Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/996 E. 2019/681 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/996 Esas
KARAR NO: 2019/681

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 13/11/2017
KARAR TARİHİ: 08/10/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “İtirazın İptali” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan 13/11/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasındaki 2012-2013 yıllarına ait ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı yan adına muhtelif tarihlerde düzenlenen 42 adet fatura bedelinin ödenmediğini, takip tarihine kadar işlemiş faiziyle birlikte toplam 55.794,30 TL olan alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğinden bahisle; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, alacaklı görünen şirketin parasının almış olmasına ve ödemelere dair ellerinde makbuz ve dekontlar olmasına rağmen kendilerine ve haldeki bir çok esnafa aynı şekilde icra takibi başlattığını, başlatılan takiplerin kötü niyetli olarak başlatıldığını, alacaklının belirtmiş olduğunun tam aksine ödemelerin yapıldığı tarihte şirket müdürü ve yetkilisi olarak görünen …’in hiçkimse tarafından tanınmadığı ve muhatap olmadığı gibi tam tersine haldeki bütün esnaflarca davacı şirketin sahibi ve yetkilisi olarak …’ın bilindiğini, kendileri gibi tüm esnafların da borçlarını şirketin sahibi ve yetkilisi olarak bildikleri ve gördükleri …’a ödediklerini, borcun 2012 yılında doğduğunu aradan geçen süreye rağmen yeni işlem yaptıklarından bahisle davacının kötüniyetli olduğunu savunmuş, davanın reddine, %20 oranın kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
Dava; İİY’ nin 67 maddesi uyarınca; “İtirazın İptali” davası niteliğindedir.
Celp edilen İstanbul …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası incelendiğinde: Davacı- alacaklı tarafından, davalı- borçlu aleyhine ilamsız icra yoluyla 38.162,10 TL fatura alacağı, 17.632,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 55.794,30 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği görülmüştür.
Huzurdaki olay, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının satın almış olduğu malların bedelini ödemediğinden bahisle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olup, davalı yanca mezkur faturalara istinaden ödemelerin … adındaki şahısa yapıldığı savunulmuş, davacı yanca …’ ın şirketi temsil ve ilzama yetkisinin olmadığı, şirkete ödeme yapılmadığı ileri sürülmüştür.
Ticari defterler üzerinde yapılan incelemede bilirkişi kök ve ek raporunda özetle: Davacının defterlerinde yapılan incelemede başkaca şirketler tarafından yapılan bir kısım ödemelerin … tarafından tahsil edilerek davacı şirket ticari defterlerine bu haliyle kayda geçtiği, davacı şirketin ticari defterlerinde yapılan incelemede; düzenlenen faturalar nedeniyle davalı şirket cari hesabına toplam 38.162,10 TL borç kaydedildiği, tahsilat görünmediğinden davalı şirketin 31/12/2012 tarihi itibariyle 38.162,10 TL borçlu olduğu, davalı ticari defterlerinde düzenlenen faturalar nedeniyle “Adına … Aldı” açıklaması ile 38.393,07 TL borç kaydedildiği, bu sebeple davacının borç ya da alacak bakiyesinin olmadığı, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı da belirtilmiştir.
… Noterliğinin …yevmiye numaralı imza beyannamesi ve ticaret sicil kaydı incelendiğinde: Davacı şirketin ortaklarının dava dışı … ve … olduğu, …’ ın şirket müdürü olduğu, davacı şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kişinin ise dava dışı … olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin…Toptancı halinde faaliyet gösterdiği, taraflar arasında meyve, sebze satımına konu ticari ilişki bulunduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 2012-2013 yıllarına ait muhtelif tarihlerdeki 42 adet faturadan kaynaklı alacak talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davalı yanca “ADINA … ALDI” açıklamasıyla şirket kaşesi üzerine imza atılmış bulunan muhtelif tarihli ve fatura bedelleriyle uyumlu makbuzlar sunulmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı yanca davacı şirketin ortağı ve müdürü olan ancak münferiden temsile yetkisi bulunmayan …’a takip/dava konusu fatura bedelleriyle uyumlu şekilde yapılan ödemelerin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Dava dışı … her ne kadar davacı şirketin münferiden yetkilisi değilse de, bilirkişi ek raporunda dava dışı …’ın davacı şirket adına 2012 yılı içerisinde dışı yaş meyve ve sebze komisyoncusu …’dan 739,53 TL, …Şti.’nden 235,48 TL,…Şti.’nden 634,50 TL, …’dan 652,26 TL, …Şti.’nden 44.070,92 TL şeklinde şirket kaşesi ve … imzasına ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin şirket kayıtlarına geçirildiği tespit edilmiştir. Davacı şirket, dava dışı …’ın münferiden şirket kaşesi üzerine imzayla tahsil ettiği bedelleri kayıtlarına alması nedeniyle faaliyet gösterdiği toptancı halinde …’ın şirket adına tahsil yetkisi bulunduğu yönünde kanaat oluşmasına sebebiyet vermiştir. Davacı şirket yetkisiz temsilin söz konusu olduğunu iddia etmişse de daha önceki işlem ve eylemleriyle davacı şirket yetkisiz temsile tahammül göstermiştir. Aynı kişiye birden çok ödemenin yapılmasına tahammül gösteren ve ticari ilişkide bulunduğu tarafları aksi yönde aydınlattığı ispat olunamayan davacı şirketin yetkisiz temsile dayanması ticari işlerde güven ve istikrar ilkesi ile dürüstlük kuralıyla bağdaşmamaktadır. Davacı şirket adına şirket ortağı ve müdürü tarafından tahsil edilen bedellerin şirket kayıtlarına geçmemesi şirketin kendi iç sorununu oluşturmakla, bu hususun davalıdan mükerrer tahsilat yapma hakkı vermeyeceği ve şirket ortaklarının arasında ihtilaf bulunması ve/veyahut şirkete karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmemesinden davalının sorumlu tutulamayacağına kanaat getirilmekle yerinde görülmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer yandan davalı yanca ödenen bedellerin davacı şirket kayıtlarında görünmemesi, bu bedelleri dava dışı …’ın tahsil ettiğinden davacı şirketin haberdar olduğunun dosya kapsamından anlaşılamaması, davalı yanca da bu hususun ispatına yönelik bir delil sunulmaması, bu şekilde takip yapmakta davacının kötüniyeti ispat olunamaması nedenleriyle davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
2- Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin davacı tarafın takip yapmaktaki kötüniyeti ispat olunamadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının davacının peşin olarak yatırdığı 673,86 TL’ den mahsubu ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından fazla yatırılan 629,46 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya İADESİNE,
4-Yargılama masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 6.487,37 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların karar kesinleştiğinde ilgililere İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …