Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1061 E. 2020/205 K. 09.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1061
KARAR NO : 2020/205

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-borçlu hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin alacağının tahsili için icra takibine girişildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, neticeten itirazın iptali ile takibin asıl alacak üzerinden devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkide müvekkilinin davacıdan kumaş tedarik ettiğini, davacı tarafından 05/05/2018 tarihli iki adet faturaya konu kumaşların gönderildiğini, ancak gönderilen kumaşlarda hata olduğunun fark edildiğini, davacı şirkete bildirildiğini, davacı şirket çalışanı ürünün firesinin davacı tarafından kabul edildiğini firesinin ve iade kumaş maliyetinin hesaplanarak bedelinin fatura edilmesini teyit ettiğini, müvekkili şirket tarafından davacıya ticari fatura kesildiğini, davacı şirket tarafından da söz konusu iade faturasının onaylandığını, ancak sonradan davacı şirket tarafından 3 adet ticari e- fatura kesildiğini ancak kesilen faturalara ilişkin herhangi bir ticari ilişkinin olmadığını ve müvekkili tarafından iade edildiğini, bu sefer aynı faturaları davacı şirketin temel fatura olarak gönderildiğini, bu faturalara da iade faturası düzenlendiğini, akabinde davacı şirketin söz konusu faturaların toplamı kadar bir adet polyster kumaş açıklamalı fatura gönderdiğini ve müvekkilinin bu faturayı da iade faturası olarak geri gönderdiğini beyanla davanın reddine, dava değerinin %20’si oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacı yandan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, bilirkişi raporu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 26.485,19- TL asıl alacak ve 1.117,82 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 27.603,01-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun da süresi içerisinde, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, ticari satış nedeniyle düzenlenen fatura alacağından doğan cari hesaba yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve %20 icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu somut olayda öncelikle, ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Davalı vekili, icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde müvekkilinin davacı/alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını ve yine mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu cevap dilekçesinde de, müvekkilin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davacı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu ve müvekkilinin bu ticari ilişki kapsamında davacı şirketten kumaş tedarik ettiğini, ancak davacı tarafından gönderilen kumaşların kontrolleri sırasında, gönderilen kumaşta hata olduğunun fark edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin fireli kesim miktar farkı faturası ile iade kumaş faturası keserek davacı şirkete gönderdiğini, davacının da faturayı onaylayıp işleme koyduğunu, faturanın ticari fatura olduğunu, davacı şirketin ise, kesilen iade faturalarını onayladıktan 46 gün sonra polyester kumaş adı altında 19.06.2018 tarihinde 3.312,41 TL bedelli, 21.06.2018 tarihinde ise 2 adet, 14.472,22 TL ve 8.693,57 TL bedelli ticari fatura kestiğini, müvekkilinin bu faturaları onaylamayarak reddettiğini, müvekkilin kesilen bu faturaları onaylamaması üzerine de davacı şirketin bu kez aynı faturaları yine aynı bedelli, 04.07.2018 tarihli 3 adet temel fatura olarak kestiğini, müvekkilinin de bu fatura içeriklerini hiçbir şekilde kabul etmediğini ve faturalara ilişkin olarak iade faturası düzenlediğini, davacı şirketin bu kez de tüm bedelleri toplayarak 26.478,20 TL bedelli bir adet fatura kestiğini, ancak davacı şirketin yeniden 26.478,20 TL bedelli bir adet polyter kumaş faturası kestiğini, müvekkilinin de iş bu kerre kesilen faturayı … Hnoterliği kanalıyla iade ettiğini ve fatura içeriğini de kabul etmediğini ihtar ettiğini beyan ederek, davacı ile müvekkili arasındaki akdi ilişkiyi kabul etmiş, ancak fatura içeriğini kabul etmemiş olup, bu haliyle somut olayda, ispat külfeti davacı/alacaklıdadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır.
Tekstil Mühendisi … ve Muhasip … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle de; “… taraflar arasındaki ticari ilişkinin her iki tarafın da kabulünde olduğu, davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davalıdan 26.485,19 TL alacaklı durumda olduğu, davalının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 6,99 TL borçlu durumda olduğu, taraflar arasındaki farkın 26.478,20 TL olduğu, bu farkın davacı tarafından davalıya düzenlenen, 05/09/2018 tarihli 26.478,20 TL’lik toptan satış faturasının davacı defterlerinde kayıtlı ancak davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, iş bu dava konusu hatalı kumaşların davalı tarafından fireli olarak kesim yapılıp kullanıldığından, kumaşta var olan hatalar görülemediği, taraflar arasında hatalı kumaşlara ilişkin yapılan görüşmelere de dosya mevcudunda ki belgelerde rastlanılmadığı ancak davalı tarafın kestiği iade faturalarını davacı tarafın kabul ettiğinin görüldüğü, ürünlerin hatalı olduğu, bu durumun davacı şirkete kumaşlar teslim alınır alınmaz bildirildiği, hatalardan dolayı fireli kesim yapıldığı ve dolaysıyla model başına düşen birim fiyatının ve maliyetinin arttığı ve bu durumun davacı tarafından kabul edildiğine dair belgeleri dosyaya sunma mükellefiyetlerinin davalı tarafta olduğu ve bu belgelerin tespitlerinin sayın Mahkemeye ait olduğu …” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davaya konu somut olayda dava konusu uyuşmazlık; ticari satış nedeniyle düzenlenen fatura alacağından doğan cari hesaba yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olup, davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, alacaklı olarak gözükmesi davacının davalıdan alacağı bulunduğunu göstermez (Yargıtay 19. H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Diğer yandan, fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz (Yargıtay 19. H.D. 06/06/2018 tarih ve 2016/18445 Esas-2018/3268 Karar sayılı kararı).
Yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması malın davalıya teslim edildiğinin belgesi değildir. Bu durumda malın teslimi konusunda ispat külfeti davacı yanda olup teslimi usulüne uygun teslim belgeleri ile kanıtlanmalıdır (Yargıtay 19.H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Tüm bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde de, gerek alınan bilirkişi heyeti raporu ve gerek se tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mal teslimine ilişkin ispat yükü kendisinde olan davacının iş bu yükümlülüğünü, gerek dosyaya ibraz ettiği deliller ve gerek se taraf ticari defter ve kayıtları üzerinden alınan bilirkişi raporu ile ispat edemediği, ancak davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olması hasebiyle, mahkememizin 09/12/2019 tarihli celsesinin bir nolu ara kararı gereği davacı vekiline, “takibin dayanağı olan cari hesap sözleşmesinde alacağın sebebi olarak gösterilen ve bilirkişi raporunda da ayrıntıları tespit edilen 05/09/2018 tarih ve… nolu 26.478,20 TL ‘lik toptan satış faturasındaki malların davalıya teslim edilip edilmediği ve davalıdan fatura tutarı kadar alacaklı olup olmadığı konusunda yemin deliline başvurup başvurmayacağına ilişkin beyanda bulunmak, başvuracak ise, usulüne uygun olarak hazırlanmış yemin metnini sunmak ve davalı asile tebliğ ettirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede beyanda bulunulmadığı takdirde yemin deliline başvurmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve mevcut delil durumuna göre yargılamaya devam olunup, karar verileceğinin ihtarına” şeklinde ihtar yapıldığı, ancak davacı vekili tarafından yemin deliline dayanılmadığı ve bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davacının alacağını, alınan bilirkişi heyeti raporu ile yapılan tespitler sonucu davalı yan ticari defter ve kayıtları ile sabit olan 6,99 TL yönünden ispat ettiği, ancak kalan bakiye alacak yönünden alacağın ispat edemediği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davanın 6,99 yönünden kısmen kabulüne, ayrıca takip konusu alacağın likit olduğu ve davalı/borçlunun takibe itirazının 6,99 TL yönünden haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, hükmolunan itirazlı alacağın %20’si üzerinden takdir olunan 1,31 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve ayrıca davacı tarafça her ne kadar takip öncesi faiz istenmiş ve mahkememizce de davanın, 6,99 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davalının takipten önce TBK’nın 117. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediği, ayrıca buna ilişkin herhangi belge de sunulmadığı anlaşıldığından, takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı-borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 6,99 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takibin 6,99 TL yönünden DEVAMINA, 6,99 TL’lik asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında avans faizi UYGULANMASINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alacak likit olduğundan hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan 1,31 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 314,29 TL nispi harcın mahsubu ile fazla yatırılan 259,89 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 103,32 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 58,92 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. Maddesi gereği taktir olunan 6,99 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği taktir olunan 3.971,73 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
8-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
9-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …