Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/873 E. 2018/1213 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/873 Esas
KARAR NO : 2018/1213
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/10/2017
KARAR TARİHİ: 17/12/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle; müvekkili banka ile asıl borçlu … arasında yapılan üye işyeri sözleşmesine istinaden davalının bankanın üye işyeri olarak faaliyette bulunduğunu, davalının üye iş yeri sözleşmesine aykırı olarak gerçekleştirdiği işlemleri dolayısı ile müvekkili bankanın 3.635,16-TL alacağının bulunduğunu davalının sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verdiğini, 02.05.2015 tarihinde 2.500-TL ve 06.04.2015 tarihlerinde 900,00-TL olarak yapılan taksitli satış işlemi tutarların davalının talimatları ile taksit tutarlarının sonradan arttırılması ve ilk alacak işleminin iptal bankacı edilmesi nedeni ile davalının … nolu mevduat hesabına toplam 3.400-TL tutarın mükerrer olarak kaydedildiğini, ancak üye işyerinin mevduat hesabında yeterli bakiye bulunmadığından bu tutarın tahsil edilemediğini, alacağın tahsilini teminen İstanbul … İcra Müdürlüğü… Esas nolu dosyasından icra takibi yapıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini, haksız bu itirazın iptalini talep etmekle üzerine işbu davanın açıldığını açıklanan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalı borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle; İcra takibinde alacaklı görünen bankaya sözleşme alacağı adı altında herhangi bir borcu bulunmadığını, bankanın işyeri pos cihazına kendileri tarafnıdan para yüklendiğini ve bu paranın tarafına kullanıldığına dair iddiası bulunduğunu, ancak kendisine para yüklendiğine dair bir bildirim yapılmadığını, hiçbir neden yokken hesabına banka tarafından para yüklenmesini anlamanın mümkün bulunmadığını, yapılan haksız yere yapılan icra takibinin kredi fizibiletisini etkilediğini, alacağa fahiş olarak yıllık %72 temerrüt faizi istendiğini asıl alacağa faize ve ferilerine açıkça itiraz ettiğini belirterek takibin durdurulmasını, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Açılan davada uyuşmazlığın …Bankası Üye İşyeri Sözleşmesi gereği POS cihazının davalıya verildiği, davalının Pos cihazıyla mükerrer işlem yapıp yapmadığı, yapmış ise miktarına dair olduğu tespiti yapılmıştır.
Bilirkişi raporuna göre; davalı asıl borçlu … Dekorasyon firmasının üye işyeri sözleşmesine dayalı olarak Pos cihazı ile yaptığı satış işlemlerinin iki adette toplam 3.400-TL tutarlı slip bedellerinin … nolu Pos mevduat hesabına mükerrer kaydedildiğini ve bancaka geriye tahsilat sağlanamamış olması nedeniyle borçlu bulunduğunu, taraflar arasında imzalanmış üye işyeri sözleşmesi uyarınca temerrüt faiz oranının taleple bağımlı bir şekilde yıllık %72 olarak hesaplandığını, davalı …’ in itirazının iptalinin mükerrer tahsil ettiğini, Pos satışı slip bedelleri yönünden 03.11.2016 Takip talep tarihi itibariyle talep gibi 3.635,16-TL asıl alacak 3.284,19-TL yıllık %72 oranında temerrüt faizi olmak üzere toplam 6.919,35-TL üzerinden yapılması hususunun mahkemenin takdirinde bulunduğunu, tarafların ihtarname masrafı, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin de mahkeme takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Dosyada mevcut alanında uzman bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde 3.400-TL tutarlı slip bedellerinin… nolu Pos mevduat hesabına mükerrer kaydedildiğini ve bancaka geriye tahsilat sağlanamamış olduğunun tespit edilmiş olması, davalının hesap durumu, yapılmış bir ödeme var ise bunun banka kayıtlarına geçmesinin gerekliliği dikkate alınarak ( Misal; Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/8328, Karar No: 2017/2710 sayılı ilamı) ve taraflarca belirlenen faiz doğrultusunda davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edildiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak likit olup davalının takibe itirazı haksız bulunduğundan 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince davacı yararına icra-inkar tazminatına karar verilmiştir.
İcra-inkar tazminatı ile ilgili olarak; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Esas No : 2014/7674 ve Karar No : 2014/20655 sayılı kararında “2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Daire’leri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Borçlu, ne kadar borçlu olduğunu yada olmadığını her zaman kendi elinde olan delil ve bilgilerle bilme ve araştırma olanağına sahip olmayabilir. Borçlu, açıkça belli olmasa bile ne kadar borçlu olduğunu objektif kriterlere göre tespit edebiliyor veya edebilecek durumda yada tespit edebilmek için gerekli olan unsurlara ve bilgilere sahipse, alacak likit ve muayyen sayılır. Takibe konu alacağın yargılama faaliyetine ihtiyacı olup olmadığı takip talepnamesinde belirtilen rakamlarla, yargılama sonunda ortaya çıkan rakamların farklı ve takip talepnamesinden daha az olmasından da anlaşılabilir. İtirazın iptali davasına konu olan alacağın gerçek miktarının hesaplanması bilirkişi incelemesini gerektiriyorsa, takibe konu olan alacağın miktarı belli olmaktan çıkmıştır.” görüşüne yer verilmiştir. Her ne kadar dosyamızda bilirkişi incelemesi yapılmış ise de takipteki miktar ile çıkan miktarın kısmen aynı olması, uyuşmazlığın alacağın miktarı ile ilgili değil var olup olmadığı noktasında toplandığından incelemenin alacağın var olup olmadığı hususunda mahkememizce yaptırılmış olması, davalının banka kayıtlarından borç miktarı tetkik edip tespit etme imkanı bulunması sebepleriyle alacağın likit olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
2-Davalının İstanbul…İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takibe itirazının İPTALİNE, takibin kaldığı yerden asıl alacak 3.635,16 TL ve faiz üzerinden DEVAMINA, işlemiş faiz talep olunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Kabul edilen alacağın %20’ı tutarında 727,03 TL icra inkar tazminatı takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 248,32-TL harçtan peşin ve tamamlama harcından alınan 118,17- TL harcın mahsubu ile bakiye 130,15-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin ve tamamlama harcı olarak yatırdığı 118,17-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacının yaptığı ilk masraf 36,00-TL, bilirkişi ücreti 800,00-TL, posta gideri 39,00-TL olmak üzere toplam 875,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair tarafların yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
E-İMZALIDIR
Hakim …
E-İMZALIDIR