Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/780 E. 2018/589 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/780
KARAR NO : 2018/589
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) (ISLAH İLE ALACAK DAVASI )
DAVA TARİHİ : 12/09/2017
—BİRLEŞEN DAVADA—
MAHKEMEMİZİN 2017/781 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) (ISLAH İLE ALACAK DAVASI )
DAVA TARİHİ : 12/09/2017
KARAR TARİHİ : 19/06/2018
Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili ana davada dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın elinde bulundurduğu birkısım çek bedelleri yönünden davalı taraftan alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; firmanın elinde bulundurduğu; …bank …kurumsal ve … şubesi 30/04/2017 tarih ve …seri nolu …Şti, adına basılı çeklerin “bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari çek bedeli” nedeni ile davalı görünen taraftan alacağı bulunmakta olduğunu, alacağını tahsil etmek maksadı ile davalı hakkında icra müdürlükleri nezdinde takip başlatıldığını, Davalı tarafından icra takibine ve borcun tümüne edildiğini, itiraz mucibince takibin durmasına karar verildiğini, Davalı borçlu tarafından icra takibine kötü niyetle yapılan itiraz alacağın haciz yolu ile tahsiline engel olduğunu, İ.İ.K’nın ilgili maddeleri gereğince davalı tarafından haksız itirazın iptali ile davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etme zorunluluğu doğduğunu, Fazlaya ilişkin tüm dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla, yukarıda izah edilen nedenlerle, davalı-borçlunun haksız itirazının iptali ile icra takibinin devamına, itirazın haksız olması nedeni ile %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili ana davada cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden yetkisizlik itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; davacının müvekkili bankadan sorumluluk bedelini talep edebilmesi için çek asıllarını müvekkiline teslim etmesi gerektiğini belirterek haksız ve kötüniyetli davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf, müvekkil banka aleyhine İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nezdinde takip başlatıldığını, müvekkil banka aleyhine açılan takibine karşı yapılmış olan Yetki ve Borca yönelik itiraz neticesinde ilgili icra Müdürlüğünce takibin durmasına karar verildiğini, Bunun üzerine davacı taraf yetkili icra dairesinde icra takibini başlatmak yerine adeta yapılan itirazın yetki itirazını yok sayarak İstanbul mahkemelerinde işbu itirazın iptali davasını ikame ettiğini, Halbuki itirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup işbu davaya dayanak olan icra dosyasında hem yetkiye hem borca itiraz edildiği, yetkiye itiraz halinde davacının öncelikle ya yetkili olarak belirlenen icra dairesine dosyayı göndermesi yada takibin başlatıldığı icra müdürlüğünün bağlı olduğu yerde dava açması gerektiğini, bu durumda İstanbul mahkemeleri nezdinde müvekkil banka aleyhine ikame edilen davada mahkemeniz yetkili olmayıp, yetkili mahkeme İstanbul Anadolu mahkemeleri olduğunu, Açıklanan nedenlerle huzurda açılmış bulunan dava işbu davanın müvekkil Banka açısından öncelikle yetkisizlik nedeniyle aksi halde esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
1- Usule İllişkin : Ana ve birleşen davada takibin yetkisiz icra müdürlüğünde yapılmış olduğu yönündeki davalı itirazı yerinde olmakla birlikte davacı yan her iki davada da ISLAH hakkını kullanarak davayı alacak davası olarak devam ettirmiş olmakla ve davalı adresine istinadan Mahkememiz yetkili olduğundan bu usuli itiraz ön inceleme duruşmasında reddedilmiştir.
2- Esasa ilişkin olarak;
Somut olayda hukuki ihtilaf bankanın çek sorumluluk bedelini ödememekte haklı olup olmadığı noktasındadır.
Ödeme için bankaya ibraz edilen çekle ilgili olarak 5941 Sayılı Çek Kanunu’ndaki düzenlemelere bakmak gerekecektir. İlgili Yasanın 2. Maddesine göre ;
“…Bankanın araştırma yükümlülüğü, çek hesapları ve çek defterleri
MADDE 2 – (1) Bankalar, çek hesabı açılması ile ilgili olarak bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını bu Kanun hükümlerine göre araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler.
(2) Bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumuna ilişkin (Değişik ibare: 6728 – 15.7.2016 / m.61) “Risk Merkezi ile adli sicil kayıtlarını ve” açık kimliklerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesi örneklerini, yerleşim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarını, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını, esnaf ve sanatkâr olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili kayıtlarını almak ve çek hesabının kapatılması hâlinde bunları, hesabın kapatıldığı tarihten itibaren on yıl süreyle saklamakla yükümlüdür. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler, bankaya kendileri ile ilgili olarak Türkiye’de bir adres bildirmek zorundadır. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması hâlinde, çek düzenleyenin bankaca bilinen adresleri, talebi hâlinde hamile verilir.
(3) Çek hesabı ilgilinin, vekilin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamaz. Çek hesabı açılmasını veya mevcut çek hesabından çek defteri verilmesini isteyen kişi, her defasında tacir veya esnaf ve sanatkâr olup olmadığı ve kendisi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı hususunda bankaya yazılı beyanda bulunur. Tüzel kişiler adına verilecek beyannamede ayrıca, tüzel kişinin yönetim organında görev yapan, temsilcisi olan veya imza yetkilisi olan kişilerin çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı belirtilir. (Ek cümleler: 6728 – 15.7.2016 / m.61) “Muhatap banka; gerçek veya tüzel kişi adına açılması talep olunan çek hesaplarında bunların, sermaye şirketlerinde ayrıca yönetim organında görev yapanlar ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkililerinin çek hesabı açma yasağının bulunmadığı hususunu kontrol ederek, yasağın bulunmadığına ilişkin sorgulama sonucunu muhafaza eder. Bankalar çek hesabı açtıkları kişiler ile çek hesabı sahibi tüzel kişi ise hesap açılış tarihi itibarıyla tüzel kişi tarafından bildirilen işlem yetkililerini 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder.”
(4) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı bulunan gerçek kişinin, yönetim organında görev (Değişik ibare: 6728 – 15.7.2016 / m.61) “yaptığı veya ticaret siciline tescil edilen” yetkilisi olduğu tüzel kişiye çek defteri verilmez…………”
Görüldüğü gibi banka çek defteri verirken ve çekin ibrazı halinde ” yetkili temsilci” açısından imza kontrolu yapma görev ve sorumluluğu bulunmaktadır. Zira aksine bir davranış çek hesabı sahibinin banka nezdinde tazmini sorumluluk talep etmesine neden olacaktır.
Sözkonusu çeklerden 3 adedi takas aracılığı ile 1 adedi de doğrudan davalı bankaya ibraz edilmiştir.
Takasa ibraz edilenler açısından zaten bankanın sorumluluk bedeli ödeme yükümlülğü yoktur. 5941 Sayılı Çek Kanunu ( 3167 Sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran )nun 8/4 maddesine göre Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3. maddenin 3. fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dahil, kısmi ödeme yapılamaz.
Gelen Ticaret Sicil Kayıtlarına göre dava dışı çek keşidecisi şirketin ” çift imza” ile temsil edileceği kararlaştırılmış ve bu husus sicil gazetesinde ilan edilmiştir.
Davalı bankaya çeklerin keşide tarihi dışında ayrıca gerçek düzenleme ve verilme tarihini araştırma zorunluluğu verilemez. Yani eskiden tek imza ile çek düzenleyebilen dava dışı şirket çekleri ileri tarihli yazarak çek tarihlerine yakın temsil değişikliği ile çekleri geçersiz hale getirmesinin sorumluluğu davalı bankaya yüklenemez, çek hesabı sahibinin buna ilişkin cezai ve hukuki sorumlulukları bakidir.
Bu nedenle çeklerin 3 tanesinin takastan ibrazı, sonraki taleplerde de imza inceemesi yapmasının davalı bankanın bizzat kendi sorumluluğunda ve yasal görevi olması karşısında davacının her iki davasının da yerinde olmadığı nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
ANA DAVADA:
1-Ana davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL ret harcından peşin alınan 96,35 TL kısmın mahsubu ile bakiye 60,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.1800,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA:
1-Birleşen davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL ret harcından peşin alınan 31,40 TL kısmın mahsubu eksik kalan 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre hesaplanan 1.421,46 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …