Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/6 E. 2019/448 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/6 Esas
KARAR NO : 2019/448
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/01/2017
KARAR TARİHİ: 22/05/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, 6 yıldır müşterilerine hizmet verdiğini, davalı şirket ile 02,12.2014 tarihinde, vinçli yük asansörü üretimi ve montajı için sözleşme akdettiklerini, bedelin 33.000,00TL KDV olmak üzere, 38.940,00TL olduğunu, bedelin vadelere bölündüğünü, teslimden sonra asansörün sık sık arızalandığını, üç defa motorun değiştirildiğini,anzalardan dolayı kullanımın aksadığını, anzalardan sonra asansörün iç kapı ve koruyucu olmadan monte edildiğini, 02.07.2015 tarihinde ray kopması sebebiyle asansörün düştüğünü, müşterilerine ait eşyaların hasar aldığını, Küçükçekmece …Sulh Hukuk Mahkemesi, … Değişik dosyasından delil tespiti yapıldığını, davalının cari hesap alacağı için İstanbul …İcra Müdürlüğü’ntln …E$as sayılı dosyası ile icra takibi başlattığım, faaliyet adresleri dışında bir adrese tebligat yapılmak suretiyle icra takibinin kesinleştiğini, takipten, hacizler nedeniyle haberdar olduklarım, 25.12.2014 tarihli 841855 yevmiye numaralı fatura nedeniyle borçlu olmadıklarım, asansörün altı defa esaslı şekilde arızalandığını, üç defa motorunun değişmesi, sertifika ve garanti belgelerinin verilmediğini, yazılı sözlü taleplerinin karşılıksız kaldığını, ayıp nedeniyle bakiye borcun ödenemeyeceğinin bildirildiğini, değişik iş dosyası ile ayıbın tespit edildiğini, davacı şirketin ayıp nedeniyle alacaklı olduğunu, asansördeki ayıp nedeniyle müşteri kaybettiklerini, ayıplı da olsa asansörün çalıştırılması için masraf yapıldığını, takibin tedbiren durdurulması gerektiğini, beyan ederek, davacı şirketin, icra dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, icranın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunmuş, ayıp ihbarının süresi içersinde gerçekleşmediğini, ayıp ihbarının resmi yazılı şekilde yapılması gerektiğini, asansörün eksiksiz teslim edildiğini, icra takibinin 10.000,00TL ödenmeyen bakiye için gerçekleştiğini, delil tespitinin usulüne uygun olarak gerçekleşmediğini,sözleşmeye aykırılık olmadığım, ek ücret talep etmeden, davacının talebiyle zincirli sistem kurulduğunu, arızamn kullanım hatasından kaynaklandığını,beyan ederek davanın reddini, %20’den az olmamak üzere kötünivet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. 02.10.2017 tarihli delil listesi ekinde yazışmalar ve davacı tarafından sunulan belgeleri sunmuş, delil tespiti dosyasındaki miktarın fahiş olduğunu beyan etmiştir.
G E R E K Ç E /
Açılan davada uyuşmazlığın taraflar arasında aktedilen vinçli yük asansörü üretim ve montajı konusundaki sözleşme doğrultusunda; sözleşmeye konu edilen asansörün davalı tarafça ayıplı olarak imal ve montaj edildiği iddiasına dayalı davalı tarafça cari hesap alacağına dayanak İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip sebebşyle davalının borçlu olmadığı talebinin yerinde olup olmadığı ve ispatına dair olduğunun tespiti yapılmıştır.
Küçükçekmece …Sulh Hukuk Mahkemesi …D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre; delil tespiti isteyen şirketin yazılı beyanları ve keşfin muvacehesinde …Şti.’ nin … adresindeki işyerinde bulunan karşı taraf şirket tarafından üretimi ve montajı yapılan bir adet vinç yük asansörü üzerinde taraflar arasında düznelenmiş olan 02.12.2014 tarihli sözleşme ve güncel serbest piyasa rayiç bedel araştırması göz önünde bulundurularak yapılan inceleme sonucunda bahse konu caraskal tipi vinçli yük asansörün de keşif esnasında saptanan arızaların karşı taraf şirketin yapmış olduğu kusurlu üretim ve montaj işçilik işlemlerinden kaynaklandığını, delil konusu halen kullanım dışı olan caraskal tipi vinçli yük asansörünün teknik olarak onarımı mümkün olup onarımı için 15 iş günü ile yedek parça ve işçilik dahil 6.450,00-TL + KDV miktarında maddi bedele ihtiyaç olduğunu, söz konusu üretim ve montaj kusurlu halen çalıştırılamayan bir adet caraskal tipi vinçli yük asansörünün hali hazırda durumdaki görünümü keşif esnasında çekilen ve tespit dosyasına sunulan 7 adet fotoğrafla da belirlendiğini belirtmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı vekili 29.06.2017 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile, ödemelerin büyük bir kısmının davalıya yapıldığını,asansörün sık sık arızalandığını, koruyucu olmadan monte edildiğini, asansörün halat kopması sonrası üç ay kullanılamadığını, bildirim yapılmadığı yönündeki iddianın kötü niyetli olduğu, delil tespit dosyasının usule uygun olduğu, tebligatın başka adrese gönderildiğini, asansörün çalışması ve devreye alınması için çok masraf yapıldığını, müşteri kaybına sebep olduğunu beyan ederek, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. dosya içeriğinden de anlaşıldığı üzere, rapor düzenleme tarihimizde, anzalann giderildiği, asansörün modernizasyonunun gerçekleştiği, çalışır hale geldiği anlaşılmaktadır.Bu nedenle asansör üzerinde keşif yapılması mümkün olmayacaktır. Dosya içerisindeki, delil tespiti dosyasındaki, bilirkişi raporu ve diğer belgeler incelenerek aşağıdaki listede sunmuş olduğumuz eksikliklerle asansörün teslim edildiği, bunların giderilmesi için aşağıda saydığımız harcamaların yapılması gerekeceği tespit edilmiştir yük asansörünün yüksekliğinin, sözleşmede belirtilmediği görülmüştür. Yükleme ve boşaltma sırasında insanların ginp çıkacağı düşünüldüğünde, yüksekliğin minimum 2m olacağı dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Dava dosyası, icra dosyası ve belgelerinin incelenmesi neticesinde; asansörün modernizasyonunun gerçekleştiği, çalışır duruma geldiğinden, asansör üzerinde keşif yapılması mümkün olmadığı, yukarıdaki hesaplamalar başlığı altında listede sunmuş olduğumuz eksikliklerle, (Kabin etrafının baklava desenli saç ile kaplanması 1.610,00TL, El alt durdurucu anahtarının (switch) değiştirilmesi 45,00TL, Bistabil manyetik şalter eklenmesi 15,00TL, Kabin alt patenlerinin değiştirilip, gövdeden monte hale gelmesi 480,00TL, Kabin içinin galvaniz saç ile kaplanması 980,00TL, Kabin içi ve kabin tabanına güçlendirici 50x50x2 mm çelik kutu profil destek 650,00 TL, iki adet iç akordiyon kapı 4.400,00 TL, Elektrik kumanda panosu 1,200,00TL, Asansör durdurucu sisteminin kabin üstüne alınması 300,00TL, 10.12×0,75 yassı flexsible kablo döşenmesi 390,00TL) asansörün teslim edildiği, bunların giderilmesi için aşağıda saydığımız harcamaların yapılması gerekeceği tespit edilmiştir, malzeme fiyatlarına işçilik dahil hesaplama yapılmıştır. Tespit edilen bedeller KDV hariç bedellerdir, toplam 10.070,00 TL olarak tespit edildiği ve tarafların inkar tazminatı ve benzer taleplerin mahkemenin taktirinde olduğu kanaatine varmıştır.
Davacı Tanığı … beyanında; “Ben davacı depolama şirketinde eşya nakliye işleri yapıyor gelen müşterilen eşyalarını oraya götürüyordum, ben yük asensörünün işim gereği kullanıyordum kullanırken asansörün sallandığını birkaç defa gördüm bence işçilikte zayıflık vardı eşya koyduğunuz zaman bir korunak sistemi yoktu, birkaç defa asansör arıza yaptı takıldığı için eşyayı sırtımızda çekmek durumunda kaldık, asansörü yapan şirketin servis ve diğer hizmetleri konusunda bir bilgi sahibi değilim, eşya sallantıdan dolayı düşüp kırıldığı için eşya sahiplerinin şikayetleri olmuştu” demiştir.
Davacı tanığı … beyanında; “davacı şirkette 2 sene öncesine kadar çalışmaktaydım şuan emekli oldum ben oradayken motorun çalışmaması üzerine 3 defa asansörünün motorunun değiştirildiğini biliyorum, asansör kabini olmadığı için eşya taşırken baza sıkıştığı için asansör kabini aşağı düştü, nakliyeci sırtında eşya çıkartmak zorunda kaldığı için ekstra para ödemek durumunda kaldık, aynı zamanda iş kaybımız da oldu” demiştir.
Davalı tanığı … beyanında; “ben davalı bünyesinde satış ve pazarlamadan sorumlu olarak çalışmaktayım, ben aralık 2014 tarihinde şirkete giriş yaptım böyle bir olay olduğunu firma sahibi bana söylemesi üzerine davacı şirketin bulunduğu yere gittim, gittiğimde dış kabinde bir hasar vardı, lifti kaplayan kaplamalarda dışa büküm bulunuyordu, kabinin içinde hasar vardı bir miktar sağ tarafta kabin dışa patlamış vaziyetteydi, raylara bağlı patenlerden biriside kırıktı, ben davaya konu uyuşmazlıkla alakalı olarak iş yerine gittikten sonraki zaman dilimi bakımından bilgi ve öncesine dair bir bilgim bulunmamaktadır, ben aynı zamanda jeofizik mühendisiyim kabinin dışa patlaması; kabin içerisinde yanlış bir şekilde eşya yüklenmesinden kaynaklanabilir, çesan tel örgü ile aynı şeydir, kabin içerisine malzemenin kaymaması ve dışa taşmaması için zincir gerdirme yapmıştık bu kullanılmadı ise kabin dışa patlayabilir, zincirli vinç halatlı sisteme göre daha sağlıklı ve güvenlidir ve aynı zamanda uzun ömürlüdür, maliyet olarakta daha pahalıdır ” demiştir.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişiler tarafından yapılan tespitler, dinlenen tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler tarafından davaya konu edilen asansör yapım işiyle ilgili olarak yukarıda özeti yer verilen raporda yer alan eksikliklerle asansörün davacıya teslim edilmiş olması, dosyada karşılıklı mevcut yazışma ve tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere asansörün ayıplı olarak tesliminden sonra müteaddit defalar davacı tarafça servis hizmetinin verilmiş olmasıyla artık süresinde ayıp ihbarının yapılmadığı şeklindeki savunmanın dinlenmesinin mümkün olmaması, bunun yanında taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olması niteliği sebebi ticari satımlar için mevcut olunan ayıp ihbar süre düzenlemesinin bu olaya uygulanmasının mümkün olmaması (Bkz; Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Esas No : 2011/16095, Karar No: 2012/903 sayılı ilamında “Değinilen yön ve taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi ilişkisi olduğu hususu bir yana bırakılarak, ticari satımlarda uygulanacak ayıp ihbar hükümlerinden söz edilmek suretiyle davanın yazılı şekilde reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.” içtihadı bulunmaktadır, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Esas No : 2014/3678, Karar No : 2015/294 sayılı ilamında da “Yüklenicinin iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda 6098 sayılı TBK’nın 474 ( 818 sayılı BK’nın 359), gizli ayıplarda ise 6098 sayılı TBK’nın 477. ( 818 sayılı BK’nın 362.) maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, 6098 sayılı TBK’nın 475. ( 818 sayılı BK’nın 360.) maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir.Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede farkedilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile varolan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir.Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede (TBK m.474); gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir (TBK m. 477). Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler bedeli ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (TBK m. 147/son ) talep edilebilir. Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. YHGK’nın 02.02.1979 gün 1977/11-393 E.1979/80 K. sayılı ve Dairemizin 16.01.2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında bu ilke ve esaslar ayrıntıları ile açıklanmıştır.), menfi tespit davasının açılması için İİK md. 72 vd hükümlerinde hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi olmayıp istirdat davası için süre öngörülmüş olması, dava açılmadan önce davacı tarafça yaptırılan delil tespitinin HMK md. 405 uyarınca delil olma niteliği, ayıbın kullanım sonucu ortaya çıkması nedeniyle gizli ayıp olması, delil tespitiyle mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinin yanı yönde olması, davalı tanığının işe başlamadan önceki uyuşmazlık süreciyle ilgili olarak bilgi sahibi olmaması, TBK md. 475/2 uyarınca ayıp oranında satım miktarından düşülme seçimlik hakkı doğrultusunda hep birlikte değerlendirilme yapıldığında davacının davası ispat ettiği kanaatine varılarak davanın kabulüne dair asıl alacak miktarının 10.000,00 TL olması ve gönderilen haciz ihbarnamelerinde ise 14.245,49 TL alacak nedeniyle icra dairesi tarafından işlem yapılmış olması gözetilerek karar verilmiştir.
Tazminat talebi bakımından ise; Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3293, Karar No: 2016/5651 sayılı ilamında “Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; İİK.nun 72/5inci maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir. Nitekim aynı ilkeler, H.G.K.’nun 17.03.2010 gün ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 7.12.2011 sayılı ve 2011/13-576 E. 2011/747 K ve 20.03.2013 gün ve E:2012/19-778, K: 2013/250 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.” içtihadına yer verilmiştir. Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda davalının takibi başlatmada haksız olması yanında, asansör teslim ve imal işinin bizzat kendileri tarafından yapılıp, teslim sonrası servis hizmetleri gereği ayıplardan haberdar olduğu, ayıbın giderilmesi için gerekli olan masrafların düşülmesi durumunda artık davacının alacaklı olmadığı nedenleriyle takibi başlatmada kötüniyetli olduğunu kanaatine varılarak takip çıkış miktarı üzerinde tazminata karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
2-Davalı tarafında başlatılan İstanbul …İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip sebebiyle davacının borçlu olmadığının TESPİTİ ile takibin İPTALİNE,
3-Dosyada mevcut bilirkişi raporu ve delil tespiti ve mevcut delillere göre malın eksik teslimi ile davalının takibi haksız ve kötü niyetli olarak başlattığı anlaşılmakla İİK 72/5’e takip miktarı olan (10.589,73 TL) %20’ı tutarında icra inkar tazminatı olan 2.117,94 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 979,94 TL harçtan peşin alınan 244,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 734,95 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 244,99 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 36,00 TL, bilirkişi ücreti 2.400,00 TL, posta gideri 164,25 TL olmak üzere toplam 2.600,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır