Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/879 E. 2018/713 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/879 Esas
KARAR NO : 2018/713
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2017
KARAR TARİHİ : 09/07/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali avasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ekte sunulan fatura ve cari hesap ekstesinden anlaşılacağı üzerine davalıdan 31.10.2016 tarihli faturadan 10.915,00TL alacağının bulunduğu ve tahsili için borçlu aleyhine İstanbul …icra Müdürlüğü’nün E:… E. Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, borçlu ile müvekkil şirket arasında ticari iş ilişkisi mevcut olduğu, bu iş ilişkisinde borçlu ile müvekkil arasında oluşturulmuş cari hesap bulunduğu, faturanın davalı şirkete gönderildiği, bunun üzerine müvekkilce 31.12.2016 tarihinde yılsonu itibariyle cari hesap özetini borçluya göndererek itirazı olup olmadığı sorulduğu, davalının herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi mutabakat mektubunu imzalarayak borcu kabul ettiğini, ancak borçlu kabul ettiği cari hesap özetini ödemeyi reddettiğinden, ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun takip konusu ve dayanağı olan faturayı ödemediği ve takibe itiraz ettiği, borçlu itirazında; müvekkile hiçbir borcunun bulunmadığını beyanla, takibin tamamına ve ferilerine itiraz ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi incelemesinde özetle; davalı firmanın defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, söz konusu 10.915,00TL tutarlı faturadaki malın Davacı firma tarafından kiralanmış olduğu, yasal defter kayırlarından, e-mail üzerinden yapılan ticari yazışmalardan ve Davalı Müşterinin borcu kabul ettiğine yönelik onaylı mütabakat formundan anlaşıldığı, … LTD. Şirketi’nin davalı …LTD. Şirketin’den 10.915,00TL alacağı olduğu kanaatine varmıştır.
Uyuşmazlık dava konu edilen fatura, ticari defterlere dayalı alacağın var olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Ticari defterle ilgili olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Nitekim Yargıtay …Hukuk Dairesi Esas No :…, Karar No : …sayılı ilamında ” Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.” görüşüne yer verilmiştir.
Tüm dosya muhteviyatı, bilirkişi tarafından ticari defterler üzerinde yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda davaya konu alacak için davacı tarafından düzenlenen faturanın davacı ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, defterlerin davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı ticari defterleri delil olarak göstermiş aynı zamanda bu şekilde davalı ticari defterlerine de dayanılmış, davalıya ön inceleme tutanağı tebliğ edilmiş ve davalı defter ibrazından ihtarata rağmen kaçınmakla davacı defterleri ve dosyadaki delillerin esas alınması gerektiği, davalının bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını mahkememizce kabul etmiş sayılması ( Aynı yönde bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/2759, Karar No: 2017/5005 sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2014/11-1159 Karar No : 2016/967, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858 , Karar No: 2017/2944 sayılı ilamları ), mübrez e-posta yazışmalarında hizmet veya malın teslim alınmadığına dair bir itirazın bulunmaması ve her ne kadar davalı takipte borcu olmadığını savunmuş ise de yargılama aşamasında defter ve delil ibrazında bulunmayarak ödeme iddiası ver ise bunun ispat yükü davalıya ait olmasına karşın bu konuda ispatın davalı tarafça gerçekleştirilmemesi nedenleriyle davacının davasını ispat ettiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra-inkar tazminatı ile ilgili olarak; Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …ve Karar No : 2014/20655 sayılı kararında “2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Daire’leri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Borçlu, ne kadar borçlu olduğunu yada olmadığını her zaman kendi elinde olan delil ve bilgilerle bilme ve araştırma olanağına sahip olmayabilir. Borçlu, açıkça belli olmasa bile ne kadar borçlu olduğunu objektif kriterlere göre tespit edebiliyor veya edebilecek durumda yada tespit edebilmek için gerekli olan unsurlara ve bilgilere sahipse, alacak likit ve muayyen sayılır. Takibe konu alacağın yargılama faaliyetine ihtiyacı olup olmadığı takip talepnamesinde belirtilen rakamlarla, yargılama sonunda ortaya çıkan rakamların farklı ve takip talepnamesinden daha az olmasından da anlaşılabilir. İtirazın iptali davasına konu olan alacağın gerçek miktarının hesaplanması bilirkişi incelemesini gerektiriyorsa, takibe konu olan alacağın miktarı belli olmaktan çıkmıştır.” görüşüne yer verilmiştir. Her ne kadar dosyamızda bilirkişi incelemesi yapılmış ise de davada talep edilen miktar ile çıkan miktarın tamamen aynı olması, uyuşmazlığın alacağın miktarı ile ilgili değil var olup olmadığı noktasında toplandığından incelemenin alacağın var olup olmadığı hususunda mahkememizce yaptırılmış olması, alacağın faturaya dayalı olması (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No : 2013/2345 Karar No: 2013/6713 sayılı kararı ) sebepleriyle alacağın likit olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
2- Davalının İstanbul… İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takibe itirazının İPTALİNE, takibin kaldığı yerden asıl alacak olarak 10.915,00 TL ve faiz üzerinden DEVAMINA, işlemiş faiz dava konusu edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Kabul edilen alacağın (10.915,00 TL) %20’ı tutarında icra inkar tazminatı olan 2.183,00 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 745,60 TL harçtan peşin alınan 130,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 615,57 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA
Davacının peşin olarak yatırdığı 130,03 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180,00TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacının yaptığı ilk masraf 36,00 TL, bilirkişi ücreti 400,00-TL, posta gideri 81,00-TL olmak üzere toplam 517,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır