Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/95 E. 2018/947 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/95 Esas
KARAR NO : 2018/947
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/01/2017
KARAR TARİHİ: 15/10/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; taraflar arasında düzenlenen 01/07/2009 tarihli nakliye sözleşmesi ile müvekkilinin …ilçesinde davalı tarafça depo edilen gıda maddelerinin davalının talimatı gereği ilgili yerlere naklettiği ve bu sözleşme davalının … Şubesi ile müvekkili arasında…’ta imzalandığını ve sözleşmesinin ifa yerinin …Mevkinde bulundan davalıya ait gıda deposu olarak belirtildiğini, müvekkilinin bu depodan aldığı gıda maddelerini kendi araçları ile çeşitli yerlere taşımakta iken ödenmesi gereken normal hak ediş olan KDV hariç 11.212,56 TL’nin hukuka aykırı olarak müvekkilinden kesildiğini ve ödenmediğini, ayrıca sözleşme gereği yakıt zammı farkının ödenmesi gerekirken KDV hariç 53.200,00 TL’nin ödenmediğini, karşı tarafın bu zam farkının ödenmeyeceğini ve faturasını iade etmesine rağmen harici görüşmelerde müvekkiline bu yakıt farkının taksitlerle ödeneceğini belirttiğini ve tarafların sözlü mutabakatı gereği KDV hariç 2012 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında 2.500,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL ödeme yapıldıktan sonra bu sözlü mutabakat gereği davalı tarafça yerine getirilmeyerek taksitle ödemelerin de kesildiğini ve kalan KDV hariç 43.200,00 TL’nin tahsili için de dava açma gereği oluştuğunu, taraflar arasındaki sözleşme kendiliğinden yenilenerek devam etmekte iken haklı hiçbir sebep olmaksızın davalı tarafça sözleşmenin sonlandırıldığını, müvekkilinin sözleşmenin 1 yıl daha yürürlükte kalacağı inancı ile ticari ilişkilerini ve iş durumunu ayarladığını, bu nedenle sözleşime devam olunsa idi elde edeceği kârdan mahrum kaldığını bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile KDV hariç hak ediş bedeli 10.212,56 TL, yakıt zammı fiyat farkı KDV hariç 43.200,00 TL ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla KDV hariç 10.000,00 TL ki toplam 64.412,56 TL’nin davalı taraftan tahsiline ve davalı adına düzenlenmiş 100.000,00 TL bedelli teminat senedinin müvekkiline iadesini talep etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlığın dayanağı sözleşmenin kapsamında İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığının bildirildiğini, İzmir Ticaret Mahkemelerinin yetkisine itiraz ettiklerini, dosyanın İstanbul Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesine, davacının dava dilekçesinde talep ettikleri 64.412,56 TL’nin KDV hariç olduğunun bildirildiğini, KDV farkı eklenerek davacı tarafça eksik harcın tamamlanması gerektiğini, 11.212,56 TL hak ediş taleplerine ilişkin olarak taraflar arasındaki sözleşmenin 3.7 hükmü gereğince müvekkili şirketin talebi ile davalı şirkete yaptırılan … sevkiyatı sırasında aracın arıza yapması nedeniyle nakliyeci tarafından teslim alınan tüm malların bozulduğunu ve zararın 11.212,56 TL’lik fatura ile davacı fimaya yansıtıldığını, 43.200,00 TL’ye yönelik yakıt fiyat farkı talep hakkının bulunmadığını ve 18/01/2013 tarihi itibari ile müvekkili şirket ile davacı şirket arasında hiçbir borç alacak ilişkisinin kalmadığını, kâr kaybı talepleri yönünden ise taraflar arasındaki 01/07/2009 tarihli sözleşmenin 1 yıl süreli hizmet sözleşmesi olduğunu, 01/07/2009 tarihli sözleşme yıllık kendiliğinden yenilenmekte ise de davacının iddiasının dayanağının olmadığını, sözleşmenin belirsiz süreli hale döndüğünü ve yıllık olarak yenilenmesinin hiç bir surette söz konusu olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin hükümleri değerlendirildiğinde yenilemeye ilişkin hiçbir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle Borçlar Kanununun hizmet sözleşmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacının 17/10/2011-01/07/2012 dönemine ait kâr kaybı taleplerinin fahiş olduğunu, davacının müvekkiline vermiş olduğu 100.000,00 TL bedelli senetle ilgili talebine ilişkin harcı ödemediğini, söz konusu senedin teminat senedi vasfında olmadığını ve harç yatırmamış olması nedeniyle senedin iadesini talep edemeyeceğini, bu talep hakkında davanın açılmamış sayılmasına ve davanın yetkisizlik nedeniyle reddine ve esastan da davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
19/03/2018 Tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı … Şti. İle Davalı …A.Ş. Arasındaki alacak davası ile ilgili olarak davalı yan ticari defter ve belgeleri ile dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda, davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun uygun düzenlendiğini, davacının davalıdan alacağının bulunmadığını, belirtmiştir.
25/06/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında belirsiz süreli, sürekli edimleri havi nakliye sözleşmesi başlıklı sözleşme ile davacının alt taşıyıcı, davalının üst-akdi taşıyıcı olarak konumlandırıldığı sözleşme ilişkisinin sabit olduğunu, davacının iddia ettiği gibi 17.10.2011 tarihinde sona ermediği, ticari ilişkinin sözleşme hükümlerine göre cari hesap ve çerçeve ticari ilişkiye uygun bir şekilde en son 18.01.2013 tarihli davalı ödemesine kadar sürdüğü, haksız fesih iddiasının sabit olmadığını, davacının 11.212,56-TL talebi bakımından davalı tarafından düzenlenen yansıtma faturasının davalı yanca davacının rvediği zarar olarak sabit olmadığını, sözleşme gereği davalının cari hesaptan bu miktarı düşebilmesi için öncelikle davacının bu miktarda davalı yanın tazminat ödemesine sebep olduğunu ispat etmesi gerektiğini, bu husus sabit olmadığı için davacının 11.212,56-TL alacak talebinin yerinde olduğunu, davacının yakıt farkı alacağının sabit olmadığı 2011 yılı için daha sonradan düzenlenen faturalarla davacının fark alacağını tahsil ettiğini, iddia ettiği faturanın kendi ticari kayıtlarında dahi tespit edilemediğini, davacının teminat senedi olarak verdiğini iddia ettiği ve fotokopisini sunduğu senedin gerçek bir borç için olduğunu ispat külfetinin davalı üzerinde olduğunu, aksi takdirde davacının söz konusu teminat senedinin iadesi talebinin yerinde olduğunu, mahkemece 17.10.2011 tarihi itibari ile sözleşme haksız fesih bile edilmiş sayılacak olursa sözleşme hükmünde davalı için tanınan imkan gözetilerek 3 ay önceden ihbarla fesih imkanı ve buna uyulmadığında her ay için 3.000-TL tazminat ödeme hükmüne göre davacının ancak 9.000-TL tazminat talep edebileceğini, bunu aşan gelir yoksunluğu zararını iddiasının davacı yancı ispatı gerektiğini belirtmiştir.
Ticari defterle ilgili olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858, Karar No : 2017/2944 sayılı ilamında ” Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.” görüşüne yer verilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf, taraflar arasında nakliye sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşmenin yenilenen son yılın dolmasına 9 ay 16 gün kalmasına rağmen davalı tarafça sözleşmeye son verildiği, sözleşme devam etseydi kar elde edeceği iddiasıyla söz konusu dava açılmış ise de teminat senedi olduğu söylenen senedin iadesi bakımından davacı vekili 16.05.2017 uyap çıktı tarihli dilekçeyle bu talep bakımından atiye terk deyimi kullanılmak suretiyle bu talebin takip olunmadığı aşamalar sebebiyle de bu talep bakımından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, tarafları defter durumuna göre davacı defterlerinin talimat yoluyla alınan bilirkişi raporuna göre açlılış-kapanış noter tasdiklerinin bulunmadığı tespit olunmakla davacı lehine delil teşkil etme imkanının bulunmaması, tam tersine sahibi aleyhine delil teşkil etme durumu, davalı defterlerinde davacının davalıdan alacaklı olmadığının tespit edilmiş olmasıyla da mevcut defter kayıt durumu bakımından uyumsuzluk bulunuyor oluşu, davalı tarafın sözleşmenin fesh edilmediği, oprsayon işlerinin bitmesiyle kendiliğinden sona erdiği savunmasında bulunuyor olması karşısında davacı taraça sözleşmenin feshedildiğine dair dosyada herhangi ihtar, fesih beyanı gibi bir delil bulunmaması, davaya konu edilen yakıt tutar faturasının davacı defterlerinde dahi kayıtlı olmaması, bu cihetle davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Teminat senedi olduğu söylenen senedin iadesi bakımından davacı vekili 16.05.2017 uyap çıktı tarihli dilekçe gereği bu talep bakımından DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, yakıt tutar farkı, hakediş kalemi ve mahrum kalınan kar talebi bakımından davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 27,70-TL’den mahsubu ile eksik kalan 8,20-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 12,00-TL posta ve 4,10-TL vekalet harcı gideri toplam 16,10-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5- Davanın red edildiğinden hesaplanan 7.435,38 TL ücreti vekaletin davacından alınıp davalı tarafa VERİLMESİNE,
6-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile YARGITAY nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
E-İMZALIDIR
Hakim …
E-İMZALIDIR