Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/831 E. 2021/35 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/831
KARAR NO:2021/35

DAVA:Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/09/2017
KARAR TARİHİ:25/01/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; bu dava ile davacıya ait aracın rayiç bedelinin talep edildiğini davacıya ait aracın teslim edilmediği gbi araç bedelinin de ödenmediğini davacıya ait … plakalı aracın davalı şirkete … nolu poliçe ile kasko sigortalı olduğunu, … yönetimindeki aracın 21/11/2014 tarihinde geçirdiği tek taraflı kaza sonucu aracın hasara uğradığını, davalı şirkete ihbar yapıldığını, hasar dosyası açıldığını ve eksper olarak davalı … nin atandığını anılan davalının araçtaki onarım için uygun teklif verdiği gerekçesiyle bulup yönlendirdiği 2 nolu davalıya aracı onarım için verdiğini ancak geçen süre boyunca araç onarılmadığı gibi hasarlı hali dahi davacıya geri verilmediğini, buna ilişkin mantıklı bir açıklama yapılmadığını davacı tarafından davalılara başvurulduğunu başvuruların sonuçsuz kaldığını diğer davalı tamirciye gittiğinde kapandığını gördüğünü, davalı sigorta şirkete 06/06/2017 tarihinde başvurulduğunda yapılacak bir işlem bulunmadığı cevabını aldığını ,ancak davalıların aracın layıkıyla onarıldığı onayını vermesi gerektiğini aracı davacının tanımadığı bir servise çektirdiklerini ve aracı kaybettirdiklerini, araç rayiç değerinin ödenmesi için davalılara ihtarname çektirdiğini ancak bir geri dönüş olmadığını belirtmiş ve şimdilik 100,00 TL davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
DAvalı … Sigorta A.ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; 21/11/2014 tarihli kaza sonucu hasar gören davacı aracı üzerinde … LTD. Şti tarafından inceleme yapıldığını ve 5.400,00 TL hasar tespit edildiğini, davacının verdiği vekaletnameye dayalı olarak 5.600,00 TL hasar ödemesi yapıldığını, davacının davasının yersiz olduğunu, aracın sigorta kapsamında kalan hasarının tamir edildiğini ve davalının yükümlülüğünün tamamlandığını, davalı servis ile davalı sigorta arasında anlaşmalı servis sözleşmesi olmadığını, tamir servisinin davalı sigortanın bir iştiraki olmadığını sigortalının aracını servise götürdüğünü ve tamir ettirdiğini, davalı şirketin de hasar bedelinin ödediğini, bundan sonrası davacı ile servis arasında olduğunu sigortalıyı davalı servise yönlendirmediğini yönlendirse dahi bunun tavsiye niteliğinde olduğunu bu dayatma olmadığını davacının 3 yıllık süre boyunca aracını tamir servisinden almamasına ve bu amaçla adli makamlara başvuruda bulunmamasına anlam veremediklerini, davacının aracı almadıysa neden adli makamlara başvurmadığını açıklaması gerektiğini belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Diğer Davalı taraflara usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, bilirkişi raporları, cevabi yazı içerikleri, … CBS’nin … Soruşturma-… Karar nolu dosyası aslı ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, mülkiyeti davacıya ait olan … plakalı aracın, davacı yanca iddia edilen sebeplerden dolayı rayiç bedelinin davalılardan talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve iddia, savunma ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan 09/08/2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “sigorta şirketi ve eksper yönüdenden toplam tazminat bedeli 9.100,00 TL + Yasal faiz (24.11.2014/27.05.2015 tarihler arası (153 gün), tamir şirketi yönünden 15.000,00 TL tazminat bedelinin davacıya ödenmesi sonuç ve kanaatine varıldığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi raporuna karşı sunulan beyan ve itirazlar sonucu, mahkememizin 17/04/2019 tarihli celsesinde verilen; “Bilirkişi heyeti tarafından eksper olarak görev yapan davalı … kusur ve sorumluluk hangi yasal düzenleme esaslarına dayanıldığı ve gerekçeleri ile açıklanmadığı nedenle, bilirkişi heyetinden özellikle bu hususta ve diğer itirazları da karşılar şekilde ek rapor alınmasına” şeklindeki ara kararla, dosyanın raporu düzenleyen heyete tevdiine karar verildiği, bilirkişi heyetince 25/10/2019 tarihli ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği, ek raporun incelenmesinde özetle de; “davalı tarafından rapora karşı öne sürülen beyan ve itirazların incelenmesi ve değerlendirilmesinde “bilirkişi raporunun reddi” konularındaki taktir hakkının sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davalılar tarafından rapora karşı ileri sürülen itirazların yerinde olmadığı, davalı beyanlarının çeliştiği, heyetimizce önceki raporda yer alan değerlendirmelerle aynı doğrultuda olduğu” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporuna yapılan itirazlar ve raporlar mahkememizce incelenmiş ve bilirkişiden alınan kök ve ek raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından, mahkememizce yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından da 30/07/2020 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, raporun incelenmesinde özetle de; “Dava konusu araçtaki hasarın 21/11/2014 tarihinde meydana geldiği, kasko ekspertiz raporunun 10/02/2015 tarihinde düzenlendiği, 5.600,00 TL lik hasar bedelinin 27/05/2015 tarihinde ödendiğinin anlaşıldığı, davacının aracı tamir edildikten sonra aynı servise bu kez yakıt pompasının değişimi için geri getirdiği, aracı teslim ettiği ve tekrar geri almadığının anlaşıldığı, bu aşamada aracın davalı … servisinde bırakılması olayıyla diğer davalıların bir ilgisinin olmadığı, davalı sigorta şirketinin aracı tamir ettirme yükümlülüğünü yerine getirdiği ve başkaca bir sorumluluğunun kalmadığı, davacının yapılan ödemenin geç yapıldığı ve bu süre için araç mahrumiyet veya gecikme faizi talebi olmadığından bu yönde bir inceleme yapılması gerekli olmadığı kanaatine varıldığı, davalılardan … şirketi açısından yapılan değerlendirmede ise, aracın davacı tarafından kasten alınmadığı, aracın davalı şirketçe zorla alıkonulduğuna dair bir delilin olmadığını, dolayısıyla aracın uzun süre davalı serviste kalmasında davalı servisin bir kusurundan bahsedilmeyeceği, sonuç olarak da dava konusu aracın, davalılardan … … servisinde beklemesi olayında, davalılar olan, Dava konusu Başlangıç tarihi 27/03/2014, bitiş tarihi 27/03/2015, plaka numarası …, poliçe numarası… olan, Genişletilmiş Kasko Klasik Sigorta poliçesini düzenleyen davalı sigortacı … sigorta A.Ş.’ne, Eksper …’ne ve … Oto. …’na yüklenebilecek bir kusur oranının\kusurun olmadığı, bu nedenle …. Ltd. Şti.’nin davalılardan talep edebileceği bir maddi zararının olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır … şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan 30/07/2020 tarihli raporun incelenmesinde, raporun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu ve hükme esas alınabileceği kanaatine ulaşıldığından, davacı vekilinin bilirkişi heyeti ve raporuna ilişkin olarak itiraz dilekçesinde talep ettiği tüm istemlerinin, mahkememizin 19/10/2020 tarihli celsesinde reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, … CBS’nin … Soruşturma-… Karar nolu dosyasının incelenmesinde, Müştekilerinin … Ltd. Şti. İle … olduğu, Şüphelilerin ise, …, … ve … Sigorta yetkilisi olduğu, Suç Konusunun, “Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma” olduğu, dosya içerisinde yer alan ve dosyamız davalılarından … tarafından … Polis Merkez Amirliğinde şüpheli sıfatıyla verilen ifade tutanağında; “… Mah. … Bey Cad. No:… …/ … sayılı adreste oto teknik bakım servisi olan … Oto Servisi bana aittir. Tarihini tam olarak hatırlamadığım bir tarihte … firmasına ait … Transporter marka aracı kaza yaptığı bana … isimli şahıs aradı. Bunun üzerine ben aracın başına gittim, araçta kaporta, boya ve mekanik hasarları mevcuttu bu hasarlarda sigorta şirketi tarafından yapılacaktı ben de bunu kabul ettim. Aracı çekici vasıtasıyla işyerime getirttirdim. Sigorta şirketinin belirlediği rakama araçta mevcut olan kaporta, boya, cam ve mekanik hasarları tamir ettim ve aracı … isimli şahsa teslim ettim. Aradan birkaç gün geçtikten sonra … isimli şahıs işyerime gelerek bu araçta mazot kaçağı var dedi ben de yaptığımız kontrolde yakıt pompasından kaynaklı bir arıza olduğunu tespit ettim bunun üzerine … isimli şahsa bu arızanın benim yapmış olduğum hasarla alakalı olmadığını bu pompanın tamir edilmesi gerektiğini şahsa izah ettim şahıs kendisi de bana sen sigortadan o kadar para aldın bunu da kendinden karşıla dedi ben de şahsa ben sigortadan yaptığım tamiratla ilgili para aldım bu pompanın kaza ile alakalı bir durum olmadığını ve sigortanın da bu arızayı karşılamayacağını şahsa söyledim. Ayrıca şahsa ben pompayı sökme ve takma ile ilgili ücret talep etmem siz pompayı tamir ettirin bana getirin ben takarım dedim. Bunun üzerine araçtaki yakıt pompasını söktüm ve tamir ettirmesi için şahsa verdim. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra …’yı aradım pompanın durumunu sordum kendisi de bana şuan param yok o yüzden pompayı yaptırmadığını yaptırır yaptırmaz hemen pompayı getireceğini söyledi. Aradan uzunca bir süre geçmesine rağmen şahıs aracın yakıt pompasını getirmedi. Tekrardan şahısla irtibat kurdum işyerimde yer yok bu araç bana yüküm oluyor dedim. …’da hala ekonomik durumlarının olmadığını ve pompayı yaptırmadıklarını biraz daha beklememi istediler. Bu süreç aylarca devam etti. Daha sonra ben … adresinde bulunan işyerimi … …’e taşıyacağım için şahsı tekrar aradım ben taşınıyorum pompayı getir aracını teslim al dememe rağmen şahıs aracın pompasını getirmedi ve aracı da teslim almadı. Şahsın aracını ve işyerimde bulunan diğer müşterilerime ait araçlarla birlikte çeki ile birlikte yeni işyerime götürdüm. Araç işyerinin önünde sokakta durmaktadır ben bu durumu … isimli şahsa işyerimin önünde sokakta durmakta olan aracına birşey olursa ben mesuliyet kabul etmiyorum dedim. Bunun üzerine … işyerime geldi ve aracını gördü. Hali hazırda şahıs gelip aracını teslim almadı ve almıyor. Esasen bu şahısların benim hakkımda vermiş olduğu şikayet dilekçesinin amacı beni sindirerek bedelsiz olarak hasarlarını yaptırmak ve işyerime nakil ederken ödediğim çekici parasından kurtulmaktır.” şeklinde ifade verdiği, yapılan soruşturma sonucunda da; “… Dosyaya konulan belgelerden de anlaşılacağı üzere, kazadan sonra sigorta işlemleriyle ilgili Eksper olan … ile sigorta yetkililerin bu suçtan dolayı sorumlu tutulamayacağı, bunun dışında şüpheli …’nun alınan ifadesinde, kendisinin tamirci olduğunu, müştekinin aracının kazadan sonra tamir için kendisine getirdiğini, hasarların sigorta şirketi tarafından yapılacağını, kendisinin tamirat işlemlerini bitirdikten sonra müştekinin yakıt pompası arızasından da bahsederek bunun da yapılması gerektiğini söylediğini, bunun kaza ile alakası olmadığını beyan ettiğini, bir müddet sonra yakıt pompasını da tamir ettiğini, ancak müştekinin gelip aracı almadığını, kendisinin …’deki iş yerinden …’e taşındığını, taşınmadan önce de müştekiye haber verdiğini, ancak yaptığı tamirat parasını ödememek için teslim almadığını, son olarak da bedelsiz olarak bu hasarı yaptırıp iş yerine de nakil için ödediği çekici parasını da ödememek için bu şikayeti yaptığını, yakıt pompasını yapıp getirildiği taktirde araca takıp müştekiye teslim etmeye hazır olduğunu beyan ettiği, şüphelinin bu beyanından da anlaşılacağı üzere, müştekinin aralarında tamir edilen araçla ilgili ücretin ödenmesi veya ödenmemesi için ve bu ücretin ödenmemesi durumunda Medeni Kanunda düzenlenen hapis hakkının kullanımına ilişkin olduğu, TCK 155. Maddesinde tarif edilen suçun oluşabilmesi için kendisine devredilen eşya ile ilgili bu devir olgusunu inkar etmesi veya devredilen eşya üzerinde tasarruf edilmesi gerektiği, şüphelinin devir işlemini inkar etmediği gibi eşya üzerinde de herhangi bir tasarrufta bulunmadığı, kendisinin alacağı olduğunu beyan ettiği tamir ücreti ve çekici ücreti ile ilgili talebinin olduğu, bu ücretin kendisine ödenmemek için aracın alınmadığı ve şikayet konusu edildiği iddiaları dışında, atılı suçu oluşturacak başka hiçbir delil bulunmadığı ve şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına 15 gün içinde … Sulh Ceza Hakimliği nezdinde itirazı kabil olmak üzere” şeklinde karar verildiği, kararın müştekiler vekili Av. … ile şüphelilere 2018 yılı içerisinde tebliğ edildiği ve dosya kapsamından herhangi bir itirazda bulunulmadığı kararın bu haliyle kesinleştiği anlaşıldı.
Yargılama hukukumuzda, hukuk hakiminin kural olarak ceza mahkemesinin kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı, gerek öğreti gerekse de Yargıtay kararlarında istikrarla kabul edilmiştir.
Maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 E., 2014/1091K) Ceza Mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun Hukuk Mahkemesinde yeniden tartışılması mümkün değildir (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından, Ceza Hâkiminin Hukuk Hâkiminden çok daha elverişli konumda olmasıdır. Bu nedenle bir Ceza Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine, maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş tespitine, aynı konudaki Hukuk Mahkemesinde de kesin delil oluşturacaktır. (Hukuk Genel Kurulu-2008/4-564 E, 2008/536 K.).
Tüm bu açıklamalar ışığında, taraf ve iddia ve savunmaları, … CBS’nin … Soruşturma-… Karar nolu soruşturma dosyası, bilirkişi heyetinden alınan 30/07/2020 tarihli rapor ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılıp karara bağlanan davanın, mülkiyeti davacıya ait olan … plakalı aracın, davacı yanca iddia edilen sebeplerden dolayı rayiç bedelinin davalılardan talep edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğu, bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm delillerin toplandığı, gelen yazı cevapları ve Savcılık dosyası aslının dosyamız içerisine alındığı, iddia, savunma ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alındığı, alınan raporlardan, 30/07/2020 tarihli heyet raporunun, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olduğunun anlaşıldığı ve hükme esas alınmasına karar verildiği, alınan raporda, dava konusu aracın, davalılardan … servisinde beklemesi olayında, davalılar olan, … sigorta A.Ş.’, … ve …’na yüklenebilecek bir kusurun olmadığının tespit edildiği, yapılan iş bu tespitin, gerek dosya kapsamına ve gerek se dosyamız mündericatında aslı yer alan, … CBS’nin … Soruşturma-… Karar nolu soruşturma dosyasındaki kesinleşen ve mahkememiz için de bağlayıcı olan maddi olgulara da uygun olduğu, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davacının somut olayda, kendilerine herhangi bir kusur atfedilemeyecek olan davalılardan herhangi bir zarar talep edemeyeceği anlaşıldığından, davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 441,40 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 387,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılardan … Şirketi tarafından yapılmış olan 1.200,00 TL bilirkişi ücretine ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak iş bu davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalılardan … tarafından yapılmış olan 400 TL bilirkişi ücretine ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak iş bu davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalı … ve …A.Ş. davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara VERİLMESİNE,
7-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarınca yapılan gider/delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde yanlara İADESİNE,
8-Aslı dosyamız arasında yer alan, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma-… Karar nolu soruşturma dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı ve Davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/01/2021

Katip …

Hakim …