Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/857 E. 2023/597 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/857 Esas
KARAR NO:2023/597 Karar

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ:03/10/2017
KARAR TARİHİ:17/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı bankadan nakit krediler kullandığını, davalı bankanın da dahil olduğu 12 banka hakkında Rekabet Kurulu’nun 02.11.2011 tarihinde başlattığı soruşturmanın 08.03.2013 tarihinde sonuçlandığı ve soruşturmada kurul tarafından 12 bankanın da mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik fiyat tespit etmek amacı ile ortak heraket ederek RKHK m.4 ihlal ettiği, tespit edilen rakabet ihlalinin 21.08.2007-22.09.2011 dönemini kapsadığı, 12 banka içinde yer alan davalı bankaların davacıya bu tarihler arasında krediler kullandırıldığı, bu nakit kredi kullandırımında kartel oluşturup ortak hareket ederek kasten haksız kazanç sağlandığı, borca akırılık ve haksız fiil hükümlerince zararın tazmin edilmesi gerktiği, belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve tam/ kesin olarak alacak belirlendiğinde artırılmak üzere şimdilik 3.480,00 TL’nin 3 katı oranında tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın mevsimsiz bir dava olduğunun, rekabet kurulunun dava konusu kararının kesinleşmeden işbu davanın reddinin gerektiğini, reddedilmemesi halinde Danıştay kararının bekletici mesele yapılmasını, davanın zamanaşımına uğradığınından dolayı reddinin gerektiğini, Rekabet Kurulu soruşturmasının 2007-2011 yıllarını kapsadığını, davacının ise bu tarihlerde davalı bankadan edin diği mevduat gelirinin bulunmaması dolayısı ile davanın reddinin gerektiğini, davalı banka yönünden sadece mevduat hizmetlerine ilişkin olarak 2 banka personeli arasında yapılan kurum içi yazışma delil olarak kullanıldığını, davalı bankanın taraflar arasında akdelidilen sözleşmeye uygun davrandığını, davalı banka açısından tazminat sorumluluğu bulunmadığını, tazminat sorumluluğunun yasal şartlarının oluşmadığını, davacının kötü niyetli ve tacir olduğunu, davacının davalı bankadan kullandığı kredilerde diğer banka faiz oranlarını değerlendirmeden başvuruda
bulunduğunu düşünmenin basiretli tacir yükümlülüğüne aykırı davranmış olduğunu kabul etmek anlamına geleceğini, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, BA ve BS Formları, beyan ve talep dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarihli, 13-13/198-100 sayılı kararına istinaden, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 ve 58. maddeleri uyarınca, rekabet yasağına aykırı davrandığı beyan olunan davalı bankanın eylemi nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizin 24/05/2022 tarihli ara kararının 1 no.lu bendi ile; “Dosyanın resen seçilen Bankacılık ve Hesap işlemleri Konusunda Uzman Bilirkişi …’e tevdii ile davaya konu somut olayda taraf iddia ve savunmaları ile dosyayı celp olunan kayıtlar ve gerekirse davalı banka kayıtları üzerinde mahalinde incelene yapmak suretiyle; davacı ile davalı arasında kurulan akdi ilişkinin (yani sözleşme tarihleri) tarihi ile tümünün (yani kredi sözleşmesi mi,( Tüketici Kredi mi- Ticari Kredi mi Konut Kredisi mi; araç Kredisi mi ) kredi kartı ya da banka kartı sözleşmesi mi) tespiti ile rekabet kurumunun 28/03/2013 tarih ve 13-13-198-100 sy. Kararı da değerlendirilmek suretiyle rapor alınmasına” karar verildiği, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği ve bilirkişi tarafından 06.07.2022 tarihli kök raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz ediliği anlaşılmış olup, kök raporun incelenmesinde özetle; “Dava dosyasında sunulu bulunan dilekçelerde yer alan yargı kararlarına bakılınca daha önce farklı kişi ve kurumlarca açılmış olan davalarda davaya konu Rekabet Kurumu Kararlarının yalnızca bireysel krediler için bağlayıcı olduğu, ticari krediler yönünden gelen taleplerde davanın reddi ile sonuçlandığını ancak mahkemenin aksi kanaate varması halinde henüz sonuçlanmamış olan Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun bozma kararı sonrasında karar düzeltme talebi dolayısı ile …. İdare Mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapılması gerektiği ve bu durumda Rekabet Kurumu Başkanlığı’nın davalının kullandığı kredilere uygulanacak faiz oranı için Merkez Bankasının bankalara uygulamış olduğu faiz oranlarından uygulanması gerektiği” şeklinde tespitler yapmıştır.
Bilirkişi kök raporuna yönelik itirazlar kapsamında mahkememizin 28/11/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile; “Dosyanın rapor düzenleyen bilirkişiye tevdii ile davacı yan itirazları irdelenmek sureti ile ek rapor alınmasına, ek rapor geldiğinde taraflara tebliğine” karar verildiği, dosyanın raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından iş bu kerre 28/11//2022 tarihli ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, ek raporun incelenmesinde özetle de; “kök rapor sonrası dava dosyasına iliştirilmiş bir CD ile dosyanın teslim edildiği, bu CD içerisinde 1 adet EXCEL ve 11 adet PDF formatlı dosya bulunduğu, bu dosyalardan 1 adedinin 3070-5093 numaralı krediye ilişkin bilgileri içerdiği ve 1 adedinin dosya kapak yazısı olup, diğer 9 adet dosyanın cari hesap kredisine ilişkin talimatları içermekte olduğu, Excel dosyasında ise; çok sayıda hesaba bağlı olarak hesap hareketleri ve davacı şirket tarafından kullanılan nakit ve gayrinakit kredilerin listesinin bulunduğu, bahse konu listenin ise;
¸¸
Şeklinde olduğu ve sonuç olarak da; dosyada eksik bilgi ve belgelerin bulunduğu, eksikliklerin giderilmesi halinde yeniden değerlendirme yapılabileceği, mevcut duruma göre kök rapordaki görüşlerinin aynen geçerli olduğu” şeklinde tespitler yapmıştır.
Bilirkişi kök ve ek raporlarının incelenmesinde de, raporlardaki hukuki yorum ve nitelendirmeler mahkememize ait olmak üzere, bankacılık sektörüne ilişkin tespit ve değerlendirmeler bakımından ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmış ve hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarihli, 13-13/198-100 sayılı kararına istinaden, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 ve 58. maddeleri uyarınca, rekabet yasağına aykırı davrandığı beyan olunan davalı bankanın eylemi nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini istemine ilişkin bulunduğu, mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, tarafların aralarında imzaladıkları kredi sözleşmeleri ve diğer hususlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve raporlar alındığı, alınan raporlar sonucu az yukarıda yazılı hususların tespit edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; davaya konu somut olayda, davanın dayanağını oluşturan Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarihli, 13-13/198-100 sayılı kararının iptali istemiyle …. tarafından …. İdare Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden iptal istemli dava açıldığı, yapılan yargılama sonucu 23/01/2015 tarih 2015/80 Karar ile davanın reddine karar verildiği, kararın dosyamız davalısı ilgili dosya davacısı …. tarafından temyiz edildiği, temyiz incelemesini yapan Danıştay 13. Dairesi, 16/12/2015 tarih ve E:2015/3655, K:2015/4615 sayılı kararı ile …. İdare Mahkemesi’nin “dava ret” kararının onanmasına karar verdiği, onama kararına karşı banka tarafından karar düzeltme talebinde bulunulduğu, karar düzeltme talebini inceleyen Danıştay 13. Dairesi tarafından, 21.05.2019 tarih ve E:2016/4026, K:2019/1780 sayılı karar ile karar düzeltme isteminin kabulüne ve …. İdare Mahkemesinin 05/12/2014 tarih ve 2014/136 Esas-2014/1396 Karar sayılı kararının bozulmasına karar verdiği, bozma kararı sonrası …. İdare Mahkemesi tarafından, 19.07.2019 tarih ve E:2019/1094, K:2019/1465 sayılı kararı ile Danıştay 13. Dairesinin bozma kararına uymayıp, önceki kararda ısrar ederek davanın reddine karar verdiği, kararın dosyamız davalısı banka tarafından temyiz edilmesi üzerine dava dosyasının Danıştay Başkanlığına gönderildiği, Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’nun 31/05/2021 tarih ve E:2019/3377, K:2021/1114 sayılı bozma kararı üzerine karar düzeltme talebinde bulunulduğundan, Dava dosyasının Danıştay Başkanlığına gönderildiği, Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’nun 24/02/2022 tarih ve E:2021/3647, K:2022/660 sayılı Karar Düzeltme Ret kararı üzerine, dosyanın …. İdare Mahkemesinin … esas numarasına kaydedildiği, …. İdare Mahkemesinin 26/04/2022 tarih ve E:…, K:2022/853 sayılı kararı ile dava konusu işlemin İptaline karar verildiği, verilen karar ilişkin olarak da, davalı idare tarafından temyiz talebinde bulunulmuş ve Dava dosyasının Danıştay Başkanlığına gönderilmiş olduğu ve …. İdare Mahkemesinin kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmış ise de; mahkememizce Rekabet Kurumu Hukuk Müşavirliğinin dosya arasına alınan 12/01/2018 tarihli bilgi yazısında her bir teşebbüs hakkında yer verilen ilk ve son belgelerin tarihlerinin açıkça gösterildiği, davalı … A.Ş’nin sorumluluk tarihlerinin 30/06/2010- 20/12/2010 tarih aralığında gösterildiği, ancak mahkememizce bilirkişiden alınan ve az yukarıda şema halinde ayrıntıları yazılan rapor incelendiğinde de, davacının davalı bankadan kullandığı tespit edilen kredi sözleşmelerinin 30/06/2010 ve 20/12/2010 tarihlerine ilişkin olmadığı ve bu haliyle de, Rekabet Kurumu kararından dolayı davacı yararına olumlu bir sonuç çıkmasının olası olmadığı, dolayısıyla Rekabet Kurumu kararının kesinleşmesinin beklenilmesinin dosyaya herhangi bir katkısı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine ve ayrıca davacı yanın dava açarken haksız olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından davalı yan lehine vekalet ücreti taktir edilmiş ve yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85-TL red karar ve ilam harcının peşin alınan 61,65-TL harcın mahsubu ile eksik yatırılan 208,20-TL harcın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre taktir olunan 3.610,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
4-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
5-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF KANUN YOLU açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/07/2023

Katip …

Hakim …