Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/907 E. 2022/342 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL ,
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/907 Esas
KARAR NO :2022/342

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/10/2017
KARAR TARİHİ:24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Davalı …Ş. … … Şubesi nezdinde 2007-2009 tarihleri arasında kullandığı kredilere ilişkin olarak Ticari Kredi Sözleşmesi imzaladığını, Üçer aylık sürelerle gönderilen kredi hesap ekstrelerinde davalı banka tarafından “Dönem Komisyon Tahakkuku” adı altında yüksek miktarlı kesintilerin yapıldığını ve firmanın hesaplarına borç kaydedildiğini, … 12. Noterliğinin 19.10.2009 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kredi hesap özeti ve kredi ekstrelerinde dönem komisyon tahakkuku adı altında yüksek miktarlı ve değişen oranlarda mevzuata aykırı kesintilerin, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 2 iş günü içerisinde geri ödenmesinin gerektiğini, Davalı … Bankasının, …. Noterliğinin 30.10.2009 tarih ve … yevmiye no.lu cevabi ihtarında; söz konusu kesintilerin ilgili yasal mevzuatlarına uygun olduğu ve iade edilmeyeceğinin belirtildiğini, davalı Bankanın da aralarında bulunduğu 12 bankanın kartel oluşturması neticesinde, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarihli kararında “kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetlerinde kartel oluşturmak suretiyle 4054 sayılı yasanın 4.üncü maddesini ihlal ettikleri” sonucuna varılmış olduğunu, yasaya aykırı ve kusurlu işlemler nedeniyle belirlenecek zararın üç katı oranında tazminat yükümlülüğü doğduğunu,Kredi sözleşmesinde belirlenmeyen ve değişken oranlarda alınan yüksek faiz ve kesintilerin 4054 yasanın 58 maddesi gereğince üç katı oranında avans faizi ile birlikte davalı … Bankasından tahsilini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: davacı şirketin, ticaret sicil kayıtlarından da görüleceği üzere tasfiye edilmiş bir şirket olduğunu, davacı şirketi temsil yetkisi olmayan kişi tarafından ikame edildiğini, davacının taraf ehliyeti olmaması sebebi ile usulden reddini, davanın belirsiz alacak davası açılabilmesi için, davacının açacağı dava miktarını ya da değerini tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesinin mümkün olmaması ya da bu durumun objektif olarak imkansız olması gerektiğini ,açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili bankanın verdiği hizmetlerin karşılığında müşterilerinden tahsil olunacak masrafların niteliklerini ve sınırlarını serbestçe belirleme yetkisi bulunmadığını, müvekkili bankanın verdiği hizmetlerin karşılığında müşterilerinden tahsil olunacak masrafların niteliklerini ve sınırlarını serbestçe belirleme yetkisi bulunduğunu, davacının iddia ettiği sair ücret kesitilerinin, davacı şirket ile müvekkil banka arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde hukuka uygun olduğunu belirterek davanın usulden ve esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Davacının davalı bankadan kullanmış olduğu kredilere ilişkin olarak davalı banka tarafından davacıdan haksız olarak yapıldığı iddia olunan dönem tahakkuk kesintilerinin, kredi sözleşmesinde belirlenmeyen ve değişken oranlarda alınan yüksek faiz ve kesintilerin 4054 yasanın 58 maddesi gereğince üç katı oranında avans faizi ile birlikte davalıdan tazmini istemine ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Uyuşmazlık teknik çözüm gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler Emekli Banka Müdürü … ve Sermaye Piyasası Uzmanı … tarafından tanzim edelen 21/12/2018 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle:Davacı şirketin, Davalı bankadan 15.02.2006 – 09.07.2009 tarikleri arasında çeşitli miktarlarda değişken faiz oranları üzerinden krediler (Rotatif Krediler) kullandığını, sözleşmelerin incelenmesinde masraf ve komisyon oran ve tutarları ile ilgili somut kısıtlayıcı bir ibareye rastlanmadığını, davacı firmaya kullandırılmış olan kredilerde faiz dışında komisyon adı altında değişken oranlarda tahsilatlar yapıldığı, Tablo B’de görüleceği üzere 15.02.2006 – 09.07.2009 tarihleri arasında kullanılan muhtelif krediler karşılığında 2006 yılı için 167,04 TL, 2007 yılı için 1.732,24 TL, 2008 yılı için 16.569,19 TL, 2009 için 10.572,69 TL olmak üzere toplam 29.041,16 TL komisyon tahsilatının yapıldığını, Rekabet Kurulu Başkanlığınca düzenlenen ve aralarında davalı bankanın da bulunduğu 12 bankanın kartel oluşturmasına yönelik hazırlanan 08.03.2013 tarih ve … no.lu raporda şirketler tarafından kullanılan rotatif kredilere ilişkin yapılmış herhangi bir tespit, değerlendirme ve iddianın bulunmadığını bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda kesintilerinin Maliye Bakanlığı ve meri Banka uygulamasına uygunluğu bakımından tespit yapılmadığı görülmekle ve taraf vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazlarını değerlendirmek suretiyle bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişilerden alınan 15/12/2021 tarihli ek raporda özetle; Davacı şirket ile Banka arasında 11/02/2008 tarihli… Tic. Ltd. Şti. Borçlu … ve …’nın kefil olduğu 350.000 TL tutarında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin düzenlendiği; Davacı şirketin Davalı bankadan 19/09/2007 ile 22/01/2008 tarihleri arasında çeşitli miktarlarda Borçlu Cari Hesap şeklinde işleyen diğer bir ifade ile istenildiğinde kapatılabilen veya ara ödeme yapılabilen nitelikte, değişken faiz oranlı ticari bir kredi olduğu ve davacı tarafından kullanıldığı, bireysel nitelikli bir kredi olmadığı; Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine göre davalı bankanın vermiş olduğu hizmetlerden serbestçe masraf ve komi,syon tahsilatı yapabileceğini, her kredi hesabının faiz oranının değişik olduğu, masraf ve komisyon oranı ve tutarları ile ilgili somut kısıtlayıcı bir ibare bulunmadığı; Rekabet Kurulu Başkanlığınca düzenlenen ve aralarında davalı bankanın da bulunduğu 12 bankanın kartel oluşturmasına yönelik hazırlanan 08/03/2013 tarih ve … no.lu raporda bireysel krediler ile ilgili tespit ve değerlendirmeler yapıldığı, oysa davacı şirketin kullanmış olduğu ticari kredilere ilişkin yapılmış herhangi bir tespit, değerlendirme ve iddianın bulunmadığı; Bankalar tarafından kullandırılan ticari krediler üzerinden kredi sözleşmesinde belirlenen esaslar çerçevesinde komisyon tahakkuk ettirildiği, vergi mevzuatı uyarınca tahakkuk ettirilen komisyon üzerinden ayrıca BSMV tahakkuk ettirildiği; Dava konusu olayda kredi faizine ilişkin komisyon ve BSMV tahakkuk işlemlerinin genel kredi sözleşmesi ve vergi mevzuatı çerçevesinde yapıldığını bildirmişlerdir.
Bilirkişi kök ve ek raporlarının birlikte değerlendirildiğinde ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu, bu kapsamda dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 24/01/2019 tarihli dilekçe ile ; 10.000,00 TL belirsiz alacak davalarını 29.041,16 TL olarak ıslah ettikleri ve 19.041,16 TL üzerinden eksik bakiye harcı tamamladıkları görülmüştür.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporunun bir bütün olarak değerlendirilmesinde;
Dava; Davacının davalı bankadan kullanmış olduğu ticari kredilere ilişkin olarak davalı banka tarafından davacıdan haksız olarak yapıldığı iddia olunan dönem tahakkuk kesintilerinin, kredi sözleşmesinde belirlenmeyen ve değişken oranlarda alınan yüksek faiz ve kesintilerin 4054 yasanın 58 maddesi gereğince üç katı oranında avans faizi ile birlikte davalıdan tazmini istemine ilişkindir.
Davacı şirketin, davalı bankadan 15.02.2006 – 09.07.2009 tarikleri arasında çeşitli miktarlarda, cari Hesap şeklinde işleyen diğer bir ifade ile istenildiğinde kapatılabilen veya ara ödeme yapılabilen nitelikte değişken faiz oranlı (Rotatif Krediler) ticari krediler kullandığı, kullandığı ticari krediler nedeniyle eldeki davayı davalı bankaya yöneltilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların, aktif ve pasif taraf ehliyetlerinin bulunduğu, davalı yanın husumete yönelik itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı tarafça, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ileri sürülmüş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 107. Maddesinde belirtildiği üzere, alacağın miktar ve değeri tam ve kesin olarak belirlenemeyen durumlarda asgari bir miktar belirtilmek suretiyle dava açılabileceğinden, bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Davalı yan, zaman aşımı itirazında da bulunmuş ise de, söz konusu rekabet kurulu kararının henüz kesinleşmemiş olması karşısında, TTK’nın 72. Maddesinde belirtilen 2 ve 10 yıllık zaman aşımı sürelerinin dava tarihi itibarıyla dolmadığı kanaatine ulaşılmış, zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Uyuşmazlık, Rekabet Kurulu kararına göre davalı bankanın da aralarında bulunduğu 12 bankanın kartel oluşturacak şekilde rekabet ihlalinde bulunup bulunmadığı ve uygulanan yüksek faiz ve kesintiler nedeniyle davacının bir zararının bulunup bulunmadığı, tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih ve … sayılı kararı ile; davalı bankanın da aralarında bulunduğu (12) bankanın birlikte hareket ederek mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda faiz karteli oluşturdukları ve rekabeti ihlal ettikleri tespit ve kabul edilmiş olup Rekabet Kurulu’nun kararı üzerine; karara konu diğer bankaların açtıkları davalar ile davalı banka tarafından açılan … 2. İdari Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının bulunduğu, bu dosyanın temyiz incelemeleri sonrasında son verilen bozma kararı üzerine 2022/918 Esasını aldığı ve 2022/771 Karar nosu ile 19.04.2022 tarihinde karara çıktığı, karar ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun amacı 1. maddede, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme yaparak rekabetin korunmasını sağlamak olarak tanımlanmıştır. Yasanın ikinci kısım, birinci bölümünde “Yasaklanan Faaliyetler” üst başlığı ile dava konusu ve Rekabet Kurulunun kararına esas olan 4.maddede yer alan “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar” düzenlenmiştir. İlk fıkrada, belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerin hukuka aykırı ve yasak olduğuna yer verilmiştir. Beşinci kısımda “Rekabetin Sınırlanmasının Özel Hukuk Alanındaki Sonuçları” üst başlığı altında ve 56.maddede bu kanuna aykırı anlaşma ve kararların hukuki niteliği, 57.maddede tazminat hakkı, 58.maddede zararın tazmini, 59. maddede ispat yükü düzenlenmiştir.
Dava, 4054 sayılı Kanunun 57. ve 58.maddelerine dayanılarak açmıştır. 4054 sayılı Kanunun 57. maddesinde “Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur.” aynı Kanunun 58. maddesinde ise “Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır. Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir. Kanunun 57.maddesinde tazminat hakkını doğuran eylem haksız fiildir. İş bu dosya kapsamında haksız fiilin ispatı açısından Rekabet Kurulu kararının, davacının krediyi kullandığı banka açısından da tespitler içermesi ve bu tespitlerin kesinleşmiş olması kesin delil teşkil edecektir. Ancak bu durumda dahi davacının zararının oluşması, oluşan zararı ile haksız fiil arasında nedensellik bağının bulunması, zararın davalının kusurundan kaynaklanması gerekmektedir.
Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih, … dosya sayılı ve … karar sayılı kararında, incelemenin bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 12 teşebbüsün; çeşitli bankacılık hizmetlerine yönelik uygulanan faiz oranlarını ve ücretleri birlikte belirlemek üzere rekabeti sınırlayıcı nitelikte eylemlerde bulundukları, eylemlerin mevduat (kamu bankaları açısından kamu mevduatı da dahil olmak üzere), kredi ve kredi kartı hizmetlerini konu edinen bir uzlaşma kapsamında vuku bulduğu, bahse konu uzlaşmanın tespit edilebilen ilk ve son belgeler esas alınmak suretiyle 21/08/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında gerçekleşen ve kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetleri alanında geçerli olan, soruşturmaya taraf 12 bankanın tamamının dahil olduğu anlaşmaları ve/veya uyumlu eylemleri içerdiği, elde edilen belgelere göre uzlaşmanın ortak planını fiyat stratejilerinin birlikte belirlenmesinin oluşturduğu, bahse konu uzlaşmanın unsurlarının belirlenmesi, uzlaşmanın uygulanması ve takibinin ise taraflar arasında gerçekleştirilen bir dizi iletişim, bilgi paylaşımı ve mutabakat vasıtasıyla ifa edildiği belirtilmiştir.
Somut olayda ise davacı şirketin, davalı bankadan 15.02.2006 – 09.07.2009 tarikleri arasında çeşitli miktarlarda, cari hesap şeklinde işleyen diğer bir ifade ile istenildiğinde kapatılabilen veya ara ödeme yapılabilen nitelikte değişken faiz oranlı (Rotatif Krediler) ticari krediler kullandığı, … karar sayılı ve 08/02/2013 tarihli Rekabet Kurulu Kararında, ihtiyaç, konut, taşıt kredileri ve kredi kartı faizleri gibi bireysel tüketici kredilerini kapsadığı, ticari krediler ile ilgili herhangi bir tespit bulunmadığı anlaşılmıştır.
TTK’nun 18/2 maddesinde, her tacirin ticaretine ilişkin faaliyetlerinde basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği vurgulanmıştır. Davacı, davalı bankadan özgür iradesi ticari kredi kullanmıştır. Bu kapsamda, bu kapsamda imzaladığı sözleşme kapsamında sonuçlarına katlanmak zorundadır.
Dosya kapsamında, davacının kullandığı kredilerin ticari kredi olduğu, Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih, … dosya sayılı ve … karar sayılı kararında ticari krediler ile ilgili bir kayıt bulunmadığı, davacının özgür iradesi ile ticari kredi kullandığı anlaşılmakla, haksız fiil koşullarının oluşmadığı, davacının davasında haksız olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Davanın dayanağını oluşturan davacı ile davalı arasındaki ticari kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredinin Rekabet Kurulu kararı kapsamında kalmadığı saptandığından, Rekabet Kurulu Kararının İptali için … 2. İdare Mahkemesi nezdinde açılan dava bekletici sorun yapılmamıştır.
Yukarıda açıklanan olgulara dayanan gerekçeler uyarınca davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah olarak alınan 495,98 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 415,28 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama masraflarının sarf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-HMK 120 maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen yatıran yana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır