Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/754 E. 2019/38 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/754 Esas
KARAR NO : 2019/38
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/08/2017
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle; Huzurda görülmekte olan davanın Sigorta Şirketinden olan alacak hakkının müvekkiline temlik edilmesi neticesinde ortaya çıktığını, davalı şirkete sigortalı …Şti.’ nin malik ve işleteni olduğu … plakalı araç 06.01.2017 tarihinde …’ na ait …. plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsü dosya kapsamındaki maddi hasarlı trafik kazası tespit tutananağından da anlaşılmak üzere kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, kaza akabinde müvekkilince hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atanmış ve aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 6.043,30-TL tespit edildiğini, yapılan ekspertize rağmen davalı tamir bedelini ödemekten kaçındığını, bu nedenlerle taraflar arasındaki hasar bedeli ve değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebileceği miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacka miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 3.300,00-TL hasar bedeli ile 100,00-TL değer kaybı bedeli ve 250,00-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 03.04.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, her türlü başvuru yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle; 2018 sayılı Karayolları Trafik kanununa göre ilgili yasa gereği davacının dava açmadan evvel müvekkili şirkete talebi ile ilgili yeterli ve gerekli tüm belgeler ile birlikte yazılı başvuru yapması gerektiğini, dava açması kanuna aykırı olduğunu, müvekkili şirket açısından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı yanın temlik hakkının tespit edilmesi gerektiğini, taraf kusurlarının tespiti içni dosyanın adli tıp kurumuna gönderilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirket yalnızca gerçek zarardan sorumlu olduğunu, davacı tarafın değer kaybı talebi teminatı dışında olduğunu, davacının talepleri teminat kapsamı dışında olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer bir hesaplama yapılacak ise 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ekinde yer alan değer kaybı hesaplama formülüne göre hesaplama yapılması gerektiğini, ekspertiz ücreti poliçe kapsamında bulunmadığından reddi gerektiğini, haksız ve yasla dayanağı bulunmayan davanın reddi ile müvekkili şirket dava açılmasına sebep olmadığından yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Her ne kadar davacı dilekçesinde gösterdiği gerekçelerle dava açmış ise de davanın esasını teşkil eden “davalı sigorta şirketlerinin sigortalısının kusur durumu ve istenebilecek tazminat tutarının tespiti” talebi bakımından mahkememizce istenebilecek miktarın tespiti ve trafik kazalarında kusur alanında uzmanlık gerektiren bir konu olması nedeniyle bilirkişi inceleme hususunda ara karar oluşturup, ara karada bilirkişi görevlendirilip bilirkişi için gerekli olan masraf bakımından kesin süre verilmesine karşın bu süre içinde giderin tamamlanmamasından dolayı inceleme yapılamamış ve verilen ihtarat gereği davacı taraf bu delille dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığından ve dava bu şekilde ispat olunamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Kesin süreye ilişkin ara kararının verilmesiyle karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak doğmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu, yargısal kesin süreyle sadece tarafların değil, hakimin de bağlı olduğu, dolayısıyla hakimin bu tür bir ara kararından dönmesinin hukuken geçersiz bulunduğudur. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.02.1983 gün ve E:1980/1-1284, K:1983/141; 22.11.1972 gün ve E:8/832, K:935; 13.10.2010 gün ve E:2010/17-510, K:485; 28.04.2010 gün ve E:2010/2-221, K:241; 28.03.2012 gün ve E:2012/19-55, K:2012/249; 13.03.2015 gün ve E:2013/9-1824, K:2015/1030 sayılı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 gün ve 2012/9-1199 E., 2012/1215 K. sayılı ilamlarında bu ilkeler benimsenmiştir.) Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir ; delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır. Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde karara ulaşmak bakımından mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemlerinin yapılması zamansal olarak tarafların ya da mahkemenin arzularına, inisiyatifine bırakılmamış olmaktadır. Kısaca; ister kanun ister hakim tarafından tayin edilmiş olsun, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesi olanaklı değildir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No :…, Karar No: … ve 31/05/2017 tarihli kararında ” Mahkemece; bilirkişi ücreti yatırılması için davacı vekiline kesin süre verilerek verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiş, ihtara rağmen davacı vekili tarafından bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, teknik inceleme yapılamadığı için dava konusu hasar, kusur ve kazanç kaybı talepleri ile ilgili herhangi bir sonuca varılamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş… kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı ——– vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına” karar verilmiştir. Bu içtihatlar ve mahkememiz değerlendirmesi sonucu aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspat olunamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL harçtan peşin alınan 62,34-TL’den mahsubu ile fazla yatan 17,94-TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 4,60-TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı yana VERİLMESİNE,
6-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair;taraf vekilleri yüzüne karşı , kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
E-İMZALIDIR
Hakim
E-İMZALIDIR