Temmuz arasında faaliyet gösteren özel sağlık kuruluşları ile ilgili olarak, davalı şirketin abonesi olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak müvekkilinden Perakende Satış Hizmet, Sayaç Okuma, Dağıtım, İletim Sistemleri Kullanım, Tüketim ve Hizmet Karşılığı Olmayan Kayıp Kaçak bedelleri ile bu haksız alınan bedeller üzerinden hukuka aykırı olarak % 1 Enerji Fonu, %2 TRT Payı, %5 Belediye Vergi ve %18 KDV tahakkuk ve tahsil edildiğini, söz konusu bedellerin müvekkili tarafından elektrik kesintisi yaşamamak ve faaliyetlerine devam edebilmek adına ödemek zorunda kaldığını, yapılan tüm bu taahhuk ve tahsilatların kanunlara ve hukuka aykırı olduğundan iadesinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile, davalı tarafından tahsil edilen Kayıp Kaçak, Sayaç Okuma, PSH, İletim Sistemi Kullanım ve Dağıtım Bedelleri ile bu bedellere dahil edilerek hesaplanan %1 Enerji Fonu, %2 TRT Payı, %5 Belediye Vergisi ve %18 KDV içindeki toplam bedele isabet eden farkın, 15.000,00 TL ‘den az olmamak üzere her bir faturadaki fazla tutarın ödeme tarihinden itibaren fiili geri ödeme tarihine kadar yürütülecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
BOZMA ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA :
Somut olayda hukuki ihtilaf davacının davalı yana fatura kapsamında ödediği kayıp/ kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli , dağıtım bedeli adı altında yaptığı ödemeleri ve bu ödemelerin eklentilerini istirdat edip edemeyeceği noktasındadır.
30.03.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğü giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda, (davanın açılmasından sonra 17.06.2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren) 6719 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında; 6719 sayılı Kanunun 15. maddesi ile; 6446 sayılı Kanunun ‘Tanımlar ve Kısaltmalar’ başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasına (şş) bendi eklenmiş ve anılan bendde; (“şş) Teknik ve teknik olmayan kayıp: Dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen; teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı, ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Yine 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı Kanunun 21.maddesi ile, 17.maddenin 4.Fıkrasında; ((4) İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar..,) hükmüne yer verilmiş, 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmünde de; (“(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Keza 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen Geçici 20.madde de; ((1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.”) hükmü getirilmiştir. 6446 sayılı Kanunda yapılan ve yukarda yer verilen 6719 sayılı Kanun değişikliği ile; Kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet maliyeti vb gibi Kanunda sayılan kalemler bakımından 17.maddeye eklenen 10 fıkra hükmü ile; mahkemece yapılacak incelemenin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk ile sınırlı olduğu ifade edilmiş ve yine eklenen Geçici 20. maddede de; bu hükmün (17/10.madde hükmünün) mevcut davalara da uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Bu itibarla, davada; tahakkuk ettirilen ve dava konusu edilen bedellerin Kurum düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu ileri sürülmemiş, bu alacak kalemlerinin tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğu iddia edilmiş olmakla, Kurum düzenleyici işlemlerine aykırılık bulunduğu yönünde bir iddia mevcut olmadığından, 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı Kanunla değişik 17.maddesi 10 fıkra hükmü ve Geçici 20. maddesi doğrultusunda davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Öte yandan, dava konusu taleplerin (anılan kanun değişikliği öncesinde) istenebilir nitelikte olmasına karşın, davanın açılmasından sonra yapılan kanun değişikliği ile istenmesi mümkün olmadığından, davanın açıldığı tarih itibarıyla haklılık durumu ve davadan sonra yapılan ve yürürlüğe giren kanun değişikliği karşısında, davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatine varılarak bu yönde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. DAVACININ YARGILAMA GİDERİNDEN VE ÜCRETİ VEKALETTEN SORUMLU TUTULUP TUTULAMAYACAĞI HUSUSU:
Dava açıldığı tarih itibari ile gerek Yargıtay Hukuk Genil Kurulu’nun gerekse Yargıtay … Hukuk Dairesinin içtihatlarına göre “….Ayrıca, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, kanunla verilen yetkiye dayanarak; 11/08/2002 gün ve 24843 Sayılı Resmî Gazetede; “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”, “Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” ve “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği” ni yayımlamış, sonrasında ise yönetmeliklerin uygulanması için çıkardığı kurul kararları, tebliğ ve ikincil mevzuat uyarınca lisans sahibi şirketler elektrik tarife ve fiyat belirlemesinde kayıp-kaçak bedelleri ile psh dağıtım, iletim bedelleri, sayaç okuma bedeli dahil edilmiştir. Ancak, yukarda açıklanan mevzuatın dayanağı olan 4628 ve 6446 Sayılı Kanunlarda, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir tarife ve fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir. Elektrik dağıtım şirketlerinin; EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin elektrik enerjisi kullananlara (sanayi, ticarî ve mesken abonelerine) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mâli yük ve külfet getirdiği izahtan varestedir. Oysaki; Türkiye Cumuriyeti Anayasasının 73.maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı da ortadadır. Nitekim, elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payıda kanunla getirilmiş ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmektedir. Elektrik Piyasası Kanununun verdiği yetki uyarınca çıkarılan EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmemektedir.
Nitekim; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairecede benimsenen HGK’nun 21/05/2014 tarihli ve … Esas, … Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaştığı da söylenemez. Öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi davalı dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaflık bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Ne var ki, davaya konu bedeller ile ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul Yukarıda açıklanan ilke ve Somut olayda, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda; hesaplamaya psh, iletim, dağıtım bedelleri de dahil edilmiş, mahkemece; bu hesaplama şekli benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ve anılan bedeller dahil edilmeden hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle, dosyanın önceki bilirkişiler dışında dava konusunda uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişilerden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 Sayılı kurul kararı hükümlerine göre ve tahakkuk bedeline; kayıp-kaçak, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedelleri dahil edilmeden hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken……. denilerek DAVA AÇILDIĞI TARİHTE DAVACININ DAVASI DİNLENEBİLİR VE HATTE ŞARTLARI VARSA KABUL EDİLEBİLİR DURUMDADIR.
Yasa değişikliği ile davanın reddi sözkonusu olmakla davacının iradesi dışında gelişen bu hukuki sonuç karşısında yargılama giderinden ve davalı yan yararına ücreti vekaletten sorumlu tutmak genel hukuk ilkelerine, hak arama hürriyetine ve vicdani kanaate uygun düşmeyeceğinden davacının bu giderlerden sorumlu tutulmaması yönünde hüküm kurmak gerekmiştir.
Keza dava red ile sonuçlandığı nedenle zaten davalı aleyhine yargılama gideri ve ücreti vekaletten söz etmek ise hukuk tekniğine bağdaşmayacak bir husus olup, davacının bu yöndeki istemeleri de yerinde değildir.
BOZMA İLAMI:
Mahkememizce verilen … ve … Karar sayılı karar davalı yanca temyiz edilmesi üzerine kararı inceleyen Yargıtay …Hukuk Dairesi tarafından kararımız bozulmuş ve Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 06/12/2017 tarih ve… Esas ve 2016/587 Karar sayılı bozma ilamı usul ve yasaya uygun bulunmakla; uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda yasal değişiklik nedeni ile konusu kalmayan davada hüküm kurulmasına yer olmadığına ancak dava açılırken davacı davasında haklı olmakla davalının yargılama giderleri ile ücreti vekaletten sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına,
2-Uyulan bozma ilamı da göztelirek konusu kalmayan davada esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Alınması gereken 35,90 TL ret harcından peşin alınan 142,81 TL kısmın mahsubu ile bakiye 106,91 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
4- Davacı tarafından yapılan peşin harç ve başvuru harcı toplamı: 65,10 TL (İADESİNE KARAR VERİLEN KISIM DÜŞÜLMEK SURETİYLE posta gideri 179,00 TL, bilirkişi ücreti 750,00 TL olmak üzere toplam: 994,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davanın yasa değişikliği sebebiyle reddine karar verildiği gözetilerek, davacı yararına 2.180,00.TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek, davacıya VERİLMESİNE,
6-Yukarıda açıklanan gerekçe ile davalı yararına ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA,
7-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmını karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtaya temyiz yolu olanaklı şekilde karar verildi.
Katip …
Hakim …