Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/735 E. 2021/306 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/735 Esas
KARAR NO:2021/306

DAVA:MENFİ TESPİT (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :09/08/2017
KARAR TARİHİ:14/04/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili; müvekkili aleyhine 79.000,00-TL bedelli, 12/04/2014 keşide tarihli çeke/ kambiyo senedine dayalı olarak …. İcra Müdürlüğü’nün (… Eski Esas) … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin bahse konu çeki keşide edenleri tanımadığını, çekin alacaklısı ve cirantacısı da olmadığını, ciranta olarak atılan imzanın ve imza altındaki firma kaşesinin kendisine ait olmadığını, bu hususta imzaya itiraz ettiklerini, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz davası açıldığını, ancak davanın süresinde açılmadığından bahisle reddedildiğini, akabinde suç duyurusunda bulunulduğunu, alacaklı görünen davalı ile görüşüldüğünü ve sonuç beklenildiğini, müvekkilinin ise davanın kapandığı düşüncesiyle menfi tespit davası açmadığını, takip dosyasının 2016 yılında yenilenerek müvekkilinin tüm mal varlığına haciz uygulandığını ve bu sebeple bahse konu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, senet üzerinde yapılan işlemlerin tamamen sahte olduğunu, imzanın ve kaşenin müvekkile ait olmadığını beyan ederek takip dayanağı çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitini, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili; davaya konu çekin …İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kredi borcundan mahsup edilmek üzere temlik cirosuyla müvekkili bankaya verildiğini, müvekkili bankanın iyiniyetli hamil durumunda olduğunu, lehtar ve keşideci arasındaki olaylar sebep gösterilerek müvekkili banka aleyhine dava açılamayacağını, husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, dava dışı müşterinin kredi borçlarını ödememesi üzerine icra takibine konu edildiğini, davacının inkarı noktasında imza incelemesi yapılması gerektiğini, davacının zaman kazanmak amacıyla eldeki davayı açtığını, beyan ederek, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Dava konusu çek incelendiğinde, … A.Ş … Şubesi’ne ait olup, seri numarası …, keşide yeri …, keşide tarihi 12/04/2014, 79.000,00 TL tutarlı, keşidecisi … Tur. Tek. Gıd. İnş. San. Tic. Ltd. Şti olduğu, … Nak. lehine düzenlendiği, ilk cirantanın …- … olduğu, devam eden cirantaların sırasıyla …İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti ve … … Şubesi olduğu, 14/04/2014 tarihinde ibraz edildiği anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün …(Eski)- …(Yeni) Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı … tarafından 15/07/2015 tarihinde dosyamız davacısı …. İnş. San. Tic. Ltd. Şti aleyhine davaya konu çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibi olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu çeke ilişkin …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından yapılan ceza yargılamasında, dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesinde davaya konu çekteki birinci ciranta olarak atılan imzanın …’in eli ürünü olmadığı, …’nin eli ürünü olduğu tespit edilmiş, yapılan yargılama sonucunda …’nin dolandırıcılık suçundan beraatine, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davadır (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 136).
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır (… BAM 44. H.D. 2020/… Esas-2020/… Karar sayılı kararı).
Mahkememizde görülüp karara bağlanan dava, sahtelik (imza inkarı) nedenine dayalı olarak açılmış olup, böyle bir durumda öncelikte sahtecilik iddiasının incelenmesi dava ve takip konusu senetlerdeki imzanın davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. (… BAM …. H.D. 2020/… Esas-2020/… Karar sayılı kararı).
Dava konusu çek aslı, davacının davaya konu çek keşide tarihinden önce kullanmış olduğu imzaları içerir mukayeseye esas belge asılları celbedilmiş, davacının imza örnekleri alınmış, uyuşmazlık teknik çözümü gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi tarafından sunulan raporda özetle; dava konusu çekteki imza ile …’in karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından benzerlik noktasında herhangi bir ilişki bulunmaması nedeniyle … Bankası … Şubesi’ne ait keşide yeri ve tarihi İstanbul, 12/04/2014 olan, 79.000,00-TL bedelli, … seri nolu çekteki birinci cirantacı imzasının, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, …’in eli ürünü olmadığı yönünde tespitte bulunulmuştur.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce görülüp karara bağlanan dava, davacı yanın …. İcra Müdürlüğü’nün …(Eski)- …(Yeni) Esas sayılı takip dosyasına dayanak çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davadaki uyuşmazlık çekteki davacı adına atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Dosyamız arasına getirtilen çek aslı, davacının mukayeseye esas imzalarının bulunduğu belge asılları ve davacının alınan imza örnekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan raporda dava ve takip konusu çekteki birinci ciranta adına atılı bulunan imza ile davacının mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilememiştir. Davalı vekilince rapora karşı itirazda bulunulmuşsa da raporun teknik, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılmakla ve ceza dosyasında alınan raporda da aynı yönde tespitlere ulaşılmakla, rapora karşı itirazlar yerinde görülmemiş, raporun hükme esas alınmasına karar verilmiştir. Bu haliyle de, dava ve takibe konu çekteki davacı adına atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olmadığı kabul edilmiş, sahtelik iddiası mutlak defilerden olmakla herkese karşı ileri sürülebileceğinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Kötü niyet tazminatına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede ise; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin 5. fıkrası aynen; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; İcra İflas Kanunu’nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir. Ayrıca aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-… esas, 2010/… karar, 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-… esas 2011/… karar ve 20.03.2013 tarihli ve 2012/19-… esas, 2013/… sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de, davalı- takip alacaklısı bankanın somut olayda kötüniyetli olduğunun ispatı noktasında elverişli delil ibrazında bulunulmaması, takip alacaklısı üçüncü ciranta olmakla davacı lehtar ciranta adına atılı bulunan imzanın eli ürünü olup olmadığını bilmesinin veyahut bilmesi gerektiğinin beklenemeyecek olması nedeniyle davacının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, …. İcra Müdürlüğü’nün …(Eski)- …(Yeni) Esas sayılı takip dosyası dayanağı olan … A.Ş … Şubesi’ne ait, 12/04/2014 tarihli, 79.000,00 TL bedelli ve … seri numaralı çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Şartları oluşmadığından davacı yanın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlandırılan dava değerine nazaran alınması gereken 5.314,52-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.328,63-TL’nın mahsubu ile bakiye 3.985,89‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin harç olarak yatırdığı 1.328,63-TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf ‭43,25‬-TL, bilirkişi ücreti 750,00-TL ve posta gideri 137,40-TL olmak üzere toplam ‭930,65‬-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 10.914,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2021

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .