Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/951 E. 2019/872 K. 25.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/951
KARAR NO : 2019/872

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/10/2017
KARAR TARİHİ : 25/11/2019

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …n’ın 07/02/2017 tarihinde … otobüs beklediği sırada davalı … idaresindeki … plaka numaralı aracın geri geri geldiği sırada müvekkiline çarpmış olduğu ve müvekkiilinin yaralandığını mezkur aracın diğer davalı … adına kayıtlı olduğunu ve davalı … Şirketinde … poliçe numarası ile sigortalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde kusurun tamamnı davalı araç sürücüsü …’e ait olduğunu kaza sonucunda müekkili yola savrulduğunu ve sok kolu 5 ayrı yerden kırıldığını kırıklar kolun hareketli kısımlarında ve dirsek bölgesinde meydana gelmesi nedeniyle müvekkilinin yaşam kalitesinin azaldığını ve iş gücü kaybı yaşamasına sebebeyit verdiğini, müvekkili meydana gelen trafik kazası neticesinde 5 gün hastanede, 7 aylık sürede evde tedavi gördüğünü ve çalışamadığını, tedavi sürecinde %100 işgücü kaybı yaşadığını ve halen fizik tedavi görmeye devam ettiğini ve tedavi sonunda %25 oranında çalışma gücünü kaybettiğini, halen kaza nedeniyle sol kolu ile çok basit işleri dahi yaparken zorlandığını, tedavi sürecinde … tarafından karşılanmayan yol ve tedavi masrafı yaptığını fazlaya dair haklarının saklı kalmak ve bilirkişilerce gerçek zararın hesap edildiğinde artırılması kaydıyla işgücü kaybından doğan maddi zararı için 9.000 TL tedavi giderlerinden doğan maddi zararı için 1.000 TL toplam 10.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen faiziyle tahsilini 30.000 TL manevi tazminatın davalılar …ve diğer davalı … tan müştereken ve müteselsilen faiziyle tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete kaza nedeniyle usulüne uygun başvuru yapılmadığını eksik evrakların tamamlanmadığını dava açılmadan önce zararın tespit edilmesi için gerekli tüm belgelerle birlikte sigorta şirketine müracaat zorunluluğu bulunduğunu davacı tarafından 12/04/2017 tarihinde dava konusu zararın tazmini için müvekkili şirkete başvuru yapıldığını bunun üzerine müvekkili şirketin cevap yazısında eksik evrakların temin edilerek şirketlerine gönderilmesini sonrasında müteakip gerekli işlemlerin yapılacağını belirttiğini ancak davacı tarafından bu işlemlerin yapılmadığı ve dava açıldığını söz konusu poliçe uyarınca müvekkili şirketin 310.000,00 TL ile sınırlı olduğunu bu beyanlarının bilgilendirme amaçlı olduğunu davayı kabul anlamına gelmediğini, meydana gelen zararlardan poliçe teminat limiti ile sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve gerçek zarar miktarı ile sınırlı olarak sorumlu olacağını, kusurun Adli Tıp kurumu Trafik dairesince tespitini, Sigorta şirketlerinin geçici iş görmezlik , hastane ve tedavi giderlerinden mesul olmadığını, maluliyetin Adli Tıp kurumu dairesinden rapor alınmak suretiyle tespiti gerektiğini, ve zararın aktüerya uzmanından rapor alınmak suretiyle tespitinin gerektiğini bu nedenle yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun olmadığını ve dosyada müvekkiline ait kusurlu olduğuna ilişkin herhangi bir belge bulunmadığını müvekkilinin %100 kusurlu olduğuna yönelik beyanların gerçeği yansıtmadığını, olayın meydana gelmesine sebebiyet verinin davacının olduğunu davacının kendisinden beklenen sorumlulukları yerine getirmediğini gere geri gelen aracın hız limiti sınırını aşmasının mümkün olmadığını, olayın davacının dikkatsizliğinden kaynaklanığını yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile de açıkça ortaya çıkacağını, olayın meydana gelmesinden sonra davacının müvekkili tarafından olay mahalline yakın bulunan … hastanesinde gerekli tüm müdaheleri yaptığını ve tüm tedavi masraflarının müvekkili tarafından ödendiğini, üzücü olayın meydana gelmesinden sonra davacının 10/02/2017 tarihinde vermiş olduğu ifadesinden de anlaşılacağı üzere müvekkili davacı ile hastanede ilgilendiğinden ve tüm masrafları müvekkili tarafından karşılandığından davacı müvekkili hakkında şikayetçi olmadığını, bu durumun müşteki ifade tutanağından da anlaşılacağını, dava dilekçesinde davacının % 100 iş gücü kaybı yaşadığının iddia edildiğini iş bu beyanın abartı olduğunu buna ilişkin herhangi bir delili veya doktor raporu olmadığını adli tıp kurumundan yapılacak tetkikler ile mağdurda kalıcı bir hasar olup olmadığının ortaya çıkacağını talep edilen tazminatın miktarının çok fahiş olduğunu, izah edilen nedenlerde haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı …’a usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

G E R E K Ç E :
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Davaya konu somut olayda, davalı …’un araç maliki (işleten), davalı …’in sürücü ve diğer davalı … A.Ş.’nin de, kazaya karışan davalı …’a ait aracın, kaza tarihi itibariyle ZMMS sigorta şirketi olduğu anlaşıldı.
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ATK’dan maluliyet ve kusur raporları ile aktüer raporu ve kusur raporu alınmıştır.
Mahkememizce toplanmasına karar verilen tüm delillerin toplanmasına müteakiben, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf, davacının kaza nedeni ile maluliyetinin bulunup, bulunmadığı, varsa oranı, tarafların kusur durumu ve buna göre davacının talep edebileceği maddi ve manevi tazminatın ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Davacının İşgörmezlik Oranı: Davacının kaza sonrası tedavi gördüğü tüm sağlık kuruluşlarından getirtilen tıbbi belgeleri ile birlikte muayene olunarak aldırılan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’nun 06/08/2018 tarihli raporuna göre davacının kaza nedeni ile % 14,0 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme (iş görememezlik) süresinin 4 aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur.
Davacı yanın ATK raporunda tespit olunan iş gücü kaybı durumuna göre talep edebileceği tazminat olup olmadığı ve miktarının saptanması açısından kusur uzmanı Y.Doç.Dr. Yük.Müh. … ve hesap uzmanı …marifetiyle dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Alınan bilirkişi raporuna göre;
Y.Doç.Dr. Yük.Müh. … tarafından tespit edilen Kusur Oranı : Davalı şirkete sigortalı … plakalı kamyonetin sürücüsü davalı …’in hatalı sevk ve idaresinin, birinci derecede ve takdiren % 70 oranında etkili bulunduğu, davacı yaya …n’ın ise hatalı davranışının ikinci derecede ve takdiren % 30 oranında etkili olduğu bildirilmiştir.
Aktüer Hesap: Maluliyet oranı ve kusur durumuna göre yapılan hesaplamada, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının, 3.996,72 TL ve sürekli iş göremezlik zararının da 22.935,56 TL olduğu tespit edilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi Tarafından Tespit Edilen Kusur Oranı: Mahkememizce, kusura ilişkin itirazlar sonucu, ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmış, alınan raporun incelenmesinde, davalı sürücü …’in % 70 oranında, davacı yaya …n’ın ise % 30 oranında kusurlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı yan bilirkişi raporu doğrultusunda belirsiz alacak olan talebini, 22/12/2018 tarihli talep arttırım dilekçesi doğrultusunda yükseltmiş ve harcını da yatırarak makbuzunu dosyaya ibraz etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde, geçici iş göremezlik, hastane ve tedavi giderlerinden müvekkili sigorta şirketinin mesuliyetinin olmadığı beyan edilmiş ise de; trafik kazası neticesi yaralanan ve geçici ya da sürekli işgöremez hale gelen kişinin giderlerinin sadece bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi harcamalarından ibaret olmadığı, trafik kazası sonucu beden bütünlüğü zarara uğrayan kişinin tedavi gördüğü süre ile iyileşeceği süre içinde işlerini göremeyeceği ve bu süre içinde normal hayatını sürdüremeyeceğinden bu dönem içinde tam işgöremez olarak kabul edilip buna göre tazminat hesabı yapılacağı, geçici işgöremezlik nedeniyle hükmedilecek tazminatın kusurlu sürücü, işleten ve zorunlu trafik sigorta poliçesini düzenleyen şirketin sorumluluğu kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği (Yargıtay 17. H.D. 26/09/2018 Tarih ve 2015/12543 Esas-2018/8251 Karar sayılı kararı) anlaşıldığından, davalı … vekilinin, geçici iş görememezliğe ilişkin taleplerin teminat dışında olduğu ve müvekkili şirketin sorumluluğunda olmadığı yönündeki savunmalarına itibar edilmemiş, ayrıca davacı tarafça tedavi giderlerine ilişkin taleplerinden feragat edildiğinden, bu hususa ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacının maddi tazminat istemine ilişkin olarak;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1. Maddesine göre; “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Bu bağlamda, taraf iddia ve savunmaları, toplanan tüm deliller ve mahkememizce alınan kusura, maluliyete ve zarar miktarına ilişkin tüm raporlar birlikte değerlendirildiğinde, davalılardan …’in, dava konusu kazanın meydana gelmesinde %70 oranında asli kusurlu olduğu, davacı …n’ın ise %30 oranında tali kusurlu olduğu, meydana gelen kaza sonucu, mahkememizce alınan ATK raporu ile davacının % 14,0 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, kusur ve iş gücü kaybı durumu birlikte değerlendirilmek suretiyle alınan aktüer raporu ile de davacının zararının hesaplandığı, ayrıca hükme esas alınan, ATK maluliyet ve Kusur ile Aktüerya raporlarının ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmış ve davacı vekilinin, 22/12/2018 tarihli talep arttırım dilekçesi doğrultusunda, geçici ve sürekli iş görememezliğe ilişkin maddi tazminat talebinin kabulüne, tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat isteminin Feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının Manevi tazminat istemine ilişkin olarak;
Manevi zarar kavramı; hukuka aykırı bir fiil sonucu kişinin şahıs varlığında (kişisel değerlerinde) uğradığı kayıpları ifade eder. Başka bir deyişle manevi zarar, kişinin duygusal dengesini bozan, yaşama sevincini ve keyfini azaltan, panik, korku, dehşet, yas, öfke, iğrenme, elem, küçük düşme, utanç duyma, moralsizlik, tedirginlik, ümitsizlik, yalnızlık hissi, aşağılık hissi, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygusal sarsıntılar ve fiziksel acılardır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Duyulan üzüntünün, çekilen elem ve ızdırabın parasal bir değer ile ifade edilmesi mümkün olmadığı için manevi zararın bir miktar para ile giderilebileceğini söylemek de mümkün değildir. Ancak haksız fiilden doğan bedeni ve ruhi ızdıraplar için bir miktar tazminata hükmedilmesi en azından bu ızdırapların hafifletilmesine yardım edebilir. (TUZTAŞ, Hüseyin, Trafik Kazalarından Doğan Cismani Zararlar ve Tazminat Davaları, http://www.sevgipinari.org, s.8)
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2016 tarih, 2014/13109 Esas, 2016/11967 Karar sayılı Kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2016 tarih, 2016/4703 Esas,2016/6597 Karar sayılı Kararı) Yine doktrinde ve yerleşik içtihatlarda da belirtildiği gibi (Yargıtay 17. H.D. 11/12/2014 Tarih ve 2013/11966 Esas-2014/18407 Karar, Yargıtay 17. H.D.19/11/2013 Tarih ve 2012/15062 Esas-2013/16033 Karar sayılı kararı), cismani zarar kavramına, ruhi bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin de girdiği, bir kimsenin cismani zarara maruz kalması sonucunda onun ana babası gibi çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa bu durumda yansıma yolu ile değil doğrudan doğruya zarara maruz kalmasının söz konusu olduğu, eşin/babanın yaralanması nedeniyle diğer eş ve çocukların manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiş olup, bu husus ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26/4/1995 Tarih ve 1995/11-122 Esas-430 Karar sayılı ilamında da açıkça belirtilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayı değerlendirdiğimizde de, mahkememizce görülüp karara bağlanan davada, davacı …’ın meydana gelen kaza sonucu yaralandığı ve maluliyetinin doğduğu ve bu haliyle de davacının manevi tazminat isteyebileceği, manevi tazminata ilişkin tüm koşullarının somut olayda gerçekleştiği, davacının yaşı, tarafların kusur, sosyal ve ekonomik durumları, davacının kaza sonrası uğradığı maluliyet oranı, maluliyetine bağlı olarak uğradığı manevi çöküntü ve paranın satın alma gücü ile tüm dosya kapsamı ve TBK’nın 56. maddesindeki özel haller de dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ile 7.500,00-TL manevi tazminatın, sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Maddi tazminat talepleri yönünden; davanın KABULÜ ile, 3.996,72 TL geçici iş göremezlik ve 22.935,56 TL sürekli iş görememizlik olmak üzere toplam: 26.932,28 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Tedavi giderlerine ilişkin istemin feragat nedeniyle reddine,
3-Manevi tazminat talepleri yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, 7.500,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışında kalan diğer davalılar … ile …’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gereken 2.532,04 TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile alınan toplam: 194,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.337,42 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA, (davalı … A.Ş’nin bu miktarın 1.644,38 TL’lik kısmından sorumlu olmasına)
5-Davacı tarafından yatırılan 194,62 TL harç parasının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-Tarafların dava sonucundaki haklılık oranına ve harçtan davada kısmen de olsa haksız çıkan davalının sorumlu olması gerektiği prensibine göre yapılan oranlama uyarınca; başvuru harcı 31,40 TL, posta gideri 405,00 TL, Adli Tıp Fatura gideri 687,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 1.400,00 TL olmak üzere toplam: 2.523,40 TL’nin 1.514,04 TL kısmının davalılar … ile …’dan alınıp, davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına, (davalı … A.Ş ‘nin bu miktarın 1.185,99 TL’lik kısmından sorumlu olmasına)
7-Davacı maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.231,85 TL vekalet ücretinin davalılardan müşteken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar … ve … maddi tazminat davasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden ve tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat istemin (1.000,00 TL) feragat nedeniyle reddine karar verildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı Hidayet Bilgin’den alınarak, davalılar … ve …’e verilmesine,
10-Davalı …, davacı tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve manevi tazminat davasının kısmen reddine karar verildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan bakiye avansın karar kesinleştiğinde iadesine,
12-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe çıkartılmasına,
Dair; davacı vekili ile davalı … ve … vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda HMK’nın 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır