Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/667 E. 2019/879 K. 25.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/667
KARAR NO : 2019/879

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2017
KARAR TARİHİ : 25/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı davalının sigortalısı… İşletme Genel Müdürlüğüne ait … plakalı araç tarafından 18/02/2016 tarihinde …’e ait … plakalı araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, mevcut kaza sonucu… plakalı araçta meydana gelen değer kaybı alacağının araç sahibi tarafından müvekkili şirkete temlik edildiğini, kaza sonrası araçta meydana gelen değer kaybı alacağının bağımsız eksper tarafından 1.840.-TL ile 2.028.TL aralığında olacağının tespit edildiğini, müvekkili tarafından 354,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, kaza sebebiyle oluşan her türlü zararı davalı tarafın ödemekle yükümlü olduğunu, bu itibarla davalı yana gönderilen ihtarnameden herhangi bir sonuç alınamadığını, açıklanan nedenlerle; kaza sebebiyle oluşan 1.840.-TL ile 2.028.-TL aralığındaki değer kaybı için ve bunun tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak 354,00 TL olmak üzere toplam alacağın şimdilik 300,00 TL’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte daalıdan tazminine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazayla ilgili olarak müvekkili tarafından hasar dosyası açıldığını ve bu kapsamda 2.697,84 TL ödeme yapıldığını, sigorta poliçesi hazırlanış tarihi itibari ile sigortalının maddi araç başına sigorta limiti 31.000.-TL olup, toplam ödeme bedeli olan 2.697,84 TL’lik ödeme düşüldüğünde 28.302,16 TL teminatı kaldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin kalan bu teminat ile sorumlu olduğunu, başvuru sahibi tarafından müvekkiline ait araçta meydana geldiği iddia olunan araç hasarı ve değer kaybı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu araç üzerinde yapılan hasar incelemesi soncunda el değiştirdiğinin tespit edildiğini ve teminat dışı olduğunun belirlendiğini, bu nedenle değer kaybı ile ilgili herhangi bir hasar tazminatı ödemesi yapılmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

G E R E K Ç E /
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin tazminine ilişkin alacak davasıdır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf, tazmin hakları davacı şirkete temlik edilen araçta değer kaybı meydana gelip gelmediği ve miktarı ile davalı yanın sorumluluğunda olup olmadığı noktasındadır.
Mahkememizce, toplanmasına karar verilen tüm deliller toplanmış, davacı yanca talep edilebilecek hasar tazminatının ve oluşmuş ise değer kaybı zararının belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle de; “Araçların kaza geçirmelerinden sonra marka ve modeline, aracın kilometresine, hasar durumu ve onarım şekline, aracın kullanım şartlarına göre ikinci el satış fiyatlarında azalma meydana geldiği, değer kaybının hesaplanması için Sigorta Genel Şartları ekinde 01/06/2015 tarihinde yayınlanan hesaplama formülüne göre bir çamurluğu onarım gören dava konusu aracın değer kaybı, bir parçada onarım yapılması nedeni ile; 798 TL olarak bulunmuş, ayrıca diğer taraftan Yargıtay kararlarında araçların değer kaybının hesaplanmasında, aracın kazadan önceki piyasa değeri ile kazadan ve yapılan onarımdan sonraki piyasa değeri arasındaki farkın bulunarak sonuca gidilmesi şeklinde kararları da olduğu ve bu kararlara göre yapılan hesaplamaya göre de değer kaybının 750 TL olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu, raporda iki ayrı hesaplama tekniğine göre hesaplama yapıldığı, mahkememizce de, kazanın meydana geldiği tarih olan 18/02/2016 tarihi esas alınmak suretiyle, Sigorta Genel Şartları ekinde yayınlanan formüle göre yapılan hesaplama sonucu bulunan 798,00 TL’lik miktara itibar edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; Dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği değer kaybı alacağı davacıya temlik edilmiştir. Bu nedenle dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi alan davacı, taraf sıfatını da kazandığından bu davayı açmak için aktif dava ehliyetine ve hukuki yarara sahip olduğu anlaşılmıştır.

Davacı vekili tarafından sunulan, 07/05/2019 havale tarihli talep arttırım dilekçesi ile dava değeri, bilirkişi raporu doğrultusunda 498,00 TL artırmak suretiyle 798,00 TL’ye çıkartılmış ve harcı da yatırılmıştır.

Davacı vekili tarafından da, her ne kadar kaza tarihinden, kabul görmediği taktirde ihtar tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi talep edilmiş ise de; davalı sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK’nın 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacının maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşeceği (Yargıtay 17. H.D. 05/02/2018 tarih ve 2015/6613 Esas-2018/556 Karar sayılı kararı) anlaşıldığından, davacının 21/07/2017 tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Ayrıca mahkememizce faize yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde, dava tarihinden önceki döneme yönelik hesaplanmış bir faiz miktarı olmadığı, faizin, asıl alacağa bağlı feri nitelikte bir hak olduğu ve dosyada hesaplanmış ve miktar itibari ile talep edilmiş faiz de bulunmadığından, feri nitelikteki bu talep yönünden davalı yan lehine ücreti vekalete hükmedilmemiştir (Benzer bir konuda: İstanbul BAM 19. H.D. 07/12/2017 tarih ve 2017/2290 Dosya No-2017/1665 Karar sayılı kararı).
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, meydana gelen trafik kazası sebebiyle araçta meydana gelen değer kaybının tazminine ilişkin olduğu, mahkememizin 04/02/2019 tarihli celsesinde verilen ara karar gereği, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, dosyaya ibraz edilen dosya kapsamına ve bilimsel gerçeklere uygun olan bilirkişi raporunda davacının davalı şirketten talep edebileceği toplam değer kaybı zararının 750,00 TL ve 798,00 TL olmak üzere alternatifli olarak tespit edildiği, ancak kazanın meydana geldiği tarihin 18/02/2016 tarihi olması hasebiyle, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Genel Şartları ekinde yayınlanan formüle göre yapılan hesaplama sonucu bulunan 798,00 TL’lik miktara itibar edildiği, davacı vekili tarafından da 798,00 TL yönünden talep arttırım dilekçesi sunularak, harcının yatırıldığı, ayrıca dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği değer kaybı alacağının davacıya temlik edildiği ve bu nedenle de dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi ile alan davacının, taraf sıfatını da kazandığı ve iş bu davayı açmak için aktif dava ehliyetine ve hukuki yarara sahip olduğunun anlaşıldığı, davacı vekili tarafından her ne kadar kaza tarihinden, kabul görmediği taktirde ihtar tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi talep edilmiş ise de, yukarıda yazılı gerekçelerle bu talebinin yerinde görülmediği ve davacının, davalının temerrüt tarihi olan 16/11/2017 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği anlaşıldığından ve ayrıca davacı tarafça davadan önce yaptırılan eksper incelemesine ilişkin giderin de yargılama giderleri arasında sayılması gerektiği kanaatine ulaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-798,00 TL değer kaybı tazminatının 21/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine,
2-Alınması gereken 54,51 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL ile ıslah harcı 8,51 TL olmak üzere toplam: 39,91 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 14,60 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 39,91 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 31,40 TL, posta gideri 146,80 TL, bilirkişi ücreti gideri 500,00 TL ve 354 TL eksper hizmet ücreti olmak üzere toplam: 1.032,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE ,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre hesaplanan 798,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
6-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe çıkartılmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi gereği miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır