Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/711 E. 2019/982 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/711
KARAR NO : 2019/982

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete sigortalı dava dışı …’in malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 10.08.2015 tarihinde dava dışı….A.Ş’ye ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 100 kusurlu olduğunu, bu durumun davalının da kabulünde olduğunu ve aracın tamir bedelini eksiksiz olarak ödediğini, dava konusu kaza sonucuda, müvekkiline ait aracın tamir süresince çalışamaması sebebiyle oluşan kazanç kaybı trafik sigortası teminatı dışında ise de, araçta meydana gelen değer kaybı gerçek zarar kalemleri arasında bulunduğunu, değer kaybının ZMM poliçesi kapsamında olup, poliçe limitleri dahilinde ödenmesi gerektiğini, davalı şirkete değer kaybının ödenmesi için 07/06/2017 tarihinde başvuru yapılmış ise de herhangi bir ödeme yapılmadığını, açıklanan nedenlerle; şimdlik 250,00 TL değer kaybı hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde temerrüt tarihi olan 20/06/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davaya konu alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, kusur oranlarının tespit edilebilmes için konuda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, müvekkilinin değer kaybından sorumlu olup olmadığının ve değer kaybınının ne şekilde hesaplanacağının poliçe hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu aracın kazadan önce pek çok kazaya karıştığının tespit edildiğini, bu durumda değer kaybına uğrayamacağını, davacının faize ilişkin taleplerinin kabul edilemez nitelikte olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğiniyargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesi gerektiği savunmuştur.

G E R E K Ç E /
Dava, meydana gelen trafik kazası sebebiyle araçta meydana gelen değer kaybının tazminine ilişkin bir Tazminat davasıdır
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce, toplanmasına karar verilen tüm deliller toplanmış, davacı yanın talep edebileceği değer kaybının bulunup bulunmadığı ve miktarının tespiti bakımından konuda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle de; “davalı şirkete sigortalı … plakalı araç sürücü …’in, kavşakta geçiş önceliğine uymamaktan dolayı kazanın meydana gelmesinde % 75 oranında kusurlu olduğu, davacıya temlik edilen …5 plakalı araç sürücüsü …’in aracını karşı istikamete ait şeritte sevk ve idare etmekten dolayı, kazanın meydana gelmesinde % 25 oranında kusurlu olduğu, davacının talep edebileceği değer kaybı tazminatının, aracın kaza tarihindeki km ve hasarsızlık durumu ile sürücüsünün kusur oranı göz önüne alındığında 2.161,02 TL+faiz olduğu, ancak temerrüt tarihi olan 20.06.2017’den önce aracın dava konusu kısımları dışındaki başka kısımlarından hasarlı bir araç durumuna geldiği” tespitleri yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; Dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği değer kaybı alacağı davacıya temlik edilmiştir. Bu nedenle dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi alan davacı, taraf sıfatını da kazandığından bu davayı açmak için aktif dava ehliyetine ve hukuki yarara sahip olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça gerek dava dilekçesinde talep edilen değer kaybı miktarı ve gerek se ıslahla arttırılan miktar yönünden zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de, dava tarihi itibariyle davacının, temlik aldığı alacağa ilişkin araçta meydana gelen değer kaybı miktarını net olarak bilemeyeceği, bu nedenle de davacının davasını, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak belirsiz alacak davası olarak açtığı, alınan bilirkişi raporundan sonra, araçtaki gerçek hasarın 2.162,02-TL olduğunu öğrenen davacının, 17/04/2019 tarihinde harcını yatırarak davasını ıslah ettiği, Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerde zaman aşımı süresi, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ise de, belirsiz alacak davası açılmasının zamanaşımı süresini, TBK’nın 154/2. maddesine göre kestiği, hasarı doğuran kazanın 10/08/2015 tarihinde meydana geldiği, davacının davalıya hasar ihbarında bulunduğu, davalı … şirketince, 25/12/2015 tarihinde hasara ilişkin tazminat ödemesi yapıldığı ve davalı … şirketinin 25/12/2015 tarihinde temerrüde düştüğü, bu tarihten itibaren de 2 yıllık zamanaşımı süresinin tekrar işlemeye başlayacağı ve davacının davasını
10/08/2017 tarihinde açarak TBK ‘ nın 154/2. maddesince zamanaşımı süresini kesmiş oldugu davacının ıslah dilekçesini 17/04/2019 tarihinde harçlandırarak verdiği anlaşılmakla, davacının ıslaha konu taleplerinin de zamanaşımına uğramadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından da, her ne kadar 20/06/2017 tarihinden itibaren en yüksek avans faizi talep edilmiş ise de, zarara neden olan aracın hususi araç olduğu, ticari bir araç olmadığı, bu haliyle de temerrüt faizi olarak davalı … yönünden yasal faize hükmedilmesi gerektiği (Yargıtay 17.H.D. 27/05/2019 Tarih ve 2016/15678 Esas-2019/6806 Karar sayılı kararı) sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Ayrıca mahkememizce faize yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde, dava tarihinden önceki döneme yönelik hesaplanmış bir faiz miktarı olmadığı, faizin, asıl alacağa bağlı feri nitelikte bir hak olduğu ve dosyada hesaplanmış ve miktar itibari ile talep edilmiş faiz de bulunmadığından, feri nitelikteki bu talep yönünden davalı yan lehine ücreti vekalete hükmedilmemiştir (Benzer bir konuda: … BAM … H.D. 07/12/2017 tarih ve… Dosya No-…Karar sayılı kararı).
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, trafik kazası sebebiyle araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin tazminine ilişkin olduğu, mahkememizin 09/07/2018 tarihli celsesinde verilen 3 nolu ara karar gereği, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, dosyaya ibraz edilen, dosya kapsamına ve bilimsel gerçeklere uygun olan bilirkişi raporunda davacının davalı şirketten talep edebileceği toplam değer kaybı zararının 2.162,02 TL olduğunun tespit edildiği, mahkememizce iş bu rapora itibar edildiği, davacı vekili tarafından, 17/04/2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin, bilirkişi raporu doğrultusunda 1.911,02 TL artırmak suretiyle 2.161,02 TL’ye çıkartıldığı, harcının yatırıldığı, ayrıca dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği değer kaybı alacağının davacıya temlik edildiği ve bu nedenle de dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi ile alan davacının, taraf sıfatını da kazandığı ve iş bu davayı açmak için aktif dava ehliyetine ve hukuki yarara sahip olduğu ve ayrıca davacı vekili tarafından her ne kadar avans faizi talep edilmiş ise de, yukarıda yazılı gerekçelerle yasal faiz talep edebileceği, yine davalı tarafça da zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de, yukarıda yazılı gerekçelerle zaman aşımı itirazının kabul edilmediği ve davacının dava açmakta haklı ve hukuki yararının da bulunduğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-2.162,02 TL. araç değer kaybı tazminatının, 20/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin faiz isteminin REDDİNE,
2-Alınması gereken 147,68 TL karar ve ilam harcının peşin alınan ve ıslah ile alınan 66,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 81,28 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan peşin ve ıslah harcı toplamı 66,40 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 31,40 TL, posta gideri 170,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 800,00 TL olmak üzere toplam: 1.001,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp ,davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre hesaplanan 2.162,02 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
6-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verild.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır