Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/935 E. 2021/862 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/935
KARAR NO:2021/862

DAVA:MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ:26/10/2017
KARAR TARİHİ:02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin ev hanımı olup, ilkokul mezunu olduğunu, 10 yıldır …isimli şahısla evli olan müvekkilinin, bu evlilikten 6 ve 9 yaşlarında iki kız çocuğu olduğunu, hayatı boyunca gelir getiren hiçbir işte çalışmadığını, hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığını ve kocasının bakımından başka da hiçbir maddi geliri bulunmadığını, müvekkilin SGK kayıtlarının sorgulamasından da hiç çalışmadığının tespit edilebileceğini, hal böyle iken, … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine sözde 10/02/2015 vade tarihli ve 400.000,00-TL bedelli bono niteliğindeki kambiyo senedi dayanaklı kambiyo senedine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının bu senedin lehtarı ve takip alacaklısı olduğunu, iş bu takibin dayanağı olan senedin gerçek bir karşılığının bulunmadığını, davalı şahsın, müvekkili ile söz konusu senet bedeli olarak 400.000,00-TL nakit ya da bu bedel karşılığı edim verdiğini ispatla mükellef olduğunu, müvekkilinin eşi…’nın 2015 yılında, şu anda müvekkili ile birlikte ikamet ettikleri konutu satın almak istediğini ve bu amaçla … Bankası’nın … Şubesi’nde o esnada çalışan ve aynı zamanda davalının kardeşi olan … isimli şahsa konut kredisi almak için başvurduğunu, arkadaşının, müvekkilinin eşine kendisine konut kredisi çıkmadığını, ancak eşi olan müvekkili tarafından konut kredisi alınırsa kredi verilebileceğini söylediğini, müvekkilinin tecrübesizliğinden ve ticari anlamdaki deneyimsizliğinden kaynaklı olarak eşine konut kredisi borcu altına girmek istemediğini söyleyince eşinin, davalının … isimli kardeşiyle müvekkiline karşı plan kurduğunu, bu plana göre; … isimli şahsın, çalıştığı bankanın çalışma prensiplerine tamamen ters olmasına rağmen kredi evraklarını müvekkilinin evine götürdüğünü ve bu evrakların kredi sözleşmesi olduğunu söylemeden müvekkilinin eşi …ile birlikte hareket ederek kredi sözleşmesini müvekkilini kandırarak imzalattıklarını, müvekkilinin eşi ve …’nin ortak ağızdan, bu evrakları müvekkilline imzalatırken, sana ev alıyorum bu evraklar tapu işlemleri için gerekli, eğer imzalarsan ev senin olacak dediklerini, müvekkilinin de kredi sözleşmesine imza attığını bilmeden konut kredisini imzaladığını, kredi taksitlerinin eşi tarafından düzenli ödendiği için müvekkilinin kendi adına kredi kullanıldığından uzun zaman haberi olmadığını, bu arada konut kredisi konusu olan … Mh. 1. … Sk. No: …/… …/… adresindeki konutun müvekkilinin üzerine geçtiğini, müvekkilinin bu evin konut kredisi karşılığı olarak değil eşi tarafından kendisine alındığını bildiğini, bir süre sonra müvekkilinin eşinin işlerinin bozulduğunu ve anılan krediyi düzenli ödemekte güçlük çekmeye başladığını, müvekkilinin, eşinin ve …’nin kendisini kandırarak kredi kullandırdıklarını, kredi taksitinin gecikmesi sonrasında banka yetkililerince aranması neticesinde anladığını, bunu öğrenen müvekkilinin, hemen …’yi arayarak izahat istediğini, …’nin durumu itiraf ederek, ben, sen ev sahibi ol diye böyle bir şeye karıştım, normalde benim eve gelip sana kredi sözleşmesi imzalatmam yasak, ama kötü bir niyetim yoktu diye kendini savunduğunu, bu olayın ortaya çıkması sonucunda, davalının kardeşinin çalışmakta olduğu banka şubesi tarafından işten kovulduğunu ve bir daha hiçbir bankada kendisine iş bulamadığını, bu hususun …’nin işten çıkarılması sebebi … Bankası’ndan da sorulduğunda doğrulanacağını, olay sonrası arkadaş olan müvekkilinin eşi …ile …’nin arasının bozulduğunu, …’nin sağda solda, o evi ben onların elinden alacağım dediğini, …’nin, bunda sonra söylediği gibi evi haksız olarak müvekkilinin elinden almak üzere harekete geçtiğini, önce …’nin eşinin müvekkilini aradığını, eşleri arkadaş olması nedeniyle öncesine dayanan bir tanışıklıkları bulunduğunu, tarafların ayrıca da arkadaş olduklarını, …’nin eşinin, ağlayarak müvekkiline telefon açtığını, eşinin iş bulamaması nedeniyle maddi zorluk yaşadıklarını, ayrıca eşinin müvekkilinin eşine 500.000,00-TL borç para verdiğini ve bu borcun ödenmemesi sebebiyle aç kaldıklarını, yuvasının yıkılmak üzere olduğunu anlattığını, müvekkilinin böyle bir alacak verecek ilişkisinden hiç haberi olmadığı için durumu eşine soracağını söyleyince, …’nin eşinin kendisiyle sadece dertleştiğini, bu olayın duyulmasını istemediğini söyleyerek müvekkiline kocasına hiçbir şey söylememesi için yemin verdirdiğini, bu nedenle müvekkilinin kocasına bu telefondan hiç bahsetmediğini, ortada böyle bir borç olup olmadığını da hiç sormadığını, birkaç gün sonra kendisini … olarak tanıtan davalının, müvekkilini arayıp kendisiyle görüşmek istediğini bildirdiğini, müvekkilinin daha önce davalıyı hiç tanımadığı gibi kendisiyle herhangi bir işinin de olmadığı halde, durumdan hiç şüphelenmediğini ve evine davet ettiğini, davalının, müvekkili ile abisinin evliliğini dağıtmak üzere olduğunu, yuvasının yıkıldığından bahsettiğini ve ağlayarak müvekkilinden yardım istediğini, …’nin annesi ve babası olduğunu söyleyen şahıslarla telefonda görüştürdüğünü, şahısların ağlayarak oğullarının yuvasının yıkılacağını söylediğini, davalının, senin kocan da benim ağabeyim de şerefsizler, her ikisi bir olup eşlerini kandırıyorlar, senin kocan benim ağabeyimi işinden ettiği gibi bir de ağabeyimden peyder pey toplam 500.000,00-TL borç almış, karısı dayanamadığı için evini terk edecek, bir tek sana güveniyor, sen olmazsan bu evlilik dağılacak gibi sözlerle ilk önce müvekkilini manipüle ettiğini, sonrasında sen ağabeyimin ne manyak olduğunu bilmezsin, iyi ve sakin bir adam gibi görünür ama psikopattır, daha önce ağır ilaçlar kullanıyordu, tedavi ile normalleşti, şimdi karısı ve çocukları onu terk ederse, o da kocanın yanına bunu bırakmaz, kocanı öldürür, çocukların hiç uğruna babasız kalır, onu sustursan sustursan sen susturursun, senin inançlı bir insan olduğu biliyor, bu kağıdı imzala kocama kefilim diye ben onu durduracağım, ama senin de yardımın lazım diyerek müvekkilinin iradesini tehdit ve hile ile sakatladığını ve söz konusu senedi müvekkilinin ne olduğunu bilmeden imzaladığını, müvekkilinin senedi boş olarak imzaladığını, imzaladığı sırada senet bedeli, vade tarihi gibi diğer hususların senet üzerinde bulunmayıp, müvekkilinin sadece davalının yönlendirmesi ile T. C. kimlik numarası ve ismini yazarak senedi imzaladığını, senet imzalandıktan yaklaşık 10 gün sonra 13/01/2017 tarihinde müvekkilinin evine ödeme emri gittiğini, müvekkilinin ödeme emrinin ekinde fotokopisi bulunan kendi imzası olan belgeyi tanıdığını, boş olan belgenin lehtarının davalı olarak, 400.000,00-TL bedelli ve 10/03/2015 vade tarihli olarak doldurulduğunu gördüğünü ve sonrasında müvekkilinin eşinin de durumu öğrenmesi ile dolandırıldığını anladığını, akabinde müvekkilinin, … ve … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, soruşturmanın …soruşturma numarası ile devam etmekte olduğunu, söz konusu dosyada uzun süre ifadeye gelmeyen, kaçan ve hakkında yakalama kararı çıkarıldıktan sonra yakalanarak ifade veren …., ifadesinde de müvekkilinin ile herhangi bir borç-alacak ilişkisinin bulunmadığını açıkça kabul ettiğini, davalının, davayı açtıkları sırada yakalama kararı olmasına rağmen henüz savcılık ifadesini vermediğini, ifadesinde müvekkilini kandırarak tehdit ve zorla aldıkları senedi, sanki müvekkilinin kendi isteğiyle vermiş gibi beyanda bulunduğunu, gerçeklerle örtüşmeyen, hayali gerekçelere dayanmış senaryo ile kendisini aklamaya çalıştığını, …’nin, avukat huzurunda verdiği ifadesinde, … ve …ile arkadaş olduklarını, müvekkilinin eşi olan…’ya 600.000,00-TL borç verdiklerini, bu paranın davalı …’ye, babasına ve kendisine ait olduğunu, bu kadar büyük miktardaki paranın … Bankası ve … Bankası’ndaki kiralık kasalarda olduğunu, …’nın senedi kendi rızası ile verdiğini söylediğini, …’nin savcılık ifadesinde, bu senedin herhangi bir dayanağı olmadığını müvekkili ile davalı arasında herhangi bir borç-alacak ilişkisinin olmadığını ikrar ve kabul ettiğini, bu miktarda bir paranın, banka hesabına yatırılması, banka kasasına koyulması ya da arkadaşına borç verilmesinin hayatın olağan akışına oldukça ters olduğunu belirterek; … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müvekkili yönünden ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasına, müvekkilinin anılan dosyada borçlu olmadığının tespitine ve karşı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, kesinleşmiş ve satış aşamasında olan … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki borçla ilgili olarak borcun olmadığına dair menfi tespit davası açılmış olduğunu, davacının daha önce de …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla, benzer gerekçelerle borca itiraz ettiğini ve …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararıyla İİK 169/a maddesindeki bir belge ibraz edilmediğinden ve davasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verildiğini, … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında, … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki değere itiraz edildiğini ve 08/11/2017 tarihinde bu itirazın da reddedildiğini, yine davacının benzer gerekçelerle … Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapmış olduğu şikayetle ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …Soruşturma ve … sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla senedin baskı altında imzalatılmadığını, manevi baskı uygulanmadığının kabul edildiğini, müvekkilinin bu dosyada senedi kendisinin doldurduğunu ve …’nın da 600.000,00- TL borca karşılık verdiğini savunduğunu, …’nin de bu dosyada ifadeleri mevcut olduğunu, kovuşturmaya yer olmadığına kararın 18/10/2017 tarihinde verildiğini, bu nedenlerle satış aşamasına gelen dosyayı geciktirmek amacıyla davacının eldeki davayı açtığını, İstanbul … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında …’nin, …ve İsa Turz. Seyahat LTD,. aleyhine iki adet 75,000,00-TL’lik senetle ilgili takibi olduğunu, her iki icra dosyasındaki miktarlar toplandığında 600,000,00-TL’ye yakın bir miktar yaptığını, tüm bu dosyalardan ve dava dilekçesinden dahi imzanın davacıya ait olduğunu, imzanın hile ile alındığına dair, davacının iddiası dışında herhangi bir delilin mevcut olmadığını, …’nin söz konusu krediyle ilgili değil, davacı eşine borç para vermesi ve müşterisiyle böyle bir para ilişkisine girmesi sebebiyle işten ayrıldığını, davacının, davalıyı hiç tanımadığı iddiasının doğru olmadığını, yaklaşık 10 yıldan beri ailece görüşmekte olduklarını, müvekkilinin, … kocanı öldürür, çocuklarını öldürür şeklinde herhangi bir tehdidine ilişkin savcılık şikayetinde böyle bir iddianın bulunmadığını, davacının, senedi müvekkilinin doldurmasından sonra bilerek imzaladığını, davacının, davalı tarafın söz konusu bonoyu neyin karşılığı verdiğini ispat etmesi istenmiş ise de; yukarıda dosya numaralarını verdikleri dosyalar incelendiğinde davacı ve eşinin peyder pey aldıkları yaklaşık 600.000,00-TL değerinde borca karşılık, senetleri verdiklerinin anlaşılacağını, davacının eşinin İstanbul … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu olan 2 adet 75.000,00-TL tutarındaki senetlere neden itiraz etmediğinin taraflarınca anlaşılamamakta olduğunu, davacının, hayatı boyunca gelir elde edecek hiçbir işte çalışmadığını beyan ettiğini, oysa davacının konut kredisi başvurusu yaparken üzerinde TCKN’sunun yazılı olduğu … Sev. Ltd. Şti. tarafından verilmiş bir belge sunduğunu, davacının hiçbir zaman çalışmadığını iddia ediyor ise bankaya sunulan bu belge ile evrakta sahtecilik suçunu işlediğini, söz konusu belgenin … Bankası’ndan istenmesini talep ettiklerini, …’nin eşi …’nin olayların tamamen dışında olduğunu, davacıyı bu konuyla ilgili hiç aramadığını, davacı ve eşinin 2014 yılının Haziran veya Temmuz ayında kiracı olarak oturdukları evi satın almak için kredi hakkında bilgi almak amacıyla görüştüğünü, kredi başvurusu yapılıp banka tarafından onaylandığını, davacı tarafından ödeme planı, kredi sözleşmeleri vb. evrakların imzalanması sonucu kredi kullandırıldığını, fakat davacının eşinin kredi kullanımından kısa bir süre paralarının yetmediğini beyan ederek kredi kullanımından vazgeçtiğini ve kredinin kapatıldığını, yine 2014 yılının Eylül ayında davacı ve eşinin tekrar kredi başvurusu yaparak evi satın aldıklarını, her iki kredi işleminde de imzaların banka kuralları dahilinde müşteriden müşterinin evinde alındığını, bankacının kredi sözleşmesi vb. imzaları istediği yerde alma hakkına sahip olduğunu, davacının krediden haberi olmadığı beyan etmekte olduğunu, davacının, 09/08/2017 tarihinde … ve eşi …’yi … Nolu telefon ile arayarak kendileriyle buluşmak istediklerini, evi onlara 2018 yılının sonuna kadar evde oturma şartıyla devredebileceklerini söylediklerini, …’nin bu teklifi kabul etmemesi sonucu …’nin icra dosyasından vazgeçmesini, vazgeçmemesi durumunda … ve …’yi öldüreceğini söyleyerek tehditler savurduğunu belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 Sayılı İİK’nun 72/3. maddesi gereğince menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, … 3. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E., … K. Sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …Soruşturma, … Karar sayılı dosyası, … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası, … Bankası müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmış, isimleri bildirilen tanıkların beyanları alınmıştır.
… 3. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının incelenmesinden; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 10/02/2015 tanzim tarihli 10/03/2015 vade tarihli 400.000,00-TL’lik bonoya istinaden işlemiş faiziyle birlikte toplam 477.326,03-TL alacağın tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …Soruşturma, … Karar sayılı dosyasının incelenmesinden; müşteki … tarafından şüpheliler … ve … hakkında dolandırıcılık suçu nedeniyle yapılan şikâyet üzerine başlatılan soruşturma sonunda, şüphelilerin atılı suçu işlediklerine dair müştekinin somut beyanları dışında dosyada kamu davasını açmayı gerektirir yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı, müştekinin söz konusu senedi iradesini etkileyen herhangi bir tehdit veya cebir altında olmaksızın imzaladığı, tehdit suçunun da unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle olay hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, karara karşı müşteki tarafından yapılan itiraz üzerine … 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 26/02/2018 tarih ve … D. İş sayılı kararı ile, müştekinin eşi…’nın 09/02/2017 tarihli beyanları da dikkate alındığında taraflar arasında bir alacak verecek meselesi olduğu anlaşılmakla, somut olay bakımından itiraz edenin zor kullanılarak isnat edilen eylemin gerçekleşmesine vesile olunduğu hususunda somut bir delil olmadığı, taraflar arasında borca ilişkin itirazların hukuk mahkemelerince değerlendirilebileceği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara karşı yapılan itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E., … K. Sayılı dosyasının incelenmesinden; davacı … Sarı tarafından davalı … aleyhine … 3. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasındaki takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığına karar verilmesi talebiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda Mahkemece; somut olayda borçlu tarafça borcun ödendiğine veya senedin sözleşmeye aykırı doldurulduğuna ilişkin İİK 169/a maddesinde sayılan nevide belge ibraz edilmemiş olmakla ve senet altındaki imza kabul edilmekle senedin hile ile alındığı iddiasının dar yetkili icra mahkemesinde inceleme olanağı bulunmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; … 3. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki takibe konu keşidecisi …, lehdarı … olan 10/02/2015 tanzim tarihli 10/03/2015 vade tarihli 400.000,00-TL’lik bono altındaki imzanın …’ya ait olduğu, davacının kendi beyanı ve tüm dosya kapsamı ile sabit bulunmaktadır. Taraflar arasında bu konuda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf, söz konusu senedin kendisinden iradesi fesada uğratılmak suretiyle alındığını ileri sürmüş ise de; gerek … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …Soruşturma, … Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ile sonuçlanan soruşturma dosyası kapsamı, gerek Mahkememizce toplanan deliller dikkate alındığında söz konusu senedin davacının iradesi fesada uğratılarak alındığına ilişkin bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf bu hususta tanık beyanlarına dayanmış ise de; davacının aile çevresinden oluşan tanık beyanları incelendiğinde, tanıkların doğrudan görgüye dayalı bir bilgilerinin bulunmadığı, duyuma dayalı beyanlarda bulundukları görülmektedir. Bu hususlar dikkate alınarak, davacının, takibe konu senedin, kendisinden iradesi fesada uğratılmak suretiyle alındığını ispat edemediği sonucuna varılmıştır. Takibe konu senet, kambiyo senedi vasfında olup illetten mücerret ise de, davalı taraf, söz konusu senedin davacının eşi…’nın borcu nedeniyle düzenlenmiş olduğunu ileri sürdüğünden, senedin borç karşılığı düzenlendiğini ispat yükü davalı tarafta bulunmaktadır. Dosya kapsamına alının … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …Soruşturma, … Karar sayılı dosyasına müşteki … tarafından sunulan şikâyet dilekçesindeki beyanlar, soruşturma dosyası kapsamında ifadesi alınan davacının eşi…’nın beyanı, davacının eldeki davadaki dava dilekçesindeki beyanları, davacı tanıkları …, … ve …’ün beyanları ve … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası kapsamı dikkate alındığında, davacının eşi … ile davalı ve kardeşi … arasında bir alacak-borç ilişkisi bulunduğu, davacının, söz konusu eşinin borcu nedeniyle düzenlemiş olduğu yönündeki beyanı dikkate alındığında, davalı tarafın, söz konusu bononun mevcut bir borç için düzenlenmiş olduğu yönündeki iddiasını ispat ettiği sonucuna varılmıştır. Davacı tarafça, takibe konu borcun ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı da göz önünde bulundurularak açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davalı tarafça, davacı taraftan kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuşsa da; 2004 Sayılı İİK’nun 72/4. Maddesi de gözönüne alınarak, dava dosyası kapsamında takibin durdurulması yönünde herhangi bir ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olduğu dikkate alınarak, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın, kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 59,30-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.831,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.771,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 36.450,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır