Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/973 E. 2018/969 K. 22.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/973 Esas
KARAR NO : 2018/969
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/11/2017
KARAR TARİHİ: 22/10/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin 06/11/2017 tarihinde vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; Davalı şirkete sigortalı …Şti’nin malik ve işleteni, olduğu … plakalı araç 14/06/2017 tarihinde …’e ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağına göre de, araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, … plaka sayılı aracın 15/12/2016-2017 vade tarihli …nolu zorunlu mali mesuliyet poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, davalı hasarın tamamından ve değer kaybından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu ,kaza akabinde hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atanmış ve aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 6.473,48- TL tespit edildiğini yapılan ekspertize rağmen davalı tamir bedelinin ödemekten imtina ettiğini, davalı sigorta şirketine hasar bedelinin ve değer kaybı alacağının temlik alan tarafına ödenmesi için 18/09/2017 tarihinde başvuru yapılmışsa da iş bu davanın açıldığı güne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının 28/09/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü, …, davalı sigorta şirketinden alacağının Bk Md. 183.vd. Maddeleri gereği, hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla müvekkile devrettiğini, bu nedenlerden dolayı; hasar bedeli ve değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilebilecek miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kalmak kaydıyla, şimdilik 3.300,00-TL hasar bedeli ile 100,00-TL değer kaybı bedelinin ve 250,00-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 28/09/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin 15/01/2018 tarihinde sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; davacının dava dilekçesinde 14/06/2017 tarihinde maddi hazarlı trafik kazasına karıştığı aracın, kaza tarihi itibarıyla maddi hasarda araç başına 33.000,00-TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, söz konusu maddi teminat miktarı davalı müvekkil sigorta şirketinin işbu poliçeden doğan sorumluluğu üst limiti olduğunu, davalı müvekkil sigorta şirketinin işbu sorumluluğu Karayolları Trafik kanunu’nun 85/1 ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1 mad. Doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, bu nedenle sebepsiz zenginleşmeye mahal vermemek için öncelikle kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kusur oranını tespiti, kusur oranını belirlenmesi sonrasında da araçta meydana gelen değer kaybının tespitinin gerekli olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek ile birlikte davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının hesaplamasında 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni trafik poliçesi genel şartlarının ekinde yer alan değer kaybı hesaplama tablosunun kullanılması gerektiği izahtan vareste olduğunu, getirilen yeni düzenlemeye göre aracın cıvatalı parçalarında yapılan değişim veya onarımların araçta değer kaybına sebep olmayacağı kabul edilmekte olduğunu, bu nedenle davacıya ait aracın da bu gibi parçalarında onarım veya değişim yapılmış ise araçta değer kaybının oluşmayacağının kabulü gerektiğini, bu nedenlerden dolayı temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinin müvekkil sigorta şirketi yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Her ne kadar davacı dilekçesinde gösterdiği gerekçelerle dava açmış ise de davanın esasını teşkil eden ” davalı sigorta şirketlerinin sigortalısının kusur durumu ve istenebilecek tazminat tutarının tespiti” talebi bakımından mahkememizce istenebilecek miktarın tespiti ve trafik kazalarında kusur alanında uzmanlık gerektiren bir konu olması nedeniyle bilirkişi inceleme hususunda ara karar oluşturup, ara karada bilirkişi görevlendirilip bilirkişi için gerekli olan masraf bakımından kesin süre verilmesine karşın bu süre içinde giderin tamamlanmamasından dolayı inceleme yapılamamış ve verilen ihtarat gereği davacı taraf bu delille dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığından ve dava bu şekilde ispat olunamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Kesin süreye ilişkin ara kararının verilmesiyle karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak doğmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu, yargısal kesin süreyle sadece tarafların değil, hakimin de bağlı olduğu, dolayısıyla hakimin bu tür bir ara kararından dönmesinin hukuken geçersiz bulunduğudur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 gün ve 2012/9-1199 E., 2012/1215 K. sayılı ilamında da bu ilkeler benimsenmiştir. Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır(Yön. m. 45/3). Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde karara ulaşmak bakımından mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemlerinin yapılması zamansal olarak tarafların ya da mahkemenin arzularına, inisiyatifine bırakılmamış olmaktadır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13658, Karar No: 2017/6153 ve 31/05/2017 tarihli kararında ” Mahkemece; bilirkişi ücreti yatırılması için davacı vekiline kesin süre verilerek verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiş, ihtara rağmen davacı vekili tarafından bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, teknik inceleme yapılamadığı için dava konusu hasar, kusur ve kazanç kaybı talepleri ile ilgili herhangi bir sonuca varılamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş… kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı ——– vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına” karar verilmiştir. Bu içtihatlar ve mahkememiz değerlendirmesi sonucu aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspat olunamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL harcın peşin alınan 62,34-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 26,44TL harcın karar kesinleştiğinde, davacı yana iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 8,20- TL vekalet pulu giderinin, davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
6-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
E-İMZALIDIR
Hakim
E-İMZALIDIR