Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/975 E. 2019/191 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/975 Esas
KARAR NO : 2019/191
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/11/2017
KARAR TARİHİ: 08/03/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Yetki yönünden İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, görev yönünden taraflar arasında tüketici ilişkisinin olmaması ve davalı tarafın sigorta şirketi olması karşısında asliye ticaret mahkemelerinin gvrevli hale geldiğini, Davalı şirkete sigortalı …’un malik ve işleteni olduğu … plakalı araç 25/08/2017 tarihinde …’na … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı aracın 11/03/2017/2018 vade tarihli … nolu zorunlu mali mesuliyet poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, davalı hasarın tamamanıdan ve değer kaybından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, kaza akabinde hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atandığını ve aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 4.454,03-TL tespit edildiğini, yapılan espertize rağmen davalı tamir bedelini ödemekten imtina ettiğini, davalı sigorta şirketi poliçe limitleri dahilinde hasarın tamamından sorumlu olduğu gibi KDV tutarının tamamından da sorumlu olduğunu, meydana gelen hasar neticesinde … plakalı araçta değer kaybı oluştuğunu, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını ve bu rapor için 250,00-TL ekspertiz ücreti ödendiğini, 2918 sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü olarak belirlendiğini, davalı sigorta şirketine hasar bedelinin ve değer kaybı alacağının tamlik alan davacı tarafa ödenmesi için 03/10/2017 tarihinde başvuru yapılmışsa da iş bu davanın açıldğı güne kadar tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının 13/10/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü, …’nun davalı sigorta şirketinden alacağını Bk. M. 183 vd. Maddeleri gereği, hukuka yugun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla davacıya devrettiğini, bu nedenlerle, taraflar arasındaki hasar bedeli ve değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilebilecek miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 400,00-TL hasar bedeli ile 100,00-TL değer kaybı bedelinin ve 250,00-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 13/10/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılma gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER :
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. Davalı şirket 28/06/2018 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin davaya konu talepleri ile davalı sigorta şirketine başvurusu akabinde davalı şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını ve konu değerlendirildiğini, ancak yapılan değerlendirmelerde aynı davacı firmanın temlik alacaklısı olarak çok fazla araç için başvuru yaptığı ve hasarlı araçları kendi bünyesinde onararak davalı şirkete fahiş fiyatlarla başvuruda bulunduğu tespit edildiğini, hal böyle iken davacının suistimali söz konusu olduğundan davacı şirketçe araştırmalara başlanıldığını, kazaya karaşına araç sürücülerinin kusur oranlarının tespiti, kusur oranlarının belirlenmesi ve sonrasında alanında uzman bir bilirkişiye davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının tespit ettirilmesi gerektiğini, davacı vekilinin ekspertiz ücreti taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı vekilinin temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını, bu nedenlerle, davanın reddine, aksi halde davalının belirttiği şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, ekspertiz ücreti taleplerinin reddine, temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinin reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE YAPILAN NİTELENDİRME VE VARILAN SONUÇ :
Dava; davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın 25/08/2017 tarihinde …’na ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğinden bahisle araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı alacağının temlik alan olarak tazmini istemine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Davaya konu … plakalı … model … marka…tipinde kamyonete ait aracın trafik kayıtları ile somut olaya ilişkin kaza tutanakları, hasar dosya örneği getirtilmiş ve hasar ve kusur yönünden uzman bilirkişilerden rapor alınmıştır. Buna göre; “Olay sonucu hasar gören … plaka sayılı model, …marka,… tipinde kamyonet olduğunu, dosya içinde fotoğraflardan hasar durumu hakkında bilgi edinildiğini, ekspertiz raporunda aracın hasarlı parçaları belirtildiğini, bagaj kapağı, kapak kilidi, amblem ve yazılar toplam bedelinin 2.544,28-TL olduğu, boya ve diğer işçilikler ile birlikte KDV hariç onarım bedilinin 4.454,83-TL olduğu belirtildiğini, bu tutarın aracın hasar durumuna ve günün rayiç bedellerine uygun bulunduğunu, doya içindeki aracın onarım faturası da ekspertiz raporu ile uyumlu olup aynı miktarda onarım yapıldığı konusunda fatura mevcut olduğunu, araçların kaza geçirmelerinden sonra marka ve modeline, hasar durumu ve onarım şekline, aracın kilometresine ve kullanım şartlarına göre ikinci el değerinde azalma meydana geldiğini, arka kapısı onarılarak boyanan aracın bu hasar nedeni ile hazine müsteşarlığı tarafından önerilen hesaplama formülüne göre değer kaybının hesaplanmasında aracın değerinin 52.000,00-TL olduğu, arka bagajın onarım görmesi nedeni ile T1=(52.000,00/100)x1x2=1.040,00-TL, bu parçanın boyanması nedeni ile T2=(52.000/100)x1x1= 520,00-TL olmak üzere toplam değer kaybı: DK=1.040,00+520=1.560,00-TL olduğunun bulunduğunu, aracın kilometresi bilinmemekle birlikte henüz bir yaşında olması nedeni ile 15.000 km sınırda kaldığı, bu nedenle kullanım nedeni ile değer kaybından indirimin uygun olmadığı sonucuna varıldığı, yargıtay kararlarında araçların değer kaybının hesaplanmasında kazadan önceki piyasa değeri ile kazadan ve yapılan onarımdan sonraki piyasa değerinin esas alınarak değer kaybının bulunması uygun görülmüş olup bu konuda yargıtay kararları ve BAM kararlarının mevcut olduğu, değer kaybının bulunması için yargıtay kararları esas alınması halinde, aracın kazadan önceki piyasa değeri 52.000,00-TL olup kaza ve yapılan onarım sonrası değerinin 50.500,00-TL olacağı, bu durumda da araçtaki değer kaybının 52.000,00-50.500,00=1.500,00-TL olacağı bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli … plakalı aracın sürücüsü olayda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 52. Maddesine aykırı seyrinden dolayı % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı tarafından hasar bedeli ve değer kaybı talep edilen … kamyonet sürücüsü olayda kusursuz olduğu, araçtaki hasar bedeli 4.454,83-TL, değer kaybı 1.500,00-TL olduğu” bildirilerek rapor sunulmuştur.
Davacı yan kısmi olarak açtığı davayı bu doğrultuda ıslah etmiş ve harcını yatırmıştır. Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmişse de davalı yan ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunmamıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/10017, Karar No: 2016/832 ve 25.1.2016 tarihli kararında “Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, zarar veren taraf, kusuru oranında, gerçek zarardan sorumlu olur. Zarar verenin aracını Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalayan sigorta şirketi de zarar veren ile birlikte zarar görenin gerçek zararından sorumludur. Dairemiz’in yerleşik uygulamasına göre; trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren hem de zorunlu trafik sigortacısı sorumludur. Bu nedenlerle, davalı sigorta şirketlerinin de araç değer kaybından sorumlu olduğu gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirmeyle, belirtilen şekilde hüküm kurulması hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.” görüşüne yer verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11431, Karar No: 2016/2962 sayılı ilamında da ” Yukarıda açıklanan nedenlerle ZMSS şirketi, kaza sonucu meydana gelen gerçek zarardan azami poliçe limitine kadar kusur oranında sorumludur. Araçta meydana gelen değer kaybı da gerçek ve doğrudan zararlardandır.” görüşüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Yargıtay içtihatları doğrultusunda hasar ve değer kaybı doğrudan ve gerçek zarardır. Davalı sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsü kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olup kaza sebebiyle araçtaki hasar bedeli 4.454,83-TL, değer kaybı 1.500,00-TL olarak hesap edilmiştir. Bilirkişi raporu davalı yana tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Yapılan hesaplama dosya kapsamıyla uyumlu olup hükme elverişli kabul edilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca davalı sigorta şirketi, sigortalı aracın kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde sorumluludur. Bilirkişilerce hesaplanan ve davacı tarafça ıslah edilen miktar poliçe limiti içerisinde kalmaktadır. 2918 sayılı kanunun 97. Maddesi uyarınca sigorta şirketine başvuru şartı yerine getirilmiş olup, davalının başvuruya rağmen ödeme yapmayarak 13/10/2017 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulüyle dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda hasar ve değer kaybı tazminatı talebinin kabulüne, davacı tarafın ekspertiz bedeline yönelik talebinin de TTK 1448/3 maddesi uyarınca makul olduğu ve yargılama giderleri faslında değerlendirilmesi yönünde karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE,
5.954,83-TL tazminatın temerrüd tarihi olan 13/10/2017’den itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-250,00-TL ekspertiz ücreti giderinin yargılama gideri safhasında DEĞERLENDİRİLMESİNE,
3-Alınması gereken 406,77-TL harçtan peşin ve ıslah harcı olarak alınan 125,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 281,37-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin ve ıslah harcı olarak yatırdığı 125,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 43,25-TL, bilirkişi ücreti 1.300,00-TL, posta gideri 153,50-TL, ekspertiz ücreti 250,00-TL olmak üzere toplam 1.746,75-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
e-imza
Hakim
e-imza