Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/703 E. 2018/1153 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/701 Esas
KARAR NO : 2018/1145
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/08/2017
KARAR TARİHİ: 03/12/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin cevap dilekçesini özetle; dava dışı 3. Kişi …’ na ait … plakalı araç tarafından 17.11.2016 tarihinde …’ ya ait … plakalı araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, mevcut kaza sonucu … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı alacağı araç sahibi 3. Kişi … tarafından müvekkili …Şti.’ ne temlik edildiğini, bu kaza sonucu müvekkili aracın değer kaybı meydana geldiğini, söz konusu değer kaybı her ne kadar kesin bir karam olarak belirlenemezse de bağımsız eksper tarafından 3.740-TL ile 4.488-TL aralığında olacağı tespit edildiğini, bu değer kaybının tespitinin sağlanabilmesi için alınan eksperlik hizmeti sebebiyle de müvekkili tarafından 354,00-TL ücret ödendiğini, kazaya sebebiyet veren taraf veya somut olayda olduğu gibi sigorta şirketi kaza sebebiyle oluşan her türlü zararı karşılamakla mükellef olduğundan oluşan değer kaybının da tazmin edilmesi gerektiğini, tarafına davalıya 25.07.2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini ve 2918 sayılı kanunun 97. Maddesi uyarınca 15. Gün içinde yazılı cevap verilmesini veya başvurulacağını bildirmiş olmasına rağmen davalı tarafından ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediği gibi müvekkile bir ödeme de yapılmadığını, bu sebeple kaza sebebiyle oluşan değer kaybının davalı sigorta şirketinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini mahkemeden talep ettiğini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Bilirkişi raporuna göre; … plakalı araç sürücüsü … %100 kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü…’ nın olayda kusursuz olduğunu,…plakalı araç sürücüsü …’ ın olayda kusursuz olduğunu, dosyada sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde … plakalı aracın tahmini için gerekli parça ve işçilik ücretlerinin servis kanalıyla yapılan araştırma sonucunda KDV dahil toplam 5.283,60-TL öngörüldüğü ve bu ücret bahse konu olan hasarın kapsamı içerisinde olduğunu, davacı tarafa ait … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının 881,80-TL olduğunu, hususunda kanaatini içeren raporu ve nihai kanaat ve hüküm tesisinin mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/10017, Karar No: 2016/832 ve 25.1.2016 tarihli kararında “Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, zarar veren taraf, kusuru oranında, gerçek zarardan sorumlu olur. Zarar verenin aracını Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalayan sigorta şirketi de zarar veren ile birlikte zarar görenin gerçek zararından sorumludur. Dairemiz’in yerleşik uygulamasına göre; trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren hem de zorunlu trafik sigortacısı sorumludur. Bu nedenlerle, davalı sigorta şirketlerinin de araç değer kaybından sorumlu olduğu gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirmeyle, belirtilen şekilde hüküm kurulması hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.” görüşüne yer verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11431, Karar No: 2016/2962 sayılı ilamında da ” Yukarıda açıklanan nedenlerle ZMSS şirketi, kaza sonucu meydana gelen gerçek zarardan azami poliçe limitine kadar kusur oranında sorumludur. Araçta meydana gelen değer kaybı da gerçek ve doğrudan zararlardandır.” görüşüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Yargıtay içtihatları doğrultusunda değer kaybının doğrudan ve gerçek zarar oluşu, araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olması 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca kusur oranında ve davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde davalı tarafın sorumluluk kapsamında kalıyor olması, dava açılmadan önce temlik veren araç sahibine davalı sigorta şirketince değer kaybına dair 182,80 TL ödeme yapılmış olması ve bunun davalı şirketçe dosyada mevcut dekont ile delillendirilmesi nedeniyle temlik verenin ödeme yoluyla almış olduğu alacak miktarıyla bu miktar üzerinden borç sona erip sona eren borcun temliki mümkün olmadığından 699 TL üzerinden kabul kararı vermek gerekmiştir. Ekspertiz yapıldığına dair fatura sureti incelendiğinde ise fotokopi olması, yazıların farklılık arz etmesi, faturanın sıhhati bakımından aslının da HMK md. 140/5 uyarınca verilen kesin sürede ibraz olunması nedeniyle bu talep bakımından ispat olunmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/12792, Karar No: 2016/1800 sayılı ilamında “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109/1. maddesinde, talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 109/2. maddesinin değişiklik yapılmadan önceki halinde, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz, hükmü yer almakta iken; 01/04/2015 tarihinde kabul edilen ve 11/04/2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi gereğince; bu düzenleme yürürlükten kaldırılmıştır. Kaldı ki eksper raporu mahkemeyi de bağlamaz. Bu durumda mahkemece, ileri sürülüşe göre kısmi dava açılabilmesi mümkün bulunduğundan” içtihadı gereği daha önce davacı tarafça zararın tespitine dair ekspertiz incelemesi yaptırıldığı, bu veriler ışığında davacı nezdinde artık tazminat talebinin belirlenebilir hale geldiği, açılan bu davanın da belirsiz alacak değil kısmi dava olarak nitelendirilmesi gerektiği nazara alınmış, ıslah talebi davalıya tebliğine rağmen zamanaşımı defi konusunda herhangi bir beyanın olmadığı görülmüştür. Davanın kısmi dava olarak açıldığının kabulü ile faiz talebi bakımından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile,
2-Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre hesaplanan 881,80 TL değer kaybı bedelinin davalı şirketçe temlik verene yapılan ödeme mahsup edilerek 699 TL üzerinden kabulü ile 300,00 TL’sinin 11.08.2017 tarihinden itibaren, 399,00 TL’sinin ıslah tarihi olan 31.07.2018 ticari faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, ekspertiz masrafına dair 354,00 TL ve daha önce ödenen 182,80 TL bakımından ispat olunmayan davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 47,75-TL nisbi ilam harcından peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 16,35-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 31,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 36,00-TL, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 135,30-TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 971,30-TL’nin red ve kabul oranına göre 769,95-TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 699,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 182,80-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2 gereğince 3.560,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
E-İMZALIDIR
Hakim
E-İMZALIDIR