Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/890 E. 2018/217 K. 26.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/890
KARAR NO : 2018/217
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2015
KARAR TARİHİ : 26/03/2018
Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2003 yılında emekli olduğunda almış olduğu ikramiyeyi… Bankasının… Şubesine yatırmaya gittiğini ancak… Bankası çalışanları tarafından ikramiyesinin… …’e yatırılmasına ikna edildiğini,… Bankası çalışanları tarafından… … hakkında bilgi verilmediğini, banka çalışanları tarafından… … şirketinin herhangi bir kusurunun olması halinde sorumluluğun… Bankası tarafından üstlenildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin emekli ikramiyesini bankaya yatırmasının ardında … tarafından bankaya el konulduğunu, müvekkilinin bankaya yatırmış olduğu parasını kurtarmak amacıyla 19/07/2005 tarihinde …Bankasına harç yatırarak 20/07/2015 tarihinde Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas idaresi ne talepte bulunduğunu, ancak talep edilen alacağın banka nezdinde bulunmadığından talebin reddine karar verildiğini, müvekkili ile… Bank arasındaki ilişkinin Bankacılık Kanunu Çerçevesinde Karz akdi olarak değerlendirilemeyeceğini, mevduat toplama yolundaki tüm fiillerin açıkça 765 sayılı TCK nun 503 vd maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık suçu olduğu ve Borçlar kanunu anlamında haksız fiil olarak değerlendirilmesi gerektiğini, belirterek 20.000,00-TL’nin olay tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 4389 Sayılı Bankalar Kanununun 16. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince … Bankası T.A.Ş.’nin yönetim ve denetimi nin …’na intikal ettiğini, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından banka aleyhine açılmış bulunan iflas davasında 08/06/2005 tarihi itibariyle …. Bankası T.A.Ş.’nin iflasına karar verildiğini ve iflas kararının 11/06/2005 tarihli … Gazetesinde ilan edildiğini ve İflas kararının Yargıtay …Hukuk Dairesinin 22/12/2005 tarih ve … Esas,… Karar sayılı ilamı ile onandığını, …’nin… … Ltd ile yapılan işlemlere aracılık hizmeti verdiğini, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını ve müvekkilinin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tüm dosya muhteviyatı, davalı şirketin iflas etmiş olması, iflas idaresi kayıt ve belgeleri hep birlikte incelendiğinde; davacı tarafından iflas masasına başvuru yapılması üzerine, iflas idaresi tarafından talebin reddine dair karar verildiği, kararın davacıya 14.11.2006 tarihinde tebliğ edilip ilanın da 07.10.2006 tarihinde yapılmış olduğu ancak dava tarihinin 21.04.2015 olması, şirketin iflası ile artık şirketin tasarruf ehliyeti bulunmayıp bir dava açılacaksa iflas ve tasfiye ile görevli olan idareye karşı dava açılması gerektiği, İİK’nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olması, her ne kadar davacı taraf dava açarken davasını alacak davası olarak nitelendirmiş ise de davanın hukuki mahiyet ve niteliği konusunda tasvifinin mahkememizin yetkisi dahilinde olması, bu sebeple alacak için daha önce iflas masasına başvuru yapılmış olmakla bu davanın artık kayıt-kabul davası olarak nitelendirilmesi gerektiği ( emsal içtihatlar için bkz; Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No: … sayılı ilamı ve Yargıtay… Hukuk Dairesi Esas No: … , Karar No: … sayılı ilamı) bu davada 2004 sayılı İİK md. 235/1 uyarınca 15 günlük hak düşürücü süre bulunup davacının bu süre geçtikten sonra dava açmış olması nedeniyle dava süresinde açılmadığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No : … sayılı ilamında “İİK’nın 235/1. maddesinde düzenlenen onbeş günlük dava açma süresi hak düşürücü süre olup, mahkemece, davanın hak düşürücü süre içinde açılmasına ilişkin özel dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekir” şeklinde içtihat bulunmaktadır.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın İİK mad.235/1 doğrultusunda HMK md.114/2, 115/2 gereğince; usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL ret harcından peşin alınan 341,55 TL kısmın mahsubu ile bakiye 305,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 143,00 TL posta giderinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır