Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/610 E. 2018/1020 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1212 Esas
KARAR NO : 2018/1019
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 15/12/2016
KARAR TARİHİ: 31/10/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; taraf şirketler arasında 29.12.2005 tarihinde imzalan sözleşme ve protokol ile davalıya akaryakıt bayiliğinin verildiğini, protokolün 8. maddesi ile davalının yıllık 1.600 m3 akaryakıt alımını taahhüt ettiğini, eksik alınan her metre küp akaryakıt için 30-USD cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin devam ettiği, 2006-2007-2008-2009-2010 yıllarında toplam 8.000 m3 akaryakıt alımı taahhüdün de bulunan davalının, 5 yıl içerisinde 3.834 m3 akaryakıt satın aldığını, taahhüdünün 4.166 m3’nü yerine getiremediğini ileri sürerek, 25.000-USD cezai şart alacağının dava tarihinde itibaren 3095 s.Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; taraflar arasında 29.12.2005 tarihli protokol ile 03.01.2006 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin 20. maddesi ile sözleşme süresinin 5 yıl olarak kararlaştırıldığını, imza tarihinden itibaren 5 yıl sonra sözleşmenin hem süre yönünden hem de Rekabet Kurulu’nun 2002/2 s. tebliğinin değiştirilmesi üzerine taraflarca sonlandırıldığını, davacının sözleşmenin 13. maddesi uyarınca cezai şart talep edebilmesi için davalı müvekkilinin sözleşme sırasında davacı ürünlerinden başka ürün satması ya da davalının herhangi bir sebeple sözleşmeyi feshetmesi ve ayrıca protokolün herhangi bir hükmünün ihlali, mevzuata uymama, istasyon üzerinde 3 şahıslar lehine haciz, ipotek, kira, intifa gibi haklar tesis edilmesi halinde cezai şart ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiğini, böyle bir durumun gerçekleşmediğini, üzerine düşen tüm yükümlülükleri gereği gibi ifa eden davalı müvekkilinin satış kapasitesinin çok üzerinde satış yaptığını, bir an için davacının haklı olduğu kabul edilecek olsa dahi, sözleşmenin 23. maddesi ile cezai şart tutarının 10.000-USD ile sınırlandırıldığını, davacının eksik alım bedelini talep edilebilmesi için bayinin kusurlu olduğunu kanıtlaması gerektiğini, sözleşme haklı bir nedenle-sürenin sona ermesi nedeniyle bozulduğuna göre ceza koşulunun istenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizin …Esas ve… Karar sayılı kararında “Taraflar arasında düzenlenen 29.12.2005 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi dosyaya sunulmuştur.12.2005 tarihli 15 yıl süreli Bayilik Rrotokolü’nün 8. maddesi ile, davalı bayi protokol boyunca davalı şirketten her yıl 1600 m3 akaryakıt almayı, bu taahhüt yerine getirilmediğinde her m3 için 30-USD ceza ödemeyi, yılda asgari 5 ton tutarında madeni ve sentetik yağ almayı, bu taahhüdünü yerine getirilmediği takdirde her bir ton için 700-USD ceza ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.
Protokolün 13. maddesi ile 15 yıl sözleşme süresi boyunca sözleşmenin ihlali halinde 25.000-USD cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.
Taraf ticari defter kayıtları ile dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 17.04.2014 tarihli raporda; taraflar arasında düzenlenen 29.12.2005 tarihli bayilik protokolü ile akaryakıt bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurulu’nun 14.02.2002/2002-2 sayılı dikey anlaşmalara ilişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nin 5/A maddesi uyarınca 29.12.2010 tarihi itibariyle sonlandırıldığı, davalının yıllık asgari alım taahhüdü 1.600 m3 olduğu halde 2006 yılında 697 m3, 2007 yılında 728 m3, 2008 yılında 818 m3, 2009 yılında 845 m3 ve 2010 yılında 850 m3 olmak üzere toplam 3.938 m3 eksik alım yapmasına rağmen bayilik protokolünün yürürlükte olduğu yıllar içinde davacının suskun kaldığı, davalı bayiye gönderdiği ihtarname ile 3.084 eksik ifa nedeniyle 92.320-USD kar kaybının tazminin talep ettiği, protokolün 8. maddesine göre 2006-2010 dönemi için toplam 118.140-USD kar kaybının tazmini talebinde bulunmak yerine 5 yıllık süre içerisinde gerçekleşen toplam 3.938 m3 eksik ifayı bayilik protokolünün 8. maddesinin bir kerelik ihlali olarak niteleyerek protokolün 13. maddesine istinaden 25.000-USD cezai şartın tazmini talebinde bulunduğu, mahkemece davalının bayilik protokolünün 8. maddesine aykırı davrandığı takdir edilecek olursa davacının bir zararı olmasa da protokolün 13. maddesinde ön görülen 25.000-USD cezai şartı talep edebileceği kanaati açıklanmıştır. Bilirkişi mali müşavir Kaan Azak tarafından ayrık olarak düzenlenen raporda ise cezai şart bedeli 118.140-USD olarak hesaplanmıştır.
Davalı şirketin celp edilen vergi kayıtları üzerinde de inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen 18.12.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda davalı şirketin mevcut sözleşme çerçevesinde hesaplanan 118.140-USD cezai şart bedelinin davalı şirketin ekonomik mahvına sebep olacağı, bu nedenle ödemesi gereken tutarın azami 167.575,75-TL olacağı kanaati açıklanmıştır.
Sözleşmenin son dönemi için istenilebilecek cezai şart ve gönderilen ihtarnamede değerlendirilmek suretiyle değerlendirme yapılmak suretiyle düzenlenen 03/05/2018 tarihli ek bilirkişi raporu özetle; Taraflar arasında münakit 29/12/2015 tarihli bayilik sözleşmesiv eyanı tarihli protokolün 8. Maddesine istinaden davacının sözleşmenin son dönemi için davalıdan eksik ifaya dayalı olarak talep edebileceği cezai şart tutarının 25.500-USD olduğu, davacının 25.500-USD tutarındaki cezai şart alacağını 3095 sayılı yasının 4/a maddesi gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan talep edebileceği, (davacoının dava dilekçesinde mevcut 25.500-USD tutarındaki talebi ile bağlı bulunduğu) yolunda oluştuğu bildirilerek rapor sunulmuştur.
Toplanan deliller dosya kapsamı, düzenlenen bilirkişi raporları nazara alınarak, taraflar arasında 29.12.2005 tarihinde düzenlenen Bayilik Protokolü ve Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin Rekabet Kurulu’nun 14.02.2002/2002-2 sayılı dikey anlaşmalara ilişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nin 5/A maddesi uyarınca 29.12.2010 tarihi itibariyle sonlandırıldığı, davalının protokolün 8. maddesi ile yıllık 1.600 m3 asgari alım taahhüdü altına girdiği, 2006 yılında 697 m3, 2007 yılında 728 m3, 2008 yılında 818 m3, 2009 yılında 845 m3 ve 2010 yılında 850 m3 olmak üzere toplam 3.938 m3 eksik alım yaptığı, protokolün 8. maddesi ile eksil alımda m3 başına 30-USD cezai şart ödemeyi kabul ettiği, cezai şart bedelinin 3.938 m3 x 30-USD = 118.140-USD bedele tekabül ettiği anlaşılmış protokolün 8. maddesi uyarınca ve davacı talebi ile bağlı kalınarak 25.000-USD cezai şart tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi uygun görülmüş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın temyizi üzerinde dosya Yargıtay’a gönderilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : … ve Karar No: …sayılı ilamıyla; ” Davacı 25.12.2005 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca her yıl için 1600 m³ ürün alımı konusunda davalının taahhüdü olduğunu, sözleşmenin 5 yıl sonra Rekabet Kurulu kararı ile sona erdiğinde, davalının eksik ürün alımı nedeni ile sözleşmede öngörülen cezai şartı ödemesi gerektiğini belirterek, cezai şart isteminde bulunmuştur. Sözleşmede 2005 yılından itibaren her yıl 1600 m³ ürün alınacağı taahhüt edilmiştir. Eksik alınan üründen sonra ihtirazi kayıt konulmadan yeniden ürün verilmesi ve sözleşmenin ifasına devam edilmesi halinde TBK’nın 179/2.maddesi (BK ‘nın 158/2 md) gereği geçmiş yıllara yönelik olarak cezai şart isteminde bulunamayacağından, mahkemece davacının ürün verdiği zamanlarda ihtirazi kayıt ileri sürüp sürmediği, geçmiş yıllara ilişkin haklarını saklı tutup tutmadığı belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bozma sonrası alınan 26/04/2018 Tarihli Bilirkişi Ek raporunda; Taraflar arasında münakit 29.12.2005 Tarihli Bayilik Sözleşmesi ve aynı tarihli Protokolün (8). Maddesine istinaden davacının sözleşmenin son dönemi ( 2010) için davalıdan eksik ifaya dayalı olarak talep edebileceği ceza-i şart tutarının 25.500 USD olduğunu, davacının 25.000-USD tutarındaki ceza-i şart alacağını 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince dava tarihinden (12.01.2011) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan talep edebileceğini, ( davacının dava dilekçesinde mevcut 25.000-USD tutarındaki talebi ile bağlı bulunduğunu) belirtmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/11559, Karar No : 2017/4009 sayılı ilamında; “Davalılar murisi… ile davacı şirket arasında 23.02.2005 tarihinde bayilik sözleşmesi ve protokol imzalanmış, protokolün 8. maddesinde yıllık ürün alım taahhüdünün olduğu, davalılar murisi ….’un 16.06.2008 tarihinde vefat ettiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Bayilik sözleşmesi uyarınca ürün alım taahhüdünde bulunulması halinde, bir sonraki yıl ihtirazi kayıt koymadan ürün verilmesi halinde, dikey sözleşme uyarınca dağıtım şirketi, bayiden önceki yıllara ait cezai şart isteminde bulunamaz. Ancak son yıla ilişkin olarak cezai şart isteminde bulunabilir. ” içtihadı bulunmaktadır. Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/8115, Karar No : 2016/15193 sayılı ilamında da “Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 179/2. maddesi uyarınca ifaya ekli cezai şart talep edilebilmesi için açıkça haktan feragat edilmemiş olması ve ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemiş bulunması koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir. Somut olayda dönemler itibariyle yıllık asgari alım taahhüdüne uyulmamasına rağmen tedarikçi firma tarafından bayiye mal verilmeye devam edilmiş ve cezai şart alacağı yönünden ihtirazi kayıt konulmamıştır. Bu itibarla davacı önceki dönemlere ilişkin cezai şart isteyemez ise de son döneme ait cezai şart isteyebilir. ” görüşüne yer verilmiştir.
Mahkememizce bozma öncesi ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile davacının ihtirazi kayıt koymaksızın mal ve ürüne vermeye devam etmiş olmasının tespit edilmiş olması ve bu nedenle ancak sözleşmenin son dönemi için cezai şart talep edebileceği kanaatine varılarak bilirkişiler tarafından yapılan hesaplama sonucu çıkan değer üzerinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ İLE,
2- 25.000-USD cezai şart tazminatının 12.01.2011 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca, değişen oranlarda yürütülecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 2.595,78-TL harçtan peşin alınan 564,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.031,48-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 564,30-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 26,25-TL, bilirkişi ücreti 2.700,00-TL, posta gideri 134,75- TL olmak üzere toplam 2.861,00-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.530,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile YARGITAY nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …