Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/760 E. 2023/38 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/760
KARAR NO :2023/38

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:28/08/2017
KARAR TARİHİ:19/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca …/… kapsamında yürütülmekte olan … soruşturma numaralı dosya çerçevesinde yapılan başvuru üzerine …. Sulh Ceza Hakimliği’nin … D. İş sayılı ve 27/07/2016 tarihli kararı ile CMK’nın 133. maddesi uyarınca kayyım atandığını, daha sonra da 22/11/2016 tarihli ve 678 sayılı KHK’nın yayınlanması ile müvekkili şirket yönetiminin …’ye geçtiğini, halihazırda yönetimin, …’nin bağlı bulunduğu bakanlık tarafından görevlendirilen yönetim kurulu üyeleri tarafından yürütülmekte olduğunu, müvekkili şirketin kumaş ve eşarp üretim ve satış faaliyeti yürüten bir şirket olduğunu, kayyım atama kararından sonra müvekkili şirket ortaklarının ve eski yönetim kurulu üyelerinin müvekkili şirketi temsil ve yönetim haklarının tamamen sona erdiğini, kayyım atandıktan sonra müvekkili şirket kayıtlarında geçmişe dönük yapılan inceleme neticesinde müvekkili şirketin ortaklarından davalı …’ın müvekkili şirkete 5.696.190,45-TL borcu bulunduğunun tespit edildiğini, ödenmeyen borç üzerine taraflarınca bu davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu itiraz ile müvekkili şirkete herhangi bir borcu olmadığından bahisle takibe, borca, faize ve tüm fer’ilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalının vaki itirazının yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafın, müvekkili şirketin likit olan alacağının tahsilini imkansızlaştırmak, geciktirmek niyetiyle söz konusu itiraz yoluna başvurduğunun, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının müvekkili aleyhine açtığı davanın haksız olduğunu, dava dilekçesinde öne sürülen vakıaların hiçbirini kabul etmediklerini, müvekkilinin, davacı tarafa hiçbir borcu olmadığını, davacı şirketin … kontrolünde olduğundan ticari defterleri incelemelerinin mümkün olmadığını, davacı tarafça dosyaya delil de sunulmadığını, davacının delilleri sunmasından sonra dava hakkında ayrıca beyanda bulunacaklarını, müvekkilinin şirket cari hesaplarında bir borcu görünüyor ise, bu borcun yurt dışından tahsil edilemeyen alacakların, yönetim kurulu kararıyla davalının cari hesabına borç olarak aktarılarak kapatıldığını, bu nedenle müvekkilinin şirkete borcunun kayıt üzerinde olduğunu, gerçek borç olmadığını, davacı şirketin …’nin kontrolüne girdikten sonra muhasebe kayıtlarında yanlışlıklar yapıldığını, müvekkiline ait olarak görülen, gösterilen borcun gerçek bir borç olmadığını, müvekkilinin, davacıya hiçbir borcunun olmadığının, davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu da bu durumun ortaya çıkacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı şirketin ortaklarından olan davalının, davacı şirkete borcu bulunduğuna istinaden, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, davacı şirket ticaret sicili kayıtları, eft dekontları, davacı şirket yönetim kurulu karar defteri, davacı şirket ile banka talep yazıları, mahsup fişleri ve şirket tesliminde düzenlenen tutanaklar dosyamız arasına alınmış, tekli bilirkişiden ve bilirkişi heyetinden raporlar temin edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı şirket tarafından 09/06/2017 tarihinde davalı/borçlu aleyhine 5.696.190,45-TL ortaktan cari hesap alacağı ve alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9,75 avans faizi ile, fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakları saklı kalmak ve kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilerine mahsup edilmesi kaydıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 29/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 19/06/2017 tarihinde borca, faize, faiz oranına, gecikme zammına ve borcun tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davalı …’ın davacı şirketin ortaklarından olduğu, 26/07/2016 tarihine kadar davacı şirketin yönetim kurulu üyelerinden biri olduğu, diğer yönetim kurulu üyelerinin … oldukları, davacı şirket tarafından, davalı …’ın davacı şirkete borçlu olduğundan bahisle aleyhine icra takibi başlatıldığı, icra takibine karşı yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın iptali talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında temin edilen 05/11/2022 tarihli bilirkişi heyet raporu ile, davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinden yapılan incelemeler sonucunda dava konusu yapılan alacağa ilişkin tespitlerde bulunulmuştur. Bilirkişi heyeti raporu ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacı şirketin … Bankası … Şubesi’ndeki … numaralı TL hesabından, davalı hesabına yapılmış olan 4 ayrı para transferi bulunmakta olup, bunlar 14/06/2016 tarihinde 62.266,60-TL, 15/06/2016 tarihinde 72.910,00-TL, 24/06/2016 tarihinde 30.750,00-TL ve 01/07/2016 tarihinde 2.970,14-TL olmak üzere toplam 168.896,84-TL olup, esasında davalı tarafça yapılan bu para transferlerine doğrudan bir itiraz bulunmamaktadır. Bu bakımdan söz konusu miktar kadar davacı alacağının bulunduğu açıktır. Yine davacı şirketin 31/05/2016 tarih ve 2 nolu yönetim kurulu kararı ile yurtdışı satışlardan (alacak ve borçlarından) toplam 727.371,21-TL’nin davalının hesabına borç kaydedilmesi ve aynı karar ile 11.182,75-TL’nin de alacağına kaydedilmesi, yine … A.Ş.’nin 09/06/2016 tarih ve 3 no.lu yönetim kurulu karan ile yurtdışı satışlardan (alacak ve borçlarından) toplam 2.196,226,80-TL’nin davalının hesabına borç kaydedilmesi ve aynı karar ile 37.803,29-TL’nin de alacağına kaydedilmesi (yani her iki karar neticesinde davalının borcuna toplam 2.923.598,01-TL ve davalının alacağına da toplam 48.986,04-TL kaydedilmesi) yönünde karar alındığı anlaşılmaktadır. Davalı ise, bu kararlardan borç kaydına itiraz etmekte, aynı yönetim kurulu kararlarına istinaden davalının alacağına kaydedilen 48.986,04-TL’ye bir itirazda bulunmamaktadır. Dosya kapsamındaki ticaret sicil kayıtları ve davacı şirket defterlerinden anlaşılacağı üzere, davacı, davacı şirketin 26/07/2016 tarihine kadar yönetim kurulu üyelerindendir. Dolayısıyla 31/05/2016 ve 09/06/2016 tarihli yönetim kurulu kararları, davalının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde alınmış kararlardır ve işbu bu kararlara istinaden de davalı borçlandırılmıştır; alınan yönetim kurulu kararları içeriği itibariyle, muhasebe kayıtlarına esas alınabilecek belge niteliğini kazanmış olup; davacı şirketin ticari defterlerinde de işbu kararlar doğrultusunda (davalının borcuna) kayıtlar yapılmıştır. Davalı/yönetim kurulu üyesi …, 31/05/2016 tarih ve 2 nolu yönetim kurulu kararı ve 09/06/2016 tarih ve 3 nolu yönetim kurulu kararı ile, işbu kararlarda bahsi geçen borçları üstlendiğini açıkça kabul etmiştir. Yönetim kurulu üyesinin borcu üstlenmesi ile şirket ve diğer ortaklar açısından alacağın … haline geldiği ve riskli alacak durumundan çıktığı anlaşılmaktadır. Şirket yönetim kurulu üyesinin üstlendiği borçtan vazgeçmesi ise kabul edilebilir bir husus değildir. Davalı vekilince yönetim kurulu kararına istinaden borç kaydının gerçeği yansıtmadığı, bu borcun yurt dışından tahsil edilemeyen alacaklar olduğu iddia edilmekte ise de; 31/05/2016 tarih ve 2 nolu yönetim kurulu kararının “Şirketin aşağıda gösterilen geçmiş yıllara ait olup Dış Ticaret mevzuatına göre getirilmesi zorunlu olmayan, takip ve mümkün olmayan 55 kalem 106.646,54 GBP, 47.803,60 EURO, 37.382,44 USD tutarlı alacağın ve 3.884,30 USD, 5,00 EURO borcu bağımsız denetimin talebi doğrultusunda vergi zıyaına sebebiyet vermemek için aşağıda listelenen hesapların Yönetim Kurulu Başkanı … hesabına devri ile takip ve tahsilatının yapılmasına karar verilmiştir” şeklinde alındığı ve işbu kararda bahsi geçen alacak ve borçlara ilişkin listenin de karar defterine eklenmiş olduğu; yine 09/06/2016 tarih ve 3 nolu yönetim kurulu kararının “Şirketin aşağıda gösterilen geçmiş yıllara ait olup Dış Ticaret mevzuatına göre getirilmesi zorunlu olmayan, takip ve mümkün olmayan 227.118,75 Euro, 528.345,33 USD tutarlı alacağın ve 23.337,48 EURO, 13.083,44 USD borcu bağımsız denetimin talebi doğrultusunda vergi zıyaına sebebiyet vermemek için aşağıda listelenen hesapların Yönetim Kurulu Başkanı … hesabına devri ile takip ve tahsilatının yapılmasına karar verilmiştir” şeklinde alındığı ve işbu kararda bahsi geçen alacak ve borçlara ilişkin listenin de karar defterine eklenmiş olduğu, görülmektedir. Bilirkişi heyetince yapılan tespitlerde de belirtildiği üzere, karar defterinde belirtilen bu alacaklar, ilgili tarihler itibariyle Dış Ticaret Mevzuatına göre yurda getirilmesi zorunlu olmayan alacaklar olup; işbu tutarlar davalı tarafından üstlenilmiştir. Yani, söz konusu yönetim kurulu kararları ile, olmayan bir borç/alacak ile ilgili olarak değil de, şirketin mevcut yurtdışından alacakları yönünden karar alınmış olup; bu kararlara istinaden muhasebeleştirilen borç/alacağın gerçeği yansıtmadığı ileri sürülemeyecektir. Bu anlamda, söz konusu yönetim kurulu kararları ile kendini borç altına sokan davalının, söz konusu miktarlar kadar davacıya borçlu bulunduğu da açıktır. Yine bilirkişi heyetince davacı ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda, davacı şirketin davalıya ait kayıtlarında mevcut adat gelirine istinaden 180.970,99-TL işlemiş faiz ve 32.574,78-TL işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 213.545,77-TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Tüm bu alacak kalemleri dikkate alındığında, davacı şirketin, daha evvel ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan davalıdan toplam 3.257.054,58-TL alacağı bulunduğu sonucuna varılmıştır. Davalı tarafça, başlatılan icra takibine borcun bulunmadığı gerekçesiyle itiraz edilmişse de, davalı tarafça, bilirkişi tarafından tespit edilen alacak miktarının ödendiğine veya başka bir nedenle sona erdiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu itibarla davalının, icra takibine bu miktar üzerinden yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davacı tarafça, daha fazla bir alacak talebinde bulunulmuşsa da(toplam 5.696.190,45-TL), alacağın bilirkişi heyetince belirlenen miktardan fazla olduğunu ispat edecek delillerin davacı tarafça dosyaya sunulmamış olduğu dikkate alınarak, bilirkişi heyetince alacak miktarı olarak yapılan tespitin üzerindeki talebin reddine karar verilmiştir.
Yine davacının alacaklı olduğu miktar yapılan bilirkişi incelemesi ile belirlendiğinden, bu anlamda alacağın likit olmadığı gözönüne alınarak davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 3.257.054,58-TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-2004 Sayılı İİK 67/2. maddesi gereğince davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 222.489,40-TL karar ve ilam harcının, davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 7,80-TL vekalet harcı, 6.500,00-TL bilirkişi ücreti ve 423,40-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 6.928‬,00-TL yargılama giderinin, davanın kabul-ret oranına göre hesap edilen 3.963,26-TL’sinin, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine; kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 4,60-TL vekalet harcı ve 12,50-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 17,10-TL yargılama giderinin, davanın kabul-ret oranına göre hesap edilen 7,32-TL’sinin, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine; kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden belirlenen 248.711,64-TL vekâlet ücretinin, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince davanın reddedilen kısmı üzerinden belirlenen 220.956,79-TL vekâlet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır