Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/978 E. 2019/194 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/978
KARAR NO : 2019/194
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/11/2017
KARAR TARİHİ: 08/03/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 6100 sayılı HMK md.6 gvre genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, yani genel yetki kuralları gereği İstanbu mahkemelerinin yetkili olduğunu, huzurda görülmekte olan davanın sigorta şirketinden olan alacak hakkının davacıya temlik edilmesi neticesinde ortaya çıktığını, taraflar arasında tüketici ilişkisinin olmaması ve davavalı tarafın sigorta şirketi olması karşısında asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, davalı şirkete sigortalı …’nın malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 28/07/2017 tarihinde …’e ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsünün dosya kapsamındaki maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere kazanın oluşumunda % 100 kusurlu olduğunu, davalının hasarın tamamından ve değer kaybından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, kaza akabinde hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atanmış ve aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 1.474,59-TL tespit edildiğini, yapılan ekspertize rağmen davalı tamir bedelini ödemekten imtina ettiğini, davalı sigorta şirketinin KDV tutarının tamamından da sorumlu olduğunu, meydana gelen hasar neticesinde … plakalı araçta değer kaybı oluştuğunu, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını ve bu rapor için 250,00-TL ekspertiz ücreti ödendiğini, TTK’nın giderleri ödeme borcu başlıklı 1426 maddesi hükmüne göre sigortacı sigorta ettiren sigoralı ve lehtar tarafından rizikonun tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri bunlar faydasız kalmış olsalar bile ödemek zorunda olduğunu, yine aynı yasanın tazminat ilkesi başlıklı 1459. Md. Hükmüne göne sigortacı sigortalının uğradığı zararır tazmin etmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketine hasar bedelinin ve değer kaybı alacağının temlik alan davacıya ödenmesi için 18/09/2017 tarihinde başvuru yapmışsa da işbu davanın açıldığı güne kadar tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığını, …, davalı sigorta şirketinden alacağını bk. M. 183 vd. Maddeleri gereği, hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla davacıya devrettiğini, bu nedenlerle, taraflar arasındaki hasar bedeli ve değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilebilecek miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarının belirlenecek miktar kadar arttıracağını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 150,00-TL hara bedeli ile 100,00-TL değer kaybı bedelinin ve 250,00-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 28/09/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekilinin süresinde sunulmayan cevap dilekçesi özetle; Davacı vekilinin davaya konu talepleri ile davalı sigorta şirketine başvurusu akabinde davalı şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını ve konunun değerlendirildiğini, yapılan değerlendirmelerde aynı davacı firmanın temlik alacaklısı olarak çok fazla araç için başvuru yaptığı ve hasarlı araçları kendi bünyesinde onararak davalı şirkete fahiş fiyatlarla başvuruda bulunduğu tespit edildiğini, hal böyle iken davacının suistimali söz konusu olduğundan davalı şirketçe araştırmalara başlanıldığını ve ödemeden imtina edildiğini, davacı vekilinin eksper ücreti taleplerinin kabulü mümkün olmadığını, davalı şirket tarafından yapılmış bir eksper tayini olmadığından dolayısıyla eksper tayininin de hukuki olmadığını, davacı vekilinin temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını, bu nedenlerle, davanın reddine, aksi halde belirtilen şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, espertiz ücreti taleplerinin reddine, temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinin reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Dava; davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın 28/07/2017 tarihinde …’e ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğinden bahisle araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı alacağının temlik alan olarak tazmini istemine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Davaya konu … plakalı … model … marka … tipinde özel otomobile ait trafik kayıtları ile somut olaya ilişkin kaza tutanakları, hasar dosya örneği getirtilmiş ve hasar ve kusur yönünden uzman bilirkişilerden rapor alınmıştır. Buna göre; “Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü …’nın olayda % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı tarafından hasar bedeli ve değer kaybı talep edilen otonun sürücüsü olayda kusursuz olduğunu, araçtaki hasar bedelinin 1.474,59-TL, değer kaybının 750,00-TL ve takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere 2018 TOBB tarifesine göre 237,00-TL eksper ücreti talep edebileceği” bildirilerek rapor sunulmuştur.
Davacı yan kısmi olarak açtığı davayı bu doğrultuda ıslah etmiş ve harcını yatırmıştır. Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmişse de davalı yan ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunmamıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/10017, Karar No: 2016/832 ve 25.1.2016 tarihli kararında “Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, zarar veren taraf, kusuru oranında, gerçek zarardan sorumlu olur. Zarar verenin aracını Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalayan sigorta şirketi de zarar veren ile birlikte zarar görenin gerçek zararından sorumludur. Dairemiz’in yerleşik uygulamasına göre; trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren hem de zorunlu trafik sigortacısı sorumludur. Bu nedenlerle, davalı sigorta şirketlerinin de araç değer kaybından sorumlu olduğu gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirmeyle, belirtilen şekilde hüküm kurulması hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.” görüşüne yer verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11431, Karar No: 2016/2962 sayılı ilamında da ” Yukarıda açıklanan nedenlerle ZMSS şirketi, kaza sonucu meydana gelen gerçek zarardan azami poliçe limitine kadar kusur oranında sorumludur. Araçta meydana gelen değer kaybı da gerçek ve doğrudan zararlardandır.” görüşüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Yargıtay içtihatları doğrultusunda hasar ve değer kaybı doğrudan ve gerçek zarardır. Davalı şirkete sigortalı aracın sürücüsü kazanın meydana gelmesinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 67. Maddesine aykırı araç kullandığından %100 oranında kusurlu olup, davaya konu araç kaza esnasında park halinde bulunduğundan ve kazaya etkisi olmadığından kusursuz kabul edilmiştir. Kaza sebebiyle araçtaki hasar(onarım) bedeli 1.474,59-TL, değer kaybı ise 750,00-TL olarak hesap edilmiştir. Bilirkişi raporu davalı yana tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunmamıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca davalı sigorta şirketi, sigortalı aracın kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde sorumluludur. Bilirkişilerce hesaplanan ve davacı tarafça ıslah edilen miktar poliçe limiti içerisinde kalmaktadır. Yapılan hesaplama dosya kapsamıyla uyumlu olup hükme elverişli kabul edilmiştir. Davacı yanca 2918 sayılı kanunun 97. Maddesi uyarınca sigorta şirketine başvuru şartı yerine getirilmiş olup, davalının başvuruya rağmen ödeme yapmayarak 28/09/2017 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmekle, dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda hasar ve değer kaybı tazminatı talebinin kabulüne, davacı tarafın ekspertiz bedeline yönelik talebinin de TTK 1448/3 maddesi uyarınca makul olduğu ve yargılama giderleri faslında değerlendirilmesi yönünde karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE, 2.224,59-TL tazminatın temerrüd tarihi olan 28/09/2017’den itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-250,00-TL ekspertiz ücreti giderinin yargılama gideri safhasında değerlendirilmesine,
3-Alınması gereken 151,96-TL harçtan peşin ve ıslah harcı olarak alınan 66,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 85,56-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin ve ıslah harcı olarak yatırdığı 66,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 43,25-TL, bilirkişi ücreti 1.200,00-TL, posta gideri 172,30-TL, ekspertiz ücreti 250,00-TL olmak üzere toplam 1.665,55-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.224,59-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 4.400 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim