Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/906 E. 2018/112 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/906
KARAR NO : 2018/112
DAVA : Şirkete Özel Denetçi Tayini
DAVA TARİHİ : 24/12/2014
KARAR TARİHİ : 22/02/2018
Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan Anoim Şirkete özel denetçi tayini davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirkette % 26,6 oranında paya sahip olduklarını, davalı şirketin 24/9/2014 tarihinde yapılan 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında şirketin yapmış olduğu iş ve işlemlerden dolayı zarara uğrayıp uğramadığının tespiti amacıyla yönetim kurulu üyelerine bir takım sorular sorulduğunu, bu sorulara hiç veya tatmin edici ve dürüst resim ilkesine uygun yanıt alınamaması üzerine, özel denetçi tayininin gündeme alınmasının talep edildiğini ancak özel denetçi tayini talebinin reddedildiğini, TTK 438. Maddesi uyarınca müvekkili tarafından bilgi edinme ve inceleme hakkının genel kurul sırasında kullanıldığı ve akabinde özel denetçi tayini talebinde bulunulduğunu, 2013 yılı Faaliyet Raporunda; şirket 2013 hesap döneminde faaliyette bulunmamıştır beyanı ile, şirkette bir çalışan bulunmamaktadır beyanının yer aldığının, öncelikle şirketin neden faaliyetinin bulunmadığı, ayrıca hiçbir faaliyeti ve çalışanı olmayan 130.370,45 TL lik yönetim gideri bulunduğunu bunun sebepleri ve giderlerin neler olduğu hakkında bilgi talep edildiğinin, bu sorularla ilgili olarak TTK 438. Maddesi hükmü uyarınca özel denetçi tayin edilmesi talep edildiğini ancak talebin oylama sonucunda reddedildiğini, şirketin aktifinde …’de bir arsanın yer aldığını, bu taşınmazla ilgili olarak yatırım fırsatlarının araştırıldığı beyan edilmesine karşı , taşınmazın uzun yıllardır aktifte yer aldığı, yatırım fırsatları araştırılmasının uzun yıllar boyunca mı devam ettiği ve bu konuda yapılan çalışmalar ile çalışma sonuçları hakkında bilgi istenilmiş yine bu konuda sorulan sorularla ilgili olarak özel denetçi tayin edilmesi taleplerinin de oylama sonucunda reddedildiği, 2012 yılında 74.064,66 TL faiz geliri elde edilmişken 2013 yılında sadece 17.221,77 TL faiz geliri elde edilebildiği, geçen yıl 280.000,00 TL kamu kesimi tahvili mevcut iken bu tahvillerin bu yıl elden çıkarılması suretiyle 234.141,88 TL banka mevduatına dönüştürülerek çok az faiz geliri elde edilmekle yetinildiği bu konuda yönetim kurulunun neden böyle bir karar aldığı yönündeki taleplerinin faiz gelirindeki düşüş sebebine ve bağlantılı işlerine ilişkin özel denetçi tayini taleplerinin de yine oylama sonucu reddedildiği, şirket nakitlerinde azalma olup azalmanın sebepleri bakımından da özel denetçi tayini taleplerinin ve gayrimenkullerin satış ve yatırım yolu ile değerlendirilmesi kapsamında 2013 yılında yapılan ve işlemler ve çalışmaların neler olduğu …’deki Organize Sanayi Bölgesinde bulunan diğer arsa sahipleri kendini geliştirme projelerini çok daha önce gerçekleştirdikleri halde şirketin bu konuda bir aşama göstermemesinin nedenlerinin açıklanması talepleri ile , birleşmenin grup içi birleşme olup olmadığı , yaptırılmış olan gayrimenkul değerleme raporunun bir örneğinin incelenmek üzere taraflarına ibraz edilmesi talepleri bakımından da özel denetçi tayin edilmesi taleplerinin yapılan oylama sonucunda reddedildiği, davalı şirketin 24/09/2014 tarihli genel kurulunda yönetimde olmayan toplantı başkanlığından oy toplama memuru tarafından yukarıda belirtilen konulara ilişkin bir takım bilgiler verilip bazı konularda ise şirket ticari sırrı olduğundan yanıt verilmediği ancak verilen bilgilerin hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özellik ve gerçeğe uygun olmadığını TTK 438. Maddesi gereğince gerek oy verme ve gerekse sorumluluk davası açma yönünden mutlak ortaklık haklarını kullanmaları için özellikle …’ deki arsanın uzun yıllar değerlendirilmemiş olması ve şirket nakitlerindeki azalmalara ve diğer belirttikleri hususlara ilişkin araştırmanın özel bir denetimle ortaya çıkarılması zarureti bulunduğunu, öncelikle bilgi alma ve inceleme hakki kullanılarak hangi konularda özel denetçi talep edildiğinin açıkça belirtildiği, genel kurulda verilen karşılıkların gerçek bilgiyi içermediğini , bir kısım soruların cevapsız bırakıldığı , özel denetim talebinin genel kurul tarafından reddedildiği, red kararı ile birlikte ortaya bir azınlık hakkı çıkmış olup TTK 439. Maddesindeki tüm şartların gerçekleştiğini şirket ve pay sahiplerinin TTK 439/2. Maddesi anlamında zarara uğradıklarını beyanla belirtilen hususların tetkiki ve bu konuda rapor hazırlanması için şirkete özel denetçi tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … A.Ş’nin ana şirketi olduğu… Şirketler Grubunun iştiraklerinden birisi olup davacıların hem davalı şirketin hem de … Şirketler Grubundaki diğer şirketlerin pay sahiplerinden olduklarını, özel denetçi atanması istemini davanın açılabilmesi bakımından yasanın tanıdığı şartların gerçekleşmediğini, TTK 438 ve devamı maddelerinin emredici hükümlerine göre ; özel denetçi tayini istenebilmesi için gerekli olan şartlardan bilgi alma veya inceleme hakkının daha önce kullanılmış olması ve pay sahibinin bilgi alma veya inceleme hakkını kullanmış olduğu halde sonuç alamamış olması ve ayrıca davacıların şirket organlarının kanuna veya esas sözleşmeye aykırı hareket ederek şirketi ya da pay sahiplerinin zarara uğrattığını ikna edici bir şekilde ortaya koyması şartlarının gerçekleşmediğini, genel kurul sırasında davacıların bütün sorularına TTK 437. Maddeye uygun olarak cevap verildiğini, özel denetim isteme hakkının bilgi alma veya inceleme hakkının kullanılmasının pay sahibine yardımcı olamadığı durumlarda devreye konulabilecek ikincil ve son araç olduğunu, kaldı ki bilgi istemi reddedilen, cevapsız bırakılan veya ertelenen bir pay sahibinin öncelikli olarak TTK 437. maddesi 5. Fıkrasında ön görülen imkanı kullanması gerektiğini çünkü bilgi alma veya inceleme hakkının ve özel denetim isteme hakkı ile ulaşılmak istenen sonucun aynı olduğunu , mahkeme aracılığı ile kendisine sağlanan bilgi pay sahibini tatmin etmediği veya yeterince aydınlatmadığı durumda artık özel denetim isteme hakkının ön şartının gerçekleşmiş olacağını, davacıların gündemin ikinci maddesinde Faaliyet Raporunun müzakeresi ile ilgili sorduğu 5,6,7,9,10,14,15 ve 23 numaralı sorulara ilişkin sorularda özel denetçi talebi tayininde bulunduğunu ancak bu soruların tamamını TTK 437. Maddeye uygun şekilde cevap verildiğini, cevaplardada görüldüğü üzere davalı şirketin yönetim giderleri …’deki arsa ile ilgili durum, kamu tahvillerinin değerlendirilmesi ve grup içi birleşme konusunda TTK 437. Maddeye uygun biçimde cevap verilip özel denetçi tayini talebinin de haklı olarak reddedildiği, nitekim davacılarında genel kurul sırasında verilen cevapların yeterli ve kanuna uygun bulmuş olması karşısında TTK 437/5. Maddede düzenlenen davayı aşmadıklarını, müvekkil şirket organlarının kanun veya esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya pay sahiplerinin zarara uğrattıkları hususunu ikna edici bir şekilde ortaya koyamadıklarını TTK 439/2 maddesindeki bu şartın mevcut olmadığı, hiçbir somut belge ve delil sunulmadan soyut iddialarda bulunarak sadece bir kanaatin söylendiğini, yönetim kurulu üyelerinin hem 2012 yılı hem de 2013 yılı olağan genel kurullarında ibraz edildiklerini, davacıların sorusuna konu olan taşınmazın 2012 yılında yapılan birleşme ile müvekkili şirketin aktifine geçtiğini, bu değerleme raporunun ibraz edilmemesi ile ilgili bir genel kurul kararı raporun bir örneğinin incelenmek üzere ibrazı talebinin genel kurulda oylamaya sunulduğunu, davacılar ve kızı dışındaki bütün pay sahiplerinin oyları ile reddedilerek genel kurul kararı oluşturulur, bu kararın özel denetçi tayini davasına konu olamayacağını , davacıların özel denetim taleplerine konu iddialarının, özel denetçiye müvekkili şirketin bütün faaliyetlerini inceletmeyi, ticari faaliyetleri ve seçimleri üzerinde yerindelik ve hukukilik denetimi yaptırmayı amaçladığını, buna karşın özel denetçinin vakalar hakkında yargılamada bulunma , yerindelik denetimi yapma yetkisinin olmadığını, bu davanın davacılar tarafından dava hakkının kötüye kullanılması suretiyle müvekkili şirket yönetimi ile diğer hissedarları taciz amacıyla açıldığını, listede yer verdikleri üzere bu dilekçe tarihi itibariyle açtıkları 31 adet dava mevcut olduğunu beyanla davanın belirtilen sebeplerle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin olarak verilen 2014/1514 Esas, 2015/626 Karar sayılı ilamımızın davacılar vekilince temyizi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 14.07.2017 gün ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile; (… davacılar vekilinin usulen tevsik olunan davadan feragate ilişkin beyanının, HMK 74 ve 307.vd maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, YİBK’nın 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca öncelikle, davacı yanın davadan feragatine ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına…) karar verilmiştir.
Mahkememizce de uyulan Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere davacı yanın usulen tevsik olunan ve yargı yolu safhasında sunduğu davadan feragate ilişkin beyan ve karşı tarafında yargılama gideri taleplerinin bulunmadığına dair beyan sundukları, vekaletnamelerinde de davadan feragat yetkilerinin bulunduğu görülmüştür.
Davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olan feragat yapıldığı andan itibaren maddi anlamda ” kesin hükmü” tüm neticeleri ile doğuran ve davayı esastan sona erdiren bir hukuki işlemdir. Mahkemenin yaptığı ise bu durumun tespitinden ibarettir. Davacının davasından feragat ettiği, kamu düzenine ilişkin bir dava da olmadığı nedenle ve aynı yöndeki uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanununun 22.maddesi de dikkate alınarak, alınması gereken 11,97 TL ret harcının peşin alınan 25,20 TL’den mahsubu ile artan 13,23 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Tarafların beyanına binaen davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-MK 120.maddesi gereğince; taraflar tarafından yatırılan gider ve delil avansının var ise kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …