Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/704 E. 2018/1065 K. 12.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/704 Esas
KARAR NO : 2018/1065
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/08/2017
KARAR TARİHİ: 12/11/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’a ait plakalı araç tarafından …’a ait araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini mevcut kaza sonucu araçta meydana gelen değer kaybı alacağı, araç sahibi 3. Kişi … tarafından müvekkili …Şti. Temlik edildiğini, bu kaza sonucu müvekkilinin aracında değer kaybı meydana geldiğini, 354,00TL ekspertiz ücreti müvekkili tarafından ödendiğini, temlik edenin aracında meydana gelen değer kaybı sebebiyle oluşan alacağın müvekkiline temlik edilmekle bu alacağı talep eden ve dava hakları müvekkile geçtiğini iş bu dava ile de temlik alan sıfatıyla değer kaybının davalı sigorta şirketinden tahsili talep edilmekte olduğunu, kazaya sebebiyet veren taraf veya somut olayda olduğu gibi sigorta şirketi kaza sebebiyle oluşan her türlü zararı karşılamakla mükellef olduğunu oluşan değer kaybının da tazmin edilmesi gerektiğinin açık olduğunu davalıya ihtarname gönderildiğini, 15 gün içinde yazılı cevap verilmemesi veya ihtarnamede belirtilen hesap numarasına yatırılmasını, aksi halde her türlü yasal yollara başvurulacağını bildirmiş olmalarına rağmen davalı tarafından ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini ve müvekkiline de bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple oluşan değer kaybının davalı sigorta şirketinden işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmektedir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi incelemesinde özetle; Sürücü …’ın olayla ilgili olarak %100 kusurlu olduğunu sürücü …’ın kusursuz olduğu, kaza sonrası talepler ile 2. El araç piyasasında incelemeler yaptığı neticesinde, hasara maruz kalan aracın değer kaybına maruz kalmış olacağını, ilgili aracın ikinci el piyasasından 50.000,00TL karşılığında temin edilmesinin mümkün olduğunu, aracın sadece ön sol çamurluk ve ön tampon ünitesinde çekiçlenmek sureti ile yapılan onarımları dolayısıyla onarım sonrasındaki durumu ile aracın orijinal yapısının olumsuz etkilendiği, bu çerçevede aracın hararlarının yetkili servisinde teknik şartlarda onarımından sonra kaza tarihi itibariyle maruz kaldığı değer kaybı miktarının 1.000,00TL kadar olduğu bu değer kaybı uygulanarak aracın 2. El piyasasında 49.000,00TL bedel ile satılabileceği görüş ve kanaatine varmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No: …ve 25.1.2016 tarihli kararında “Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, zarar veren taraf, kusuru oranında, gerçek zarardan sorumlu olur. Zarar verenin aracını Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalayan sigorta şirketi de zarar veren ile birlikte zarar görenin gerçek zararından sorumludur. Dairemiz’in yerleşik uygulamasına göre; trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren hem de zorunlu trafik sigortacısı sorumludur. Bu nedenlerle, davalı sigorta şirketlerinin de araç değer kaybından sorumlu olduğu gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirmeyle, belirtilen şekilde hüküm kurulması hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.” görüşüne yer verilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No: …sayılı ilamında da ” Yukarıda açıklanan nedenlerle ZMSS şirketi, kaza sonucu meydana gelen gerçek zarardan azami poliçe limitine kadar kusur oranında sorumludur. Araçta meydana gelen değer kaybı da gerçek ve doğrudan zararlardandır.” görüşüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Yargıtay içtihatları doğrultusunda değer kaybının doğrudan ve gerçek zarar oluşu, araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olması 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca kusur oranında ve davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde davalı tarafın sorumluluk kapsamında kalıyor olması sebebiyle değer kaybı bakımından bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargılama giderine dahil edilen faturası ibraz olunan ekspertiz gideri bakımından; Yargıtay… Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No : … sayılı ilamında “Ancak yargılama giderlerinden olan ekspertiz masrafı ile ilgili karar verilmemiştir. Ekspertiz gideri yargılama giderlerinden olup yargılama giderlerine eklenerek davanın kabul ve red oranına göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemiş olması doğru değil bozma sebebi ise de…” şeklinde görüş doğrultusunda karar verilmiştir. ( Aynı yönde bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18436, Karar No: 2017/9572 sayılı ilamı)
Yargıtay …Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No: … sayılı ilamında “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109/1. maddesinde, talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 109/2. maddesinin değişiklik yapılmadan önceki halinde, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz, hükmü yer almakta iken; 01/04/2015 tarihinde kabul edilen ve 11/04/2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi gereğince; bu düzenleme yürürlükten kaldırılmıştır. Kaldı ki eksper raporu mahkemeyi de bağlamaz. Bu durumda mahkemece, ileri sürülüşe göre kısmi dava açılabilmesi mümkün bulunduğundan” içtihadı gereği daha önce davacı tarafça zararın tespitine dair ekspertiz incelemesi yaptırıldığı, bu veriler ışığında davacı nezdinde artık tazminat talebinin belirlenebilir hale geldiği, açılan bu davanın da belirsiz alacak değil kısmi dava olarak nitelendirilmesi gerektiği nazara alınmış, ıslah talebi davalıya tebliğine rağmen zamanaşımı defi konusunda herhangi bir beyanın olmadığı görülmüştür. Temerrüt tarihi bakımından ise davanın kısmi dava olarak açılmış olması nedeniyle ıslah edilen kısım bakımından ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
2-Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre hesaplanan 1.000,00 TL değer kaybı bedelinin 300,00 TL’sinin 10.08.2017 tarihinden itibaren, 700,00 TL’sinin ıslah tarihi olan 12.07.2018 tarihinden itibaren ticari faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 68,31- TL harcın alınan 43,36- TL harçtan mahsubu ile eksik kalan bakiye 24,95- TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 31,40- TL ve 11,96 TL Toplam: 43,36 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000,00- TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 43,25- TL, bilirkişi ücreti 800- TL, posta gideri 145,30- TL,ekspertiz masrafına dair 354,00 TL olmak üzere toplam 1.342,55-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2 gereğince 3.560,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır