Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/970 E. 2019/423 K. 17.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/970 Esas
KARAR NO : 2019/423

—-ASIL DAVA—-
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/11/2017
KARAR TARİHİ: 17/05/2019

—-BİRLEŞEN DAVA—-
MAHKEMEMİZ 2017/971 ESAS 2017/824 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/11/2017

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı vekili ana davada dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı arasında 01.05.2017 tarihinde Yemek Hizmetleri Sözleşmesi imzalanmış olup, verilen hizmet karşılığında davalıya faturalar düzenlenmiş olduğunu, Davalı bu faturaların bir kısım karşılığını müvekkil şirkete ödememiş olduğunu, Fatura alacağının ödenmeyen 30.806,92 TL kısmı için İstanbul … icra Müdürlüğü’ nün… E. sayılı dosyasında borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı -borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz edilmiş takip durmuş olduğunu, Davalı borçlunun adresinin İstanbul Anadolu Adliyesi Sınırları İçinde olduğundan icra takibinin yetkisine itiraz etmiş olduğunu, Müvekkil şirketle davalı arasında imzalanan Yemek Hizmetleri Sözleşmesi’ nİn UYUŞMAZLIKLARIN HALLİ Başlıklı 10. maddesine göre; ” Tarafların borç ve hakları hususunda tüm uyuşmazlıklarda istanbul Çağlayan Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” HMK Madde 17. “Tacirler veya kamu tüze! kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” Şeklinde olduğunu, Taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesine rağmen davacının yetki itirazında bulunması yerinde olmadığını, Davalıya ticari ilişkinin devam ettiği sürece faturalar düzenlenmiş, Düzenlenen faturaların, davalının ekstresine borç olarak girişi yapılmış, ödemeler de davalının borcundan düşülmüş olduğunu, Ödenmeyen bakiye için davalı aleyhine takip başlatılmış olduğunu, Takibe konulan bakiye borç tutarı 30.806,92 TL olduğunu, Davalıya ekstreye dayanak teşkil eden e-faturalar tebliğ edilmiş ve davalı tarafından bu faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığı gibi faturalar iade edilmemiş olduğunu, edimlerini yerine getirmemiş ve borcunu ödememiş olup, takibe itiraz etmiş olduğunu, müvekkilin takip tarihi itibariyle faiz talep etmesinde hukuka aykırılık bulunmamakta olduğunu. Davalı aleyhine başlatılan icra takibinde alacak miktarı likit olup, taraflar arasında tartışmasız olduğunu” beyan ederek Borçlunun yetkiye ve borca itirazının iptaline, Davalının alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekili birleşen İstanbul 8.ATM 2017/971 esas sayılı dosyasında dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili ile davalı arasında 01.06.2012 tarihinde Yemek Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, verilen hizmet karşılığında davalıya faturalar düzenlendiğini, fatura alacağın ödenmeyen 13.510,39 TL kısmı için giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde ki beyanları gerçeği yansıtmamakta olduğunu, dava dilekçesi ve delil listesi HMK’NIN emredici hükümleri gereğince usulüne uygun olmadığını, Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişki olmadığını, davacı ile müvekkil arasında akdi ve cari hesap bakımından bir ilişki bulunmamakta olduğunu, müvekkil şirkete herhangi bir fatura tebliği yapılmamış olduğunu, dayanak sözleşeme üzerindeki imzalar müvekkil şirket temsilcisine ait olmayıp açıkça İmzayı İnkar ettiklerini, davacı taraf ile müvekkil şirketin yapmış olduğu yazılı bir sözleşme, hizmet talimatı veya mutabakat olmamasına rağmen davacı taraf müvekkili ticari ilişkinin tarafı olarak göstermeye çalışmakta olduğunu, müvekkil ile davacı arasında hukukî bir İlişki mevcut olmadığını, dava konusu borç müvekkil tarafından ödenmiş ve davacı taraf İle ticari ilişki bitirilmiş olduğunu, davacının cari hesap içerisinde takip konusu gösterdiği faturalar müvekkil şirkete tebliğ edilmemiş olup ticari defterlerinde yer almamakta olduğunu, müvekkil şirket ile davacı firma arasında bu faturalara dayalı herhangi bir ticari ilişki mevcut olmadığını, Müvekkilin herhangi bir borcu olmadığını belirtmekle birlikte, davacının iddia etmiş olduğu alacak likit (muayyen) belirlenebilir bir alacak olmadığını” beyan ederek DAVANIN REDDİNE, davacının aleyhine %20’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmediimesine karar verilmesini talep etmiş olduğu belirlenmiştir.
Davalı/borçlu vekilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itiraz dilekçesi özetle; Takibin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, yetkili müdürlüğün İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri olduğunu, yetkiye açıkça itiraz ettiklerini, borca itirazdan doğacak haklar saklı kalmak üzere ve borcu kabul anlamına gelmemek üzere, faiz istemine ve fahiş faiz oranına açıkça itiraz ettiklerini, alacaklı tarafça kötüniyetli olarak faiz talep edilmiş olup edilen faizin tamamen hukuka aykırı ve dayanaksız olduğunu, bu nedenlerle takibin İİK gereği davalı/borçlu adına durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Asıl ve birleşen davada talep; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takiplerine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasında asıl davaya konu istem kapsamında 01/05/2017 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde Yemek Hizmetleri Sözleşmesi ve birleşen davaya konu istem kapsamında 01/06/2012 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde Yemek Hizmetleri Sözleşmesi akdedilmiş, bu sözleşmeler kapsamında davacı tarafından sunulan hizmetlere karşılık faturalar düzenlenerek davalıya gönderilmiş, faturaların ödenmemesi sebebiyle eldeki davalar açılmıştır.
Davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine asıl davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile 17/10/2017 tarihinde başlatılan Genel Haciz yolu ile ilamsız takipte; 30.806,92-TL cari hesap alacağının yıllık %9,75 oranında işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsili talep olunmuş, ödeme emri davalıya 19/10/2017 tarihinde tebliğ olunmuş, davalının süresinde yaptığı 20/10/2017 tarihli yetki ve borca itirazı üzerine takip durmuş ve buna göre itirazın iptali istemli dava da hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine birleşen Mahkememiz … Esas sayılı dava dosyasına konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyası ile 17/10/2017 tarihinde başlatılan Genel Haciz yolu ile ilamsız takipte; 13.510,39-TL cari hesap alacağının yıllık %9,75 oranında işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsili talep olunmuş, ödeme emri davalıya 19/10/2017 tarihinde tebliğ olunmuş, davalının süresinde yaptığı 20/10/2017 tarihli yetki ve borca itirazı üzerine takip durmuş ve buna göre itirazın iptali istemli dava da hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden dava dosyaları arasındaki hukuki ve fiili irtibat nedeni ile ve HMK 166. Maddesi gereğince mahkememizin 2017/970 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiş ve yargılamaya eldeki esas dosya üzerinden devam olunmuştur.
Tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır. Ön inceleme duruşmalı yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır. Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup alınan 13/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının davalı ile ilgili iki ayrı müşteri hesabının olduğu, Bunun nedeninin davalının iki farklı adresinde iki farklı mutfak kurması ve hizmetler için ayrı ayrı sözleşme yapılmasından kaynaklanmış olduğunu, davacı yasal defter kayıtlarına göre 17.10.2017 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının; 120.200.107 (Gebze) hesabı ile ilgili asıl alacak miktarının 13.510,39 TL’si olduğunu, 120.200.181 (ataşehir) hesabı ile ilgili asıl alacak miktarının 30.806,92 TL’si olduğunu, sayın Mahkemenin davalıya defterlerin ibrazı konusunda ihtar verdiği verilen süreye karşın davalının defterlerini ibraz etmediği, Davalının defter ve belge ibraz etmemesine ilişkin değerlendirme ve takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu ancak davacının usulüne uygun ve alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defterleri lehine kati delil teşkil edebileceğini, sayın Mahkemenin ara kararı ve ihtarına rağmen davalının defter ve belgelerini ibraz etmediği, Davalı tarafa takip konusu faturalar ile ilgili E-Fatura sistemi yolu ile ulaştırılmış olduğu, Davalının dosya kapsamında ki sözleşmelerde kaşe üzerinde imzalarının olduğunu, davalının cevap dilekçesinde davacı tarafa borçlarının olmadığı ödemelerin yapıldığına dair beyanları olmasına karşın ödemelerin ne şekilde yapıldığına dair dosya kapsamında vesaik bulunmadığını, yine ödeme emrine yaptığı itirazda fatura içeriği ürünlerin teslim edilmediğine dair herhangi bir beyanının bulunmadığı, Davalının aldığı malların bir kısmını iade ettiği ve/veya kalan kısmını ödediğine dair ispat edici mahiyette vesaik sunmadığı dikkate alındığında 17.10.2017 takip tarihi itibari ile davalı taraftan (30.806,92 TL + 13.510,39 TL) 44.317,31 TL’si asıl alacaklı olduğunun ispatlandığını, davalı tarafın TBK. m 117 uyarınca rapor içeriğinde ayrıntısı verildiği üzere 17.10.2017 Takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu nazara alındığında takip tarihi öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığını, davacının davalı aleyhine 17.10.2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile borçlu …A.Ş. aleyhine 30.806,92 TL’ lik takibi dikkate alındığında fazla talebin söz konusu olmadığını, davacının davalı aleyhine 17.10.2017 tarihinde İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile borçlu …A.Ş. aleyhine 13.510,39 TL’ lik takibi dikkate alındığında fazla talebin söz konusu olmadığını, bu itibarla takiplerin ayrı ayrı 30.806,39 TL’si ve 13.510,39 TL’si üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle 17.10.2017 takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda davacı asıl alacaklarına ayrı ayrı 30.806,39 TL’sina ve 13.510,39 TL’sina davacı talebi doğrultusunda 3095 Sy.K.nun 4489 Sy.K.nun ile değişik 2,Maddesi gereğince T.C Merkez Bankası tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranlan (01.01.2017-30.06.2018 arası %9,75, 01.07.2018 sonrası %19,50) üzerinden basit usulde(3095 Sy.K.m3)temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağını, davalı vekilinin sözleşmelerde ki İmzaların müvekkil şirketin imza yetkililerine ait olmadığına dair imza inkarına ilişkin değerlendirme ve hukuki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğunu” bildirerek rapor sunulmuştur. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili rapora karşı beyan dilekçesi sunmuş, davalı yan rapora karşı beyan ve/veya itiraz dilekçesi sunmamıştır.
Yapılan incelemede davacı tarafça takibe konu edilen faturaların davalı tarafa E-fatura ile gönderildiği, davalı tarafça tebliğ alınan faturalara TTK 21/2maddesi uyarınca 8 günlük yasal süre içerisinde itirazda bulunulmadığı tespit edilmekle, taraflar arasında davacı yanca dosyaya sunulan Yemek Hizmetleri Sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğu ispatlanmıştır.
Davalı borçlu asıl ve birleşen davaya konu takip dosyalarında yetki itirazında bulunmuşsa da taraflar arasında yapılan yemek hizmetleri sözleşmelerinde sözleşme kapsamında ihtilafların çözümü konusunda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilendirilmekle Hukuk Muhakemeleri Kanunu 17 ve devamı maddeleri uyarınca yetki ilk itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde sözleşmedeki imzaların davalı şirket temsilcisine ait olmadığını savunmuşsa da, ödeme emrine itiraz dilekçesinde bu yönde bir itirazın bulunmaması, yapılan incelemede taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun ve takiplere dayanak faturaların tebliğine rağmen yasal sürede itiraz edilmediğinin tespit edilmiş olması, davacının sunduğu hizmetleri tebliğ aldığı faturalara itiraz etmeyerek kabul etmiş sayılan davalının yazılı sözleşmedeki imzaya itirazının davanın sonucuna bir etkisi bulunmamakla bu yöndeki savunma yerinde görülmemiştir.
Davacı yanca ibraz edilen ticari defterlerin Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222.maddesi uyarınca usulüne uygun ve eksiksiz tutulmuş olması, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması sebebiyle davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalıya ait iki farklı işyerine ilişkin iki ayrı sözleşme akdedilmiş olduğu ve bu sözleşmelere ilişkin iki ayrı cari hesap tutulduğu, dava/takip konusu faturaların davalıya E-fatura olarak tebliğ edilmiş olduğu, davalının tebliğ aldığı faturalara yasal sürede itirazını gösterir bir delil sunamamış olması sebebiyle fatura içeriklerini kabul etmiş sayıldığı, davalının savunmalarını ispat imkanı kapsamında inceleme gününde defterlerini ibraz etmemesi ve davacı defterlerinin lehine delil vasfı bulunması sebebiyle takip tarihleri itibariyle davacının davalıdan asıl dava kapsamında 30.806,92 TL, birleşen dava kapsamında 13.510,39-TL alacaklı bulunduğu kabul edilmiştir. Davalının tespit edilen alacak kalemleri kapsamında davacıya ödeme yaptığını ispata elverişli bir delil dosyaya sunamaması ve davacı yanca takip/dava konusu edilen alacak miktarlarının yerinde görülmesi sebebiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar vermek gerekmiştir. Diğer yandan takip konusu edilen alacakların likit ve itirazların haksız olması karşısında kabul edilen alacak miktarlarının %20’si nispetinde hesap ve takdir olunan icra inkar tazminatını da içerir şekilde aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl ve birleşen davanın KABULÜ ile,
1-Asıl davada;
a-)Davalı yanın İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 30.806,92-TL asıl alacak yönüyle İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi suretiyle takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
b-)Kabul edilen alacağın %20’si nispetinde hesap ve takdir olunan 6.161,38-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
c-)Alınması gereken 2.104,42-TL harçtan peşin alınan 372,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.732,34-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 372,08-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.696.83-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
e-)Davacının yaptığı ilk masraf 43,25-TL, bilirkişi ücreti 800,00-TL, posta gideri 112,00-TL olmak üzere toplam 955,25-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Birleşen Mahkememiz 2017/971 Esas sayılı dosyasında;
a-)Davalı yanın İstanbul …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 13.510,39-TL asıl alacak yönüyle İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi suretiyle takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
b-)Kabul edilen alacağın %20’si nispetinde hesap ve takdir olunan 2.702,07-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
c-)Alınması gereken 922,89-TL harçtan peşin alınan 163,18-TL harcın mahsubu ile bakiye 759,71-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 163,18-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …