Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/694 E. 2019/53 K. 01.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/694
KARAR NO : 2019/53
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/08/2017
KARAR TARİHİ: 01/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Çorlu’da 330.000m2 üzerine kurulan kapalı alanı 60.000m2 olan modern ve entegre tesislerinde yıllık 35.000 ton üretim kapasitesi ile kalıp, ekstrüzyon imalatı, elektrostatik toz boya, ahşap kaplama, eloksal, mekanik işlem, kompozit panel imalatı ve nihai uygulamaları bünyesinde bulunduran alüminyum profil sektöründe Türkiye’nin en önde gelen markalarından biri olduğunu ve davalı sigorta şirketi nezdinde, maksimum tazminat sorumluluğu 1.105,00 Euro veya hangis daha yüksekse ödenecek primin 30 katı teminat verilmek suretiyle 01/02/2016 -31/01/2017 vadeli ve … sayılı türkiye Kredi Sigortası Genel Şartları kapsamında … Sigorta Poliçesi Özel Şartları kapsamında müvekkilinin sigortalandığını, taraflara arasında uyuşmazlık konusu olan ve minimum primi 38.800 Euro olarak belirlenen poliçede; Döviz cinsinin Euro Bekleme Süresinin 5 ay, maksimum satış vadesinin 30 gün, ticaret konusunun alüminyum profil üretim ve satış, faturalama süresinin 30 gün olduğu belirtilmek suretiyle poliçenin herhangi bir maddesinin Türkiye Kredi Sigortası Genel Şartları’na aykırı düşmesi ve sigortalının menfaatinin tersine olması durumunda Türkiye Kredi Sigortası Genel Şartlarındaki hükümlerinin geçerli olacağı hususu davalı sigortacı tarafından açıkça vurgulanmak ve poliçede yazılı olarak taahhüt edilmek suretiyle kabul edildiğini; Sigorta teminatı ilgili Genel Şartlarda sigorta süresi içinde yurtdışına sevk edilmiş olan mallar veya hizmetlerden doğan alacakları, bu mal veya hizmetlerle ilgili faturaların, sigorta süresi dahilinde ve azami faturalama dönemi içinde düzenlenmiş olması kaydıyla sigortacının sigortalısına verdiği kuvertür olarak tanımlandığını; Davalı sigortacı tarafından müvekkile 15/06/2015 tarihinde söz konusu müşterisi ile aralarında halen devam eden satışı ve teslimatı yapılmış malzemeler ile ilgili gerçekleşmeyen tahsilatla ilgili uyuşmazlığın mahkeme yada yargı yerine sulhle çözümlenmesinin daha uygun olacağı bildirilerek bir protokol yapılması tavsiye edildiğini, müvekkili bizzat davalı sigortacı tarafından kendisine yazılı olarak yapılan işbu öneriye taraflar arasında müakit sigorta sözleşmesi hükümlerinin geçerliliğini korumak ve ileride meydana gelebilecek tazminat talep haklarının haleldar olmamasını teminen aynen uymak zorunda olduğu düşüncesiyle… ile 23/11/2015 tarihinde Protokol imzaladığını, bu protokol kapsamında davalı sigortacıya 07/11/2014 tarihinde ve süresince gecikmiş olacaklar ile ilgili olarak yapılan ihbara konu olan müvekkiline o güne kadar mevcut tüm borçlarını taksitler halinde ödemeyi kabul ettiğinden müvekkili iş bu protokole istinaden 18/12/2014 tarihinde anılan tarihli hasar ihbarını geri çektiğini, davalı sigortacı nezdinde açılmış hasar dosyası kapsamında sadece bu protokole konu alacak ile ilgili bir talebi kalmadığını 30/11/2015 tarihinde davalı yana bildirdiğini, … GMBH yeniden üretimi Sistem Aluminyum Sanayi Ve Ticaret A.Ş’nce yapılan ve ihtiyacı olan bir kısım malzemelerin tarafına satışı için talepte bulunduğunu, müvekkili davacı sigortacıya başvurarak kendisine gelen teklifi sigortacıya ileterek limit talebinde bulunduğunu, müvkkilinin bu talebi üzerine davalı Merkez …’da bulunan …Şubesi alıcı Alusen Aluminium Profiltechnik GMBH için ek limit talebini uygun gördüğünü, 15/02/2016 tarihinde verilen Kredi Limit Kararı ile davalı sigortacı müvekkili müşterisi … için özel olarak 50.000,00Euro kredi limiti tahsis ettiğini yazılı olarak bildirildiğini, bu karar kapsamında yeni malzeme satışı kaynaklı yeni faturalar konusu alacaklarının ödenmemesi üzerine davalı sigortacıya hasar ihbarı yapıldığını ve alacağın ödenmediğini; Davalı nezdinde açılan hasar dosyası kapsamında saptanan (fazlaya ilişkin talep haklarının saklı kalması kaydıyla) Almanya’daki (alıcı) … Cari Alacak ekstresi alacak bakiyesi tutarı 65.117,14 Euro nun (sistem ekranından yapılan limit başvurusu kapsamında) onaylanan 50.000,00 Euro luk kısmını, 02/06/2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek TCMB kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faiziyle, yargılama giderleri ve tam vekalet ücretinin davalı sigortacıdan tahsilini talep ve dava etmektedir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, Şirket kredi(ticari alacak) sigortaları branşında faaliyet gösterdiğini, davcı şirketin poliçeli müşterisi olduğunu, söz konusu poliçe kapsamındaki talebinin vadesinde ödenmeyen borç bildiriminin süresinde yapılmaması, poliçe aşamasında sorulan sorulara yanlış ve gerçek dışı beyanlarda bulunduğu, ödenmeyen faturaların yasal sürede kendilerine bildirilmediğini, poliçede %10 muafiyet düzenlemesi bulunduğunu, davacı iddia ve taleplerinin tümünün haksız-mesnetsiz olduğu gerekçesiyle davanın reddi yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; hasar başvurusunu süresinde yapılmadığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddinin mümkün olmadığını, müvekkil ile davalı şirket arasında düzenlenen poliçenin “ürk Kredi Sigortası Genel Şartları” na tabi olduğu, Türk yasalarının geçerli olacağını, bu konunun poliçede yer aldığını, müvekkile sorulan Güncel olarak orijinal vadesinden itibaren 60 günü geçen alacak olup olmadığı, Cari yıl ve 2014 yılı içinde hasar olup olmadığı konularına ilişkin verilen hayır cevabının, yanlış ve yanıltıcı olduğunun öne sürülmesinin ispatı gerektiğini, 2013 yılından beri aynı sigortacıya, aynı poliçenin yenilenerek ilişkinin sürdürüldüğünü, dolayısıyla bir hasar var ise, davalının bunu biliyor olması gerektiğini, müvekkile sorumluluk yüklenemeyeceğini, TTK 1436 gereğince, sorulan sorulara verilen cevaplar dışında kalan hususlara ilişkin olarak, sigorta ettirene sorumluluk yüklenemeyeceğini, dosyaya sunduğu delillerin hasar dosyası ve sigorta poliçesi içeriği olduğunu, tazminat alacağının hak edilmeyeceğini ispata yönelik olmadığını belirterek davalı itirazlarının reddini istemiş ve dava dilekçesindeki taleplerini yinelemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE YAPILAN NİTELENDİRME VE VARILAN SONUÇ:
Dava, sigorta şirketi olarak sigortalıya iflas, temerrüt ve politik risk teminatlarını içeren… Poliçesi kapsamında oluşan hasarın tazminine yönelik maddi tazminat davasıdır.
Ön inceleme duruşmalı yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır. Mahkememizce bilirkişilere tarafların defter ve kayıtları üzerinde inceleme yetkisi verilerek bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporunda özetle; “Şirketlerin E-FATURA ve E-DEFTER uygulamasında olduğu, bu uygulamada defter tasdikinin olmaması nedeniyle senenin birinci ve sonuncu aylarına ait E-DEFTER beratının alınması ile yetinilmiştir. Almanya’daki Alusen Aluminyum Profiltechnik GMBH şirketine (09/08/2016 ve 23/09/2016 tarihinde) gönderilen iki parti ihracat vesaiki (EURO 19.632,30 + EURO 30.884,20 toplamı EURO 50.516,50) Dava dosyamızla ilgilidir. Bu vesaiklerin en sonundaki Gümrük Çıkış Beyannameleri de bulunmaktadır ki bu belgeler İhracatın Realize Edildiğini tevsik etmektedir. Davalı sigorta şirketine sigorta ettirilen davacı ile Almanya’da mukim Alusen Aluminyum Profiltechnik GMBH firması arasındaki ticari ilişkiler, davacı şirketin, mal mukabili ödeme şeklinde yolladığı kredili alüminyum profil satımlarında ibarettir. Davacının yolladığı mallar, karşı taraf (Alusen) tarafından mal alındıktan ve tanınan vade sonunda bedeli (Alusen tarafından) ödenmektedir. Başlangıçta sorunsuz giden ilişkiler, 288.537,80 EURO tutarındaki borcun 125.856,24 EURO kadarlık kısmı tahsil edilmiş, mütebaki ödemelerini yapmamıştır. Davacı şirket konuyu 06/11/2014 tarihinde davalı sigorta şirketine “hasar bildiriminde” bulunarak iletmiştir. Yapılan görüşmeler sonucu 23/11/2015 tarihinde davacı firma ile Almanya’daki Alusen firması arasında bir protokol yapılmıştır, dolayısıyla hasar bildirimi geri çekilmiştir. Davaya konu dosya kapsamında incelenen sözleşmeler, sigorta poliçeleri ve diğer yasal belgeler müvacehesinde; aynı davacı firmanın başka bir firma hakkında 75.000 Euro hasar bildiriminde bulunulmuş ve bu konuda %90 ‘ı (%10 muafiyetli) 67.500 Euro karşılığı tazminat ödemesinde bulunulmuş olduğu 28/02/2017 tarihli ibraname ve temliknameden anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davaya konu hasarın tazmin miktarının da %10 muafiyet düşüldükten sonra bakiye kısmının ödenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Davacının davalı nezdinde Davaya konu hasar ile ilgili ödenmeyen fatura tutarları (EURO 19.632,30 + EURO 30.884,20 toplamı EURO 50.516,50) olup, tazmin edilmesi için talep edilebilecek maks. Tutar : 50.516,50-50.516,50* %10 =50.516,50 – 5.051,65 = 45.464,85 EURO şeklindedir. Taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının talebi 50.000 Euro’nun yasal talep sınırları içinde kaldığı sonuç ve kanaatiyle” raporunu sunmuşlardır.
Davalı vekilinin itirazlarının madde madde değerlendirmesinin yapılması hususunda Mahkememizce ek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan ek raporda özetle; “Davacının davalı nezdinde Davaya konu hasar ile ilgili ödenmeyen fatura tutarları (EURO 19.632,30 + EURO 30.884,20 toplamı EURO 50.516,50) olup, tazmin edilmesi için talep edilebilecek maks. Tutar : 50.516,50-50.516,50* %10 =50.516,50 – 5.051,65 = 45.464,85 EURO şeklindedir. Taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının talebi 50.000 Euro’nun yasal talep sınırları içinde kaldığı, Yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde kök raporumuzdaki kararımızda değişiklik yapılmasına gerek olmadığı, sonuç ve kanaatiyle” raporunu sunmuşlardır.
Tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın sigorta poliçesi kapsamında hasarın oluşup oluşmadığı, hasar başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığı ile, poliçenin düzenlenmesi aşamasında sigorta şirketince sigortalıya yöneltilen sorulara gerçeğe aykırı cevaplar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki Atradius Modula poliçesinin 47520.01 maddesinde “Sigorta şirketi, Türkiye Kredi Sigortası Genel Şartlarını kabul eder. Poliçenin herhangi bir maddesinin Türkiye Kredi Sigortası Genel Şartlarına aykırı düşmesi ve menfaatlerinizin tersine olması durumunda, Türkiye Kredi Sigortası Genel Şartlarındaki hükümler geçerli olacaktır.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Kredi Sigortası Genel Şartları A.1.6. Maddesindeki “Ayrıca sözleşme olması şartı ile; yukarıda sayılan hallerin dışında alıcının sözleşmede kararlaştırılan şartlarla mal veya hizmet bedelini ödememesi (temerrüt) hali teminat altına alınmıştır.” düzenlemesi kapsamında taraflar arasında davacının dava dışı … ile ticari ilişkisini teminat altına alan sigorta poliçesi düzenlendiği dosya kapsamıyla sabittir. Bu kapsamda dava dışı şirketin temerrüdü kapsamında davalı sigorta şirketine hasar başvurusunda bulunulduğu ve davalı yanca hasar talebinin reddolunduğu anlaşılmaktadır. Sigorta poliçesi kapsamında hasar bildirim süresi maksimum uzatma vadesini takip eden 30 gün olarak belirlenmiştir. Hasar ihbarı poliçe kapsamında süresinde yapılmadığı görülmekle birlikte ihbar yükümlülüğünü düzenleyen Türk Ticaret Kanunu 1446. Maddesinde “(1) Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirir.
(2) Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir.
(3) Sigortacı rizikonun gerçekleştiğini daha önce fiilen öğrenmişse, ikinci fıkra hükmünden yararlanamaz.” düzenlemesine yer verilmekle bu düzenleme aynı Kanunun 1452. Maddesi kapsamında emredici mahiyettedir. Bu kapsamda davalı tarafça ihbarın süresinde yapılmadığı savunması yerinde görülmemiştir. Sigortalının poliçenin düzenlenmesi aşamasında gerçeğe aykırı cevaplar verdiği ve bu kapsamda oluşan hasarın teminat kapsamı dışında kaldığı yönünde savunmada bulunmuşsa da taraflar arasında aynı teminat kapsamında hasar öncesinde de sigorta ilişkisinin bulunması, davalı tarafın bildirim yükümlülüğüne aykırılığı somutlaştırmaması ve kaldı ki aykırılık oluşsa dahi TTK 1447/2. Maddesi gereği ihlalin hasarı sigorta kapsamından çıkarmayacağı, kusurun ağırlığına göre ödenecek tazminat tutarında indirim yapılacağı düzenlemesi karşısında davalı sigorta şirketinin davacının kusurunu ispatlayamaması sebebiyle bu yöndeki beyanlarına da itibar edilmemiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtlarına yönelik incelemede hasar miktarının 50.516,50 Euro olduğu, poliçe kapsamında tazmin miktarında muafiyet koşuluna yer verilmesi ve bu kapsamda davacı tarafça aynı sigorta poliçesi kapsamında farklı bir firma hakkında %10’luk muafiyeti kabul etmesi hususları birlikte değerlendirilerek hesaplanan 45.464,85 Euro tazminatın sigorta poliçesi kapsamında teminat sınırları içerisinde kalması sebebiyle dava değeri dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 45.464,85-Euro tazminatın temerrüt tarihi olan17/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek 3095 yasanın 4/a maddesi uyarınca; temerrüt faizi uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile, davacıya VERİLMESİNE,
2-Fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen 4.535,15-Euro istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 11.043,88 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 3.031,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.012,62 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 3.031,26 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4- Davacının yaptığı ilk masraf 36,00-TL, posta gideri-205,00 TL, bilirkişi ücreti gideri-1.800,00 TL olmak üzere toplam : 2.041 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesap olunan 1.855,88 TL’lik kısmının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yan davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan hüküm tarihi uyarınca yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 15.650,38 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …