Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/752 E. 2019/209 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/752 Esas
KARAR NO : 2019/209
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/08/2017
KARAR TARİHİ: 13/03/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete kasko sigortası ile sigortalı…’ın malik ve işleteni olduğunu … plakalı aracın 08/02/2017 tarihinde hasarlandığını, hasarlanan … plakalı aracın 18/08/2016-2017 vade… kasko poliçe numarası davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde… plakalı araçta KDV dahil 58.909,33 TL hasar meydana geldiğini davalı kasko poliçe genel şartları gereği kdv dahil hassar tutarının tamamından sorumlu olduğunu, hasarın parçaların tespiti ile bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını bu rapor içinde 250,00TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı sigorta şirketine araçta meydana gelen hasar bedelinin alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak ödenmesi için 03/05/2017 tarihinde başvuru yapıldığını davalının 13/05/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü… davalı sigorta şirketinden alacağını Bk. M yoluyla müvekkili …Şti ye devrettiğini beyan ile taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilebilecek miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttırılacağını fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.400,00 TL hasar bedelinin ve 250 TL eksperiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhattap şirketin temerrüt tarihi olan 13/05/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahislini her türlü başvuru ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede ikame olduğunu görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın konusu sigorta şirketi ile sigortalısı arasında akdedilmiş kasko poliçesinden kanaklanmakta olduğunu kasko poliçesine konu araç husus bir araç olup ticari bir niteliği bulunmadığını araç maliki…’ın tacir olmadığını bu nedenle davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacı tarafça ibraz olunan tek taraflı tanzim olunmuş temlik sözleşmesinin yasal koşulları ihtiva etmediğini bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin hasar miktarının tamamını karşıladığını davacının herhangi bi alacağı bulunmadığını, ekspertiz incelemesi sonucunda araçta 33.983,48 TL hasar tespiti olduğunu bu bedelin müvekkili tarafından ödendiğini müvekkilinin kara araçları kasko sigortası genel şartları hükümlerine ve yasaya uygun şekilde ödeme yapıldığını davacı tarafın bunun üzerindeki fahiş taleplerinin haksız olduğunu, sonuç itibariyle açıklanan nedenlerle öncelikle davanın görev yönnden reddine karar verilmesini esas yönünden de yasal ve hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini cevaben talep etmektedir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunda özetle; dava dışı sürücü … plaka sayılı mercedes benz marka araç sürücüsü…’ın kusursuz olduğunu, davacı tarafa kasko sigortalı araç sürücüsü… plaka sayılı …marka …’ın %100 oranında kusurlu olduğunu, 08/02/2017 tarihinde meydana gelen kazaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin… plakalı araçta meydana gelen maddi hassar ile uyumlu olduğu hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, davacı tarafa ait… plaka sayılı … marka tip 2016 model araçta meydana gelen toplam hasarın KDV dahil 40.100,50 TL olabileceği, sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi ek raporunda özetle; dava konusu… plaka sayılı otomobilin 08/02/2017 tarihinde meydana gelen hasarı ile ilgili dosya muhteviyatında ibraz edilen ve sigorta eksperi … tarafından onarım süreci boyunca araç üzerinde 4 kez yerinde yapılan tespitler sonucu hazırlanan 09/02/2017 kayıt tarihli 10/786599 dosya nolu delil niteliğindeki kasko kesin ekspertiz raporunda” servis yetkilisi … Bey %12 iskonto ile parçaları kendilerinin almak istediğini tarafımıza bildirmeleri üzerine aracın onarımına başlatıldığı 02/03/2017, 14/03/2017, 10/04/2017 tarihlerinde toplam 4 kez onarım kontrolü ve aracın onarımı bitmiş son kontrolünün yapıldığı”nın belirtildiği servis yetkilisi tarafından ekspertiz esnasında talep edilen ve hasarlı olduğu kontroller esansında hasarlı olup değiştirildiği tespit edilen yedek parçalar dikkate alınarak hasar ekspertiz raporunun düzenlendiği belirtilmiş, ekspertiz raporundaki tespitlere ve hasar onarım fotoğraflarına istinaden yedek parça ve işçilik fiyatları toplamı dikkate alınarak Kök Raporunda değerlendirme yapılmış oldup itirazlar doğrultusunda hasar onarım tutuarı tekrar değerlendirildiğinde iskontolu ve iskontosuz hasar onarım tutarı hesaplanmış olup itirazlar da dikkate alındığında bu husustaki hukuki değerlendirme ve takdir mahkemeye bırakılmak üzere iskontolu parça malzeme işçilik tutarı 40.100,50 TL iskontosuz parça malzeme işçilik tutarı toplam 44.646,20 TL olabileceği sonuç ve kanaatine ek rapor olarak varmıştır.
Mahkememizce temlik veren dava dışı kasko sigortalısı ile davalı sigorta şirketi arasında yer alan sigorta ilişkisi gereği davaya konu aracın hasara uğraması nedeniyle onarım için yapılan masraflar için talep olunan tazminat miktarı bakımından 3.400,00 TL üzerinden kasko poliçesi teminat ve limiti dahilinde kalıyor olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Zamanaşımı nedeniyle reddolunan 41.246,20 TL bakımından ise davacı tarafça hasar miktarına dair dava açılmadan önce bağımsız şirketçe ekspertiz yaptırılmış olduğu iddiası olup hatta davada alacak kalemi olarak da bu ekspertiz masrafının da talep edilmiş olması nedeniyle davanın açılış tarihi itibariyle zararının objektif olarak davacı tarafça belirlenebilir hale gelmiş bulunduğu ve dava dilekçesinde açıkça toplam hasar tanzim bedelinin 58.909,33 TL olduğunun yazılmış olmasıyla davaya konu olarak 3.400,00 TL’nin edilmiş olması bu sebeple de belirsiz alacak davası olarak nitelendirmenin mümkün olmadığı, kısmi dava olarak nitelendirilmesinin usulen yerinde olacağı kanaatine varılmıştır. Keza Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2016/22-482, Karar No: 2018/1047 sayılı ilamında ” Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hâli, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen, miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır. Madde gerekçesinde; “bu davanın kabul edilmesinin artık salt hukukî korumanın ötesine geçilerek “etkin hukukî koruma”nın gündeme gelmiş olmasının da bunu gerektirdiği belirtildiği gibi, hak arama durumunda olan kişi, talepte bulunacağı hukukî ilişkiyi, muhatabını ve bu ilişkiden dolayı talep edeceği miktarı asgarî olarak bilmesine ve tespit edebilmesine rağmen, alacağının tamamını tam olarak tespit edemeyebilecektir. Belirsiz alacak ve tespit davalarına ilişkin hükümlerin mukayeseli hukukta da yer aldığı dikkate alınarak, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukukî ilişki ile asgarî bir miktar ya da değer belirterek belirsiz alacak davası açabilmesi kabul edilmiştir. Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmaması ya da bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Belirsiz alacak veya tespit davası açıldıktan sonra, yargılamanın ilerleyen aşamalarında, karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin, bilirkişi ya da keşif incelemesi sonrası), baştan belirsiz olan alacak belirli hâle gelmişse, davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilmesi benimsenmiştir. Miktarı belirsiz alacaklarda zamanaşımının dolmasına çok kısa sürenin varolduğu hallerde yalnızca tespit yahut kısmi edâ ile birlikte tespit davasının açılabileceği genel olarak kabul edilmektedir. Alacaklı, yalnızca edâ davası veya yalnızca tespit davası yahut kısmi edâ ile birlikte külli tespit davası açabilme seçeneklerine sahip olduğu, hak-arama özgürlüğünün (Any.m.36, İHAS.m.6) özünde varolan bu seçenekler, yasa veya içtihat yoluyla yasaklanamayacağı, esasen tam veya kısmi olmasına bakılmaksızın her edâ davasının temelinde bir külli tespit unsuru bulunduğu, başka deyimle edâ hükmünde tertip olunan her durumun arkasında sorumluluk saptanmasını içeren bir zorunlu ön tespit kabulü mevcuttur.” şeklindeki açıklamayla, alacağın belirsiz olup olmadığı ile ilgili olarak bazı kriterler kabul edilmiştir.
Bu kriterler, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin;
1-Davacının kendisinden beklenememesi,
2-Bunun olanaksız olması,
3-Açıkça karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olması olarak belirtilmektedir.
Belirsiz alacak davasının getirdiği en önemli etkin koruma, usul ekonomisi ve hak arama özgürlüğüne hizmet etmesi yanında, davacının yüksek yargılama giderlerine katlanma ve dava konusu hakkın zamanaşımına uğrama riskini azaltmasıdır.” kararına yer verilmiştir.
Dava konusu olayımızla aynı mahiyette hasar ve değer kaybına dair tazmin talebini içeren dosyada Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8382, Karar No: 2017/2508 sayılı kararıyla “dosyanın incelenmesi neticesinde davacının dava dilekçesinde davasını kısmi dava şeklinde açtığının anlaşıldığı, 2918 sayılı Yasanın 109/1. maddesi motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davacının olay tarihi ve ıslah tarihleri dikkate alındığında davalı sigorta yönünden alacağın talebi aşan kısmı yönünden zamanaşımına uğramış olduğu anlaşılmıştır” içtihadına yer verilmiştir. ( Kısmi dava nitelendirilmesiyle ilgili olarak aynı yönde bkz; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/12792, Karar No: 2016/1800 sayılı ilamı ) Bu açıklamalar doğrultusunda her ne kadar davacı taraf 12.02.2019 tarihinde ıslah talebinde bulunarak 41.246,20 TL bakımından harç yatırmış ise de açılan davanın kısmi dava olarak nitelendirilmesi, kaza tarihinin 08.02.2017 olması nedeniyle TBK md. 72/1 ve KYTK md. 109/1 uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, zamanaşımı definin de ıslah talebinin tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde bulunulduğu görülmekle 41.246,20 TL bakımından davanın zamanaşımı nedeniyle, ekspertiz ücretine dair 250,00 TL bakımından ise fatura aslının tahkikat aşamasına geçişte mahkememizce verilen kesin süre içinde dosyaya ibraz olunmaması, suret fatura mahkememizce yeterli bulunmaması nedeniyle bu kalem bakımında da ispat bulunmadığından ve davaya konu araç davacı tarafça onarılmış olup hasar miktarı onarım sebebiyle düzenlenen faturalardan anlaşılabileceğinden dava açılmadan önce hasar miktarının tespitine dair ekspertiz işlemi yapılmasında hukuken korunmaya değer fayda bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ İLE,
2-Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre hesaplanan 44.646,20 TL bakımından 41.246,20 TL için davanın kısmi dava olması nedeniyle zamanaşımı define dayalı olarak bu miktar bakımından zamanaşımı nedeniyle, fazlaya ilişkin ekspertiz masrafına dair 250,00 TL bakımından ispat bulunmadığından davanın REDDİNE, 3.400,00 hasar bedelinin 13.05.2017 tarihinden itibaren avans faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 232,25 TL nisbi ilam harcından peşin ve ıslah harçtan alınan 767,34 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 535,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana İADESİNE, 232,25 TL harcın HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin ve sonradan ıslah yoluyla olarak yatırdığı davalı sorumluluğuna denk 232,25 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 43,25 TL bilirkişi ücreti, 600,00 TL posta gideri, 108,50 olmak üzere toplam 751,75 ‘nin red ve kabul oranına göre 61,59 TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının yaptığı 4,60 TL vekalet hacrı 12,50 TL posta gideri olmak üzere Toplam, 17,1 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 15,80 TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00.-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.887,08-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
E-İMZALIDIR
Hakim
E-İMZALIDIR